Doğu Amerika Fa Konferansında Fa'yı Öğretme

(Li Hongzhi, 27-28 Mart 1999 ~ New York)


Bu konferans, Amerika'nın Doğu Kıyısındaki Falun Dafa uygulayıcıları tarafından Fa çalışmaları sonucu elde ettikleri anlayış ve kavrayışları paylaşmak için düzenlendi fakat öyle görünüyor ki, burada oturan birçok kişi, aslında diğer ülkelerden veya diğer bölgelerden. Birçoğunuz Shifu'nun geleceği gibi bir fikir taşıyor olabilirdiniz. Sizlere şunu söyleyeceğim, [burada bulunan herkese en başında şunu söyleyeceğim]: gelecekte herhangi bir bölgede bir Fa konferansı düzenlendiğinde, ben ona katılamayabilirim. Sizlere bunu söylüyorum, bu yüzden beni bulmak için boş yere yol kat etmeyin. Dünyanın her yerinde, neredeyse her hafta bir Dafa konferansı düzenleniyor ve ben her birine tek tek katılamam. Zamanı gelmişken bunu size söylemek istedim.

Buna ek olarak, bu konferans oldukça iyi organize edilmiş. Çok sayıda uygulayıcı bu olay için sessiz sakin bir biçimde çok çaba sarf etmiş ve oldukça iştirak etmişler. Bu vesile ile hepinizin adına, o uygulayıcılara teşekkür ediyorum -bize bu ortamı yarattıkları için. Ayrıca bizler bu konferansı başarılı kılmalıyız. Bir Dafa konferansı sadece bir formalite olmamalıdır. Onu, gerçek anlamda gelişmenizi ve noksanlıklarınızı bulmanızı sağlayacak ve sizlere Tamamlanmaya doğru gerçek anlamda yardımcı olacak bir olay haline getirmelisiniz. O takdirde, bu konferansa katkıda bulunmuş olan uygulayıcıların çabalarına değmiş ve konferansımız hakikaten amacına iyi şekilde hizmet etmiş olacak. Aynısı diğer bölgelerde düzenlenen Fa konferansları için de geçerlidir -bu gibi konferansları, herkesin uygulamasına ve gelişimine gerçek anlamda yardımcı olan ve birer formaliteye dönüşmemelerini sağlayan konferanslar haline getirmek zorundasınız.

Bir xiulian uygulaması, onu uygulayan insan sayısı ile değerlendirilmemelidir. Daha önce de söylemiştim, benim için ne kadar fazla veya ne kadar az insanın uyguladığı önemli değildir. İnsanların sadece %1'lik kısmı xiulian uygulamış olsaydı bile, yaptıklarımı boşuna yapmamış olurdum ki bizim çok sayıda uygulayıcımızın var olduğu gerçeğinden bahsetmeme bile gerek yok. Hepiniz xiulian uygulamaktasınız ve önemli gelişimler kaydediyorsunuz -hepiniz hızlı bir gelişimin ortasındasınız ve aynı zamanda oldukça azimli olduğunuzu da görüyorum. Şu anda dünyanın her tarafında daha fazla sayıda insan Dafa'yı sürekli olarak daha iyi anlıyor ve Dafa'yı öğrenen, daha fazla ve de daha fazla insan olacak. O yüzden, buna mutabık olarak, bazı meseleler ortaya çıkacak; yani bu Fa'yı ilk çalışmaya başladığınız dönemde belki de birçok sorularınız veya kuşkularınız vardı ve yeterli bir kavrayış elde etmemiş olduğunuzdan, birçok sorun su yüzüne çıkmıştı. Burada oturan tüm yeni uygulayıcılar arasında -hangi milletten veya etnik kökenden olursanız olun- Fa'yı çalışma konusunda, kitabı okumayı sürdürmek zorundasınız. Sadece bu şekilde davranarak zihninizdeki çözülemeyen sorular cevap bulabilir. Bunu her konferansta söylüyorum: xiulian sürecinde kitabı tekrar tekrar okumak zorundasınız. Neden bu cümleleri sürekli tekrarlıyorum? Çünkü her gün katılmak için yeni gelenler oluyor. Bu yüzden, bu cümleler gelecekte tekrar yenilenmek, tekrar söylenmek zorunda olacak. Yani bir başka deyişle, benim bu Fa'yı açıklama amacım, insanların xiulian uygulaması sağlamak ve insanların gelişimini sağlamak içindir; ona hiç şüphe yok. Ve gerçeklik bize, bu amaca ulaşılabileceğini göstermiştir.

Bununla birlikte, hepimiz şunu biliyoruz ki, ben bu insan dünyasında, sadece tek bir fiziki vücuda sahibim. Her bir uygulayıcıya kendilerini nasıl geliştireceklerini tek tek anlatmak benim için gerçekten çok zor olurdu, çünkü bunu öğrenen yaklaşık 100 milyon kişi var ve gelecekte çok daha fazla kişi olacak. Bu Dafa halka açıklandı ve insan dünyasında her biriniz ile yüz yüze konuşamıyor ve öğretemiyorum, fakat aynı zamanda sizden gelişmenizi de istiyorum; sizi gerçek anlamda geliştirmek istiyorum -Tamamlanmaya ulaşıncaya dek. Eğer bunu başaramasaydım, sizleri kandırıyor olmaz mıydım? Fakat hakikat şunu gösterdi: insanlar sadece xiulian yoluyla yükselmediler, kendilerini çok iyi bir şekilde geliştirdiler de. Böylece bu, benim herkese karşı sorumlu olabileceğimi ve sözlerimin asılsız ve boş olmadığını ispatlıyor. Az evvel konuştuklarım büyük sayıdaki uygulayıcılar içindir, ben şahsen her birinizi tek tek göremem veya sizlere kişisel olarak öğretemem, fakat Zhuan Falun kitabını okuduğunuz müddetçe, hak ettiğiniz her şeyi elde edeceksiniz. (Alkış) Hepiniz, onun sıradan bir kitap olmadığını biliyorsunuz. O, Fa'dır. Bizim insan toplumumuzda farklı yasalar, teoriler ve ideolojiler vardır; sizlere onların hepsinin insanlara ait şeyler olduğunu söyleyeceğim. Onlar sıradan insan toplumu seviyesindeki insani şeylerdir. Fakat benim bugün size öğretmekte olduğum şeyler insan toplumundaki tüm teorileri ve sıradan insan seviyesinde bulunan her Fa'yı aşar. O böyle bir şey olduğundan dolayı, elbette ki, muhteşem ve ölçülemez bir içsel anlama sahiptir. Yani bir başka deyişle, eğer xiulian uygulamak ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız, bu Fa gelişiminiz için sizlere gerçek anlamda rehberlik edebilir. Yüzeyde, kitap, aynı diğer sıradan kitaplar gibi, beyaz kâğıt üzerine siyah mürekkep ile yazılmış kitaplar gibi görünmektedir. Fakat insan gözleri sadece bu sıradan insanların boyutu içerisindeki şeylerin farkına varabilir ve bu alanın ötesine geçen, bu alanı aşan herhangi bir şey, insanlar için görünmezdir. Günümüzde bilim henüz o seviyeye kadar gelişememiştir ve ayrıca bu şeyleri de anlayamaz. Fakat diğer boyutlarda, [insan ırkımız için hala bilinmeyen daha yüksek ve de daha derin alanlarda], içinde yaşamların var olduğu farklı yaşam ortamları ve boyutlar bulunmaktadır. Yani bir başka deyişle, o, bu insan boyutunda bir kitap olarak görünebilir fakat farklı bir boyuttan bakıldığında öyle değildir. O, cennetin yasasıdır. Ben burada Li Hongzhi'nın ne kadar yüce olduğu hakkında konuşmuyorum. Sizlere sıklıkla şunu söylüyorum: ben sadece bir insanım ve beni o kadar yüce olarak görmek zorunda değilsiniz. Çünkü size öğrettiğim şey, birlikte uygulama yapmanız için bir araya gelmenizi sağlayan, gelişmenizi ve bu Fa'dan anlayış elde etmenizi sağlayan şey, bu Fa'dır.

Çok sayıda uygulayıcı beni göremediğinden, sizlere sıklıkla: "Fa'yı öğretmeniniz olarak görmelisiniz" demiştim. Bu Fa uygulamanızdaki her şey üzerinde rehberlik sağlayabilir. Beyaz kâğıt üzerine basılmış siyah mürekkebin ardında sayısız Budalar, Taolar ve Tanrılar bulunmaktadır. Kitabı okuduğunuz ve kendinizi geliştirmek istediğiniz zaman veya belirli bir seviyeye ulaştığınız zaman, her bir karakterin arkasında bulunan Tanrılar, o karakterin ardında yatan [farklı seviyelerdeki gerçek anlamı] anlamanıza izin verirler; eğer o seviye olmanız gereken seviye ise. Kitabı tekrar tekrar okuduğunuzda, ne kadar okumuş olursanız olun, her seferinde aynı cümleden farklı anlayışlar elde etmenizin sebebi budur. Salonda bulunanlarınız arasında kitabı 100 kereden fazla okumuş olanların sayısı artık çok da az değil. Ve 100 milyona yakın Dafa uygulayıcısı arasında da kitabı 100 kereden fazla okumuş olanların sayısı da artık küçümsenecek bir rakam değil. Ve onu okumayı hala sürdürüyorsunuz. Bu Fa'yı elinizden bırakamıyorsunuz çünkü onu daha fazla okudukça içinde daha fazla şeyler buluyorsunuz; daha fazla okudukça daha fazla anlıyorsunuz ve günümüzde insan ırkının anladığı şeylerin ötesine geçtiniz, buna modern bilimin anlayabildiği şeyler de dâhil. İşte bu yüzden gelişebilir ve yükselebilirsiniz. Elbette, Fa sizlere yüksek seviyelere doğru rehberlik edebilir ve uygulamanızda size yol gösterebilir. Ayrıca Fa, sizlere birçok ama birçok konuda yardım edebilir. Fakat hepinize söylüyorum ki, sizin kendi uygulamanız en büyük öneme sahiptir. Eğer bir kişi xiulian için atan bir kalbe sahip değilse, o zaman elden bir şey gelmez. Xiulian için sıkı bir şekilde atan bir kalbinizin olması gerekir. Fa'yı çalışarak, bu prensipleri yavaş yavaş anlayacak ve daha sonra daha kararlı bir hale geleceksiniz. Kafanızda soruların oluşmasından korkmayın. Ben, sorulara sahip olduğunuzun farkında olabilmenizden memnun oluyorum. Cevabını bilmediğiniz ve sormak istediğiniz çok sayıdaki sorularınız, aslında, kendinizi geliştirirken, kitabı devamlı okumanız yoluyla yanıtlarını bulabilir. Birçok eski uygulayıcımızın zaten bildiği gibi, kitabı ilk kez okuduğunuzda kafanızda "Neden?", "Neden?" diye birçok sorular oluşacaktır. Hatta düşüncelerin birçoğu en temel seviyede olacaktır: "Bu gerçek mi?" gibi. Bu türde düşünceleriniz olabilir. Fakat kitabı ikinci kez okuduğunuzda, aklınızda bulunan bütün o sorular ve fikirler cevaplanacaktır. Fakat aynı anda da, kitabı ikinci kez okurken aklınızda yeni sorular belirecektir. Fakat kitabı üçüncü kez okuduğunuzda o sorular cevaplanacaktır. Dolayısıyla, bu, kademeli, derece derece ilerleyen bir süreçtir. Basit görünüyor, fakat aslında sizlere söyleyebilirim ki xiulian işte bu şekilde ilerler, çünkü onu baştan sona her okuyuşunuzda kendinizi geliştiriyorsunuz.

Bildiğiniz gibi, 100 milyondan fazla insan Fa'yı elde etti. Tüm insanlık tarihi boyunca, gerçek bir Fa öğretildiğinde, hiçbir zaman bu sayıda insan olmamıştı. Elbette, daha da fazla insanı kurtarmak istiyorum. Aranızda bulunan eski uygulayıcılar, benim bu muhteşemlikte bir Fa'yı öğretmemin tek sebebinin, şu anda çok özel bir tarihi dönem içerisinde olmamız yüzünden olduğunu biliyor. Bu yüzden uygulamanız sürecinde kitabı çok okumalısınız. Bu, sizin gelişiminiz için çok kritiktir -bunu yapmak zorundasınız. İnsan toplumunda yaşarken, insan ile temasta bulunan her şey insan toplumuna ait olan pratik şeylerdir. Eğer vaktinizi kitabı okumak için iyi değerlendirmezseniz, düşünceleriniz ve xiulian uygulamak için atan kalbiniz zayıflayabilir. Uygulamanızda daha gayretsiz bir hale gelebilirsiniz; hatta bırakacağınız noktaya ulaşana dek. Bu olabilir. Sık sık şunu düşünürüm: sizler Fa'yı elde ettiniz [ki bu hiç de kolay değildir]. Dolayısıyla, eğer onun değerini bilmezseniz çok yazık olacak çünkü bu olay, zamanın başlangıcından bu yana, binlerce yıldır hiç olmamıştı. Geçmişte, kozmosun gerçek Fa'sı nasıl olur da insanoğluna gösterilebilir, ifşa edilebilirdi? Bu kesinlikle imkânsızdı.

Bunu öğretiyorum çünkü tarihteki özel bir dönemin içerisinde olduğumuzu söylemiştim. Gelecekteki insan toplumu muazzam değişikliklerden geçecek; kozmostaki birçok özel olay sergilenecek. Modern bilim şimdiden, durmaksızın yeni göksel vücutların biçimlendiğini ve eski olanların patladığını keşfetti. Gazeteler, daha önceden bulunamamış olan yeni galaksilerin ortaya çıktığını ve yeni olanların ortaya çıkması ile birçok eski göksel vücudun dağıldığını yazmıyor mu? Bu çok uzaktaki göksel vücutlarda gerçekleşiyor. Giderek bizim insan gözlerimizin görebildiği boyuta daha da fazla yaklaşıyor. Bu manzara ortaya çıkacaktır. Elbette benim sizlere bu şeyleri söylememin amacı şudur: Ben bu Fa'yı sadece bu özel tarihi durumun altında öğretmekteyim. O yüzden, bu Fa'nın değerini bilmek zorundasınız. Eğer Fa'ya çalışmazsanız, Fa'nın ne kadar büyük bir değere sahip olduğunu kesinlikle anlayamayacaksınız. Eğer Fa'yı çalışabilirseniz, ne kadar fazla çalışırsanız, Fa'nın ne kadar değerli olduğunu bir o kadar fazla anlayacaksınız.

İnsan toplumundaki dinler bin yıldan fazla bir zamandan geçti. Bu zaman boyunca, bir din için en temel olan şeyleri ve özü kaybettiler. Yani bir başka deyişle, onlar artık, insanları Tamamlanma standartlarını karşılamaları için yükselterek cennete geri döndürme gayelerini başaramazlar. Yani bu demek oluyor ki, modern dönemin içerisinde onlar artık bu amaca daha fazla hizmet edemezler ve insanlar sadece kendi hayal güçleri içerisinde yaşıyorlar. Şu anda Dafa'yı öğretmeyi seçmemin nedeni budur. Şunu bilmelisiniz: ben Fa'yı öğrettiğimde, amaca ulaşılamamış olsaydı, bu çok feci bir problem ile sonuçlanırdı. Sizlere bundan daha önce hiç bahsetmedim. Bu konu hakkında konuşmadan önce, öncelikle sosyal bir probleme değineceğim: Bildiğiniz gibi, insan toplumunda, özellikle de son bin veya iki bin yıldır, çeşitli dinsel öğretiler de dâhil olmak üzere, her türden teori ortaya çıktı -ister iyi olsun, ister şeytani veya tarafsız. Başlangıçta, az sayıdaki doğru ve erdemli dinler, insanoğlunu iyi insanlar haline döndürme niyeti taşıyordu. İnsan toplumunun ahlak standartlarının yaşamasını etkin bir biçimde sağladılar ve daha iyi insanlar haline dönüşenlerin yükselmesini de sağladılar; hatta cennetlerine geri dönme noktasına gelmelerine kadar. Fakat uzun bir zamanın geçmesiyle birlikte, o doktrinler modern insanların düşünceleri ve kavrayışları tarafından yavaş yavaş sulandırıldı. İnsanlar yavaş yavaş o doktrinleri kabul edemez hale geldiler, onlara giderek daha az inanır bir hale geldiler. İsa'nın, Azize Meryem'in veya Yehova'nın öğretileri doğrultusunda gerçek anlamda davranmaya çalışmaktan ziyade, Pazar günleri kiliseye gitmeyi sivil bir eylem olarak görüyorlar. Eğer bunu yapamazsanız cennete gidemezsiniz. Bir Buda'nın öğretilerini takip etmeksizin cennete gidemezsiniz. Bazılar şöyle iddia ediyor: "Ben onun öğretilerini takip ediyorum." Gerçek şu ki, daha onun öğretilerinin nasıl takip edileceğini bile bilmiyorsunuz. Dinler artık insanların uygulama yapmasını sağlayamaz ve onları evlerine geri döndüremez dememin temel sebebi işte budur.

Fakat ben bugün o kadar muazzam bir Fa açıkladım ki, o herkesin kalbine bir bıçak gibi saplanabilir. Kitabı okuduğunuz müddetçe, onun iyi olduğunu anlayacaksınız. Kitabı okuduğunuz müddetçe, Fa'nın ihtişamını anlayacaksınız. Benim öğretmekte olduğum şeyler kozmosun gerçek ilkeleridir ve bu Fa herkesi derinden etkileyecektir. Aşırı derecede yozlaşmış ve kozmosun doğasından tamamen kopmuş insanlar da bu Fa'dan derin bir biçimde etkilenecektir. Peki neden? Bu kişiler tamamen bu Fa'nın zıttı bir duruma gelmiş oldukları için, gerçekten de çok korkacak ve ondan nefret edeceklerdir. Diğer bir deyişle, onun gibi kişiler tamamen bitti! O yüzden, bu Fa herkesi etkileyecektir - ister Fa ile hemfikir olsunlar, ister Fa'ya karşı.

Az öce söylediğim gibi, benim bu Dafa'yı açıklamam çok ciddi bir probleme sebep olabilirdi. Antik zamanlardan günümüze kadar olan teorilerin hiçbiri, insanların kalbini en iyi zamanlardaki haline artık geri çeviremez fakat gerçeklik bizlere şunu ispatladı: benim öğretmekte olduğum kozmosun bu en temel Fa'sı, insanların Tamamlanmaya ulaşmasını sağlayabilir. Fakat yeniden yükselmeniz konusunda size yardımcı olamasaydı, o zaman yükselmenizi sağlayabilecek başka hiç bir yol kalmayacaktı ve insan ırkı için artık hiçbir umut kalmayacaktı -insan ırkının en antik dönemlerinden modern zamanlara ve hata geleceğe kadar. O durum son derece tehlikeli olacaktı. Eğer bu Fa o amaca gerçekten hizmet edemeseydi veya Fa zarar görseydi, insan ırkını kurtarmak için başka hiçbir yol kalmayacaktı. (Alkış) Çünkü o kozmosun en üstün, en yüksek Fa'sıdır; kozmosun temel Fa'sı, kozmosun Yüce Fa'sı olarak aynı güce sahip olabilecek bir başka Fa yoktur. Fakat gerçekte ise, siz benim rehberliğimde o dönemden geçtiniz: ben gerçekten uygulayıcılarımı geliştirebildim, uygulayıcılarım xiulian uygulamalarında hakikaten yükselebildiler ve daha fazla insanın bu Fa'yı anlayabilmesini sağladım. İnsan toplumunun ahlakı hızla düşüyor ve kötü bir hale geliyor olsa da, şunu gördüm: insanlar cahillikleri yüzünden kötü ve yanlış şeyler yapıyor olsalar da, bu Fa'yı bir kez öğrendiklerinde, bu Fa doğrultusunda davranıyorlar. Bu durum, insanların hala Buda doğasına sahip oldukları anlamına geliyor; iyi düşünceler ve iyi kalpli doğaları hala varlığını sürdürüyor; sadece, bilgisizliklerinden dolayı birçok yanlış şey yapmışlardır.

Ben sizi o aşamadan geçirdim. Bu beni hakikaten memnun etmiş olan bir şey. (Alkış) Bu bizim uygulayıcılarımız ve insan toplumu için en sevinilecek şeydir çünkü siz bundan hakikaten geçtiniz ve en tehlikeli durumdan çıktınız. (Alkış) Bildiğiniz gibi, tarihimizde, bu yüzyılın sonunda insan toplumunda gerçekleşecek olan birbirinden farklı felaketler ile ilgili çok sayıda yorum yapmış olan birçok peygamberler, qigong ustaları ve dinler içerisinde aydınlanmış insanlar vardı. Hatta insanoğlunun yok edileceğinden bile bahsetmişlerdir. Elbette, onlar benim cümlelerim değil; sizlere sadece, o peygamberlerin neler söylemiş olduğundan bahsediyorum.

Ben, bu şeylerin olup olmayacağı konusunda insanlara açık ve net bir cevap verebilirim. Bilirsiniz ki, tıpkı söylediğim şey gibidir ve Zhuan Falun'da kullandığım o örneği gibidir. Çürük bir elma vardır -bu muazzam evren içerisinde Dünya aynen bir elma gibi görünür; içinden dışından çürümüş bir elma. Bu elmanın içindeki her insan gibi, her bir parçacık da çürümüştür. O zaman bu elma yok edilmek, fırlatıp atılmak veya elden çıkarılmak zorunda değil midir? Eğer insan toplumunun ahlakı bu seviyeye kadar yozlaşmış ise, Tanrıların gözünde o, yok edilmesi gereken çürük bir elma gibi görünmez mi? Fakat Tanrılar olarak, hepimizin bildiği gibi [özellikle de insan ırkının seviyesine yakın olanların] hepsi insanlara karşı merhamet beslerler; bu yüzden de insanları kurtarmak isterler. Fakat herkes bir düşünsün: Siz çürük bir elmayı kurtarmak istiyor ve onu fırlatıp atmak istemiyorsunuz, bu yüzden de onu bir odaya bırakıp, terk ediyorsunuz, fakat o giderek daha da hızlı çürüyor, her yerini kurtlar sarıyor. Şimdi tertemiz, pırıl pırıl odanızda, her yerini kurtlar kaplamış olan çürümüş bir elma var -onu neden oraya koydunuz ki? Eğer onu orada bırakmakta ısrar ederseniz, kötü bir şey yapmış olmayacak mısınız? Aynısı bu evren için de geçerlidir. Dünya zaten bu hale gelmiş durumdadır. Onu neden yok etmeyesiniz ki? Eğer bir Tanrı onu yok etmemiş ise, kötü bir şey yapıyor olmayacak mıydı? Fakat Tanrılar insanlardan farklıdır. Onlar elmayı [en orijinal parçacıklarından başlayarak] yeniden taze bir elma haline dönüştürebilecek güce sahiplerdir. Onlar elmayı tekrar taze haline geri döndürebilirler; bileşiminin değiştirilmesi ile elma yeniden iyi bir elma haline dönüşür. O zaman bir kişi eğer onu fırlatıp atsaydı yanlış bir şey yapıyor olmayacak mıydı? Fakat bu sıradan Tanrıların yapabileceği bir şey değildir.

Bugün, xiulian uygulayıp kendisini geliştiren, düşüncelerini değiştiren, iyi insanlar haline gelen ve daha erdemli hale gelen 100 milyon insan var. Evrenin farklı seviyelerindeki standartlar ile ölçülebilecek bireyler olma yolunda gerçekten uğraşıyorlar. Dolayısıyla, Dünya patlatılabilir miydi? Yok, edilebilir miydi? O peygamberlerin kehanetleri gerçekleştirilebilir miydi? Onlar artık gerçekleştirilemezler. Artık hiçbir kehanetin doğru olmadığını söylüyorum çünkü bugün insan toplumunda Dafa yayılmakta ve insanların kalbi gelişmektedir; hızla gelişmektedir. Dün bir gazeteci bana sorular sordu ve şu anda 100 milyon insanın bu uygulamayı öğrendiğinden bahsetti. Dahası, eğilim hızlı bir biçimde artıyor. Bunu öğrenen daha fazla sayıda insan olacak. Şu anda, ahlakını yükselten 100 milyon insan var. Eğer bu 100 milyon insanın her biri, bir başka kişiye gelip öğrenmesini söylerse, sayı 200 milyon olacaktır. Sayı çok hızlı bir biçimde büyük bir rakama dönüşecektir. Herkese iyi kalpliliğe döndüğü zaman, iyi bir insanoğlu olma yoluna girdiği zaman ve sahip olduğu ahlak standartlarını yükselttiği zaman, insan toplumu henüz örneklemiş olduğum duruma gelecektir -taze hale gelmiş bir elmaya. Onu kim yok edebilir?

İnsan toplumunun gelişimi ve evrendeki her durum Tanrılar tarafından düzenlenir, Tanrılar tarafından ayarlanır. O olayların hepsi, belirli bir şablonu takip eder. İnsan toplumu kötü durumlar yaşar; buna savaşlar, depremler, seller, salgınlar, veba, v.b dâhildir ve diğer türlü birçok ama birçok başka doğal felaketler de bulunmaktadır. Aslında, bütün bunların bir amacı vardır. Onlar, insan ırkı için karmayı yok ederler. İnsanoğlunun düşüncelerine Tanrılar tarafından hükmedilir. İnsanoğlu hiçbir zaman düşüncelerinin nereden geldiği hakkında düşünmüyor. Bir şeyleri belirli bir yolla yapmak istediklerinde, düşünceleri ortaya çıktığında, o sözüm ona ilham geldiğinde veya aniden bir şeyler hatırladıklarında, hepsi onların kendi düşünceleri olduğunu düşünür -ki aslında değildir. Tanrılar insan toplumunu her açıdan sıkı bir biçimde kontrol etmeyi sürdürmektedir. Bu evrende şöyle bir prensip vardır: bir insanın ne yapmak istediğine gelince, bireysel bir varlık olarak ne yapmak istiyorsa bile, hala o kişinin düşüncelerine bakmak zorundasınız. "Eğer xiulian uygulamak istiyorsa, mükemmel, ona xiulian uygulaması için yardım edeceğim; eğer iyi olmak istemiyorsa, onu kendi haline bırakacağım ve o çok kötü bir birey haline dönüşecek." Fakat sonuçta, insan toplumu Tanrılar tarafından kontrol altında tutulmaktadır. Bu yüzden, bir kişi iyi olduğunda parlak bir gelecek onu beklemektedir; iyi olmadığında ise geleceği karanlık olacaktır ve şeytani karma onu beklemektedir.

Az önceki konudan, uygulamanızı ve bana ait olan Fa'yı birlikte ele aldığım için bahsettim. Amaç, herkese onun değerini bilmesini anlatmaktı. Bugün Fa'yı çalışan 100 milyon insan var. Sizler zaten tarihi baştan yazdınız. Bu kutlamaya değmez mi? Bu göz kamaştırıcı değil mi? (Alkış) Fakat hala çok fazla sayıda [kötü şeyler yapıyor olan] kötü insanlar var. Bu yüzden insan ırkı her ne kadar peygamberlerin önceden söylediği gibi büyük felaketler yaşamayacak olsa da, bazı bölgelerde, [Fa'ya sahip olmadıkları için] birtakım kötü olaylar gerçekleşecek.

Bugün, Fa'yı çalışarak edinilen anlayışların ve kavrayışların paylaşılması için bir konferans olduğundan, vaktinizden fazla çalmak istemiyorum. Sadece sizlerle buluşmak istemiştim. Konferansımızın amacı şudur: hepiniz diğer uygulayıcıların yaptıkları konuşmalardan ve paylaşımlarından gelişim gösteriyor ve daha fazla anlayış elde ediyorsunuz. Elbette birçok sorularınız var. Her dakika bunu öğrenen yeni uygulayıcılar var ve yeni uygulayıcıların soruları olacaktır. Eski uygulayıcıların da birtakım soruları var. Şöyle yapalım: Sorularınızı yarın öğleden sonra cevaplandıracağım. Size tüm söylemiş olduğum şey şu: Fa'nın değerini bilmeli ve ona çok çalışmalısınız. Kitabı tekrar ve tekrar defalarca okumalısınız ve böyle davranarak gelişiyorsunuz. Ben, yeteneklerimi bu Fa'nın içine döktüm. Onu okuduğunuz müddetçe, değişimlerden geçecek, onu okuduğunuz müddetçe, gelişim gösterecek, onu uyguladığınız müddetçe Tamamlanmaya ulaşabileceksiniz. (Alkış)

Sırası gelmişken birkaç küçük meseleye de değineceğim. Birincisi şu: eski uygulayıcılar, şu andan itibaren, eğer Tamamlanmaya ulaşmamış iseniz, dışarı çıkıp egzersiz yapmak zorundasınız. Bundan bir kez daha bahsediyorum. Peki, neden bunu söylüyorum? Bunun sebebi şudur: bizim uygulama ortamımız, Fa'yı çalışma ortamımız ve uygulayıcıların birlikteyken ele alıp konuştukları şeyler asildir; çok nadir bulunan ve en saf olan ortamı oluşturur. Bunu insan toplumunda bulmak çok zordur; o en yardımsever ve en muhteşem olan saf toprak parçasıdır. Bu yüzden o ortamı kaybetmemelisiniz. Çünkü insan toplumu düşmeye devam ediyor ve giderek çok daha kötü bir hale geliyor. Hepiniz sıradan insan toplumunda bir mesleğe sahipsiniz ve sosyal aktiviteleriniz var. Hepiniz sıradan insanlar ile ve insan toplumu ile ilişkilere sahipsiniz. Netice itibarı ile gördüğünüz ve duyduğunuz şeyler; istemiş veya istememiş olun, hepsi sıradan insanlara ait şeyler ile ilgilidir ve uygulamanıza engellemede bulunurlar. Bu yüzden sık sık birlikte Fa çalışmanız ve bu temiz su havuzunu kendinizi temizlemek için kullanmanız, sizin açınızdan faydalıdır.

Bir de, son zamanlarda -sizin kutsal yazılar olarak isimlendirdiğiniz iki makale (jingwen) yazdım. Gündeme getirdiği meseleler eleştirici niteliktedir. Bunlar aynı zamanda şu an daha da göze çarpan meseleler. Yani, seviyeleri yüksek olmadığı, Fa'dan çok fazla anlayış elde etmedikleri ve öğretmiş olduğum çok sayıda şeyi tam olarak anlayıp kavrayamadıkları için, düşük seviyelerde yarı-aydınlanmaya ulaşmış olan kişiler var. Bu kişiler düşük seviyelerde yarı-aydınlanma durumunda oldukları için, yozlaşmış ve yüksek seviyelerden Üç Diyarın içine kaçmış olan yüksek seviyeli birtakım varlıkları görüyorlar. [Orada Fa-düzeltmesi gerçekleştiği için, eski kozmos dağılıp parçalanıyor ve yeni olanı yaratılıyor.] O yüzden bu varlıklar, bu hakikatten kaçmak için, insanoğlunun bu boyutuna firar ettiler. Felaketten kurtulabilmek için bu insan boyutuna geldiler veya birtakım düşük-seviyeli Tanrılar zaten orijinalinde de Üç Diyarın içinde var olmaktaydı. Onlar bu kozmosta neler olup bittiğinin gerçek durumunu göremiyorlar. Elbette, buraya gelmeden önce biliyorlardı, fakat buraya gelmiş oldukları için, neler olup bittiği hakkında hiçbir fikirleri yok. Yani, onlar burada tamamen mühürlendiler.

Onların birçoğu Fa-düzeltmesine ve Dafa'ya karşı geliyor. Fakat birçoğu da gerçek durumu bilmiyor. Orijini bu boyutta bulunan Tanrılar bile, o gerçeklik ile yüzleşmedi ve bunun bir sonucu olarak, gerçeğin farkında değiller. Bu yüzden, onlar da, Dafa uygulayıcılarına engelleme yaratıyorlar. Bazıları bilerek engellemede bulunuyor; [kozmosun Yüce Fa'sına engelleme yarattıklarını ve çok ciddi bir suç işlediklerini bilmeden] durumun farkına varamıyorlar. Evrenin hakikati onlardan gizlenmiş olduğu için, sadece Üç Diyar içerisindeki şeyleri görebiliyorlar. Şu anda Dafa, Üç Diyarın içerisine girdi -Üç Diyar içerisindeki iş başladı.

Bu durum, göksel gözü düşük seviyede açılmış olanlar için nispeten önemli bir engelleme yaratıyor. Bazı uygulayıcılar, göksel gözlerinin açılması ile birlikte, Dafa için birtakım iftiralar dile getiren görkemli ve göz kamaştırıcı bir Tanrı görüyor. Elbette, hepsi onların uydurmasıdır. Amacı, uygulayıcıların kafasını karıştırmak ve onları Dafa'dan ayıklamak, koparmaktır. Bazıları benim Fa Bedenimmiş gibi kılık değiştiriyor ve sizlere ne yapacağınızı söylüyor. Kim kendisini geliştiren bir uygulayıcıya ne yapması gerektiğini söylüyorsa, kesinlikle Dafa'ya ve uygulayıcılara zarar vermek için gelmiş olan kişidir. Niçin istismar ediliyorsunuz? Bunun tek sebebi, güçlü takıntı ve saplantılarınızın olmasıdır. Kendi yolunuzu seçiyorsunuz ve gelecekteki konumunuz da olması gereken yer olacak. Herkese söylüyorum, bunu bir düşünün: benim almış olduğum bu sorumluluk bu boyuta ulaşmadan önce de kontrol altındaydı.

Neden onların bunu yapmasına izin veriliyor? Çünkü xiulian uygulama yolunuz tamamen sorunsuz olamaz. Gelecekte, göksel bir cennette Tamamlanmayı elde etmiş olan muhteşem, göz kamaştırıcı bir Tanrı olarak ortaya çıktığınızda, tüm Tanrılar size şöyle soracak: xiulian uygulayarak buraya nasıl geldin? Çok acıtan testlerden geçip geçemediğiniz, xiulian uygulamanız içerisinde bu Fa'yı uygulamaya devam edip edemeyeceğinize gerçekten karar vermek zorunda kalacağınız bazı şeyleri yaşayıp yaşamadığınız ve büyük sıkıntılar sırasında sarsılmaz bir şekilde kalıp kalamadığınız kritik bir konudur. Bu yüzden, kalbinizi görmek için, bu engellemeyi kullandık. Bazı insanlar bu testleri geçemedi ve Fa'yı terk etti. Bazıları tereddüt etmeye başladı. Fakat bu durumlar giderek daha da şiddetli bir hale geldi. Bunun bir sonucu olarak, Fa'yı terk etmiş olan o kişilere son bir şans vererek, bu meseleleri gündeme getirdim; aksi takdirde bu fırsatı kaçıracaklar. Hepiniz bir düşünün: Kozmosun Fa-düzeltmesi esnasında, birçok yüksek seviyeli Tanrı, artık yeterince iyi olmayan bir duruma geldi ve aşağı düşürüldü. İnsan olma fırsatını dahi kaybettiler. Hatta çok fazla sayıda olanı, insanların bulunduğu yerlerden daha aşağı yerlere gönderildi ve bazıları da yok edildi. İnsan da ne olabilir ki? Eğer bu fırsatı kaçırırsanız, bir başkası asla olmayacak. Elbette, ne istediğinize siz karar verin. O makaleyi, size bu fırsatı kaçırmamanızı söylemek için yazdım.

Diğeri ise, daha önce başka dinlere mensup bazı insanlar veya daha önce başka şeyler uygulamış insanlar hakkındaki bir makale idi. Onlar da Dafa'yı öğrenmek için geldiler çünkü kozmosun gerçekliği giderek daha da aşikâr bir halde geliyor. Sonuçta, yüksek seviyeli varlıklar belirli yeteneklere sahiplerdir. Ayrıca sadece bu Dafa'nın insanları geri döndürebildiğini ve insan toplumundaki diğer hiç bir uygulama yönteminin artık bu amaca ulaşamadığını onlar da fark ettiler. Bu yüzden kendilerine bağlı insanları veya bunu tam olarak anlamamış insanları, bizim Dafa'mıza getirdiler. Amaçları arzu ettikleri konuma geri dönmek için Dafa'mızı kullanmak. Onlar aslında kendi inandıkları şeyleri bırakamıyorlar ve Dafa'da xiulian uygulamayı gerçekten istemekten ziyade, Dafa'yı ve beni sadece kullanıyorlar. Kalplerinde o sözüm ona Tanrıları söküp atamıyorlar, saplanıp kalmış oldukları şeyleri veya hatta çoktan ayıklanmış ve artık var olmayan şeyleri bile söküp atamıyorlar.

Onlar burada, insan boyutundalar ve bu şeyleri hiçbir şekilde bilmiyorlar. Bu Dafa'yı kullanmak istiyorlar ve bu niyetin kendisi başlı başına bir günahtır. Onları gerçekten çok iyi bir şekilde görmezlikten gelmiş ve onları kendi haline bırakmıştım, fakat bununla birlikte, sanıyorum ki onlar da bu Fa'yı öğrenmek için geldiler. Her ne kadar kalpleri ve zihinleri temiz olmasa da, kitabı okudular. Bu yüzden, bu konuyu netleştirerek ve buna değinerek, onlara bir şans vermek istiyorum. Eğer hala bundan vazgeçemezseniz, bu şansı sonsuza dek kaybedeceksiniz. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, bu gibi bir fırsat kaçırılmamalıdır ve şans bir daha gelmeyecek. Dafa kutsaldır ve xiulian ciddi bir meseledir; o bir çocuk oyuncağı değildir. Onu istediğiniz zaman elde edebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Sadece size uygun herhangi bir zamanda onu elde edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bu size bağlı değildir. Eğer onu kaybederseniz, sonsuza dek kaybetmiş olacaksınız.

Bir şey hakkında daha konuşmak istiyorum. Uygulayıcılarımız arasında çok sayıda genç uygulayıcı var. Özel hayatınıza dikkat etmek zorundasınız. Cinsel hayat konusunda, sıradan insan toplumunun yozlaşmış olmuş davranışları doğrultusunda hareket etmemelisiniz. Bir karınız veya kocanız olabilir -bunda sorun yoktur ve uygundur. Sıradan insan toplumuna maksimum derecede uyum sağlarken xiulian uygulamanız sizin açınızdan sorun değildir. Karı ve koca olarak yaşamak sizin için sorun değildir, fakat eğer karı-koca değilseniz ve cinsel bir hayatınız varsa, o durumda en pis şeyi yapıyorsunuz demektir. Bu, Tanrıların asla kabul edemeyeceği bir şeydir -hiçbir Tanrı bunu kabul edemez. O yüzden bu meseleye çok çok dikkat edeceğinizden emin olun. Bir kişinin xiulian uygulama süreci, o uygulayıcının tarihidir. Hesaplanamaz kadar çok, ölçülemeyecek kadar çok, sayılamayacak kadar çok Tanrı, Dafa uygulayıcılarının her bir düşüncesini ve hareketini izliyor. Uygulayıcılar olarak, Tamamlanmaya ulaşma konusunda kararlı uygulayıcılar olarak, niçin bu testi geçemiyorsunuz? Bugün burada duracağım. Bu konferansın başarılı olmasını umuyorum. Yarın öğleden sonra, sorularınızı cevaplayacağım. Şimdi konferansa devam edebilirsiniz ve uygulayıcılar tecrübe ve kavrayışlarını paylaşabilir. (Alkış)



********** SORU - CEVAP **********

İyi Öğlenler!

Son birkaç güne bakarak değerlendirecek olursak, bu konferans gerçekten çok başarılı oldu. Bu gibi konferanslar asla çok fazla sayıda olamıyor -bu konferanslar öğrencilerimize fayda sağlayabiliyor, herkesin gelişimini sağlayabiliyor, herkesin eksik olduğu yanları birbirinden öğrenmesini sağlayabiliyor ve insanların azimle ilerlemelerine olanak tanıyor. Bu çok iyi! Fa konferanslarının amacı tam olarak budur. Onlar, uygulamanız içerisinde sizlere yardımcı olabiliyorlar ve Dafa konferanslarının amacı da zaten budur. Buna ek olarak, bu konferansın belirgin bir karakteristik özelliği olduğunun farkına varmış da olabilirsiniz: Batılı öğrencilerin Fa konusundaki anlayışları giderek derinleşiyor. Bu sefer, onlarla uzun zamandan beridir gerçekleştirdiğimiz en derin konuşmaları yaptığımızı düşünüyorum. (Alkış) Bunun sebebi Fa'yı okumayı sürdürüyor olmalarıdır, bu Fa'yı giderek daha da mantıklı bir şekilde anlayabiliyor olmaları ve kendileri hakkında Fa perspektifinden konuşabiliyor olmalarıdır. Bu gerçekten de muhteşem. Bu öğlen, esas olarak sizin sorularınızı cevaplamak içindir. Pekâlâ, şimdi sorularınızı cevaplamaya başlayacağım.

Soru: Dafa müziği olan "Pudu" insanları gözyaşlarına boğabiliyor. Bu etkileyici müzik nereden geldi?

Shifu: Bu müzik dünden beri konferans esnasında çalıyor. Hepiniz onu duyuyordunuz; o çok görkemli ve etkileyicidir. O, bizim Dafa'mıza ait olan bir müziktir. Giderek daha fazla sayıda Dafa öğrencisi olacağı için, egzersiz müziklerimizin yayınevleri yoluyla ulaşılabilir olması gerektiğini düşündüm. Bu durum telif hakları konusunu içeriyor. Bu sebepten dolayı aynı anda iki yaklaşım tarzını benimsedim: bunlardan birincisi şarkının bestecisi ile telif hakkını konuşmak oldu, diğeri ise müzisyen olan bir uygulayıcıdan bizim egzersiz müziğimizin gereksinimini karşılayacak bir beste yapmasını istedim. Bu uygulayıcı ile bizzat kendim konuştum ve bunu nasıl yapacağını söyledim ve o da besteyi çok hızlı bir biçimde tamamladı. "Jishi" ve "Pudu" isminde iki parça besteledi. Aynı zaman dilimi esnasında, bizim esasen kullandığımız egzersiz müziğinin bestecisi de Fa çalışıyordu ve Dafa'ya o müziği karşılıksız olarak verdi. (Alkış) Bu elbette ki sınırsız erdem getirecek bir şeydir. Dolayısıyla bunun muhteşem bir şey olduğunu düşündüm. Bu sebepten dolayı orijinal egzersiz müziğini kullanmaya devam etmeliyiz çünkü artık hepimiz ona aşina bir durumdayız.

Egzersizleri yaparken orijinal müziği kullanmaya devam edeceğiz, çünkü onu değiştirmek herkesi oldukça etkileyecektir. Bu yolla, hiçbir şeyin değiştirilmesi gerekmez ve bu da çok iyi. Bununla birlikte, yeni müzik çok iyi bestelendi. Dinledikten sonra herkes onun mükemmel olduğunu hissetti; onun hakkında söylenebilecek tek şey sadece görkemli ve etkileyici olmasıdır. Çok görkemli ve etkileyici olduğu için, insanları kolaylıkla gözyaşlarına boğabilir, onları heyecanlandırabilir ve duygusallaşmalarına sebep olabilir ve bu durum egzersizler sırasında dinginliğe girmelerini zorlaştırabilir. O yüzden bu şarkılar konferanslar esnasında veya diğer aktiviteler esnasında çalınabilir diye düşünüyorum; buna ek olarak onlar bizim Dafa öğrencimiz tarafından bestelendiler dolayısıyla onlar bizim Dafa'mızın müzikleridir. Egzersizleri yapmak için hala orijinal müzikleri kullanmak zorunda olduğumuzu bir kenara not edin, çünkü bu müzik daha şimdiden öğrenciler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Soru: Egzersizleri yapma saati uygulayıcılar arasında büyük değişiklikler gösteriyor. Bu farklılık, Tamamlanmaya ulaştıktan sonra da devam edecek mi?

Shifu: Hayır. Kendinizi ne denli yüksek bir seviyeye kadar geliştirmiş olursanız olun, Tamamlanmaya ulaştıktan sonraki vücudunuz artık bu insan boyutu tarafından veya insanlara ait bu zaman tarafından ya da bu boyuta ait herhangi bir element tarafından oluşturulmuş bir vücut olmayacak. Dolayısıyla, vücudunuz o zaman esnasında meditasyondayken, kesinlikle etkilenmeyecek -oturuyor ya da uzanıyor olmanız sizin için kolay olacaktır.

Soru: Xiulian uygulamak için olan süre sınırlı. Birçok uygulayıcı yeterince süre olmadığı konusunda endişeleniyor.

Shifu: Bu düşünce yanlıştır -bu da başka türden bir takıntıdır. Bir aciliyet hissine sahip olabilirsiniz; bu durum daha hızlı gelişmeniz konusunda ve Tamamlanmaya çabuk ulaşmanız konusunda itici bir rol oynayacaktır, fakat eğer bu gibi şeylere takıntılı iseniz kesinlikle bir engel haline dönüşecektir. O, gerçekten de gelişiminizi engelleyecek ve xiulian uygulamanızı etkileyecektir. O yüzden hiçbir şey düşünmeyin ve sadece uygulamanızı yaparak kendinizi geliştirin. Kendinizi geliştirdiğiniz müddetçe Tamamlanmaya doğru ilerleyeceğiniz kesindir. Kritik zamanların üstesinden geldiğiniz müddetçe Tamamlanma sizi bekliyor olacak. Uygulamanız esnasında her biriniz, sizi kalbinizin derinliklerinden vuracak şeylerle karşılaşabilirsiniz ve bazen bu duygu oldukça güçlü olabilir. Bu gibi şeylerin bazıları kendisini doğrudan sizin etrafınızda, vücudunuzda veya karşılaştığınız şeylerde göstermeyebilir. Kendisini, diğer insanların yaşadığı şeylerde veya başkaları sizi eleştirirken ya da diğer birtakım anlaşmazlıklar esnasında gösterebilir. Bütün bunlar sizi Dafa'ya çalışıp çalışmamak arasında bir seçim yapmaya zorlayacaktır ya da bu Fa'yı isteyip istemediğinizi anlamanızı sağlayacaktır. Sizin neyi seçeceğinize bakılacaktır. Herkes, bu gibi durumlarla karşılaşacak.

O yüzden, bu gibi şeylerle karşılaştığınız zaman kendinizi geliştirip geliştiremeyeceğinizi görmek ve Dafa içerisinde azimli bir şekilde xiulian uygulayıp uygulayamayacağınızı görmek için sizi test etmektedir. En kritik olan şey budur. Uygulamanız esnasında Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağınızı test etmek için her an bir olayla karşılaşabileceğiniz konusunda net olmalısınız. Onu geçmeyi başaramayabilirsiniz, çünkü Dafa içerisinde azimli değilsinizdir ya da onu geçebilirsiniz çünkü Dafa içerisinde güçlü bir inanca sahipsinizdir -onun üstesinden azimle gelirsiniz. Bundan geçin veya kalın, ardından hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz, fakat o olayın ortasındayken onun önemsiz bir şey olduğunu hissetmeyeceksiniz. Aynı şekilde, o sizin Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağınızı anlamak açısından bir testtir. Bu, en kritik şeydir. Aslında bazı takıntıların biz insanlar tarafından terk edilmesi oldukça kolaydır. Bir kişinin Tamamlanmaya ulaşabileceği anlaşıldığı zaman, bu kişi zamanını, geriye kalan takıntılarını terk etmek için kullanabilir. Uygulama yolunda, hepinizin bu gibi durumlarla karşılaşabileceğinizi işte bu sebepten dolayı söylüyorum. Onları iyi bir şekilde ele alıp alamayacağınız, onlardan geçip geçemeyeceğiniz tamamen size bağlıdır. Farklı zorluklar ortasında kaldığında, kalbine dokunulduğu an, zihni sallandığı için sorunları her zamanki gibi sakin bir şekilde ele alamayan kim olursa olsun, bunlar insanların test edildiği en kritik anlardır.

Soru: Egzersiz müziğine Shifu'nun orijinal sesini korumak koşuluyla, aynı anda yabancı dildeki çevirileri koymakta herhangi bir sorun var mı?

Shifu: Sorun yoktur. Fakat eş zamanlı çeviriyi koymamak daha iyi olacaktır. Fakat aynı zamanda öyle bir şey eklemekte de bir sorun yoktur çünkü yeni öğrencilere yardımcı olabilir. Bununla birlikte, konferans kasetlerim eş zamanlı olarak yapılmış çeviriye sahip olmalıdır ve o, şu anda yapılmış durumdadır. Benim sesim orada olmak zorundadır. Hepinizin bildiği gibi, benin sesim sadece bir sesten ibaret değildir. Çevirmenin sesiyle birlikte eş zamanlı olarak benim sesimin de olmak zorunda olmasının sebebi budur. Bu yolla, dinleme süreciniz ve Fa'yı edinmeniz, Çinli öğrencilerin beni Çince dinlemesi ile aynı olacaktır.

Soru: Bir kişi Gizemli Geçidin Yerleştirilmesi noktasına dek kendisini geliştirdiğinde Göksel Gözü açık kalmaya devam eder mi?

Shifu: Bazı kişilerin Göksel Gözü açık kalmaya devam eder, bazılarının ise etmez. Bu durum o kişinin kendisine ve şahsi durumlarına bağlıdır. Buna takılıp kalamazsınız. Batılı bir öğrencinin az önce ne söylediğini duydunuz: "Ben hiçbir şey göremiyorum, fakat Dafa'ya sarsılmaz bir şekilde inanıyorum." demişti. Bu kişinin kendisini ne kadar iyi geliştirmiş olduğunu bir kenara bırakalım; sözleri gerçekten göz kamaştırıcı idi. (Alkış) Tamamlanmaya aydınlanarak ulaşmak -bu gerçekten muhteşem bir şey. Elbette bu durum, gören kişilerin muhteşem olmadıkları anlamına gelmiyor. Herkes kendine ait uygulama durumuna sahiptir. Görmeniz gereken şeyleri görmenize kesinlikle izin verilecektir. Görmemeniz gereken şeyleri görmenize ise kesinlikle izin verilmeyecektir. Bazı kişiler görmek isterler ve bunun kendisi bir takıntıdır. Dolayısıyla, bu takıntıya sahip olduğunuzdan dolayı görmenize izin verilmeyecektir. Bazı kişiler sadece Fa içerisinde aydınlanarak gelmiş oldukları yere geri dönebilirler fakat görmek konusunda ısrar ederler. Tamamlanmaya ulaşmanızı sağlamak için, geleceğiniz için, görmenize izin veremeyiz ve bu durum sizin kendi iyiliğiniz içindir.

Siz uygulayıcılar için yapılan tüm ayarlamalar, iyiliğiniz içindir. Onlar kesinlikle benim için, sizin Shifu'nuz için olan şeyler değiller. (Alkış) Dolayısıyla umuyorum ki, tüm takıntılarınızı terk edersiniz -en ufak bir tanesini bile bırakmayın. Bir kişi hiçbir şeyin peşinden koşmadan, doğallıkla kazanır. Bir arzuya sahip olduğunuz zaman, o bir takıntıdır. Sıradan insanların peşinde olduğu her şeyi terk edebilirsiniz. Sizin elde etmek istediğiniz şeyler sıradan insanların elde edemeyeceği çok daha muhteşem şeylerdir ve sizler sıradan insanlara ait olan bütün o şeyleri terk ettiğinize göre, niçin hala onların peşinden koşmak istiyorsunuz? Sıradan insanlar arasında kullanmak için onların peşinden koşmuyor musunuz? Açıkça söylemek gerekirse, hala sıradan insanlara ait olan o önemsiz şeylere takıntılı değil misiniz? Elbette: "bir takıntı kalabilseydi ne güzel olurdu" diye düşünebilirsiniz. "Ne güzel olurdu" düşüncesinin ardında bir takıntı yatıyor olabilir. Başka sebepler de var olmaktadır ve o, yüzeyde göründüğü kadar basit değildir. Sizlere karşı gerçekten sorumlu olmak için, içinizin derinliklerinde saklanmış olan takıntıları söküp atmak zorundayım.

Soru: Ben Avrupa'dan geldim. Benim ilerlememi sıklıkla oldukça zorlaştıran bir sıkıntıya sahibim. Yanlış bir şey mi yaptım acaba?

Shifu: Çok sayıda batılı insan koşmaktan ya da jimnastiğe gitmekten hoşlanıyor. Bazı insanlar da yürümekten hoşlanıyor ve bunu yapmanın kendilerini sağlıklı yapacağını düşünüyorlar. Peki, bu gibi şeyler bir etkiye sahip midir? Evet, sahiplerdir, vücudun yüzeyinde önemsiz olan ve çok ciddi olmayan hastalıklara karşı koruyucu bir rol oynayabilirler. Daha açık ve doğru bir şekilde ortaya koyacak olursak, bu türden bir koruma özelliği, karmayı yüzeyden geri dönmekten alıkoyar. Karmanın orada kalmasını sağlar. Hastalık karmasını geçici olarak, yüzey vücuttan uzaklaştırabilir. Bizim bahsettiğimiz koruma fonksiyonu işte budur. Öte yandan, uygulayıcılara gelince, muhtemelen sizin tüm hastalık karmanızı yüzeye getirmemiz gerekiyor -hepsini itmemiz gerekiyor ve sizi gerçek anlamda temelden sağlığınıza kavuşturmamız gerekiyor, sizi karmadan muaf hale getirmemiz, sizi temiz ve saf bir hale getirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bu durum, koruma özelliği ile çelişebilir. Belki de bu sebepten dolayı size öyle bir şey yapmamanızı söylüyoruz. Xiulian, bir canlının gerçek anlamda sağlıklı hayat elde etmesini sağlayacak tek yoldur. O yüzden yürüyüş yoluyla sağlığınıza kavuşmak istiyorsanız, açık söylemek gerekirse, bu durum sizin Dafa'ya hala sıkı bir şekilde inanmadığınızı göstermektedir. Dafa'nın yürüyüş yaparak elde ettiğiniz gibi sağlıklı bir vücut sağlayamayacağını düşünüyorsunuz. Veya bu konuya bu kadar derinlemesine bakmadığınızı ve sadece alışkanlık olduğu için yürüyüşe gittiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. O durumda bu alışkanlığınız belki de siz farkında olmadan bir takıntı haline gelmiştir ve bu takıntıyı terk etmeniz gerekmektedir. Bu takıntıyı yok etmeyi bir sıkıntı ya da bir engel olarak görmüş olabilirsiniz. Peki, niçin bu konuyu, birtakım takıntılarınızı yok edip edemeyeceğiniz gibi görüp konuya başka bir perspektiften bakamıyorsunuz? Koşu için sabahları ya da akşamları harcadığınız zamanı, egzersizleri yapmak için kullanmanız daha iyi olmaz mı? Problemler ile karşılaştığınız zaman eğer kendi hatanızın ne olduğunu düşünebilirseniz, o durumda en hızlı şekilde gelişim göstereceğinizi düşünüyorum. Zorluklarla karşılaştığınız zaman kendinizi gözden geçirin ve problemin ne olduğunu bulabilirsiniz.

Soru: Okuma yaparken egzersizleri dingin bir durumda yaptığımız gibi vücudun kaybolarak geriye sadece zihnin kaldığı gibi bir duruma ulaşabilir miyiz?

Shifu: Evet bu gerçekleşebilir. Çünkü o Fa'dır, her türden duruma sebebiyet verebilir. Her türlü durum kendisini gösterebilir.

Soru: Fa'yı yayma aktivitelerine katılmamı engelleyen zihinsel engellemelere sahibim. Ne yapmam gerekiyor?

Shifu: Yani Fa'yı yayma (Hong Fa) aktivitelerine katılmak istemediğini söylüyorsun. O zaman seni durduran şeyin temel sebebinin ne olduğunu bulmaya çalış. Aslında hepinize şunu söyleyebilirim: hepinizin Fa'yı yayma aktivitelerine katılmanız gerekmiyor ya da bir şeyleri yapmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Bizim bu gibi koşullarımız yoktur. Benim sizler için bu türden gereksinimlerim yoktur. Fakat öğrenciler olarak, Dafa'dan fayda sağladığınız zaman, onu iyi bulduğunuz zaman ve akrabalarınıza, arkadaşlarınıza ve daha fazla sayıda insana bu güzel şeyi anlatmak istediğiniz zaman, bu durum büyük bir merhamet davranışıdır. O, kalbinizden gelmektedir -bunu kendi başınıza yapmak istiyorsunuzdur. Eğer bunu yapmak istemiyorsanız, kendinizi zorlamayın. Dolayısıyla şunu umuyorum; eğer bunu yapma isteğine sahip olursanız gidin ve yapın, çünkü bizler merhametli olmaktan bahsediyoruz ve bizler güzel olan şeyleri bütün herkesle paylaşmak istiyoruz. Bu dünyada, başkalarına vereceğiniz hiçbir şey çok da uzun soluklu değildir. Eğer onlara para verirseniz hemen harcarlar, öyle değil mi? Başkalarına vereceğiniz şeyler ne kadar güzel olursa olsun, onları sonsuza dek saklamalarının bir yolu yoktur. Bir insan bu dünyaya geldiği zaman kendisiyle birlikte hiçbir şey getirmez ve ayrıldığı zaman da toprağın altına gömülür ve kendisine ait olan her şey çürür. Kendiniz ile birlikte bir şey götürmeyi başaramazsınız, o yüzden ayrıldığınız zaman kendinizle birlikte hiçbir şeyi de götüremezsiniz. Peki devam edebilecek olan şey nedir? Sadece diğerlerine vermiş olduğunuz Fa sonsuza dek sürer ve işte bu sebepten dolayı bu en değerli şeydir. Dolayısıyla, tartıştığımız konuya geri dönecek olursak, Fa'yı yaymak için yapılan şeyler en kutsal şeylerdir. Elbette burada herkesin bunu yapmak zorunda olduğunu söylemiyorum -kendinizi zorlamamanız gerektiğini söylüyorum. Eğer bunu yapmak istiyorsanız yapın; eğer yapmak istemiyorsanız hatalı olduğunuzu söylemeyeceğim.

Soru: Fa'yı elde etmeleri için Batılı insanlara ilk olarak Zhuan Falun'u mu yoksa Falun Gong'u mu okumalarını söylemeliyiz?

Shifu: Bu, bulunduğunuz yerdeki duruma bağlıdır. Standart bir düzenleme yoktur -ayrıca herhangi bir kural da yoktur. Eğer ilk olarak Falun Gong'u okumalarının anlayabilmelerini sağlayacağını düşünüyorsanız, öyle yapın. Eğer öğrencinin oldukça iyi bir doğuş kalitesine sahip olduğunu ve derin bir anlayış taşıdığını hissediyorsanız, doğrudan Zhuan Falun'u okumasını sağlamanızda da bir sorun yoktur. Yani kendi kişisel durum ve ortamınıza göre yapın. Çok basittir, hiçbir kural yoktur.

Soru: Saygıdeğer Shifu, "Buda Doğası İçerisinde Hiçbir Şeyin Atlanmaması" makalesinde bahsettiğiniz "doğa" ve "Buda Doğası" ile "doğuştan gelen merhamet doğası" nasıl bir ilişkiye sahiplerdir?

Shifu: Bu ikisi birbiriyle bağlantılıdır, fakat bir yandan da bağlantılı değillerdir. Çünkü sizin doğanız, seviyeniz tarafından belirlenen bir tezahür biçimidir. Bir başka deyişle, o sizin seviyenizdeki tezahür biçimidir veya sizin orijinalinizde doğmuş olduğunuz âlemde ve seviyede var olan Dafa'nın standartlarının bir tezahürü ya da somutlaşmış halidir. O, xiulian esnasında kendisini gösterebilir veya xiulian esnasında kendinizi durmaksızın geliştirdikçe, farklı seviyelerde giderek artan ve daha da derinleşen anlayışlarınızın bir sonucu olarak, durumlar durmaksızın sergilenecektir -o sizin doğanızdır. Fakat sizler, evrende inanılmaz derecede uzun süren bir tarih boyunca, evrenin bencil karakteri tarafından yavaş yavaş kirletildiniz. Eğer evrenin tamamı ve tüm kozmik vücutlar Fa'dan sapmış ise, her yerde benzer bir durum ortaya çıkar; hiç kimse kendileri arasında bu durumun gerçekleştiğinin farkına varmaz. Aynen sıradan insanların şu anki gidişatının içerisinde olmaya benzer: insan toplumu böylesine korkutucu bir noktaya kadar yozlaşmış olmasına rağmen, burada yaşayan canlılar bunu hissedemiyor ve hala buradaki her şeyin harika olduğunu hissediyorlar. Bu, aynı düşüncedir. Dolayısıyla, uygulamanız içerisinde sadece farklı âlemlerdeki seviyelere ve doğanıza dönmek zorunda olmanız yetmez, aynı zamanda farklı zaman dilimlerinde, farklı seviyelerde ve farklı âlemlerde kirlenmiş olduğunuz unsurları da temizlemek zorundasınız -bütün o şeyleri temizlemek zorundasınız. Benim size vermek istediğim şey, Cennetin ve Dünyanın yaradılışından bu yana olan en saf âleme ulaşma yeteneğidir. (Alkış)

Soru: Beşinci egzersizi yaparken üç güçlendirme hareketinin her biri için 20 dakika ayırıyoruz dolayısıyla bu Shifu'nun tanıtımda söylediklerine uymuyor. Bunda bir sorun var mıdır?

Shifu: Eğer egzersiz müziğinden daha uzun süreli yapabiliyorsanız, yani bir başka deyişle, egzersiz müziği bittikten sonra egzersizleri yapmayı sürdürebiliyorsanız devam edebilir ve egzersizleri sürdürebilirsiniz. Müziği kullanıp kullanmadığınız fark etmez, aynıdır. Biz müziği kaotik düşüncelerinizle yer değiştirsin diye dinliyoruz aksi takdirde her türden düşünceye sahip oluyorsunuz. Düşünmediğiniz şey kalmıyor… Dahası, bu müzik bizim Dafa'mızın müziğidir. Müziğin ardında hem içsel anlam hem de Buda Fa'nın görkemi var olmaktadır. Dolayısıyla, müziği dinlediğiniz zaman sanki Buda'nın müziğini ya da Buda'nın sesini dinliyormuşsunuz gibidir -bu türden bir fonksiyona hizmet eder. Eğer dinginliğe girebileceğinizi ve dağınık düşünceleriniz olmadığını söylüyorsanız, o durumda müziği dinlemiyorsanız da aynı olacaktır. Eğer egzersizleri daha uzun süreli yapabilirseniz, bunu müzik olmadan yapmanızda da herhangi bir sorun yoktur.

Soru: Ding durumuna girmekle sakinliğe girmek arasında ne gibi bir ilişki vardır?

Shifu: Egzersizleri yaparken hiçbir şey düşünmediğinizde ve huzurlu bir durumda olduğunuzda sakinlik durumuna girebilirsiniz. Ding durumuna girmek ise ding olmayı başarabiliyor olmanız anlamına gelir -yani "biçim durumunu ve benliği unuttuğunuz" duruma. Fakat egzersizleri yapıyor olduğunuzun farkında olmalısınız. Biçim durumunu unutmak demek vücudunuzun bile yok olduğunu hissetmeniz anlamına gelir. Benliği unutmak ise egzersizleri yapmak dışında hiçbir şey düşünmediğiniz durum anlamına gelir. O, iyi bir durumdur ve ding olmak veya ding durumuna girmek şeklinde isimlendirilir.

Soru: İnsan toplumuna uzun süre uyum sağladıktan sonra şu anki akıntıyla sürüklenmek çok kolaylaşıyor, öyle değil mi?

Shifu: Bu doğru. İşte bu sebepten dolayı bütün öğrencilere egzersizleri yapmaları için egzersiz alanına gitmeleri ve okuma yapmak için de grup okumalarına katılmaları gerektiğini söylüyorum -ister eski bir öğrenci olun ister yeni, fark etmez. O ortam sizi temizleyecektir ve sıradan insanlar tarafından kirletilen dilinizi, davranış ve düşüncelerinizi durmaksızın temizleyecektir.

Soru: Egzersizleri yaparken etraf çok sessiz olduğunda aniden bir ses gelirse daima korkuya kapılıyorum.

Shifu: Bunda bir sorun yoktur. Diğer birçok uygulamalarda: "insanlar gerçekten korkabilirler ve sahip oldukları qi, kafalarından aşağı inmez." gibi çok sayıda deyiş vardır. Bizim ise bu gibi problemlerimiz yoktur. Fakat herkes kendisini sesin rahatsız edeceği durumlar yaşayacaktır -kim uyguluyor olursa olsun. Uzaktaki arabaların korna sesleri, komşularınızın gürültüsü ve hatta evinizde aniden beliren sesler sizi rahatsız eder ve hiç kimse bundan kaçamaz. Bunun sebebi, insanların karmaya sahip olmalarıdır. Ve nerede karma var ise orada sıkıntı vardır. Fakat bu durum çok uzun sürmez. Bu durum genellikle xiulian uygulamasının başlangıç safhalarında gerçekleşir. Uygulama yapmaya başladıktan bir süre sonra, bu gibi konular giderek ortadan kaybolur.

Soru: Shifu bize xiulian uygulamasının kökenini anlatabilir mi?

Shifu: Vay canına, bilmek istediğin konu, büyük bir başlıktır. Bu çağda var olan kozmik vücutlar bile ilk olanlar değildir. Benim bahsettiğim kozmos kavramının ne denli devasa olduğu konusunda hiçbir fikriniz yok. Sizin hayal ettiğiniz veya benim size söylediğim kozmos kavramı -ne denli devasa olursa olsun- hala çok küçük bir sahanın sınırları dâhilindedir. Dolayısıyla xiulian'in orijininin ne olduğunu eşelemeye kalkışırsanız, bu durum düşünülemez ve hayal edilemez bir şey olacaktır. Bu sebepten dolayı, sizin için anlamlı olmayacaktır ve bunun sizin uygulamanız ile bir ilgisi yoktur.

Soru: Shifu bizlere kozmosun Fa'sını aktarıyor. Peki o zaman Falun Cenneti niçin o kadar yüksek seviyeli değil?

Shifu: Falun Cenneti niçin çok yüksek seviyeli olmalı? Daha önce söylemiştim ve bunu yine tekrarlamak istiyorum: ben burada bir insan olarak oturuyorum ve beni bir insan olarak görün. Aynen sizin gibi ben de yemek yeme ihtiyacı hissediyorum ve uyumam gerekiyor. Elbette ki, her bir canlı kendisine ait bir orijine sahiptir. Benim de kendime ait olan bir orijinim var. Ben buraya gelip bu işi yapmadan önce yarattığım son durak, Falun Cenneti idi. Dolayısıyla, Falun Cennetinin ötesinde daha da yüksek seviyeli Cennetlerde kalmış ya da o gibi Cennetler yaratmış olabilirim. Bu konu üzerinde endişelenmeyin -zihninizi bu gibi bir konu üzerine odaklamayın.

Soru: Çok yüksek seviyelerde bulunan Tanrılar insan bedeni görünümüne sahip değiller. Peki, o zaman Budalar ile Taolar arasındaki farklılıklar oradaki tanrılar arasında da bulunuyor mu?

Shifu: Bir makalede bu konu hakkında yazdığımı hatırlıyorum: kozmos tek kelimeyle çok geniştir. Günümüzde insanların taşıdığı ve sizin Buda'yı anlamak için kullandığınız "Buda" kavramı çok sınırlıdır. "Buda" kavramı aslında gerçekten çok kapsamlıdır. Fakat ne kadar geniş olsa da, kozmostaki çok büyük bir alanı hala aşmaz. "Tao" kavramı da geniş bir kozmosu kuşatmaz. Yani bu durum şu anlama geliyor: onlar belirli bir seviyeden sonra artık var olmazlar. Fakat ben bir Buda imgesini seçtim; daha önceden bir vücut görüntüsüne sahip değildim -size çok yüksek seviyeli bir şey söylemekteyim. Size daha önce bir Buda bedeni seçmek zorunda olduğumu ve kozmosun Fa'sını Buda okulunun çıkış noktasından öğretmekte olduğumu söylemiştim. İşin aslı ben tüm görünümlere sahibim. Eğer kitabı çok okumuş iseniz, bunu biliyor olacağınızı düşünüyorum. Bu konu hakkında daha önce konuşmuştum.

Soru: Biz Shifu'nun öğrencileriyiz. Tamamlanmaya ulaştıktan sonra olabilecek en yüksek seviyelerde Shifu'muzun olduğunu biliyor olabilecek miyiz?

Shifu: Bazıları bilecek, fakat bildikleri şey sadece bununla sınırlı olacak. Bazıları ise bilmeyecek, çünkü sizin üzerinizde bulunan konular size gösterilmez -bu gibi şeylerin hiçbirini bilmeyeceksiniz. Dolayısıyla sizin kavramınızın içerisinde, yukarıda hiçbir şey olmayacaktır. Sizin altınızda bulunan seviyelere baktığınızda sadece tek bir bakış ile her şeyi biliyor olacaksınız; her şey gözlerinizin önünde sergilenecek, fakat sizin seviyenizin üzerinde hiçbir şey olmayacak. O seviyede tezahür eden durum sizin şu anda anlayabileceğiniz bir şey değildir. Fa prensipleri orada da olsa ve ben çok yüksek seviyeli olayları konuşuyor olsam da halen insan dilini kullanmaktayım. O zaman geldiğinde, biliyor veya duyuyor olacağınız Fa prensipleri kesinlikle size şu anda öğrettiğim dilde olmayacak. Sahip olduğunuz tüm kavramlar değişecek ve size, sizin yukarınızda hiçbir şey yokmuş gibi gelecek. Daha yüksek seviyelerde bir şeyler var olduğunu düşünecek olabilirsiniz veya en azından Shifu'nun yukarıda olduğunu düşüneceksiniz, fakat hepsi bu. Ve bu düşünceler bile zayıf olacaktır. Bundaki sebep şudur: bu gibi şeyler Meyve Konumunuz yani sizin seviyeniz tarafından belirlenecektir. Kendinizi o seviyeye kadar geliştirdiğinizde, altınızda bulunan seviyeler üzerinde tam bir güce sahip olacaksınız. Fakat sizin üzerinizde bulunan seviyelere gelince, onlar üzerinde kesinlikle hiçbir güce sahip olmayacaksınız.

Soru: Sağlık Fuarlarında büyük Falun amblemini göstermek mutlaka gerekli midir?

Shifu: Sağlık Fuarına katılan öğrenciler Dafa'ya karşı olan derin sevgilerinden dolayı bunu yapıyorlar, çünkü daha fazla insanın Dafa'yı edinmesini sağlamak istiyorlar. Falun amblemini gösterme konusuna gelince, bu konuda insan düşüncelerini kullanmayın. Bununla birlikte, bu gibi şeyleri yaparken özel durumların göz önüne alınmasını daima öneriyorum. Bizler hiç bir konuda aşırıya kaçmamalıyız. Biz uygulamamız içerisinde sıradan insan toplumuna ait biçimleri kullandığımız için uygulamamızda sıradan insanlara maksimum derecede uyum sağlamalıyız. Bu kelimelerden edindiğiniz algılayış, sadece uygulama yönteminiz ile değil aynı zamanda Fa'yı yayma aktiviteleriniz, uygulamanız ve tüm davranışlarınız ile de uyum içerisinde olmalıdır. Sadece o zaman daha fazla insan sizi anlayabilecektir ve sadece o zaman daha fazla insana Fa'yı edinmeleri konusunda yardımcı olabilirsiniz. İnsanlara, bir din ile veya batıl şeylerle uğraşıyor olduğunuzu düşündürtmeyin ve sizi anlamamalarına sebep olmayın. Eğer bu durum insanların Fa'yı edinmeleri önünde bir engel haline gelirse, bu iyi bir şey olmaz. Dolayısıyla, bizler her şeyi tam olarak doğru bir şekilde yapmalıyız -bu gibi konulara gelince, mantıklı olmalıyız.

Soru: Uygulayıcılar Tamamlanmaya ulaştıktan sonra Shifu'yu görebilmeyi başaracaklar mı?

Shifu: Henüz Tamamlanmaya ulaşmadınız, fakat Tamamlanmaya ulaşılmasının ardından gerçekleşecek şeyleri düşünüyorsunuz. Dolayısıyla, şu anda dikkatinizi xiulian uygulamasına vermeniz gerekiyor. Size daha önce şunu söylemiştim: ben kendimi her âlemde veya seviyede gösterebilirim. Ben, tüm seviyelerde bütünsel bir vücut görünümüne sahibim -insan boyutu da dâhil olmak üzere- en tepeden en aşağı kadar. Ve bu, sizin anlayabileceğiniz bir şey değildir. İstediğim her yere geleceğim. Yazdığım bir şiiri anımsıyorum: "Kozmos inanılmaz derecede büyük görünüyor. Fakat sadece tek bir düşünce ile tam olarak gözlerimin önünde…" Ne kadar büyük olabilirse olsunlar, farklı seviyelerdeki canlıların kendi seviyelerinin üzerine gidebilmeleri imkânsızdır. Kendi altlarında bulunan seviyelerden geçip giderlerken, zaman aralıkları tarafından biçimlendirilen kısımlar bulunmaktadır -yani bu, zaman konusunu içermektedir, zaman alır. Fakat bana, Shifu'nuza gelince, beni hiçbir zaman kavramı engelleyemez. Elbette bu durum, şu anda sizin anlayabileceğiniz bir şey değildir.

Soru: Saygıdeğer Shifu bizi kurtarmak için neden insan dünyasında birkaç defa reenkarne olma ihtiyacı hissettiniz?

Shifu: Çünkü burada oturan kişilerin tamamı aslında insan değildir ve hepsi aynı zaman döneminde de dünyaya gelmemiştir. Eğer sadece tek bir kere reenkarne olsaydım, daha sonradan gelenler ve benimle karmik ilişki kuramayanlar ne yapacaktı? Bu olayın hazırlanması için birçok karmaşık faktör kullanılmıştır. Üstelik ben farklı ülkelerde ve farklı ırklarda da reenkarne oldum. Birçok yaşam önce, sizin ülkenizin imparatoru, kralı, generali, keşişi, entelektüeli veya savaşçısı olmuş olabilirim. (Alkış) Bunu bir şakaymış gibi ele alabilirsiniz. Burada bahsetmekte olduğum şey, karmik ilişkilerdir.

Soru: Deniz suyu bir Buda'nın gözyaşıdır. Lütfen bize söyler misiniz: bir Buda'nın gözyaşı niçin bizim boyutumuzda kendisini gösteriyor?

Shifu: Bu aynen Cennetlerde bulunan yüce varlıkların dünyaya düşebilmeleri ve bir insan haline gelebilmeleri gibidir. Bunu anlayabilmelisiniz. Deniz suyu, bir Buda'nın gözyaşı idi. Eğer bu gözyaşını tekrar Cennete geri götürseydiniz, çok kirli olduğu için, o Buda onu asla kabul etmeyecektir. Bir başka deyişle, o artık bu boyuta ait bir madde haline dönüşmüştür.

Soru: Ben hala bir çocuğum. Annem babam uygulama yapmama izin vermiyor. Ne yapmam gerek?

Shifu: Eğer sen bir şeyleri anlayacak yaşa geldiysen kendi kararını vermen gerekir. Uygulama yapıp yapmayacağın sana bağlıdır. Eğer gerçekten xiulian uygulamak istiyorsan, bir yetişkin olarak sana engelleme yaratacaklarını düşünmüyorum. Kilit nokta, senin kararlı olup olmadığındır. Herkes uygulamasının başlangıcında engellemelerle karşılaşacaktır -ve herkes engellemelerle karşılaşacaktır. Dün bir öğrenci şöyle bir şey anlattı: bir Fa konferansına katılmak istemiş, fakat okul içeri girmesi için ona kapıyı açmamış ve o da okula bırakılan adresi alamamış. Bu durum, o kişinin engelidir. Fa'yı elde eden herkes mutlaka engellerle karşılaşacaktır, fakat o engelin kendisini gösterme biçimi [gerçekleşebilme ihtimali olan şeylerle kıyaslandığında] şimdiden oldukça küçülmüştür. Eğer bu kadar küçük engelleri bile aşamazsanız, bu bir problem olurdu. Fa, rastgele elde edilebilecek bir şey değildir. Hepiniz burada oturuyor olsanız dahi, bu Fa için ve bu karmik ilişkiyi oluşturabilmek için ne denli büyük fedakârlıklarda bulunduğunuzu bilmiyorsunuz -buna tarihin farklı dönemleri de dâhildir- ve onu elde etmek için ne denli sıkıntılar yaşadığınızı bilmiyorsunuz. Bazılarını biliyor, bazılarını ise bilmiyorsunuz. Fa ile karşılaştığınız an size oldukça doğalmış gibi gelebilir, fakat aslında Fa'yı edinmeniz için, zamanı ve yeri ayarlamak konusunda büyük bir çaba sarf edilmiştir. Siz bütün bu şeyleri bilmiyorsunuz.

Soru: Pekin'de bulunan bir Dafa uygulayıcısı Dafa kitaplarının Çince-İngilizce referanslı olan elle yazılmış çevirilerini yaptı. Bu konuda ne yapmamız gerekiyor?

Shifu: Bu konuyu şu şekilde ortaya koymam gerekiyor: bu kişi Dafa için iyi bir şey yapmak istiyor, fakat bu kitap kesinlikle yayınlanamaz çünkü Dafa içerisindeki terimlerin hiçbirisi insan terimleri ile tanımlanamaz. Bildiğiniz gibi, Dafa kitaplarının hepsi benim öğretmiş olduğum Fa'dır -onların hepsi benim cümlelerimdir. Yayınlanmış olan tüm kitapları ben şahsen kendim derledim. Benim derlemem veya iznim olmadan materyaller yayınlanamaz, onlar bana ait olan şeyler değildir ve onlar Dafa'ya ait değildir. Hiç kimse materyalleri kendi keyfine göre derleyemez. Bu konu hakkında daha önce konuşmuştum. Elbette ki, bu öğrenicinin niyeti iyiydi. Bizim o materyalleri geri almamız gerekir.

Soru: Bu döngüdeki insan bedeni en iyisi ve herkes onu istiyor. Bu durum, Fa-düzeltmesi ile bağlantılı olan ayarlamalar ile mi bağlantılıdır?

Shifu: Bu döngüdeki insan bedeni iyisi değildir. Bildiğiniz gibi, bu kozmosun orta çağlarındaki insan bedeni en iyisi idi. Bu insan uygarlığının orta çağlarından bahsetmiyorum. Bu, sizin sahip olduğunuz kavramlar ile anlayabileceğiniz bir şey değildir, o yüzden bu gibi şeyleri fazla düşünmeyin.

Soru: Düşüncelerim çok kötü unsurlar tarafından kontrol ediliyor; kitapları okumak ve Fa'yı çalışmak fayda sağlamıyor gibi görünüyor. Shifu beni hala kurtaracak mısınız?

Shifu: Bu konu hakkında iki perspektiften konuşmam gerekiyor. Eğer siz son makalemde bahsettiğim türden bir insansanız, yani beni daha önceden Shifu'nuz olarak görmeyen türden bir insansanız ya da o makalede bahsetmiş olduğum gibi uzun zamandan beri bütün o şeyler tarafından kontrol edilen biriyseniz -yani sadece tek bir uygulama yolunda yürümüyorsanız- o durumda Ana Ruhunuzu güçlü tutmak ve ne gerçekleşirse gerçekleşsin etkilenmemek zorundasınız. Bir şeyler seğirdiğinde veya herhangi bir yerde bir acı olduğunda sadece devam edin, okumayı sürdürün ve uygulamanızı yapın; azimli olun ve her şey değişecektir. Bir uygulayıcı olarak, vücudunuzda bir rahatsızlık hissettiğiniz zaman, bunun kendisi iyi bir şey değil midir? Eğer xiulian uygulamasaydınız, vücudunuzda bulunan o kötü şeyler galyana gelip etkide bulunmayacaktı. Makale yazmak ve onu yayınlamak size bir başka şans vermek içindi. Eğer hala değişmek istemiyorsanız bu şansı kaybetmiş olacaksınız. Niçin vücudunuz bu noktaya dek değişti? Bunun sebebi sizsiniz, kendinizsiniz. Şu anki sebep yüzünden kendinizi aydınlatmak zorundasınız. "Bundan pişman olmaya başladığım an Shifu her şeyi benim için derhal değiştirecektir." şeklinde düşünebilirsiniz. Bu bir işe yaramaz -bu, xiulian olarak kabul edilmez.

Xiulian, ciddidir. Kararlılığınızı durmaksızın geliştirdiğiniz, Fa'yı çalıştığınız ve anlayışınızı durmaksızın derinleştirdiğiniz sürece yavaş yavaş değişeceksiniz. Önceden Dafa içerisinde gerçek anlamda uygulama yapmıyordunuz. Kitapları okuyor olmanıza rağmen, okumanızın amacı vücudunuzun ayarlanması ya da sıkıntı olarak gördüğünüz şeylerin yok edilmesiydi. Ben Fa'yı insanları kurtarmak için, onların xiulian uygulayarak Tamamlanmaya ulaşmalarını sağlamak için açıkladım. İnsanların birtakım krizlerini çözüme kavuşturmak, hastalıklarını iyileştirmek ve insanların kötü olarak düşündüğü şeyleri yok etmek için değil. Dolayısıyla, sadece gerçek anlamda xiulian uygulamak istediğiniz ve Dafa içerisinde sarsılmaz bir inanca sahip olduğunuz zaman sizinle ilgili şeyler değişecektir. Eğer Dafa'ya sadece bu gibi şeyler için çalışıyorsanız, hiçbir şey elde edemezsiniz. Peki neden? Bu durum bizim insanlara karşı merhamet beslemediğimiz anlamına gelmiyor. Çünkü ben öğrenciler ile ve onların uygulamaları ile ilgileniyorum, fakat insanlar yaratmış oldukları karmayı eninde sonunda ödemek zorundadırlar. (Alkış)

Soru: Shifu lütfen bizlere Dafa'nın farklı seviyelerdeki canlılar için farklı anlamlara sahip olma sebebini açıklar mısınız?

Shifu: Bunun sizin uygulamanız ile hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca Cennete ait olan sırları size açıklayamam. Size şunu söyleyeceğim: kozmosun tamamı, çok uzun bir zaman önce kozmosun yüce Fa'sından saptı ve her şey sapmış olduğundan dolayı, hiç kimse kendisinin de sapmış olduğunu bilmiyor. Sadece rektife edilmesinin ardından anlayabilir. Aynen insanlar gibi, aynen bugün burada oturan uygulayıcılar gibi: dönüp geriye baktığınızda sıradan insanların ne denli kötü bir duruma gelmiş olduğunu göreceksiniz. Fakat xiulian uygulamaya başlamadan önce, bunu kesinlikle hissetmiyordunuz. Bu, aynı düşüncedir. Farklı boyutlarda farklı türlerde yanılsamalar var olmaktadır.

Soru: Bugünden başlayarak ve takip edecek olan milyarlarca yıl sonrasında bile tüm canlılar içlerine bakmak zorunda mı olacaklar?

Shifu: Bu, insanların xiulian uygulama durumudur, aynı şey tanrılar için geçerli değildir. Bir canlının varoluş sebebi xiulian değildir, o sadece insanların kendilerini yükseltmeleri için olan bir yöntemdir. İnsan zihni nasıl olur da tanrılara ait olan konuları hayal edebilir? Bu kesinlikle aynı şey değildir. İnsanoğlu… sizlere, insan olan kısmınızın değerini bilin demiş olmamın sebebi, xiulian uygulayabiliyor olmanızdır -değer verdiğim şey insanoğlu değildir. Tanrılara göre, insanlar kirlidir. Bana göre bile, insanların yaşadığı bu boyut, kozmosun en düşük seviyeli boyutundan başka bir şey değildir. İşte bu sebepten dolayı düşüncelerinizin daima insan limitleri ile sınırlı olduğunu söylüyorum; insanlarla ilgili şunu -bunu düşünüyorsunuz ve tanrıları düşünmek için insani düşünme biçimini kullanıyorsunuz, fakat hiçbir şekilde hayal bile edemezsiniz; bu, aynen tanrıların hiçbir insan düşüncesine sahip olmamasına benziyor.

Soru: İyi niyetlere sahip olmayan insanlar Fa'yı öğrenmeye geldikleri zaman niçin hala hastalıkları iyileşebiliyor ve sağlıkları düzeliyor? Niçin hala iyi bir gelecek ediniyorlar?

Shifu: Çünkü bu durum Dafa'nın en düşük seviyedeki tezahürüdür. Çünkü kozmosun Fa'sı insanların xiulian', için olan bir şey değildir -o, canlılar için farklı seviyelerde farklı yaşam ortamları yaratmıştır. Sizler Fa'nın bu seviyedeki tezahürü ile karşılaştınız, en düşük seviyede, insan olma durumu altında ve insanların yaşam ortamı içerisinde karşılaştınız. Elbette, insanlar xiulian uygulamıyorlar, insanlar sadece insandır. İnsanlar için en iyi durum hastalıklardan muaf olmaktır, sağlıklı ve iyi bir geleceğe sahip olmalarıdır. Sizler Fa ile karşılaştığınız için bütün bunlar elde edebileceğiniz şeylerdir.

Soru: Shifu bir keresinde "Dafa kendisini insan ırkına gösterdiği zaman, kaybettiğiniz şeyler sadece bunlar olmayacak" demişti.

Shifu: Evet bu doğru. Bu kozmos o kadar büyüktür ki! Farklı seviyelerde ve farklı âlemlerde bulunan tanrılar bile, cennetin kurallarını bozmaları halinde cezalandırılacaklardır. Uzun bir zaman süreci içerisinde kötüleştiklerinde ve kendi seviyelerinde kalmayı başaramadıklarında, aşağı seviyelere doğru düşerler. Bazıları oldukça kötüleşmiştir ve onlar insan boyutuna yollanacaklardır. Bazıları insanlardan bile daha kötü hale gelmişlerdir, dolayısıyla onlar insan olma şansına bile sahip olmayacaklar ve belki de yok edilecekler. O halde durum insanlar için daha da kötüdür. Bir başka deyişle, "kaybedeceğiniz şeyler sadece bütün bunlar değildir" -cümlesi, işte bu anlama gelir. Fa, insan dünyasında kendisini sadece bu kadar gösteriyor -şu an sizler sadece xiulian uyguluyorsunuz- kendisini insan dünyasında göstereceği aşamaya henüz ulaşmadı. Kendisini dünyada gerçek anlamda gösterdiği zaman, insan dünyasının rektife olacağı zamanın geldiği anlamına gelecektir. O zaman dilimi içerisinde, yozlaşmış olan çeşitli insanların ayıklanması konusu yaşanacak. Onların nereye gidecekleri konusu ise, o kişilerin kendilerini ne şekilde konumlandırmış olduklarına bağlıdır.

Soru: Xiulian uygulaması için bir zaman limiti var. Eğer bu zaman dilimi içerisinde xiulian'i tamamlayamaz isek…..

Shifu: Bu kadar fazla düşünmeye ne gerek var? Şu konuya defalarca dikkat çektim: bunu düşünmek bir takıntıdır. Bunu düşünmeyi bırakın ve düşünmeyin. Xiulian uygulamanız için size verilmiş olan zaman kesinlikle yeterli olacaktır, ama zamanı en iyi şekilde kullanmazsanız olmaz. Eğer "O zaman acele etmeme gerek yok, yine de yeterli zamanım olacak mı?" şeklinde düşünüyorsanız -hayır olmayacaktır, çünkü Fa kutsaldır.

Soru: Uygulayıcıların kanı oldukça değerli. Sivrisinekler tarafından ısırılmaya nasıl oluyor da izin verilebiliyor?

Shifu: Uygulamanız esnasında karmanız yok edilirken, kanınızın ne denli kirli olduğunu biliyor musunuz? Sivrisineğin emdiği şeyin kirli bir şey olduğunu eskiden biliyor muydunuz? Elbette bizim uygulamamızda, vücudumuz giderek sağlığına kavuştukça ve sıradan insanların vücudundan daha iyi bir duruma geldikçe, bu hala gerçekleşebilir. Farz edin ki, o sivrisinek bu yaşamınızdan önce sizin öldürmüş olduğunuz bir yaşam idi -bunu geri ödemek zorunda değil miydiniz? Fakat emdikleri şey kesinlikle değerli bir şey değildir. Sadece, nasıl zarar gördüğünüz meselesine takılıp kalmayın. Niçin borçlu olduğunuz şeyleri nasıl geri ödeyeceğiniz konusunu düşünmüyorsunuz? Bazı insanlar geçmiş yaşamlarında çok ama çok sayıda insan öldürmüş ve çok sayıda kötü şey yaptılar. Fakat bugün xiulian uygulamak istiyor ve sivrisineklerin dahi kendilerini ısırmalarına izin vermiyorlar, öyle mi? Buradan, sanki hiçbir şey olmamış gibi mi ayrılmak istiyorsunuz? Bu nasıl işe yarayabilir ki? Eğer kendinizi gerçekten iyi geliştirmişseniz, ya da çok az karmaya sahipseniz, sivrisineklerin yanınıza yaklaşamayacağını göreceksiniz -etrafınızdaki insanları ısıracak fakat sizi ısıramayacaklardır. Çünkü vücudunuzda siyah karmaya sahip olmadığınızda, sivrisinekler o denli pozitif olan (yang) ortamına girmeye cesaret edemezler. Sivrisinekler sadece kendilerine uygunluk gösteren ve sevdikleri negatif (yin) ortam olduğu zaman gelebilirler. Sadece onların standardına uyduğu zaman kanınızı emmekten hoşlanırlar. Eğer kanınız saf ise, sivrisinekler onu sevmeyeceklerdir. Bu şekilde değil midir? (Alkış)

Soru: Diğer boyutlarda bulunan tüm maddeler gerçek bir varoluşa sahiplerse, "zihnin dönüştürümü" konusu niçin mevcut?

Shifu: Evet doğru. Fakat bu gibi detayları eşelemeyin. İnsanların düşüncelerinin de bir madde olduğunu söylemiştim. Düşündükleriniz maddeleşebilir; cümleleriniz ve söyledikleriniz, bir biçime sahiptir. Sadece sizler bunu göremiyorsunuz. Her şey maddi bir varlıktır. İnsan gözüne görünen madde, tanrılarınkine nazaran farklıdır. İnsan gözleri tarafından gözlemlenen maddenin varoluş formu gerçek değildir ve onlar sabit değillerdir. Evrenin varoluşunun gerçek tezahürü, bu şekildedir. İnsan düşünceleri çok yoz bir hale gelmiştir -düşündükleri her şey adi, kötü, kaba, bencildir; bir şeylerin peşinde olan ve duygularla dolu olan şeylerdir. İşte bu yüzden düşündükleri her şey sahte görünümlerdir. Daima çok dar bir açıdan düşünüyorsunuz. Bir Buda'nın bilgeliğinin sınırsız olduğu niçin söylenir? O, sizden farklı düşünür, kapasitesi büyüktür ve olayları sadece tek bir perspektiften düşünmez.

Soru: Ben batılı bir öğrenciyim. Zhuan Falun'da "Sevgi" teriminin kaybolmuş olduğunu hissediyorum.

Shifu: Sizlere şunu söyleyeyim, İsa'nın, Azize Meryem'in ve Yehova'nın bahsetmiş olduğu "Sevgi" insanların anladığı aşk değildir -"cibei"dir (merhamet). Günümüz insanları Batı dilinde "cibei"nin karşılığı olmadığından, daha sonraki kuşaklar, tanrıların kullanmış olduğu o ifadeyi "Sevgi" olarak kullanmışlardır. Tanrılara göre bu tür sevgi terimi kirli iken, "cibei" ise kutsaldır. "Sevgi" yüzünden insanlar cinsel arzuya kapılırlar. "Sevgi" yüzünden insanlar günah dolu, ahlakı bozuk cinsel davranışlar sergilerler. "Sevgi" yüzünden insanlar çok sayıda kötü şeyler yaparlar ve tanrıların hoş göremeyeceği şeyler yaparlar. "Sevgi", insanların iyi olarak gördüğü bir tarafı da kendisinde barındırır ve buna insanların birbirine yardımcı olması durumu da dâhildir. Fakat o aynı zamanda, kötü, negatif bir tarafa da sahiptir. Öte yandan "cibei" ise, tamamıyla iyi bir şeydir. Dolayısıyla, geçmişte batılı tanrıların bahsetmiş olduğu "Sevgi" terimi -size bunu yeniden açıkça belirteyim- "cibei" olarak adlandırılır ve bu terim insanların bu dünyada bahsettikleri "Sevgi" anlamına gelmez. Bunun sebebi, sizin kültürünüzde "cibei" kavramının olmaması idi. Atalarınız, tanrıların kelimelerini kayıt altına almak için "Sevgi" terimini kullandılar, hepsi bu.

Soru: "Futi" tarafından ele geçirilmek batılılara çok garip ve anlaşılması zor geliyor. Batılılara "futi" tarafından ele geçirilmek konusunu nasıl daha net bir şekilde açıklayabiliriz?

Shifu: Reenkarnasyon Batı'da da var olan bir şeydir. Bu, insanoğlunun kaçamayacağı bir şeydir. Olan sadece şudur ki, İsa sadece cehennemden bahsetmişti ve reenkarnasyon konusuna değinmemişti. İsa, insanların günahlara sahip olduğunu söylemişti, fakat insanların günahkâr olmalarının sebebinin, sahip oldukları karmadan dolayı olduğunu söylememişti. Bu, insan kültüründeki farklılıklardan dolayıdır. Futi tarafından ele geçirilmeye gelince, bu kavram batı kültüründe yoktur diye bir şey söz konusu değildir. Yeni Testament'te, İsa'nın insanları ele geçiren ruhları kovduğunu anlatan hikâyeyi hatırlar mısınız? Bunlar, İncil'de kayıt altına alınmıştır. O ruhlar İsa'ya: "Bunun seninle bir ilgisi yok, bu senin işin değil" demişlerdi. Fakat İsa onları uzaklaştırmak konusunda ısrarcı olmuştu. Bu noktadan değerlendirdiğinizde, kendi kültürünüzü bile tam olarak anlamamışsınız demektir.

Soru: "Size vurulduğunda karşılık vermeyin size hakaret edildiğinde karşılık vermeyin." Peki, "Yaptığınız doğru değil" gibisinden bir şey söyleyebilir miyiz?

Shifu: Xiulian uygulayıcıları için, "size vurulduğunda karşılık vermeyin size hakaret edildiğinde aynı şekilde davranmayın." yaklaşımı konuyu en uygun şekilde ele almayı yansıtmaktadır. Çünkü bir kişi size vurduğu zaman ya da size hakaret ettiği zaman, bu durum daima bir ihtilafın ya da anlaşmazlığın bir sonucudur. Eğer o kişiye "Bana vurmamalısın" derseniz, size birkaç defa daha vurabilir. Eğer ona sebebini açıklarsanız o durumda kendinizi onunla bir anlaşmazlığın içerisinde bulursunuz. Konu sadece o kişiye dikkatinizi vermediğiniz zaman son bulacaktır. O nedenle, "size vurulduğunda karşılık vermeyin, size hakaret edildiğinde aynı şekilde davranmayın" hali, en uygun yoldur. (Alkış) Bunu yapabilen bazı kişilere sahibiz. Onların kendilerini oldukça iyi geliştirmiş olduğunu söyleyeceğim, hiçbir şekilde kötü değiller. Bazı insanlar: "Bana vurduğun zaman karşılık olarak sana vurmayacağım; bana hakaret ettiğinde karşılık vermeyeceğim" konusunu biliyorlar. Fakat kalplerinin derinliklerinde kendilerini hala rahatsız hissediyor ve hala birkaç şey eklemek istiyorlar: "Bana vurmamalısın" laflarını söylemek istiyorlar. Bunun sebebi kalbinizin derinliklerinde onu hala bırakamamış olmanızdır ve o kişiye olan borcunuzu geri ödemek istemiyorsunuzdur veya onu geri ödemiş olmanıza rağmen, kalbinizden atmaya hala niyetli değilsinizdir. Kendinizi rahat hissetmek için hala ek olarak birtakım şeyler söylemek istersiniz. Elbette, söylediğim şey kulağa biraz diyalektik gelebilir. Şunu sormak istiyorum: "Benim batılı ve zenci öğrencilerim, ben bu şekilde konuştuğumda anlayabiliyor musunuz?" (Alkış) Çok iyi, teşekkürler.

Soru: Ben felsefe ve edebiyat öğretiyorum, mesleğim bu. Felsefenin ve edebiyatın insan toplumu için değerli bir şey olduğunu düşünüyorum.

Shifu: Herkese şunu söyleyeceğim, bizler uygulamamız içerisinde topluma olabildiğince uyum sağlamak zorundayız. Yapmanız gereken meslek ne ise, yapmaya devam etmeniz gerekiyor ve bunda hatalı değilsiniz, çünkü mesleğiniz uygulamanızdan ayrılmıştır ve yaptığınız meslekte kendisini sadece xinxing'iniz gösterecektir. Sizler iyi davranacağınız için, herkes sizin iyi olduğunuzu söyleyecek ve Dafa uygulayan insanların iyi olduklarını söyleyeceklerdir. Felsefenin ve edebiyatın gelecekte nasıl konumlandırılacağına gelince, tüm kozmos bile Fa'dan sapmış olduğuna göre, insan toplumunda Dafa'nın yanında temiz bir yer bulunabilir mi? Geleceğe ait konular hakkında konuşmak istemiyorum. Her durumda, insan toplumunda var olan her şey yozlaşmıştır. Belki de, iyi olamayanlar, gelecekte ayıklanacaktır ve bu sadece insanlar ile sınırlı bir konu değildir. Şu anda devam edebilirsiniz ve işinizi yapabilirsiniz, çünkü Fa-düzeltmesi insanoğlu ile ilgili olan safhasına henüz ulaşmadı. Şu anda olan şey sadece, Fa'nın sizi kurtarıyor olmasıdır.

Soru: Ailemde işler iyi gitmiyor ve bu durum ailemin Dafa'ya karşı saygısızlık yapmasına sebep oluyor. Acaba ben karma mı yaratıyorum?

Shifu: Konuya bu şekilde bakmamalısınız. Buna iki açıdan bakmalıyız. Birinci ihtimal sizin kendi karmanızın buna sebebiyet vermiş olmasıdır. Diğer olasılık ise, uygulamanızda takıntılarınızı terk etmemiş olabilmenizdir. Her iki sebepte var olmaktadır, fakat aynı zamanda farklı insanların Dafa'yı eksik anlamalarından kaynaklanan farklı durumlar da kendisini göstermiştir.

Soru: Bazı Hıristiyanlar reenkarnasyon çemberinden geçtiğine inanmıyor.

Shifu: İsa, eğer insanlar kötü şeyler yaparlarsa cehenneme giderler dememiş miydi? Size sadece şunu söyleyebilirim. Bazılarınız, Yeni Testament'i ve eski Testament'i okumuş olabilir. Özellikle yeni Testament, kayıt altına alınan paragraflar şeklinde, sürekli birileri tarafından yazılmıştır -hafızada ezberlenerek kaydedilmiş cümleler olarak. Yani İsa'nın öğretilerini dinleyen kişiler, hatırladıkları şeyler temelinde bunları yazmışlardır. Fakat bir düşünün, İsa'nın hayatı boyunca sarf ettiği cümleler, sadece o kitaplarda yazılanlar kadar az olabilir mi? Sadece o kadar az olabilirler mi? İsa çok şey hakkında konuşmuştu. İnsanlar çok ama çok şeyi unuttular ve sonuç olarak da kayıt etmediler. Peki, neden kayıt edilmediler? Bir diğer neden de, insanoğlunun sadece o kadarını bilmeyi hak ediyor olması idi.

Buda Fa, [Rulay seviyesinde bile] insanoğluna tamamen açıklanamayacağı için Sakyamuni'nin yaşarken öğrettiği şeyler, Luohan seviyesine ait olan Fa idi ve insanoğlu sadece bu kadarını bilebilir. İsa'nın söylediği şeyler, onu takip edenlerin cennete ulaşmasını sağlamak için yeterliydi -bu yeterliydi. O yüzden, tanrılar burada çok fazla bir bilginin kalmasına müsaade etmediler. Doğuda çok sayıda kutsal yazıt olmasına karşın, onların hepsi hafızalardan aktarılmış olan parçalara bölünmüş ve eksik kayıtlardır -buna şüphe yok. Farklı bir perspektiften konuşacak olursak, bazı Batılılar Asya'dan reenkarne olmuşlardır. Dolayısıyla, eğer Batıdayken, bütün bunlara sahip değilseniz Asyalı olarak reenkarne olduğunuzda bunları deneyimleyebilir miydiniz? Dahası, çok sayıda Asyalı ve Batılı insan, karşılıklı bir şekilde reenkarne olmuşlardır, yani sırasıyla birbirlerine reenkarne olmuşlardır. Bazı insanlar kendilerini Asya kültürüne çok yakın hissederler, bazıları ise Batı kültürüne yakın hisseder. Bu durumun sebebi muhtemelen farklı dönemlerdeki reenkarnasyonlarından kalan özelliklerdir. Sizler beyaz olsanız da, sarı tenli veya zenci olsanız da, herhangi başka bir ırktan olabilirsiniz.

Soru: Yaşlı insanlar gözleri iyi göremediklerinden dolayı dersleri kasetten dinlemeyi seviyor. Bunu yapmak Dafa'yı okumak kadar etkiye sahip olabilir mi?

Shifu: Aynıdır. Eğer Fa'yı kalbinizden gelerek çalışırsanız gözlerinizin değişimden geçeceği muhtemeldir. Dinlemek, okumak ile aynıdır. Ne kadar yaşlı ya da ne kadar genç olduğunuzdan bahsetmeyin. Bu da sizin kendi takıntınız ve engeliniz olabilir. Dafa içerisinde kişinin yaşı fark yaratmaz -sadece devam edin ve kendinizi geliştirin. Pekin'de Fa'yı öğrettiğim dönemlerde öğrencilerin beni "Yüce Usta" diye çağırmalarından nasıl da hoşlandıklarını hatırlıyorum. Sonra salonda bulunan yaklaşık 70-80 yaşlarında bir kişi bana bir soru kâğıdı yollayarak: "Niçin kendini yüce Usta olarak isimlendiriyorsun? Ben bu kadar yaşlı olmama rağmen kendimi yüce usta olarak isimlendirmiyorum" şeklinde bir soru sormuştu. (Gülüşmeler) Bunun üzerine ben de: "Ben kendimi yüce usta olarak isimlendirmiyorum. İnsanlar bana olan saygılarından dolayı böyle söylüyor, Yüce Usta terimini kullanıyorlar." dedim. Aslında beni istediğiniz gibi çağırabilirsiniz. Beni ismimle çağırabilirsiniz. "Öğretmenim" ya da "Bayım" olarak çağırabilirsiniz -hiçbiri sorun değildir. Ben bu gibi şeyleri ve hiçbir formaliteyi önemsemiyorum. Aslında, insan yaşı uygulayıcıları etkilemez, çünkü kişinin ana ruhu herhangi bir yaşta olabilir. Bu anlamda konuşacak olursak, evrenin en yaşlısı benim. Hiçbiriniz benden daha yaşlı değilsiniz. (Alkış)

Soru: Lunyu, Zhuan Falun'un tüm içeriğini kapsıyor. Onun isminin niçin Lunyu olduğunu açıklayabilir misiniz lütfen?

Shifu: Biliyorsunuz, Konfüçyüs'te Lunyu'ya sahipti gibi görünüyor, fakat onların kavramı ve içerikleri birbirlerinden tamamen farklıdır. Ben bu Buda Fa'yı insan dilini (yu) kullanarak ele alıyorum (lun). İşte o yüzden ben ona Lunyu diyorum. (Alkış) Düşünce budur. İnsan dili Fa tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla onu ne şekilde kullanırsam kullanayım sorun yoktur (onu istediğim gibi kullanabilirim). Konular net bir şekilde açıklanabildiği müddetçe, ben sizleri kurtarabildiğim sürece ve Fa net bir şekilde öğretilebildiği müddetçe, onu bu şekilde kullanacağım. Dolayısıyla modern, standartlaştırılmış diller ve kelime hazneleri beni dizginleyemez.

Soru: Kanser hastanesinde çalışan bir uygulayıcı orada Fa'yı yaymayı planlıyor. Bu uygun mudur?

Shifu: Bu, niyetin ne olduğuna bağlıdır. Diyelim ki, Dafa'yı kullanarak insanları iyileştirmek istiyorsunuz. Dafa anormal herhangi bir durumu düzeltebilir. İnsanların hastalığa yakalanması anormal bir durumdur, fakat Dafa insanların anormal durumlarını düzeltmek için var olmamaktadır. İnsanlara Fa'yı öğretmenin amacı onları kurtarmaktır. O, evrende var olan farklı canlılar için farklı yaşam ortamları yaratmış olan Evrenin Görkemli Yasasıdır. (Alkış) Eğer onu insanların hastalıklarını iyileştirmek için kullanmak istiyorsanız, eğer niyetiniz bu ise, o zaman bu doğru değildir, değil mi? "Vay canına! Dafa kanseri tedavi edebiliyor. O zaman hadi insanların kanserini iyileştirmek için hastanelere gidelim." şeklinde düşünüyorsanız, bu durum insanları kurtarıyor olmak demek değildir, sadece Dafa'yı kullanarak hastalıkları iyileştirmek demektir -bu, doğru bir şey değildir.

Bu, bizim merhametsiz olduğumuz anlamına gelmiyor. Sizlere daha önce şunu söylemiştim ister İsa olsun ister Azize Meryem veya Yehova -ki onun yetenekleri ilk ikisinden daha fazlaydı- veya doğu dinlerindeki Budalar olsun; sadece ellerini tek bir kere sallasalardı bile bu küçük dünyada tek bir hasta insan kalmazdı. Peki, niçin onlar merhametli değillerdi? ve neden onlar insanlar için bunu yapmadılar? Çünkü insanlar kötü şeyler yapıyorlar. Eğer ben bugün sizin için bunu yapmış olsaydım, yarın kötü şeyler yapmaya devam ederdiniz. Elbette, bu, insanları cezalandırmak için değildir -bu, tüm canlıları değerlendirmek için olan, evrendeki bir prensiptir. İnsanlar kötü şeyler yaptıkları için bunu kendi başlarına ödemek zorundadırlar. Diyelim ki, birini öldürdünüz ve Buda sizin için karmayı yok etti. Peki, o zaman bu durum, insanları istediğiniz gibi öldürebileceğiniz anlamına mı gelecekti? Siz bir insanı öldürür öldürmez ve karma yaratır yaratmaz Buda'nın sizin hastalıklarınızı yok etmesi nasıl olur da kabul edilebilir bir şey olabilir? İnsanlar kötü şeyler yaptıkları zaman, bunun bedelini ödemek ve sorumluluğuna katlanmak zorundadırlar. Fakat insanlar kötü şeyler yaptıkları zaman, bunun insan bedeni üzerinde kendisini gösteren en genel hali "hastalık"tır ve bu, insanları cezalandırmak için kullanılır. Bunu söyleyen tek kişi ben değilim -İsa'da insanların günahlara sahip olduğunu söylemişti. İnsanlar niçin günahlara sahiptir? Bunun tam olarak sebebi, insanların vücutlarında karma taşıyor olmalarıdır. Batı kültürü, "karma" terimine sahip değildir -batı kültüründe böyle bir terim yoktur. İşte bu sebepten dolayı, İsa genel durumu betimlemek için "günah" terimini kullanmıştı. Aslında, karmaya sahip olmak ile günaha sahip olmak aynı şey değil midir? Günahlar olmadan karma nasıl var olabilir? Bu, aynı düşüncedir.

Soru: Tamamlanmanın ardından kendi seviyelerimize ulaştığımızda, vücudumuzda saygı değer Shifu'muzdan verilen işaretler taşıyacak mıyız?

Shifu: Tamamlanmaya ulaşmanızın ardından, vücudunuzda işaretlere sahip olacaksınız gibi bir durum söz konusu olmayacak. İşaretlemeler bir labirentin içerisinde olan kişiler içindir; sizler sadece buraya düşmenizin ardından işaretlendiniz. Tamamlanmaya ulaştıktan sonra bağımsız bir canlı olacaksınız, kendi başına karar verebilecek olan görkemli bir tanrı olacaksınız. Benim size verdiğim şey kısıtlamalar değildir, sadece görkemli bir tanrı olma fırsatıdır. (Alkış)

Soru: Falun Dafa egzersizlerini yapmayı sevmeyen kişiler Pudu ve Jishi müziklerini dinlemekten keyif alıyor. Shifu lütfen söyler misiniz, bunu yapmalarına izin vermeli miyiz?

Shifu: Evet o sadece müziktir. Elbette müziğimizi duyduklarında, bu durum onlar açısından kesinlikle iyi bir şeydir.

Soru: Günümüz toplumunda "kadın-erkek eşitliği" konusu yaygın. Bizler bayan uygulayıcılar olarak xiulian'de azimle ilerlerken, nasıl uysal ve narin şekilde kalmayı sürdürebiliriz?

Shifu: İnsanlar günümüzde kadınların giderek daha çok özgürleştiğini ve karakterlerinin de giderek güçlendiğini söylüyorlar. İşin aslı merhametinizin (Shan) sizi yönlendirmiyor olmasıdır. Güç, bir kişinin dış görüntüsünden yansır gibi bir gereklilik olduğunu düşünmüyorum. Eğer günlük yaşantınız içerisinde narin ve gerçek bir kadın gibiyseniz, yetenekleriniz hak ettiğiniz şeyleri aynı şekilde elde etmenizi sağlayacaktır. Bütün o şeyleri elde etmek için kendinizi erkeklerin yaptığı gibi sert ve erkeklere has yöntemlerle ifade etmek zorunda değilsiniz. Söylediğim şeyi anlıyorsunuz öyle değil mi? (Alkış) Bir başka deyişle, eğer siz bir kadın iseniz, bir kadın gibi davranmalı, nazik ve mülayim olmalısınız. Sadece o zaman erkekten saygı ve sevgi görebilirsiniz. Eğer nazik ve mülayim değilseniz, erkekler sizi gördüklerinde korkarlar (Gülüşmeler); ve o durumda sahip olmanız gereken sevgiyi ve hatta aile kurmayı bile başaramazsınız. Öte yandan, sadece kadınlardan söz etmeyelim -biz erkekler de aynı şekilde bir erkek gibi davranmalıyız. Fakat dünya üzerindeki tüm toplumlar günümüzde kötüleşmiş durumdalar; o yüzden ben sadece öğrencilerimden bu şekilde davranmalarını isteyebilirim -toplum bunu başaramaz. 50'li yıllardan önce Batı toplumunda erkeklerin oldukça centilmen olduklarını hatırlıyorum ve kadınlara saygı ile davranıyorlardı. Ve kadınlar da kadın gibi davrandıkları için erkekler onlara yardım etmekten hoşlanıyorlardı, onlara saygı duyuyor ve onları koruyorlardı. Aynı zamanda kadınlar, bir kadına yakışır şekilde kocalarını aziz tutuyorlardı. Bu davranış, insanoğluna ait bir davranış idi. Fakat günümüzde bunu tamamen yozlaştırdınız.

Asya toplumunda, kadınlar oldukça güçlendiler ve bu durum erkeklerin kadın gibi olmasına sebep oldu. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, içinizin derinliklerinde erkeğinizin güçlü olmasını istiyor, zihninizde ise onlardan daha güçlü olmak istiyorsunuz. Bu bir tezat değil midir? Eğer toplum bu şekilde olursa, erkekler etrafta hala güven ve saygı ile dolaşabilirler mi? Kendilerine has yiğitliğe sahip olabilirler mi? Bir evde iki aile reisi olamaz, aynen aynı dağda iki kral olamayacağı gibi. Dolayısıyla, iki kaplan savaştığında bir tanesi yaralanmak zorundadır (Gülüşmeler) ve ailenin uyumsuzluğa düşeceği kaçınılmazdır. Eğer iki büyük kral aynı çatının altında yaşıyor olsaydı, bir işe yarayabilir miydi? Bir ailede sadece tek bir reis olmak zorundadır. Ailelerde boşanmaların ve geçimsizliğin olmasının sebebi budur. Sürekli bir şey söylüyorsunuz: erkekler kadınların hiçbir şekilde kadın gibi olmadıklarını söylüyor ve kadınlar da erkeklerin erkek gibi olmadıklarını.

Bu durum batı toplumunda çok daha aşikâr bir durumdadır; evlendiklerinde malvarlıklarını ayırıyorlar. Gelecekte boşandığımız zaman bunlar benim şunlar-şunlar ise senin olacak" diyorlar. Çok daha bile açıktır. Kadının evlenirken kocasına duyduğu güven duygusu tek kelimeyle yok; erkekler de, kadın kendisiyle evlendiği an, hayat boyu onların sorumluluğunu almayı, dolayısıyla onlara karşı sorumlu olmayı düşünmüyor -hiçbir şekilde böyle düşünmüyorlar. Kişisel çıkarlar ve kişisel özgürlük her şeyin üstüne çıkmış durumda. Peki, o zaman bir aile sıcaklığını nerede bulabilirsiniz? İnsanlar birbirleriyle çekişiyor ve birbirine üstünlük kurmaya çalışıyor -kimse kabullenmek istemiyor. Sizlere şunu söyleyeceğim: insanoğlu böyle olmamalıdır! (Alkış) Çiftler birbirlerine güvenmeye cesaret edemediklerinde bile ve size güvenlik, sıcaklık ve duygusal yakınlık hissi veren bir nokta olmadığı zaman bile ıstıraplı bir yaşam sürmüyor musunuz? İçinizden: "Böyle olmamalı. Biz sıcak ve duygusal bir yuvaya sahip olmalıyız" diye geçiriyorsunuz." Fakat sergilediğiniz davranışlar bütün bunları yok ediyor ve bencil özellikleriniz böyle bir ortama sahip olmanızı imkânsız kılıyor. Herkes bu şekilde davrandığında, insanlar arasındaki muhteşem ilişkiler yok oluyor. Elbette, ben bu şeyleri sadece öğrencilerime, sizlere söyleyebilirim ve bunların doğru olmadığını sizlere söyleyebilirim. İnsanlar için artık bir çare bulunmuyor ve her şeyi geriye döndürmek artık imkânsız. Günümüzde toplumda tartışılan şeyler ve medyadaki eğilim, tamamen kişisel özgürlükler üzerine ve bireysel memnuniyetleri tatmin etmek üzerine kurulu. Sizlere şunu söyleyebilirim: bu kişisel istekleri yerine getirmek sizi özgür kılıyormuş gibi görünebilir fakat gerçekte ise artık sıcaklığın ve sevginin keyfini bir daha asla yaşayamayacaksınız! Ve artık güvenebileceğiniz birisi asla olmayacak! (Alkış)

Soru: Kendilerini Budaların dünyalarında yaşayacak olan sıradan bir canlı olmaya doğru geliştiren uygulayıcılar da var mı? (Gülüşmeler)

Shifu: Gülmeyin. Bu, kavramsal bir soru. Uygulayıcılar "Meyve Konumuna" sahiplerdir, dolayısıyla onlar kesinlikle sıradan canlılar olmayacaklardır. Hepsi, Tamamlanmalarının ardından, kendi Meyve Konumlarına sahip olacaklar.

Soru: Dafa, hem yüzeydeki beni hem de farklı boyutların farklı seviyelerindeki beni değiştirebiliyor. Bu anlayış doğru mudur?

Shifu: Bu anlayış yanlış değildir. Sizlere, bir insan bedeni olmadan xiulian uygulamanın ve kişinin kendisini geliştirmesinin imkânsız olduğunu söylemiştim. O halde, diğer boyutlardaki bedenlerinizin değiştirilmesi nasıl mümkün olabilir? Bu insan bedeni olmadan xiulian uygulayamazsınız, o yüzden kendinizi değiştirmek için burada, insanların yaşadığı bu yerde xiulian uygulamak zorundasınız. Bazen bir Dafa kitabı okuduğunuz esnada konsantre olmuyorsunuz; dudaklarınız bir paragrafı okuyup bitiriyor, fakat aklınız orada olmuyor. Bunun sebebi, yardımcı ruhunuzun ya da başka faktörlerin iş başında olmasıdır. Dikkatiniz arada bir beliriyor ve ardından hemen kayboluyor. Eğer bu gibi bir sorunu sıkça yaşıyorsanız, bu durum bütün bu şeyleri bırakıyor olmanız ve bu Fa'yı başkasına veriyor olmanız ile aynı şeydir. Bunu yapamazsınız ve ben sizin o şekilde xiulian uygulamanıza izin vermiyorum.

Soru: Sevgi ile takıntı arasındaki farkı nasıl anlamalıyız?

Shifu: Bunlar iki ayrı kavramdır. Sevgi takıntılara sebep olabilmektedir, xiulian esnasında takıntılara sebep olabilir, fakat o, sıradan insanlar arasında ve toplum içerisinde hala esaslı bir konudur. Sevgi olmasaydı, insanlar muhtemelen daha da kötü şeyler yapacak ve şeytan doğaları daha güçlü olacaktı. Dolayısıyla insanlar duygular olmadan yaşayamazlar. Bunun sebebi, duygunun insani bir olgu olmasıdır -o, insanlar için sağlanmış olan yaşam ortamının temel elementidir, fakat tanrılar için olan bir şey değildir. Uygulayıcılar olarak, onu aşmanız gerekiyor; sevgiden ve aşktan kaynaklanan takıntıları kendinizi geliştirerek uzaklaştırmalısınız. Aralarında böyle bir ilişki bulunuyor. Eğer takıntı yapmadan sevebilmeyi istiyorsanız, bu imkânsızdır. Fakat uygulama süreciniz içerisinde, her şeyi hafife almayı başarabilmeniz, her şeyi terk edebilmeniz ve derhal o denli takıntısız olmayı başarmanız mümkün olmayabilir. O yüzden şu an bulunduğunuz aşamada hangi durum içerisindeyseniz, sadece o gibi bir durumun içerisinde olabiliyorsunuz demektir.

Kendinizi: "Kalbimin derinliklerinde, aile üyelerime karşı derin bir sevgi besliyorum, fakat onları sevmeyi bırakmak için kendimi zorlayacağım." şeklinde zorlamayın. Bu yanlış olur, çünkü seviyeniz henüz yükselmemiştir ve bunu sadece zorlayarak başarmaya çalışıyor olursunuz. Eğer bunu yaparsanız, aslında insanların Dafa'yı yanlış anlamalarına ve Dafa'nın imajına zarar vermeye sebep olacaktır. Sevgi, uygulamanız içerisinde giderek azaldıkça, ortaya çıkacak olan merhamet (cibei) ile yer değiştirecektir. Biliyorsunuz, ben şu an burada oturuyorum, -sizin cümlelerinizi kullanıyorum- her birinizi seviyor ve her biriniz ile ilgileniyorum. Aslında bu bir tür merhamettir, (Alkış) fakat sizin sahip olduğunuz kişisel duygulardan tamamen farklı bir şeydir. Benim sahip olduğum şeyin, sizin kendi aranızda var olan sevgiden farklı bir şey olduğunu ayırt edebileceğinizden eminim. (Alkış)

Soru: Grup egzersizleri sırasında, bir kişi geç geldiği ve erkenden ayrıldığı zaman çok gürültü yaptığında, bu durum diğer insanların dinginliğe girmesini engelliyor; o durumda bu kişinin dikkatini çekmeli miyiz?

Shifu: Bu soru bana düşündüğüm başka bir şeyi hatırlattı. Sizlere şunu söyleyeceğim: Kültür Devriminden önce Çinli insanlar dünya genelinde edepli insanlar olarak bilinirlerdi; uygarlık konusunda, hijyen konusunda ve kendisini yüzeyde sergileyen bazı konularda çok niteliklilerdi. Çin'e komşu olan tüm ülkelerin kültürü Çinli insanlar tarafından getirilmiştir -Çin'den öğrenmişlerdir. (Alkış) Fakat Kültür Devriminden sonra, bütün bunlar "dört demode şey" olarak görüldüğü için terk edildiğini biliyor muydunuz? Bunların yerine, tüm vücudun çamurlu ve ellerin nasırlı olması, gurur duyulan şeyler oldu, bunun dışında bitler dahi "devrimci böcekler" olarak adlandırıldılar. İnsanlar pisliği güzel bir şey olarak kabul ettiler. Bu türden bir kavram devam etti ve şu anda insanların yaşam şartları gelişmiş olsa da ve her şeye daha dikkatli yaklaşıyor olsalar da, Kültür Devriminden kalmış olan bu gibi kavramlar henüz yeni yeni dağılıyor. Sizler Batı toplumunu yakalamış olsanız da, Batı toplumlarında yaşayan insanlar hala sizi bu anlamda hoş görmelerinin çok zor olduğunu hissediyorlar.

Etik detayları önemsemiyorsunuz, kendinizi yetiştirmiyor, dağınık görünüyor, içinde bulunduğunuz durumu ya da yeri göz önünde bulundurmadan yüksek sesle konuşuyor ve temizliğe önem vermiyorsunuz. Elbette sizlere, xiulian uyguluyorken, sıradan insanlara mümkün olduğunca uyum sağlamak zorunda olmanız gerektiğini söylemiştim. Xiulian uygulayan öğrenciler olarak, bu duruma ulaşmak zorundasınız. Bu, üzerinde durmaya dahi değmeyecek bir konu ve anlatmak istediğim bir şey değil. Fakat şunu biliyor muydunuz: sizler Fa'yı yaydığınız esnada, davranışlarınız yüzünden bazı Batılı öğrenciler size katılmaktan korkuyor? Bu konuya şu andan itibaren dikkat göstermek zorundasınız! Bu sadece tavırsal bir mesele değildir. Bu anlamdaki konulara gerçekten dikkat göstermeniz gerekiyor. Ben size özellikle modaya uygun bir şekilde giyinin demiyorum. En yüzeydeki insan uygarlığının farkında olmalısınız. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, Dafa'nın içsel anlamı, aslında en yüzeyde bulunan şeyleri de kapsamaktadır. Yaptığınız her şeyde başkalarını düşünürseniz, sanıyorum ki her şeyi düzgünce yapmayı başarabilirsiniz. (Alkış)

Soru: Bir öğrenci, belirli konularda Shifu'ya soru sorduğunu ve Shifu'nun onayını aldığını söyledi. Fakat diğer uygulayıcılar bu kişinin davranışlarının, cümlelerinin ve tutumunun bir uygulayıcıya yakışır gibi olmadığını hissettiler?

Shifu: İki kişi tartıştığında ve o konu üzerinde anlaşma sağlayamadığında, bana atıfta bulunarak, kendi takıntılarını savunmak ve terk etmeleri gereken takıntılarını gizlemek için: "Shifu şöyle şöyle dedi." diyorlar. Bu, çok kötü bir şeydir. Fakat diğer taraftan da, sırf birkaç cümlesini görerek veya davranışının Dafa'ya uymadığını görerek, bu kişinin bir öğrenci olmadığını ya da kendisini iyi geliştirmemiş olduğunu söyleyemezsiniz. İşin aslı, o kişi çok sayıda takıntısını terk etmiştir ve sıradan insanlara nazaran çok daha iyi bir durumdadır. Sadece, henüz terk etmemiş olduğu takıntıları kendisini gösterebilmektedir. O yüzden, bir uygulayıcı bunu gördüğünde kabullenmesi zor geliyor. Yani şu anlama geliyor, bizler bir kişiyi davranış biçimine göre yargılamamalıyız. Şu anda konuyu her iki yönden de ele almış oldum.

Soru: Bazı eski öğrencilerin yüzü kara renkli ve yüzlerinde yaşlılık lekeleri var. Bu gibi şeyler normal midir?

Shifu: Xiulian karmaşık bir konudur. Eğer bu gibi şeyler konusunda fazla endişelenirseniz, o zaman onları bizzat görmeniz maksatlı olarak ayarlanacak ve sizin hala uygulama yapıp yapamayacağınız görülecektir. Öte yandan, bu gibi kişiler kendilerinde bu gibi durumlar oluşturmuşlar ise, onların gerçekten de uygulama yapıp yapmadıklarına bakmamız gerekir. Kitapları okuyor ya da egzersizleri yapıyor olabilirler, fakat özünde, gerçek anlamda nasıl yapıyorlar? Bazı insanlar kitapları okuyorlar, fakat bir yıl geçmiş olmasına ve sürekli okuyor ve egzersizleri yapıyor olmalarına rağmen, daha Zhuan Falun'u bile bitirmemişlerdir; hatta diğer insanları uygulama yapmaları konusunda teşvik bile ediyorlardır. Xiulian uygulaması ciddi bir konudur. Bu dünyadaki hiçbir şey xiulian kadar ciddi değildir. Bizler gerçek anlamda gereksinimleri karşılayabilmek zorundayız.

Soru: Eğer bir kişi sabah yapılan grup egzersizlerine katılmıyor ise ve sert rüzgar ya da yakıcı güneş tarafından test edilmemiş ise, kış ayının dondurucu soğuğu ya da şiddetli yaz sıcağı tarafından sınanmamış ise, bu durum onun Tamamlanmasını etkileyecek mi?

Shifu: Bunlar gerçek anlamda sebepler değillerdir. Ben size daha önce zorluklardan geçmenin amacının takıntılarınızı yok etmek ve gelişiminizi sağlamak olduğunu söylememiş miydim? İnsanların sadece acıya dayanması hiçbir anlam ifade etmez -ne denli zorluklardan geçerlerse geçsinler. Grup halinde yapılan egzersiz ortamının kilit noktası, insanları güçlendirebilmesi ve arındırabilmesidir. Bir kişinin en dış yüzey kısmı her zaman sıradan insan toplumunda uygulama yapmayan kişilerle temas içindedir. Kimden etkilenmeyi tercih edeceksiniz -onlardan mı yoksa Dafa içindeki Dafa uygulayıcılarından mı? Bahsettiğim şey budur.

Soru: Evreni Fa'mı yoksa Tanrılar mı yarattı? Evreni Tanrıların yarattığını duymuştum, fakat son zamanlarda ise Budaların veya Taoların yarattığını duyuyorum.

Shifu: Peki o zaman duyduğun o Tanrıları kim yarattı? Fa'ya daha çok çalışmak zorundasın. Fakat söylediğin cümleler akla şunu getiriyor. Muhtemelen çok sayıda insan, Batı dinlerinin dünyayı Lordlarının yarattığını söylediğini duymuş olabilir ve Doğu'daki Budizm, evreni, Buda'nın karmasının yarattığını öğretmiştir. Onların sahip olduğu karma, herhangi bir şeyi yapmanın karma olduğu ya da karmanın bir sonucu olduğu üzerinedir. Doğu mitlerinde ve antik efsanelerde "Cenneti ve Dünyayı" Pangu'nun yarattığını duymuştuk. Hadi gelin Pangu'nun Cennet ve Dünyayı nasıl yarattığı hakkında konuşalım. Şöyle duymuş olabilirsiniz: Pangu'nun hikâyesinde, hikâyenin sonunda, kendisinin vücudu Cennet ve Dünya'ya, dağlara, nehirlere ve gökyüzündeki yıldızlara dönüşmüştür. Ne şekilde anlatılmış olursa olsun, herkese şunu söyleyebilirim ki, farklı seviyelerde, [siz hangi seviyede bir Tanrı olursanız olun] kendinizin üzerinde bulunan seviyelerdeki olayları bilmenizin hiç bir şekilde imkânı yoktur. Tarihin uzun süreci boyunca, canlılar Fa'dan uzun bir zaman önce saptılar ve çok sayıda canlı artık Fa'yı bile bilmiyor -onu unuttular. Peki, niçin unuttular? Şimdiki uygarlık döngüsü içerisindeki tüm canlılar, seviyeleri ne kadar yüksek olursa olsun ya da ne yükseklikteler ise, büyük çoğunluğu 9. döngü esnasında yaratıldılar. Fa, 9. döngüden önce nasıldı konusuna gelince, insanlar bunu bilmiyorlar. Ve 9. döngüye gelince, Fa'nın ne olduğunu daha az biliyorlar ve sadece farklı seviyelerde farklı standartların olduğunu biliyorlar. Bir başka deyişle, ilk baştaki canlılar şu anda neredeyse var olmamaktalar ve işte bu sebepten dolayı, canlılar evrenin nasıl meydana gelmiş olduğunu bilmiyorlar.

Evrenin farklı seviyelerinde büyük felaketler gerçekleştiğinde, aslında farklı kozmik vücutlar parçalanıp dağılmaktadır. Yani bir başka deyişle, onlar patlayıp yok olmaktadır. Patlamanın ardından, daha yüksek seviyedeki bir Tanrı aşağıya gelmez ve kendisinin evreni ne şekilde yarattığını, çok daha düşük seviyedeki Tanrıların görmesine müsaade etmez. Yüksek seviyeli bir Tanrı daha düşük seviyeli bir Tanrıyı yaratır ve onun bir sonraki seviyedeki evreni yaratmasını sağlar, dolayısıyla, o seviyedeki yeni Tanrılar doğmuş olur. Daha önce, tüm farklı seviyelerde, Tanrıların yaratılabileceğini söylemiştim. Belirli bir seviyede doğmuş olan bir Tanrı, o seviyedeki evreni yaratma yeteneğine sahip olmak zorundadır. Evrenin daha yüksek seviyelerinde Tanrıların var olup olmadığına gelince, herhangi bir fikri yoktur.

Biraz önce açıkladığım şey aslında bir prensiptir: yani, farklı seviyelerde bulunan Budaların, Taoların ve Tanrıların hepsi, kendi seviyelerinin altında bulunan evrenlerdeki her şeyi yaratma yeteneğine sahiplerdir. Fakat kendi sahası içerisinde olduğundan dolayı, evreni kendisinin yarattığını düşünür. Nispeten ilk başta var olanlar için durum böyledir. Bir Tanrı daha büyük bir evreni yaratmış, daha sonra bir başka Tanrı bu evrenin belli bir süresi boyunca belli bir seviyede doğmuş diyelim. Eğer aşırı derecede uzun bir zaman sonra bu Tanrının doğmuş olduğu evrende problemler baş gösterirse, kendi seviyesinin üzerinde bulunan Tanrılar tarafından yok edilir ve patlamalar gerçekleşir. Ardından, her şeyi yeni baştan oluşturduktan sonra, evreni yeniden yaratmış olduğunu düşünür. O evrenin üzerinde daha da büyük evrenler olduğunu bilmez. Aynı şekilde, bu gibi şeyler bundan daha küçük olan katmanlarda da gerçekleşebilir. Onunkinden daha küçük olan katmanlarda, farklı seviyelere ait evrenlerin oluşumu da aynı şekilde gerçekleşir. Söylediğim şeyi anlıyor musunuz? (Alkış) Bu konuyu Zhuan Falun'un beşinci konuşmasında açıklamıştım: farklı Tanrılar evrenleri farklı karakteristik özellikler temelinde yaratırlar. Birçoğunuzun bu konuda soruları vardı, öyle değil mi? Durum kesinlikle az önce anlattığım gibidir. Kozmos çok geniştir. Farklı seviyelerde gerçekleşmekte olan değişimler, muazzam büyüklükteki kozmik vücutlar içerisindeki sadece küçük parçacıklardır ve bu, Tanrılar için bile kavranılamaz bir şeydir.

Soru: Antik dönem Yunan'da ve antik Çin'de bahsedilen Tanrılar sadece efsane mi yoksa gerçekten var oldular mı?

Shifu: Sizlere şunu söyleyebilirim: şu anki bilim tarafından yönlendirilirken, günümüz toplumunun insanları "gerçeği" giderek daha derine doğru eşeliyor. Fakat bu "gerçeklik" sahtedir; evrenin gerçek ve görkemli hakikati, bu sahte "gerçeklik" tarafından durmaksızın kapatılıyor. Buna insanların kendisi sebep olmuştur. Bu yüzeysel şeylere giderek daha fazla inananlar, insanların kendileridir. Antik dönem efsanelerinin birçoğu doğrudur, fakat insanlar onları başkalarının uydurduğu masallar olarak görürler. Ben bugün kozmosun Yüce Fa'sını öğretiyorum. Gerçekleşen her şey ve ileride gerçekleşecek olan her şey tüm yaşamları şok içerisinde bırakacak. Gelecekte, çok daha görkemli olaylar gözler önüne serilecek, çünkü Fa buraya, bu insan dünyasına ulaşmış olacak. İnsanların inanmadığı her şey gerçekleşecek ve o kadar şok edici olacak ki, insanlar küçük dillerini yutmuş gibi olacaklar. Fakat bu olayın yaratacağı reaksiyon ne kadar güçlü olursa olsun, binlerce yıl veya on binlerce yıl sonra insanlar bunun bir efsane olduğuna inanacaklar ve daha da uzun yılların geçmesiyle birlikte, aynı şekilde başkaları tarafından uydurulmuş bir şey olarak bile görebileceklerdir. İnsanlar işte bu kadar sınırlıdır. İsa'nın gelmiş olduğunu inkâr eden insanlar yok mu? Bunu, insanların uydurmuş olduğunu söylüyorlar. Sakyamuni'nin doğuda ortaya çıkmasının insanlar tarafından uydurulmuş bir şey olduğunu söyleyen kişiler yok mu?

Soru: Ailem yıllardır Budizm uyguluyor. Onlar da aynen Shifu'nun son iki makalesinde anlatmış olduğu gibi, bir yanılsamanın ortasında kaybolmuşlar. Onların doğru bir uygulama yoluna girmeleri için ne yapabilirim?

Shifu: Onlara, yazmış olduğum makaleleri göster -yapabileceğin tek şey bu. Hiç kimse bir başkasının adına herhangi bir şey yapamaz. Bizler sadece insanlara neyin iyi olduğunu tavsiye edebiliriz ve başkalarını herhangi bir konuda zorlayamayız. Onları zorlayamayız. İnsanların ne elde etmek istedikleri, onların kendi meseleleridir. Eğer bir şeyler yapmaları için zorlansalardı bu bir işe yaramazdı, sadece onlar kendi başlarına yaparlarsa ve kendi başlarına xiulian uygularlarsa bir işe yarar.

Soru: Bir kişi, yaşam koşulları oldukça iyi olmasına rağmen, bilerek tutumlu bir hayat sürdürüyorsa, bu bir takıntı olarak kabul edilebilir mi?

Shifu: Çinli insanlar çok zor bir zaman döneminden geçmiş oldukları için, fakir olmaktan çok korkuyor olabilirler ve bu, insanları oldukça tutumlu olmaya yönlendirebilir. Bir kişi aşırıya kaçtığı zaman, iyi değildir. Normal bir şekilde yaşayın. Tutumlu olmak kötü bir şey değildir, fakat bir şey aşırıya kaçarsa kötü bir şey haline dönüşür. Bir uygulayıcı önyargılı düşüncelere sahip olmamalıdır. Tutumlu olmakta bir yanlışlık yoktur.

Soru: Çin'de uygulama yapan bir kişi Avrupa'ya seyahat ettiği zaman o kişiyle hala aynı Fa Bedeni mi ilgileniyor?

Shifu: Aynı Fa Bedeni, farklı Fa Bedenleri….Fa Bedenleri arasında bir fark mı var? Sizlere şunu söyleyebilirim ki, onların hepsiyle, bana ait olan bilgelik ilgilenir. Kesinlikle hiçbir fark yoktur. Aslında, Fa Bedenleri, benim. Fa Bedenleri benim düşündüğüm şeyleri düşünür.

Soru: Lütfen bize "Gerçek Beden" ne demektir açıklayabilir misiniz? Bir de "Gong Bedeni" ne demektir?

Shifu: Arada farklar bulunmaktadır. Tanrıların gözünde, insanların yaşadığı bu yerde bulunan her şey "gerçek olmayan" şeklinde kabul edilir ve sadece bir Buda bedeni ya da Tanrı bedeni "gerçek" olarak kabul edilir; dolayısıyla, o yükseklikteki bir bedene ya da daha yüksek seviyeli bir bedene "Gerçek Beden" derler. "Gong Bedeni" ise sadece benim sahip olduğum bir şeydir. Kozmosta bulunan diğer hiçbir canlı "Gong Bedeni"ne sahip değildir. Sahip olduğum sınırsız gong, benim görüntümü aynı anda şekillendirebilir. (Alkış)

Soru: Egzersizleri yaparken daima Shifu'nun konuşmasını duyuyorum.

Shifu: Eğer o konuşma Fa hakkında ise ve kitapta anlatılanlar ile aynı ise, o durumda sorun yoktur. O, senin olağanüstü yeteneklerinin kendisini gösteriyor olma biçimidir -olağanüstü yeteneğinin kendisini gösteriyor olmasıdır. Eğer o konuşma Fa içerisinde olan bir şey değilse, o durumda bir engelleme olmalıdır.

Soru: Çocuklara egzersizleri öğretirken, onlara iyi insanlar olmalarını söylemenin yanısıra, makaleleri de okumamız gerekir mi?

Shifu: Onlara iyi insan olmalarını söylediğinizde, onlara sadece sıradan insanlar arasında iyi insanlar olmalarını söylüyorsunuz. Bir kişiyi sadece Fa yükseltebilir. Böyle değil midir? Çocuklar, beş takım egzersizi yapabildikleri noktaya dek yapabilirler. Eğer yapamıyorlarsa, birazcık büyümelerinin ardından yapmalarında herhangi bir sorun yoktur.

Soru: Dafa prensiplerini, çocuklara anlayabilecekleri kelimeler ile açıklamakta bir sorun var mıdır?

Shifu: Bunun bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Sizler uygulayıcılar olduğunuz için, bunu yanlış bir biçimde yapmayacaksınızdır. Çocuklara açıklamak için mantığınızı kullanın. Bunun bir problem olacağını düşünmüyorum.

Soru: Bir test yaşadım, fakat kararlılığımı kaybettim. Xiulian'e yeniden en başından başlamak istiyorum.

Shifu: Daha az önce bir öğrenci bana hala uygulama yapıp yapamayacağını sormuştu. Bir başka deyişle, layıkıyla yapamadığı şeyler olabilir veya bir uygulayıcının standardını karşılamadığını düşündüğü yerler olabilir. Peki, hatalar yapmanızın ardından hala xiulian uygulayabilir misiniz? Xiulian uygulamayı başarıp başaramayacağınız tamamen size bağlıdır. Şu anda Fa'yı duymuş ve Fa'yı edinmiş durumdasınız. Elbette o zamanlar iyi iş çıkarmadınız ve o testi geçemediniz -bu gerçekten de büyük bir kayıptı. En baştan kendinizi geliştirip xiulian uygulayabilirsiniz; kararlı olabilir ve yeni baştan başlayabilirsiniz. Dafa içerisinde uygulama yapma konusunda kararlı olduğunuz için ve hatalı olduğunuzun farkına varmış olduğunuz için neden iradenizi güçlendirmiyor ve tekrar yakalamayı düşünmüyorsunuz? Bu düşünceye sahip olduğunuz müddetçe ve bunu yapmak istediğiniz müddetçe, bunu bana veya bir başkasına söylemenize gerek yoktur -sadece durmayın devam edin ve kendinizi geliştirin ve yeniden iyi olacağınızı düşünüyorum. Aslında, hepiniz uygulamaya kendinizi geliştirmek istediğiniz için başlamadınız mı? Ve Dafa'yı bu suretle edinmediniz mi? Fakat şansınızı kaybetmeyi ve hatalar yapmayı sürdüremezsiniz. Xiulian ciddidir, dolayısıyla hatalar yapmaya devam ederseniz, gelecekte bu Fa'ya girmek için bunun gibi bir şansa artık sahip olmayacaksınız. Bu Fa'ya girmek için bir fırsat yakaladınız, o yüzden bu şansı tekrar kaybetmeyin.

Soru: Kuzey Amerika'da yaşayan oldukça fazla sayıdaki Dafa uygulayıcısı evlenmeden karı koca gibi yaşıyorlar. Hatta bazılarının çocukları var. Bunu telafi etmek için evlilik belgesi almaları gerekiyor mu?

Shifu: Evet. Ben sizlere uygulamanızda, insan toplumuna maksimum uyum sağlamanız gerektiğini söylemiştim. Gelin bir başka açıdan konuşalım. Çin'de, insanlar geçmişte evlendikleri zaman, "Cennetin ve Dünyanın" onayını almaları gerekirdi ve işte bu sebepten dolayı "Cennet ve Dünya önünde eğilmek" âdeti vardı. Anne babalarının onayını almaları gerekiyordu; o yüzden ebeveynlerinin önünde diz çöküp selamlamaları gerekirdi. Batı toplumlarında ise insanlar Lordlarından veya Tanrılarından onay almak zorundalar ve işte bu sebepten dolayı kiliseye gider ve Lorda söz verirlerdi; Lord veya Tanrı onların evliliklerinin şahidi olur ve evliliklerini doğrulamış olurlardı. Günümüz Batı toplumunda bu gibi şeyler tahrip edildi ve insanlar artık herhangi bir formaliteden geçmiyorlar. İki insan hiç bir kısıtlama olmadan birlikte oluyor; eğer birlikte mutlu iseler birlikte yaşıyorlar ve eğer mutlu değillerse gidip bir başka eş buluyorlar. Bu, kabul edilemez bir şeydir. Dafa'nın öğrencileri olarak en azından bu temel prensibi bilmek zorundasınız. Batı'da yaşanan cinsel özgürlük inanılmaz derecede büyük karma yarattı. Doğudan gelen insanların durumu bana daha bile kötü görünüyor. Bu gibi konulara dikkat göstermek zorundasınız. İnsanların yozlaşmış olduğunu söylemiştik, fakat bir uygulayıcı sıradan bir insandan bile daha kötü davranıyor ise, bu bir problem değil midir? Elbette: "Bizler her ne kadar kâğıt üzerinde resmi işlem yapmamış olsak da, zihnimizde ve davranışlarımızda aynen evliymiş gibi davranıyoruz. Şu an birlikte çocuklarımız var ayrılık bu noktada artık bizim yapabileceğimiz bir şey değil" şeklinde düşünüyor olabilirsiniz. Fakat siz resmi işlemlerden geçmemiştiniz. Eğer kendinize karşı sorumluluk hissedebileceğinizi düşünüyorsanız, bunun oldukça iyi bir şey olduğunu söyleyeceğim, peki o zaman neden resmi işlem yapmıyorsunuz? En azından, toplumun sizi yasal olarak karı-koca olarak görmesini sağlayın. Bu şekilde olması gerekmez mi? Yani bir başka deyişle, konu bu meselelere gelince, çok da keyfi davranmamalısınız. Bu konu üzerinde daha fazla zaman harcamayacağım. Geçmişte ne yapmış olursanız olun, geçmiş artık geçmişte kaldı. İlerleyin ve doğru şeyi yapın.

Soru: Gördüğümüz şeyin, ana ruhun bedeni terk etmiş olması sebebiyle mi olduğunu yoksa Aydınlanmaya ulaşmış olmanın bir neticesi mi olduğunu nasıl anlayabiliriz?

Shifu: Bu konu daha önce konuşuldu. Biliyorsunuz, bunu "Kişi neden göremez" isimli makalede oldukça net bir şekilde açıklamıştım. Niçin göremiyorsunuz? Gördüğünüz zaman bile net olmayacaktır. Yani bir başka deyişle, bir şeyleri görebildiğiniz zaman bile çok net olmayacaktır. Eğer net ise, sınırlı bir alanı kapsayacaktır. Sahip olduğunuz görüş, kesinlikle bir Tanrının ki gibi her şeyi bildiğiniz ve her şeyi gördüğünüz gibi [sanki bir film izliyormuşsunuz gibi] sınırsız olmayacaktır. Elbette özel durumlara sahip olan kişiler var. Ben burada genel durumu resmediyorum.

Soru: Büyük bir kar fırtınası varken, bir Fa konferansına katılmaya gidiyordum ve arabam yolda bozuldu. Ailem, yaptığım bu riskli davranışa bir anlam veremedi.

Shifu: Hiçbir şey sadece basitçe bir formüle uydurulamaz -her şeyin o formüle uygun olarak gerçekleşeceği bir kalıba sokulamaz. Xiulian uygulamasında, her bir kişinin karşılaştığı durumlar karmaşıktır ve bir olayın sebebi değişkenlik gösterebilir. Örneğin, bazı insanların problemleri vardır, çünkü bir xinxing testini geçememişlerdir ya da belki daha başka önemli şeyler var olduğundan dolayı da olabilir. Ayrıca, bir problemin gerçekleşmesi de gerekiyor olabilir ve bu suretle zorluklar yaşamış ve engellerle karşılaşmış olabilirsiniz. O yüzden, xiulian son derece karmaşıktır ve düşündüğünüz kadar basit bir şey değildir. Arabanın bozulmuş olma nedeni, seni, birkaç mil ötede bekleyen bir kazadan korumak için de olabilir. Herhangi bir neden yüzünden olabilir. Xiulian'de yaşadığınız her şey iyidir ve sizler kudretli erdeminizi oluşturmaktasınız.

Soru: Dafa'yı tanıtmak için bir seminer düzenleyeceğiz ve sadece iki günümüz var. Bunda bir sorun olur mu?

Shifu: Eğer Falun Dafa'yı tanıtmak için sadece iki gününüz var ise bu çok kısa bir zaman. Eğer bir kişi dikkati dağılmadan Zhuan Falun'u okuyamamış ise kitabı tekrar eline alması zor olacaktır. Peki neden? Çünkü insanlarda düşünce karması bulunmaktadır. Bu karmaya, kişinin kafasındaki düşünceler sebep olur. Kitabı okuduğunuz zaman, zihninizdeki karma yok edilmektedir. Karma canlıdır ve kendisini yok ediyor olduğunuzu bilir, o yüzden de kitabı elinize almaktan sizi alıkoymaya çalışmaya başlar. Zamanınız olsa bile kitabı okumayı unutmanızı sağlar. Kitabı okuma zamanına sahip olmamanız için elinden geleni yapar. İşte bu sebepten dolayı, kitabı ilk kez okuyanlar, kitabı bitirememişler ise, artık okumak için zaman bulamazlar. Aynı şey video-kasetlerini izleyenler için de geçerlidir. Eğer bütün seti tamamlayamazsanız, artık izlemek için zaman bulmak zor gibi görünecektir. Şeytanlar engelleme yaratmaktadır. Zamana sahip olmanızı engellerler ve ona tekrar dokunmanızı engellemek için her türlü yöntemi kullanırlar. Bu problemin gerçekleşmesinin sebebi budur. Öte yandan, Fa'yı yaymak için fazla zamanınız yok. Bu konuya gelince, durumu sadece kendi koşullarınıza göre ele alabilirsiniz.

Soru: Eğer bir kişi uygulayıcı arkadaşından uzun zamandan beri iyi niyetle verilmiş hediyeler almış ise, sahip olduğu kudretli erdemini sonsuza dek yitirir mi?

Shifu: Size bir örnek vereyim. Bir öğrencinin ailesi aniden ekonomik zorluk içerisine düştü. Bir uygulayıcı için bu durum, çok muhtemelen geçmişten kaynaklanan bu gibi bir borcun neticesidir. Karmanın yok edilmesi sürecinde, bu gibi bir şeye katlanmak zorundadır, fakat çok da uzun sürmeyecektir. Durumun bu olabileceğini söylüyorum. O durumda da bazı öğrenciler, o kişi zor zamanlar geçiriyor olduğu için: "Ona yardım etmeliyiz. Peki, nasıl yardım edelim?" şeklinde düşünüyorlar. Herkes biraz para bağışlar, ona para verir ve ailesine katkı sağlar. Ve o andan itibaren o kişi hiçbir şey yapmamaya başlar. Fa'yı çalışmak dışında sadece evde oturur ve onların parasıyla yaşar. Bir süre sonra, Fa'yı çalışmayı da durdurur: "Bana para getirin ve sadece şu andaki gibi yaşayacağım." şeklinde düşünür. Hepiniz şunu bir düşünün: Sizler merhamet taşıyorsunuz, fakat bu gibi olayları bu şekilde ele alamazsınız. Herkes kendisine ait sıkıntılara sahiptir. Ona merhamet sebebiyle bir iş bularak ya da aciliyetten bakarak yardımcı olabilirsiniz, fakat bunu uzun bir zaman süreci boyunca kesinlikle yapamazsınız. Onun için ayarlamış olduğum yolu mahvedersiniz ve xiulian uygulamak onun açısından imkânsız olur. En sonunda da xiulian uygulamayı bırakır. Bir iş aramayı bırakır ve bu problemi çözüme kavuşturmayı istemez, çünkü harcayacak parası vardır ve: "Bana her ay para getirin." der. O zaman şunu söyleyeyim, öğrenciler gerçekten ne yapıyorlar?

Hediye vermek mi? Hediye vermek ne anlama geliyor? Birileri diğerlerine bir şeyler mi veriyor? Tanımadığınız biri size niçin bir şeyler versin? Pekâlâ, sizler birbirinizi tanıyorsunuz ve hepiniz uygulayıcılarsınız. Fakat bir öğrenci diğerine pahalı şeyler vermeli midir? Bunu niçin yapacaksınız? Bunun için bir sebep olması gerekir! Hatta o şeyler pahalı olmasalar bile niçin bunları vermeyi böylesi uzun bir zaman boyunca sürdürüyorlar? Neden? Ve peki sizler niçin onları kabul ediyorsunuz? Bunun sebebi açgözlülük takıntınızı terk edememiş olmanız mı yoksa? Yoksa başka sebepler mi var? Niçin bunları bulmayı denemiyorsunuz? Bu, kabul edilemez bir şeydir. Bizim Dafa'mız para veya malvarlıkları içermez ve bizler para ya da mal mülk biriktirmiyoruz. Sizler buraya xiulian uygulamaya geldiniz ve burada oturan hepinizden -hiçbirinizden tek bir kuruş bile talep etmiyorum. Başka insanlar size bir şeyler verdiği zaman niçin geri çevirmiyorsunuz? Size burada belirli bir konuyu işaret edeceğim: Dafa için çalışan herkes ve Shifu için çalışan herkes, sebep ne olursa olsun, öğrencilerden gelen hiçbir şeyi kesinlikle kabul edemezsiniz. Shifu'ya iletilecek şeyler ilgilenip halletmek üzere mutlaka Shifu'ya verilmeli. Kendiniz serbest olarak onları halletmeye çalışmayın, onları kendiniz için saklamayın, kendinizde tutmayın ya da Shifu'ya gönderilen mektuplar veya başka şeyleri açmayın.

Soru: Bir canlının yozlaşması, ana ruhunun takıntılar tarafından kirletilmesinden dolayı mıdır yoksa ana ruhun doğasının değişmesinden dolayı mı?

Shifu: Ben olaylara bu şekilde bakmıyorum. Bir kişinin var oluşu bir bütündür ve ana ruhunuzun, yardımcı ruhunuzun ya da vücudunuzun şu ya da bu hale gelmiş olduğunu söyleyemezsiniz. Eğer bir kişi hatalı ise hatalıdır, çünkü sizin her bir düşünceniz, sizin çeşitli seviyelerde bulunan benliklerinizi de kapsar. Kişi hatalarını düzelttiği zaman, o durumda, iyi bir insandır demektir. Eğer bir kişi kendisini geliştirebiliyor ise, daha yüksek seviyelere doğru ilerleyebilir.

Soru: Bir insanın vücudundaki küçük evrendeki canlıların tümü, insan vücudunu kontrol eden ana ruh ile aynı seviyede midir?

Shifu: Onlar aynı seviyede değillerdir. Siz, vücudunuzda bulunan diğer tüm canlılardan daha yüksek seviyelisiniz. Aynı zamanda, tüm hücrelerinizin arasında, hemen hemen aynı düşüncelere sahip olan bir yönetim sistemi var olmaktadır.

Soru: Ben 13 yaşındayım ve Japonya'da doğdum. Dil engeli sebebiyle ne şekilde xiulian uygulayacağım konusunda bir fikre sahip değilim.

Shifu: Bu çocuğun etrafındaki yetişkinler bu sorunu çözme konusunda yardımcı olmalıdır. Japonya'da doğmuş olduğu için Çince anlamıyor. Ayrıca çok genç olduğundan dolayı, Japoncadaki bazı şeyleri de tam olarak kavrayamayacak ve tüm karakterleri tanıyamayacaktır, dolayısıyla da zorluklar yaşayabilir. Belirli kısımları anlayamadığın zaman gidip yetişkinlere sor -ve yavaş yavaş her şeyi anlayacaksın. Netice itibarıyla, çocuklar çok çabuk öğrenirler. Biliyorsunuz, Çin'de okula hiç gitmemiş olan yaşlı insanlar var, fakat Zhuan Falun okuyorlar; okumaya devam ettikçe tüm kitabı okumayı başarabiliyorlar. Dafa uygulayıcıları arasında bu gibi çok sayıda kişi bulunuyor. Birkaç on yıl geride kalmış veya hayatlarının çoğu geride kalmıştır ve onlar karakterleri tanıyabileceklerini bile hayal edemiyorlardı. Fakat Dafa'yı çalışarak çok kısa bir zaman dilimi içerisinde Zhuan Falun'u okumayı başardılar ve hatta okuyarak, metin ile oldukça aşina oldular. Bu gerçekten bir mucize! Netice itibarı ile, bu Fa'dır, dolayısıyla bu gibi şeyler gerçekleşebilir. Elbette, çocuklar yetişkinlerin azmine sahip olamayabilirler, fakat ben bu durumu göz önünde bulunduracağım. Netice itibarı ile, çocuklar çocuktur. Eğer birazcık çaba ortaya koyarsan ve birazcıkta yetişkinler yardım ederse, problem çözülebilecektir.

Soru: Yardımcı ruhların kendi aralarında ne gibi bir karmik ilişkileri bulunuyor?

Shifu: Aralarında karmik ilişki olabilir de olmayabilir de. Belirli bir standart kural yoktur. Herkes geçmiş yaşantılarında kendisine ait ve benzersiz durumlara sahip idi ve onlar sizin uygulamanız ile bir ilgisi olmayan, insanlara ait karmik ilişkilerdir. Ana ruhun burada tüm farkındalığı ile Fa'yı edinmiş olması yeterlidir. Diğer yardımcı ruhlar ise, siz xiulian uyguladıkça doğallıkla takip edecektir.

Soru: Dövüş sanatları okulunda Fa'yı tanıtabilir miyiz?

Shifu: İnsanların Fa'yı elde etmeleri için herhangi bir ortamda yardımcı olmak sorun değildir diye düşünüyorum. Fakat şöyle bir şey var: bazı dövüş sanatları, Tao Okuluna aittir ve onlar qigong kategorisine dâhildirler. Diğer dövüş sanatları herhangi bir engellemeye sebebiyet vermez. Dafa uygulayan birçok kişi aynı zamanda dövüş sanatları da uyguluyor ve onların hiçbiri bizi etkilemez.

Soru: Shifu bizlere bilimin aslında ne olduğunu ve insan toplumunun çeşitli noksanlıklarını açıkladıktan sonra, bu konuları değerlendirmek istediğimde, zihnim oldukça karıştı ve işin içinden çıkamadım.

Shifu: Şunu tekrarlayayım: uygulamanız içerisinde insan toplumuna maksimum derecede uyum sağlamalısınız. Sizlere şunu söyleyeceğim: ben bilimin ardında yatan asıl faktörleri açıkladım, fakat bilime karşı değilim, netice itibarı ile o da kozmostaki tüm canlıların arasındaki, kozmosa ait unsurlar arasındaki formlardan bir tanesidir. Ben burada insanoğlunun o gibi bir durumda olmaması gerektiğini vurgulamış, aynı zamanda da, insan ırkının niçin yozlaşmış olduğunu da anlatmıştım. Ben bilime karşı değilim. Devam edin ve işinizi yapmayı sürdürün. Sadece, Buda Fa ile mukayese edildiği zaman, bilim çok sınırlıdır. Kendinizi daha fazla geliştirdikçe bunu yavaş yavaş anlayacaksınız.

Soru: Ben ilk başlarda Fa'yı edindiğimde aşırı derecede heyecanlanmıştım, fakat bu yanılsama içerisinde çok derinden kaybolmuş olduğum için, birtakım kötü şeyler yaptım. Acaba ben bitik bir duruma mı düştüm?

Shifu: Dafa içerisindeki uygulama hala devam ediyor ve öğrenciler hala azimli bir şekilde ilerlemeyi sürdürüyorlar. Bu notu buraya kadar yollamayı başardın ve ben bile bunu senin için okuyorum, dolayısıyla karmik ilişkin oldukça güçlü demektir. Gününü iyi değerlendir. (Alkış)

Soru: Ben Lübnanlıyım. Ailemin tamamı dindar insanlardan oluşuyor. Ben dindar değilim, fakat etkileneceğimden korkuyorum.

Shifu: Sen etkilenmeyeceksin. Sen kendininkini çalışıyorsun, onlar da kendi inandıkları şeye inanabilirler. Bu seni etkilemeyecektir. Çünkü onların inandığı şeyleri Tanrılar kollamıyor ve onlar ilgilenmedikleri için de, herhangi bir etkiye sahip olması daha da zordur.

Soru: Fa konferanslarına katılmadan hemen önce büyük xinxing testleri yaşadım. Bunlar sizin Fa Bedenleriniz tarafından mı düzenlendiler?

Shifu: Siz bir öğrenci olduğunuz müddetçe, ben sizlerden sorumlu olacağım. Sizleri xinxing testinden geçirip geçirmediğime ya da bunun birtakım başka özel nedenlerden dolayı olup olmadığına gelince, Shifu'nuz olarak bu gibi konularda sizlere karşı sorumlu olacağım. Bir uygulayıcının başına gelen her şey iyidir. Sadece devam edin ve kendinizi geliştirin; şunu fark etmemiş olabilirsiniz, dün sabah bir öğrenci deneyimini paylaşırken şöyle bir şeyden bahsetti [bir noktada] kendisini ne kadar zorlu bir şekilde geliştirirse geliştirsin artık daha fazla gelişim gösteremediğini hissetmiş ve sonra bir gün aniden "benim için bu seviyeyi aşma zamanı" şeklinde bir farkındalığa varmış. Ardından kendisini daha fazla geliştirdikçe, o duvar derhal yıkılmış ve farklı bir âlem gözlerinin önünde belirivermiş. Bence o öğrencinin konuşması üzerinde daha fazla düşünmelisiniz.

Soru: Falun Dafa insanları tarih öncesi bir zamanda kurtardı. Peki, niçin bütün canlılar Fa'yı unuttular?

Shifu: İnsanlardan mı yoksa Tanrılardan mı bahsediyorsun? Dafa tarafından kurtarılanların hepsi cennete gittiler. Peki, o zaman canlıların Fa'yı unutmuş olduklarını nereden biliyorsun? Sizlere şunu söyleyebilirim ki, bir kişi xiulian uygulayarak Tamamlanmaya ulaştığı zaman kendisine ait olan her şey Fa tarafından oluşturulmuştur ve her şey Fa'ya asimile ettirilmiştir. Siz Dafa'nın içerisindeyken, Dafa'nın bir parçasısınız. Aslında kozmostaki canlıların tamamı, Dafa'nın parçasıdır. Olan şey sadece onların yavaş yavaş Fa'dan sapmış olmalarıdır. Bir canlı saptığı zaman düşer ve olması gereken seviyeye gider. Tüm canlılar saptığında ise, o kısım canlı grubu yok olmak zorundadır ve ardından da yeni canlılar yaratılır.

Soru: Xiulian uygulamak, kişinin Dafa ile ilgili olan anlayışını ve hafızasını derinleştirmesi demektir. Bunu bu şekilde ortaya koyabilir miyim?

Shifu: O şekilde değildir. Sizin şu anda ezberlediğiniz şeyler sadece Fa'nın ifade ediliş biçiminin en düşük seviyeli formudur -benim sıradan insanlar arasında öğrettiğim biçimidir. Fakat sizler çeşitli seviyelerde Tamamlanmaya ulaştığınız zaman, biliyor olacağınız Fa farklı olacak -şu anda öğrettiğim Fa'nın içsel anlamları dışında, tamamen farklı olacak- ve tek bir kelimesi bile aynı olmayacak. Söylediğim şeyi anlayabiliyor musunuz? (Alkış) Ve hala Tanrılara ait olan meseleleri insani şekilde düşünmekten kaçınamıyorsunuz.

Soru: Ben, takıntılarımı kırıp geçerek bu noktaya kadar geldiğimi anladım ve bu takıntılar, yüzey kısımda haklı veya hatalı olmakla ilgili değiller; ondan ziyade, içsel anlamı daha farklı.

Shifu: Evet doğru. Çünkü Dafa, uygulama esnasında sizlere çeşitli seviyelerde rehberlik ederken, onu sadece zihninizde anlayabiliyor, fakat kelimeler ile ifade edemiyorsunuz. Sıradan insan lisanı ile bağlantılı düşünme biçimine dönüştüğü an, çarpık bir hale geliyor -kelimeler daha ağzınızdan çıkmadan önce dahi, sıradan insan lisanına ait düşünme biçimine göre bir düzenlenme sürecine girdiği anda, zaten farklılaşmaktadır. İşte bu sebepten dolayı, onun hakkında konuşmaya başladığınız an, artık o seviyeye ait gerçek anlam olmaktan çıkar. Siz de bunun farkına varmış olabilirsiniz. O yüzden onu sadece zihninizde anlayabilir, kelimelere dökemezsiniz. Peki, sizler deneyim ve anlayışlarınız hakkında niçin konuşabiliyorsunuz? Çünkü konuştuğunuz şeyler, en düşük seviyeye ve en dış yüzeye ait olan veya geçmişiniz ile ilgili olan şeylerdir. Ebette yeni öğrencilerin konuştuğu şeyler, onların şu anki deneyimleridir, çünkü yeni öğrencilerin konuşacağı şeylerin yüzeye ait olacağı kaçınılmazdır.

Soru: Shifu bana birkaç defa ipucu verdi, fakat ben kendimin çok da yüksek düzeyde olduğumu düşünmek istemiyorum. Bu düşüncenin ardında bir takıntı mı yatıyor?

Shifu: İlle de öyle olmak zorunda değil, çünkü bazen kişi kendisinden hoşnut olma takıntısı geliştirmekten korkar, dolayısıyla da kendisini kontrol etmeye çalışır ve kendisinden hoşnut olmaktan kaçınır ve kendisini yüksek bir yerlere koymayı düşünmekten kaçınır. Bence bu iyi bir şey, fakat bunu yapmaya çok fazla takılıp kalmayın, aksi takdirde bu da bir takıntı haline dönüşebilir. Sadece ağırbaşlı ve erdemli bir biçimde xiulian uygulayın.

Soru: Bazı kişiler diğerlerini eleştirerek "işte bu senin takıntın", "işte o senin takıntın" şeklinde konuşuyor. Fakat bu kişilerin kendileri takıntılı değiller mi?

Shifu: Her iki durumda mümkün. Sorulan soru oldukça ilginç, fakat bu soruyu soran kişinin kendisi de muhtemelen bir şeylere takıntılı. Eğer içinizden birileri, başkalarının takıntılı olduğunu söylüyorsa, bunun sebebi, sizin takıntılarınıza dokunulmuş olmasıdır, o yüzden acaba dönüp başkalarının takıntılı olduğunu söyleyerek kendi takıntılarınızı mı gizliyorsunuz? (Alkış) Ve takıntılı olduğu söylenen o kişilere gelince: sizler takıntılarınızı terk etmek yerine, takıntılı olduğunuzu söyleyen kişilerin kendi saplantılarından vazgeçemedikleri için takıntılı olduğunu mu söylüyorsunuz?

Soru: Sorumluluk pozisyonunda olan bir kişi kendi pozisyonunu daha yetenekli bir başkasına verirse, bu durum Dafa'nın yerleşimine katkıda bulunmak olarak görülemez mi?

Shifu: Söylediğin cümlelere yüzeyden bakıldığı zaman herkes senin haklı olduğun konusunda hemfikir olacaktır. Kendisini iyi geliştiren ve aynı zamanda da çok yetenekli olan bir kişi eğer iş yapmıyorsa, bu durum Dafa için kayba sebep olacaktır. Eğer konuya bu açıdan bakabilirseniz -Fa açısından neyin iyi olduğu perspektifinden bakabilirseniz- o zaman bunun gerçekten mükemmel bir şey olduğunu söylerim. Fakat elbette, bir başka açıdan konuşacak olursak, eğer içinizde gizli saklı başka düşünceler barındırıyor ve onların takıntı olabileceğini kabul etme cesaretini bile göstermiyorsanız ve düşüncelerinizde belirdiği her defasına onları gizlemeye çalışıyor ve geçiştiriyorsanız, o zaman bu doğru değildir.

Soru: Kendime sıklıkla kalbimi kullanmayı ve sahip olduğum her şeyi Shifu'ya vermem gerektiğini söylüyorum.

Shifu: Herkesin neler hissettiğini anlıyorum. Size şunu söyleyeyim, bu dinlerin bir mirasıdır. Öğrencileri dilenmek zorunda oldukları için Sakyamuni, keşişlere yemek vermenin gerçekten sınırsız bir erdem yaratacağını söylemişti. Fakat onların ihtiyaçlarını karşılamanın veya onlara para vermenin sınırsız erdem yaratacağını asla söylemedi. Dinler artık Buda'nın gereksinimlerini takip edemiyorlar. Bazı keşişlerin günümüzde çok açgözlü olmasının sebebi budur. Çok ama çok para istiyorlar, o yüzden de etrafta şu düşünceyi yayıyorlar: "Sadece bana katkıda bulunursanız sınırsız erdem edineceksiniz." Peki, onlara nasıl katkıda bulunmanız gerekiyor? Onlara daha fazla bir şeyler verirseniz daha iyi olacağı düşünülüyor. Hatta onlara tüm maddi kaynaklarınızı verirseniz, bunun muhteşem bir şey olacağını bile düşünüyorlar. Bir düşünün, bu son derece bencilcedir. Bu bencil düşünceler, başkalarına ait olan tüm mal varlığını almak ve hala tatmin olmamak noktasında olmak, şeytanlardan bile daha kötüdür. Onların uygulayıcı olma gibi bir ihtimalleri nasıl olabilir?

Dafa, para ile mukayese edilemez. Sizler de uygulayıcısınız, dolayısıyla başkaları size niçin katkıda bulunsun ki? Başkalarının parasını niçin kabul ediyorsunuz? (Alkış) Bir başka açıdan konuşacak olursak, size bağışta bulunmak isteyen kişi de Budalığı geliştirmektedir. Aksi takdirde size niçin katkıda bulunsun? O, kendisini sizden daha iyi geliştirmiş olabilir! Onun size katkıda bulunmasını haklı kılan şey ne? Siz ona katkıda bulunmak zorundasınız! Elbette, günümüzde insanlar, dini, güç ve para peşinde koşmak, politikaya bulaşmak şeklinde görmeye alıştılar; dolayısıyla bunu şaşırtıcı bulmuyorlar. Yalanlar üç kere tekrarlandığında doğruymuş gibi görünebilirler; dolayısıyla insanlar onları ne kadar çok duyarsa, bir o kadar kabul edilebilir hale dönüşürler ve insanlar artık onların doğru olup olmadığını bile düşünmezler. Tabii ki bazı öğrenciler Shifu'nun yaşam koşulları konusunda endişeleniyor ve sıkça Shifu'nun yaşamıyla ilgili bazı konuları çözüme kavuşturma konusunda yardımcı olmak istiyorlar. Bunu düşünmenize gerek yok. Neler hissettiğinizi biliyorum.

Soru: Yaşamın tek amacı "Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü"ye asimile olmaktır. Eğer ben bundan saparsam, bedenimin ve ruhumun yok edilmesini istiyorum.

Shifu: Fa konusunda zaten çok derin bir anlayış taşıyorsun ve Tamamlanmaya ulaşma konusundaki kararlılığın kaya gibi sağlam. Bunun gerçekten çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ve bence, Fa içerisinde çok sağlam bir uygulama temeline sahip bir kişi bu cümleleri yazabilir.

Soru: Gelecekte, Shifu'dan sonra Dafa'yı mütemadiyen yaymaya devam edecek biri olacak mı?

Shifu: Bu iş yapıldıktan sonra, sona erecek. Sizler kozmostaki değişim sürecinin önemli bir anında var olmaktasınız. Fa-düzeltmesi bittikten sonra, geleceğin insan ırkı yeniden gelişecek. Onlar Dafa'yı bilmeyecekler, fakat tarihte bu gibi bir şeyin gerçekleşmiş olduğunu bilecekler. Bu Dafa'nın prensiplerine gelince, onun tek bir kelimesini bile göremeyecekler. Yeni medeniyetler kurulduğu zaman, insanları kurtarmak için dünyaya gelecek olan yeni Budalar, Taolar ve Tanrılar olacak. O yüzden gelecekteki canlılar da Buda Fa'yı duyacaklar. Belki de o zamanlar, Batı toplumunda, İsa gibi bir Tanrı tekrar insan dünyasına gelecek. Bu meseleler yeni çağda gerçekleşecek ve bunların sizinle bir ilgisi yoktur.

Soru: Zhuan Falun ve Shifu'nun yayınladığı diğer kitaplar, Fa'nın aynı gücüne sahipler mi?

Shifu: Evet. Dafa'ya ait olduğu müddetçe, her şey aynı sınırsız içsel anlama sahiptir. Fakat sizlere şunu söyleyeceğim, eğer sistematik bir biçimde xiulian uygulamak istiyorsanız, sadece tek bir kitaba -Zhuan Falun'a- odaklanmalısınız. Diğer bütün kitaplar, sadece referans niteliğindedir. Tamamlayıcı kitaplar, farklı seviyelerde bütünleyici bir değere sahiplerdir, çünkü farklı seviyelerde farklı içsel anlamlar var olmaktadır. Fakat sistematik bir biçimde xiulian uygulamak istiyorsanız, Zhuan Falun'u takip edin. Zhuan Falun'u sürekli okumak zorunda olmanızın nedeni budur.

Soru: Tamamlanmaya erişecek olan uygulayıcıların çok yüksek seviyelere ulaşacakları doğru mu? Aksi takdirde böylesine sınırsız bir Fa'ya ihtiyaç olmayacaktı.

Shifu: Bir başka deyişle, "Shifu bizlere bu denli derin, yüksek seviyeli Fa'yı öğretti. Bizlere böyle yüksek seviyeli şeyler öğretmenize rağmen, bizler öylesi bir seviyeye ulaşamazsak, bize öğretmiş olduğunuz bütün bu şeyler boşuna mı olacak?" demek istiyorsun. Sizlere şunu söyleyeyim -ve bazı öğrenciler de görmüş olabilir: her Fa konferansında, Fa'yı dinleyenler sadece siz insanlar değildir. Elbette, onların aynı cümle içerisinden anladıkları içsel anlam, sizin duyduklarınızdan ve bu seviyedeki uygulayıcıların anladıklarından farklıdır.

Soru: Bir öğrenci konuşması esnasında "Evime geri dönmek istiyorum." şeklinde bir ifade kullandı. Kalbimin derinliklerinden gelen bir his ile her nedense gözyaşlarıma engel olamadım.

Shifu: Belki de senin en temel kısmına dokunmuştur, en mikroskobik olan kısmına.

Soru: Srivatsa sembolü Buda'nın seviyesini gösteriyor. Peki, Taoların seviyesini gösteren bir sembol var mı?

Shifu: Cennetteki meseleler için bir formül uygulayamazsınız -öyle değildir. Aslında, farklı Tanrılara ait olan tezahür biçimleri, hangi sembole sahip olduklarına; ya da kaç adet sembole sahip olduklarına dayanmaz. Srivatsa sadece Buda'nın tek bir tezahürüdür -o, Buda'yı temsil eder. Elbette, Buda kendisini bu şekilde gösterir; Budalar kendi seviyelerini yansıtan bu sembole sahiplerdir. İşin aslı, Cennetlerdeki Tanrıların seviyelerini sadece tek bir bakış ile söyleyebilirsiniz -sadece tek bir bakış ile onların seviyelerini anlarsınız.

Soru: Geçmişte, tüm uygulama yollarında, gong'u edinen sadece yardımcı ruh idi. Peki Batı dinlerindeki uygulama yöntemlerinde gong'u kim ediniyordu?

Shifu: Bu konuda bir soru var mı? Batı'daki uygulama yöntemlerinde de aynı şekilde değil midir -fiziksel vücut öldüğü zaman yardımcı ruh çıkıp gitmiyor mu? Dünyada tek bir kişi bile eksik olamaz. Dolayısıyla, kişinin ana ruhu reenkarne olmaya devam eder.

Soru: Batılılar, Tanrının bu evrenin tek Yaratıcısı olduğunu düşünüyorlar. Bu bariyeri nasıl kırıp geçebiliriz?

Shifu: Bazı kişiler bu şekilde düşünüyor. Onlara sebebini anlatabilirsiniz ya da okumaları için kitabı verebilirsiniz. Bunların dışında başka bir yaklaşım biçimi bulunmuyor. Buna inanmaları konusunda onları zorlayamazsınız. Eğer buna inanmıyorlarsa, şu an yapabilecek başka bir şey bulunmuyor. Daha önceden şunu söylemiştim: kozmosun farklı seviyelerinde bulunan Tanrılar [seviyeleri ne kadar yüksek olursa olsun ya da hangi seviyeye ait olurlarsa olsunlar], kendilerinin üzerinde ne olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değillerdir. Bugün, öğrettiğim Fa prensipleri içerisinde, sizlere o yüksek seviyelerin olduğunu anlatıyorum ve sizler bütün bu prensipleri, sadece insanlara ait olan bu yanılgı ortamı içerisinde dinliyorsunuz. Fakat Fa'nın içerisine gerçek anlamda kaynadığınızda, Fa'nın o seviyedeki parçası haline geleceksiniz ve o zaman içerisinde, bir kişi size daha yüksek seviyelerle ilgili şeyler söylediğinde, siz de ona inanmayacaksınız. Çünkü tam gözlerinizin önündeki ve altınızdaki seviyelerdeki her şeyi, hiçbir detayı kaçırmadan görüyor olacaksınız ve o durumun içerisinde, göremediğiniz hiçbir şeyin varlığına kesinlikle inanmayacaksınız. Şu anda: "Shifu bize bunu söylediği için, gelecekte buna inanacağım." şeklinde düşünüyorsunuz. Size şunu söyleyeyim: o zaman içerisinde, hem lisan stili, hem de size bugün öğretmekte olduğum Fa'nın formu, şu anki gibi olmayacak.

Soru: Tanrıların ana ruhu var mıdır?

Shifu: Tanrıları insanlarla mukayese edemezsiniz, çünkü insanoğlu bir yanılsamanın içerisinde bulunmaktadır. Tanrıların ana ruhu, yardımcı ruhu ya da diğer var oluş formları yoktur. Tanrılar sadece kendileridir. Fakat Tanrılar, Tanrılara has vücutlara sahiplerdir, fakat o vücudun var oluş biçimi, insanoğluna ait ana ruhun insan vücudu ile olan ilişkisi gibi değildir; aradaki ilişki o şekilde değildir, çünkü onlar tek bir bütündürler. Ve onlar bütün bu şeyleri kristal berraklığında bilmektedir -insanoğlu ise hiçbir şey bilmez.

Soru: Ben yeni bir öğrenciyim. Tanrıların ve Cennetlerin varlığına gerçekten inanamıyorum. Eğer Fa'yı azimli bir biçimde çalışır, zihnimi geliştirir ve egzersizleri yaparsam, öğrenciniz olabilir miyim?

Shifu: Evet olabilirsin. Hepiniz olabilirsiniz. Sadece durma ve kendini geliştir. Düşünceleri senden daha katı olan çok sayıda insan vardı, fakat eninde sonunda hepsi xiulian uygulayarak seviyelerini yükselttiler. Bu konuda endişelenme ve sadece kendini geliştir. Aslında sözlerine baktığımda şunu söyleyebilirim ki, Dafa'yı öğrenme düşüncesine başlamışsın ve bu da sadece bir başlangıç. Şu anki düşünce biçimini ele alacak olursak, her şeyi değiştirmek çok gerçekçi olmayacaktır, o yüzden Fa'yı çalışarak, Fa prensipleri içerisindeki konuları yavaş yavaş anlayacak ve sonunda da hissettiğin, temas kurduğun ve gördüğün noktaya dek yükseleceksin.

Soru: Birçok insanın, çift görüntüsünün yan yana olduğunu gördüm. Bu kişiler bir "Gerçek Beden' geliştirmeyi mi başarmışlar?

Shifu: "Dafa" insanları inanılmaz bir hızla değiştirdiği için, onların diğer boyutlarda var olan bedenlerinin görüntülerini görmüşsün.

Soru: Uyumadan önce, Shifu'nun ses kayıtlarını dinlemeyi seviyorum, fakat sıklıkla, daha bitmeden uykuya dalıyorum. Bu durum Shifu'ya karşı bir saygısızlık mıdır?

Shifu: Şöyle düşünüyorum: eğer azimle xiulian uygulamak istiyorsanız, Fa çalışmasına ciddi bir şekilde yaklaşmalısınız. Eğer uykuya dalamıyor ve sadece Fa'yı dinlerken uyumaya gidebiliyorsan, o durumda Fa'yı uykuya dalmak konusunda sana yardımcı olması için kullanıyorsun demektir. Nasıl böyle bir şey yapabiliyorsunuz? Yine de, bazı kişiler Fa'yı dinlerken gerçekten uykuya dalıyor. Peki, bu neden gerçekleşiyor? Sizi uyutan ve Fa'yı duymanızı engelleyen o şeye, nasıl oluyor da şeytan olarak davranmıyorsunuz? Eğer böyle ise, niçin onu aşmıyorsunuz?

Soru: Bir uygulayıcı arkadaşın omuzları, egzersizleri yaparken şiddetli bir biçimde sallanıyor ve bu durum gözlerini açana kadar devam ediyor.

Shifu: Ondan Fa'ya daha çok çalışmasını, kitapları daha çok okumasını ve kendisini Fa temelinde gerçek anlamda geliştirmesini isteyin. Bir kişi sadece tek bir uygulama yoluna odaklanamadığı zaman bu tür şeyler gerçekleşir. Veya uygulama içerisinde, kişi omuzlarından bir problem yaşıyorsa, omuzları iyileşirken de bu şekilde sallanabilir. Eğer bu durum uzun süre devam ederse, bu hala o kişinin ilk baştaki hastalık iyileştirme safhasında olduğunu ve henüz bir ilerleme kaydetmemiş olduğunu gösterir. Saf bir zihinle xiulian uygulayın. O kişi, Fa içerisindeki anlayışını gerçek anlamda yükselttiği zaman bu olay çabucak geçecek ve o seviyeyi aşacaktır. Uygulamanız esnasında fiziksel olarak rahatsızlık hissettiğinizde ve bu durum uzunca bir süre geçmediğinde, niçin takıntılarınızı terk etmiyor ve Dafa içerisinde gerçek anlamda xiulian uygulamıyorsunuz? Eğer sadece egzersizler yoluyla hastalıklardan muaf duruma gelmek istiyorsanız veya xiulian uygulamak istiyor olmanıza rağmen kitapları okumuyorsanız, kendinizi nasıl dönüştüreceksiniz? Ve nasıl orada sıkışıp kalmayacak ve o durumun içerisinde kalmayı sürdürmeyeceksiniz?

Soru: Günlük yaşantım içerisinde birçok şeyi umursamıyorum. Bu durum aynı zamanda, uygulama içerisindeki testleri umursamadığım hale gelmemede mi sebep oluyor?

Shifu: Eğer uygulaman içerisinde Dafa seni heyecanlandıramıyor ve diğer sıradan şeylerden farklı değilmiş gibi görünüyorsa, o durumda bu gerçekten bir problemdir diye düşünüyorum. O gibi bir durumda, Fa'yı okumaya odaklanmaya daha fazla vakit ayırman ve bu zorluğun üstesinden gelmen gerekiyor. O, demirden bir duvar gibi olduğunda ve aşıp geçilemediğinde ve senin aydınlanma kalitene ve de Fa'dan gelen anlayışına sekte vurduğunda, neden onu kırıp geçmiyor ve onu aşmıyorsun?

Soru: Çok kötü bir şey yaptım. Hala xiulian uygulayabilir miyim?

Shifu: Fa'yı elde ettikten sonra, gerçekten arka arkaya durmaksızın hatalar yapmayı sürdürmemelisiniz! Terk etmeyi başaramadığınız takıntılarınız sizi bilerek hata yapmaya sürüklüyor. Eğer onlardan ders çıkarmaz; onları kendinizi temelden değiştirmek için bir ilham kaynağına dönüştürmez ve yeni bir başlangıç yapmazsanız, bu fırsatı kaçıracaksınız.

Soru: Fa prensiplerinden sıkça yeni anlayışlar elde ediyorum. Bunlar sadece teorik seviyede olan şeyler midir?

Shifu: Yeni anlayışlar elde ettiğiniz zaman gelişiyorsunuz demektir. Büyük bir değişiklik hissedersiniz ve bir değişiklik hissettiğiniz zaman, ilerleme kaydediyorsunuzdur. Sıradan insanlar kendilerinde bir hata görmezler. O durumdayken aydınlandığınız anlayış sadece teorik seviyede değildir -öyle değildir. Mikroskobik olarak gerçekleşen dönüşümler kendilerini insan toplumunda gösteremeyeceği için, onu sadece anlayabilir ya da sadece Fa gerçeklerinden türeyen kavrayışlar olarak hissedebilirsiniz. Bu şekildedir.

Soru: "Eğer kıskançlık yok edilmezse, geliştirmiş olduğunuz tüm düşünceler kırılganlaşır." Burada ne gibi düşüncelerden (xin) bahsediliyor?

Shifu: Burada bahsedilen düşünceler (xin) ile elbette, xiulian esnasında geliştirdiğiniz doğru düşünceler kastedilmektedir. Doğru düşünceler, aslında, aynı zamanda doğru anlayışlar da demektir. Yani, tam olarak geliştirmiş olduğunuz kısmın, oldukça kırılganlaşacağı anlamına geliyor.

Bu, bana bir şeyleri hatırlattı. "Changchun Fa Konferansında Asistanlara Fa'nın Öğretilmesi" ismiyle Hong Kong'da yeni basılan kitabın 12. sayfasının 3. satırında "insan ırkının Fa'sı" şeklinde bir kelime var. "İnsan ırkı"nı "kozmos" olarak değiştirin. Dolayısıyla "kozmosun Fa'sı" olarak okunur. Anakara Çin'de yayınlanan kitapta ise, muhtemelen 14. sayfadadır.

Soru: Zhuan Falun'un grup olarak okunması ile evdeki okunması, farklı hızlarda ilerliyor. Bu durum uygulamayı aksatır mı?

Shifu: Eğer dikkatli bir biçimde çalışırsanız, etkilemeyecektir. Size şunu söyleyeyim, Zhuan Falun'u okurken başından sonuna doğru okuyun. Eğer bugün bitiremezseniz, yarın kaldığınız yerden devam edin; eğer tekrar bitiremezseniz, bir dahaki sefere, bir önceki kaldığınız yerden devam edin. Bu şekilde okuyun ve okurken bölüm seçerek okumayın. En kötü olan şey ise, insanlar Zhuan Falun'u ilk defa okurken ve Fa'yı insani zihinleriyle değerlendirirken: "Vay, burası mantıklı görünüyor. Burada bahsedilen şeyler hakkında ise şüphelerim var." şeklinde düşünüyorlar. Ardından da, kişi kitabın tamamını boş yere okuyacaktır -hiçbir şey elde edemeyecektir, ne kadar da üzücü! Bunun sebebi, bu Fa'nın "Cennetin Kutsal Yasası" olmasıdır. Bir insanoğlu ne denli karmaya sahip olduğu konusunda ya da düşüncelerinin nereden geldiği konusunda hiçbir fikre sahip değildir. Böylesine bir Fa'yı insani zihniyle değerlendirdiği için, hiçbir şey görmeyi başaramayacaktır. Kitabı hiçbir önyargıya sahip olmadan okuyun. Kitabı, okumayı bitirdikten sonra değerlendirebilirsiniz. Okuma süreciniz esnasında, kitabı değerlendirmeyin.

Soru: Kışın, egzersizleri dışarıda yaparken çok kalın kıyafetler giymek zorunda kalıyoruz ve ellerimiz kıyafetlerimize kolayca çarpıyor. Bu durum enerji mekanizmaları için sorun yaratır mı?

Shifu: Elleriniz, soğuk kış ayı için giydiğiniz kıyafetlere çarptığında, uygulamanızı etkilemez. Çok soğuk olduğunda eldiven takın ve donmayın. Aslında uygulayıcılar donmazlar, fakat bazı uygulayıcılar egzersizler esnasında bunu yaşadı. Peki, bu niçin oluyor? Bir düşünün: Dafa içerisinde hiç kimse uygulama yapmaya zorlanmaz -kişi bunu kendi başına yapmak istemek zorundadır. Dafa uygulaması esnasında, Fa'yı öğrenmek için çok sayıda yeni öğrenci geliyor. Onlar böylesine iyi ve yüksek düzeyde bir aydınlanma kalitesine sahip değillerdir, ya da henüz o gibi yüksek seviyelerde değillerdir ve henüz test edilmemişlerdir, o yüzden onların buraya uygulama yapmak için gelmiş olduklarını henüz söyleyemeyiz. Bir başka deyişle, biz onları henüz kendilerini gerçek anlamda geliştiren uygulayıcılar olarak göremiyorken, eğer donarlarsa, bu durum Fa üzerinde şiddetli bir etki yaratmayacak mıdır? Onlar henüz başlangıç seviyesinde oldukları için ve daha yeni katılmış oldukları için, uygulayıcı olup olmadıklarına henüz karar verilmemiştir. Eğer test edilirken donarlarsa, bu çok büyük bir etki yaratacaktır. Uygulama yapmak için yeni öğrenciler gelmeye devam ediyor; o yüzden bunu yapamazsınız. Bazı öğrenciler bu konuda ısrar ettikleri için dondular. Aslında, bir anlamda, bu durum onların karmayı yok etmesine yardımcı olmaktadır; bir diğer anlam ise, onların buna aydınlanmasını sağlama yoludur.

Soru: Bazı kişilerin hareketleri çok yanlış. Bu durum, enerji mekanizmalarını ve Falun'u etkiler mi?

Shifu: Eğer hareketler çok yanlış ise, bu bir problemdir. Eğer sapma önemsiz ise, herkesin aynı kalıptan çıkmışçasına aynı olmasını da bekleyemeyiz. Onlar makineden çıkmış gibi bire-bir aynı olmadıkları için, aralarında farklılıkların olması kaçınılmazdır. Hatta hiçbir fark olmasaydı bile, eğer siz diğer kişiden daha iriyseniz, hala farklılıklar olmayacak mıydı? Yani şu anlama geliyor: herkesin aynı olması imkânsızdır, öyle değil mi? Fakat eğer hareketleriniz fazla sapmış ise, bu bir problemdir. Hareketlerimizi mümkün olduğunca doğru yapmalıyız.

Soru: Kışın soğuğunda ya da yazın sıcağında dışarıda egzersizleri yaparken, karmanın yok oluşu, egzersizleri içeride yaptığımız zamana göre daha mı hızlı gerçekleşiyor?

Shifu: Aynen biraz önce söylediğim gibi, egzersizleri dışarıda yapmak elbette iyidir, fakat bilerek zorluk peşinde de koşamazsınız. Eğer kuzeyde yaşıyorsanız ve kışlar çok soğuk geçiyorsa, mont ve eldiven giymek zorundasınız. Dürüst olmak gerekirse, soğuktan donmak karmayı çok da fazla yok etmez. Gelişiminiz için en kritik olan şey, xinxing'in yükselmesidir. (Alkış)

Soru: Bizler Shifu'yu Çin'de göremiyoruz. Benim yaşadığım bölgede bulunan öğrenciler benden devamlı olarak Shifu'ya olan saygılarını iletmemi istiyorlar.

Shifu: Hepinize teşekkür ederim. (Alkış) Çin'deki öğrencilerin neler hissettiğini çok iyi anlıyorum. Sizin de görebildiğiniz gibi, Çin'in dışında bir deneyim paylaşım konferansı düzenlemek oldukça kolay. Daha kısa bir süre önce Los Angeles'ta idik ve kısa bir süre sonra birbirimizi burada tekrar görüyoruz. Bu, Çin'deki uygulayıcılar için oldukça zordur. Çin'de on milyonlarca, neredeyse yüz milyon uygulayıcı bulunuyor ve bu durum, onların beni görmesini gerçekten de çok zorlaştırıyor. Nereye gittiğimi anladıkları anda veya nerede kaldığımı anladıkları anda, bütün öğrenciler oraya gitmek isteyeceklerdi. Uçaklar ve trenler ağzına kadar dolacaktı, caddeler tıkanacaktı ve hükümet bunu kabul edilmez bir şey olarak görecekti. Dolayısıyla, istikrarlı bir ortamı sürdürmeleri, engellemeden muaf bir şekilde uygulama yapmalarını sağlamak, toplumu bozmamak ya da hükümeti sıkıntıya sokmamak için, onlarla bu şekilde buluşamam.

Soru: Shifu'nun Belçika'yı ziyaret etme gibi bir şansı olacak mı? Fa'yı yayma faaliyetlerimiz esnasında, sınıf açmak ve seminerler düzenlemek için para toplayan kişiler olduğunu gördük.

Shifu: Belçika'yı ziyaret etmek için fırsatım olacak. (Alkış) Sınıflar açmak veya seminerler düzenlemek için para toplayan kişi her kim ise, o bir Dafa uygulayıcısı değildir -bu kesinlikle böyledir. (Alkış) Dafa'yı para ile takas ettiği için, bu önemsiz bir problem değildir. Fakat eğer öğrenciler, bir aktivite düzenlemek için gönüllü olarak bir yer tutmaya yardım etmek isterler ise, ben buna karşı değilim. Bunun dışındakiler ise, kabul edilemezdir.

Soru: Son zamanlarda, bu yılın geçtiğimiz yıla nazaran daha hızlı geçtiğini hissettim. Bu ne anlama geliyor?

Shifu: Elbette, bu konu hakkında daha önce konuşmuştum. İnsanların söylediğim şeylere inanmaları zor olabilir, çünkü bu konu, yüksek seviyelerde ele alınmak zorundadır ve siz hala bu gibi şeyler soruyorsunuz….Ben bu işi yaparken, aslında bütün zamanları aşıyorum. Aksi takdirde -bir düşünün- bir canlı bir "zaman alanının" içerisine girdiğinde, o "zaman" tarafından dizginlenir; bir başka "zaman alanının" içerisine girdiğinde ise, o "zaman alanı" tarafından dizginlenir. Bütün hayat süremi bitirseydim bile, ya da 10, 100, 1000 ya da on binlerce yaşam süresi geçirseydim bile, bu işi bitirmem için yeterli süre olmayacaktı. Ben bu işi yaparken tüm zaman alanlarını aştığım için, herhangi bir "zaman" tarafından dizginlenmiyorum. Bu işi hızlandırmak için, tüm kozmosun zamanını hızlandırmak zorunda idim. Dolayısıyla, en büyük olan Falun, en tepede, hala dönüşünü ve itişini hızlandırıyor. Tüm kozmos bir bütün olarak birbirine bağlanmaktadır -en tepeden en aşağı kadar. O yüzden de, zaman giderek hızlanıyor. Peki, aşağı yukarı, ne kadar hızlıdır? Farklı zaman alanlarında bulunan canlılar, onun hızını hissedemiyorlar, çünkü ne kadar hızlanırsa hızlansın, kendi boyutlarında bulunan her şey, aynı şekilde onunla birlikte hızlanıyor. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musunuz? Bir gün içerisinde hala 24 saat bulunuyor ve insanlar aynı şekilde işlerine gitmeye devam ediyorlar. Bu boyutun tamamındaki "zaman" çok hızlandırıldı, fakat saatler hala gün içerisindeki 24 saat aralığı doğrultusunda çalışıyor. Dolayısıyla insanlar onun hızlı olduğunu hissetmiyorlar. Ve insanlar güneşin doğuşu ve batışının tekrarlanışını aynen her zamanki gibi görüyorlar.

Her şey hızlandığında, burada bulunan her şey aynı şekilde hızlanır; metabolizmanız, her bir hareketiniz, bakışlarınız ve düşünme biçiminiz; hepsi aynı doğrultuda hızlanmaktadır. Benzer şekilde, farklı canlıların yaşadığı ortamlar da hızlanır. Her şey hızlanır, o yüzden hiç kimse bu hızlanma durumunu hissedemez. Peki, ne kadar hızlanmıştır? Günümüzde, yaklaşık olarak bir günlük zaman dilimi, bir saniyeye eşittir. Aslında, bir düşünürseniz, insanoğlu oldukça acınası durumdadır, fakat hala insani şeylerle meşguller ve hala kendilerinin fevkalade olduklarını düşünüyorlar. İnsan ırkı hala gelişmek istiyor. İnsanlar sadece insandır. Cahilliklerinden dolayı kendilerini yok ettikleri zaman bile bunun farkına varmazlar. Bir kişiyi klonladıkları gün, uzaylı yaşamların resmen insanoğlunun yerine geçmeye başladığı gün olacaktır. Tanrılar, klonlanmış bir insanın ruha sahip olması gibi bir düzenleme yapmayacaktır; dolayısıyla yaratılmış olan kişi, aynen bir ceset gibi olacaktır. Ruh olmadan, doğuştan ölü olacaktır. Peki, o zaman ne olacak? Uzaylı yaşamlar bu bedenlerin içerisine girmek için avantaj elde edecek ve o kişilerin ruhları haline geleceklerdir.

Soru: Tamamlanmaya ulaştıktan sonra Zhuan Falun çalışmaya devam edebilecek miyiz?

Shifu: Cennetlerde bulunan Tanrılarda Dafa'yı öğreniyorlar, fakat kelimeler böyle değildir. Ondan ziyade, onlar Fa'nın o seviyelerdeki tezahürleridir.

Soru: Shifu, bizim uygulama yollarımızı düzenliyor. Eğer bizler işimizi ve yaşadığımız ortamı bilerek değiştirirsek, bu durum uygulamamızı etkiler mi?

Shifu: Bilerek zorluk peşinde koşmanızı istemiyorum. Fakat şöyle bir şey var: eğer koşullar izin veriyorsa ve uygunsa ve daha iyi bir iş bulmak istiyorsanız, bunu yapmanızı sıcak karşılarım. Eğer koşullar olgun ise ve aynı zamanda diğer faktörler de iyi ise, yaşamak için başka bir yer bulmanın herhangi bir şeyi etkileyeceğini sanmıyorum; hatta belki de bu, uygulamanızın bir parçasıdır. Fakat elbette, ulaşılması imkânsız bir şeyi yapmak konusunda ısrar ediyorsanız veya zorluk peşinde olma ısrarındaysanız, o zaman işleri berbat edebilirsiniz. Dafa içerisindeki Fa prensiplerinden aydınlanmayı denerken, konular hakkında düşünmeniz ve doğal akışa karşı olmamanız gerekiyor.

Soru: Shifu bizlere Fa'yı yorumlamamamız veya analiz etmememiz gerektiğini söyledi. Bazı kişiler, elde ettiğimiz anlayışlar ve edindiğimiz kavrayışlar hakkında konuşamayacağımızı da söylüyorlar.

Shifu: Bu, nasıl doğru olabilir? O zaman bizim bugün burada oturup konuları tartışmamız da mı yanlış oluyor? Bunu böyle anlamamalısınız. Eğer kendi anlayışlarınız ve deneyimleriniz hakkında bile, [bizim bugün bu konferansta yaptığımız gibi] konuşamayacaksanız, o zaman bunun yanlış bir şey olacağını söylerim. Öte yandan, takıntılı olduğunuz ve terk edemediğiniz şeyler hakkında konuşma yapmak istiyorsanız ve o takıntı, Fa konusunda birtakım yanlış anlamalara sebep oluyorsa, ya da Dafa ile bağlantılı konuların gidişatı üzerinde problemli etkiler yaratıyorsa, o zaman başkalarının sizin konuşma yapmanıza niçin izin vermediği üzerinde düşünmeniz gerekiyor. Eğer bu gibi problemleriniz yoksa o zaman karşı taraf hatalı demektir. Eğer bu kutsal konferansta, birilerini eleştirmek için benim ağzımı kullanmak istiyorsanız, bunu başaramayacaksınız, çünkü ben, sizin düşüncelerinizin nereden geldiğini görebiliyorum.

Soru: Bir gün aniden, "Shifu" kelimesinin bana tamamen yeni bir anlayış verdiğini fark ettim. O, en kutsal olan kelimedir.

Shifu: O zaman bunun sebebi, kelimenin ardında bulunan anlamın kendisini sana göstermiş olmasıdır. Dafa'nın içerisindeki hiçbir kelimeyi hafife almayın. Her bir kelimenin ardında Budalar var olmaktadır ve her bir kelime Fa'dır. Bazı insanlar: "Ben Fa'yı seçerek okuyorum" dediklerinde ve bir parçadan diğerine atladıklarında ya da bir parçayı anladıklarını, fakat diğer paragrafa katılmadıklarını söylediklerinde, ondan hiçbir şey elde edemeyecek olmalarının sebebi budur.

Soru: Siz, farklı seviyelerde farklı cennetler yarattınız. O cennetlerin isimleri nelerdir?

Shifu: İnsanların, sadece, Sakyamuni'nin seviyesindeki Rulayları bilmelerine izin verilir. Daha yüksek seviyelerde bulunan Tanrılar hakkında hiçbir şey bilmenize izin verilmez. Bu konu hakkında defalarca konuşmuştum -hatta bu konuda ilk başlarda bile konuşmuştum. İnsanoğlunun bilmesine izin verilmez. İnsanoğlunun daha yüksek seviyelerde bulunan Tanrıların isimlerini bilmelerine izin verilmez. İnsanların, onların isimlerini telaffuz etmelerine izin verilmez, çünkü bu durum, onlara küfür etmeniz ile aynı anlama gelir. Bunun sebebi, onlara göre, insanların haddinden fazla değersiz olmalarıdır. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, Tanrılar insanları asla kendi soylarından gibi görmezler. İnsanlara her ne kadar acıyor ve onlara merhamet ediyor olsalar da, merhamet duydukları şey insan yaşam formudur. Bununla birlikte, onlar, insanların hayvan olduğunu düşünürler. (Fakat bu, evrim teorisinde tanımlanan kavram ile benzer değildir.)

Soru: Falun Dafa, insanları tarih öncesi bir dönemde geniş çapta kurtardı. İnsanların şu anda bulunduğu döngü içerisinde, bu denli geniş çapta bir Fa ilk defa öğretiliyor. Eskiden öğretilen Fa, günümüzde öğretilen ile aynı mıydı?

Shifu: Birincisi, zamanın başlangıcından bu yana, bu kozmosun Fa'sını öğreten kimdi? İkincisi, eğer tarihteki daha sonraki bir zamanda, kozmosun bu Yüce Fa'sının bir parçasını öğretmiş olsaydım, bu Fa'yı öğretiyor olmayacak mıydım? Ben insanlara Fa'yı öğretirken, Fa hakkında o kadar yüksek seviyede konuşmam zorunlu mudur? Hayır değildir. Eğer tarih içerisinde ben Fa'yı rektife etmek için gelmemiş olsaydım ve sadece Fa'nın insanları kurtarabilecek olan bir parçasını öğretmek için gelmiş olsaydım, o, kozmosun Fa'sı olmayacak mıydı? Sadece insanların hak ettiği seviye kadarını öğretmiştim, daha fazlasını değil. Peki, o da aynı zamanda aynı Fa değil miydi? Aynı Fa idi.

Soru: Kozmosta niçin canlılar yaratıldı?

Shifu: Mikro-organizmalar insanları anlamak için kendilerine ait düşünme biçimlerini nasıl kullanamayacaklarsa, aynı şekilde insan zihni de Tanrıların varoluş ve düşünme biçimini asla anlayamayacak. İnsanoğlu kozmosu bile anlamıyor ve onun neye benzediği konusunda hiçbir fikirleri yok; o zaman kozmostaki bu konular hakkında nasıl oluyor da sorular sorabiliyorlar? Bu soru "Evren neden var olmak zorunda?" gibi bir şey sormaya benziyor. Gelin kendimizi "neden bir kozmos var?" ya da "hayat niçin var?" gibi sorularla sıkmayalım, çünkü bunlar sizin bilebileceğiniz ya da bilmeniz gereken şeyler değillerdir. Yüksek bir seviyeye kadar kendinizi geliştirdiğinizde bile, ne denli yüksek bir seviye olursa olsun, bunları bilmeyeceksiniz. Elbette, içinde yaşam olmayan ya da herhangi bir şey olmayan boş bir kozmosu yaratmak anlamsız olurdu, öyle değil mi? İnsan kelimelerini kullanacak olursak, Lord (Kralların Kralı) ya da "tüm Budaların, Taoların ve Tanrıların Saygıdeğer Lordu" bu şekilde olmasını istedi.

Soru: Bir canlının var olmasının en temel anlamı nedir?

Shifu: Evreni ve yaşamın anlamını düşünmek için, insan düşünme biçimini kullanıyorsunuz -hiçbir şekilde insanoğlunun anladığı gibi değildir. Gelin insanlar hakkında konuşalım: eğer insanlar yaşamaktan sıkılsalardı, benim Fa'yı öğretmek için gelmeme gerek kalmayacaktı. Bunun sebebi, herkesin yaşamak istiyor olmasıdır. Sizlere insanlar hakkında genel anlamda konuşuyorum. Aslında öğrettiğim şey içerisinde, bilmeyi başarabileceğinizden fazlasının içsel anlamının ne olduğu konusunda bir fikriniz yok. Farklı seviyelerde bulunan canlıların hepsi, var oluş konusunda kendi anlamlarına sahiplerdir ve hepsi var oluşları hakkında, kendilerine ait doğru anlayışlar taşırlar. Onların seviyesinde var olan gerçek anlayış, sizin sahip olduğunuz anlayıştan tamamen farklıdır. Çünkü insanoğlunun sahip olduğu anlayış, tersine çevrilmiştir, onlar gerçeği göremezler, kendi geleceklerini göremezler, olayları kusursuz biçimde anlamayı başaramaz ve hiç bir şeyi göremezler. Bilim ne kadar ilerlemiş olursa olsun, o hala bu boyut içerisinde emeklemektedir. Çok sayıda garip düşünceler taşıyor olmanızın sebebi budur. Eğer konuları hiçbir önyargıya sahip olmadan değerlendirebilseydiniz, inanılmaz muhteşemlikte bir Tanrı olurdunuz. Fakat insanoğlunun bunu yapabilmesi imkânsızdır.

"Ben bunu yapabilirim. İşte görüyorsunuz, benim bütün söylediklerim, başka hiçbir düşünce olmaksızın tamamen başkalarının faydasına, fakat bundan hoşlanmıyorlar" diyebilirsiniz. Peki, cümlelerinizin başka düşünceler içermediği gerçekten doğru mu? Doğumdan sonra geliştirdiğiniz düşüncelerin, farklı zaman dönemlerinde biçimlenmiş düşüncelerin ve bir rol oynayan düşünce karmasının, siz konuşurken yarattığı bulaşma etkisinin farkında mısınız? İnsan düşünceleri hiçbir zaman saf olmayacaktır. Buna benzer bazı düşünceler size kendisini gösterebilir, dolayısıyla da bilirsiniz; bazıları ise göstermez, dolayısıyla da bilmezsiniz. Bazı insanlar, bu gibi düşünceler kendisini gösterdiği zaman bile farkına varmazlar. Dolayısıyla, söylediğiniz şeylerin içerisinde bulunan faktörler, çok karmaşık unsurlar içermektedir. Tanrıların insanlara karşı sarf ettiği kelimeler ise, tamamen saftır. Siz merhametli olduğunuzu söyleyebilirsiniz, fakat işin aslı, sizin merhametiniz, farklı zaman dönemlerinde biçimlenmiş olan insan düşüncelerine ait çok sayıda faktörü barındırmaktadır. Sizin düşünme biçiminiz, insan düşünme biçimidir ve içerisinde çok şey bulunur. Zihninizden yayılan düşünceler, içerisinde her türlü şeyi barındırır. Kişinin kendisini geliştirmesi, saf olmayan ve yetersiz olan her şeyi yok etmek içindir.

Soru: Ağlamak sadece belirli bir zaman dilimine ait bir durum olmalı, fakat neden ben bir yıl geçmiş olmasına rağmen bu durumu aşamıyorum?

Shifu: Bu da bir engelleme olmalı. Neden bunu uzun zamandır aşamadın? Eğer Fa'yı duyamayacak kadar çok ağlıyorsan, bu yanlış olacaktır. Elbette şu an, bu öğrenciden bahsetmiyorum. Eğer uygulamanızı engellemeyen bazı şeyler yüzünden böyle bir durum yaşarsanız, o zaman başka sebeplerin bulunması mümkündür. Örneğin, geçmişte hatalar yapmışsınızdır, nasıl değişmiş olduğunuzu görürsünüz -gerçekleşmiş olan tüm değişimler hayal gücünüzün bile ötesindedir- ya da cehennemden çıkarılıp alındığınızı, temizlendiğinizi ve hatta bütün bu muhteşem şeylerin size verildiğini görmüşsünüzdür. Nasıl olur da ağlamazsınız?

Ya da belki de belirli bir yaşamda benimle bağlantılıydınız. Her türden ihtimal bulunmaktadır. Sebebi budur.

Soru: Diyelim ki, 18 ayar altından yapılmış bir dünyada bulunan canlılar artık saf olmayan bir duruma geldiler ve Fa rektife edildikten sonra, onlar için 24 ayardan yapılma bir dünyaya dönme vakti geldi. O durumda, kendilerini sadece yüksek standartlarda tutukları zaman mı Tamamlanmaya ulaşabilecekler. Bu doğru mu?

Shifu: Evet doğru. Fakat bu, bir anda yapılabilecek bir şey değildir; ondan ziyade buna, durmaksızın devam eden bir xiulian uygulama süreci ile yavaş yavaş ulaşılabilir. O zaman içerisinde, her şey çok sakin ve doğal olacaktır ve bir şey yapmak için zorlamaya maruz kalmayacaksınız. Bu konudan bahsedecek olursak, eskiden, sizin için bir şeylerin üstesinden gelirken gerçekleşen bir şeyi hatırladım. Sizin var oluşunuzun en mikroskobik katmanındaki meselelerin tamamını ele alıp halletmemin ardından, bazı şeylerin hala doğru olmadığını hissettim. Varlığınızın biçimlenmiş olduğu daha da derin yerlerde, o en temel maddenin bile yozlaşmış olduğunu gördüm -inatla biçimlendirilmiş olan bütün o şeyler, değiştirilemiyordu. O noktada, diğer Tanrıların gözünde, canlıların en temel doğaları bile artık yeterince iyi değildi ve bu evreni elde tutmak artık imkân dâhilinde değildi. Fakat ben bütün bunları, sizler için tersine çevirdim. (Alkış) Bunu yapmak gerçekten çok zor bir şeydi. Herhangi bir sapma veya bunun en ufak şekilde bile yanlış yapılması, geleceğinizin her yönünü etkileyecekti. Bunu yapmak inanılmaz derece zordu. En sonunda da, Fa-düzeltmesi için çalışmaya henüz başladığım zamanlarda, bunun gerçekten çok zor olduğunu hatırladım. Konuşmakta olduğum şey, sizin buradaki varlığınızla ilgili bir olgudur, fakat daha yüksek seviyelerde daha da mikro kozmik olan benzer durumlar yok mudur? O yüzden bunu yapmak çok zordu, fakat ben yaptım; standartları karşıladım ve var olan en yüksek standartları aştım. (Alkış)

Ayrıca insan ırkının yozlaşmasının sebebinin, çok yüksek seviyelerde bulunan maddenin yozlaşmasının bir sonucu olduğunu da fark ettim. Ve o çarpık şeyler çok inatçılar. Burada, insanlar arasında kendisini ortaya koyuş biçimi, günümüzün sorumsuz, disiplinsiz ve kontrol yoksunu gençliğinin davranışlarından görülebilir. Bağırıp çağırıyor, garip şekilde dans ediyor ve video oyunları oynuyorlar. Kısacası zihinleri, sözüm ona modern yaşam biçimine dair şeylerle dolmuş.

Soru: Ben yarım lotus şeklinde meditasyon yapıyorum. Bacaklarımda yaşadığım keskin acı durmaksızın devam ediyor, aralıklı bir şekilde değil.

Shifu: Elbette, benim bahsettiğim "aralıklarla gelen ağrı biçimi" kişi tam lotus pozisyonunda oturabildiği zaman için geçerlidir -aralıklı gelen ağrı, o durum içerisinde yüzeye çıkar. Bacaklarınızı yeni katladığınız zaman ağrı durmaksızın gelir ve bunun sebebi, önceden bacaklarınızı hiç katlamamış olmanızdır. Veya bacaklarınızı henüz yeni katlayabilmişseniz, ağrı gerçekten durmaz; sanki bir saniye bile dayanamayacakmışsınız gibidir ve bacaklarınızı o anda hemen açmak zorunda kalırsınız. İçinizde yaşadığınız his böyledir. Acıdan titrersiniz ve buna dayanmak zordur; kalbinizi delip geçer ve rahatsız eder. Yaşadığınız şeylerin hepsini derinden anlıyorum. Eğer bu durum hakkında konuşacaksak, o zaman bunu iki açıdan ele alalım; belki daha önce bacaklarınızı hiç katlamamıştınız ve bu sebepten dolayı bacak kemikleriniz katı ve de tendonlarınız esnek olmayan bir durumda idi; ya da karma yüzünden gerçekleşti. Her iki durum da mümkündür.

Soru: Ben daima Dafa'nın gereksinimlerinin gerisinde kaldığımı hissediyorum ve daima yeteri kadar zamanımın kalmadığını hissediyorum. Bu bir takıntı mıdır?

Shifu: Son kısım takıntıdır. İlk kısım ise doğru açıklanmış. Yeterli zamanın kalıp kalmadığı konusunda kesinlikle endişelenmeyin. Xiulian uygulamaya devam ettiğiniz müddetçe Tamamlanmaya doğru ilerliyorsunuz. Fakat şu var: azimli olmak zorundasınız! Eğer: "Zamana bırakacağım, 10 yıl, 8 yıl veya 20 yıl -yavaş yavaş yapacağım." şeklinde düşünürseniz, o durumda ben sizi beklemeyeceğim.

Soru: Kurtarılacak olan canlılar ve xiulian'de başarıya ulaşacak kişilerin cennetlerine gidecek olan canlılar, aynı zamanda uygulayıcılarla karmik ilişkilere sahipler mi?

Shifu: Cennetinizde bulunan tüm canlılar, insan dünyasında sizinle karmik bir ilişkiye sahip olabilirler. Ben ise sizin kalbinize bakıyorum. Tamamlanmaya ulaştığınızda, sahip olduğunuz borçlarınıza ne olacak? Sizler xiulian uygulayıp kendinizi geliştiriyorken, ben sizin dünyanızı tamamlıyorum. Borçlu olduğunuz bazı canlılar sizin Cennetinizdeki varlıklar haline gelecekler ve o durumda bundan elbette ki, mutluluk duyacaklar. Bu sizin merhametinizin ve kudretli erdeminizin bir yansımasıdır ve aynı zamanda onları kurtarmış olacak ve bunu iyi bir şeye dönüştürmüş olacaksınız. (Alkış)

Soru: Xiulian esnasında Fa'ya aydınlanmak en yüksek seviyede var olan Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'nün belirli içsel anlamlarına Aydınlanmak amacı içindir şeklinde belirtmek doğru mu?

Shifu: Öyle değildir. Benim bahsettiğim Aydınlanma ile uygulamanız esnasında her şeyi doğru düşünceler ile ele alıp alamadığınız kastedilmektedir. Daha az önce söylediğim cümle tam olarak, Dafa içerisindeki uygulamada gerçekleşen Aydınlanmayı tarif ediyor. Bu, sizin burada niyetler ile oturup düşünmeniz ya da belirli bir cümlenin anlamını irdelemeniz ile ilgili değildir. Böyle bir şey değildir. Bazı kişiler bunları fark etmekte yavaş kalıyor. Birazcık rahatsızlık hissettikleri zaman bana niçin iyi hissetmediklerini soruyorlar: "Shifu, nasıl oluyor da kendimi iyi hissetmiyorum?" diye soruyorlar ya da bir başkasına: "Bana bugün neler oluyor böyle?" diyorlar. Bir sonraki gün üzücü şeylerle karşılaştıkları zaman "niye bütün bu üzücü şeyler beni buluyor?" diyorlar. O durumda bu gibi kişilerin zayıf Aydınlanma kalitesine sahip oldukları söylenir. Aslında fiziksel rahatsızlık hissettikleri zamanlar, hastalıklarının temizlendiği zamanlardır veya bu, gonglarının gelişiyor olduğunu göstermektedir. Fakat hala bunun kötü bir şey olduğunu düşünüyorlar. Sıkıntılarla karşılaştıkları anlar, xinxinglerini geliştirmeleri için bir fırsattır. Kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu gibi durumlar olmadan bunu nasıl başarabilirler? Bunu kabul edemez ve buna dayanamazlar ise, nasıl xiulian uygulayabilirler? Xiulian uygulamaları imkânsız olacaktır. Bu durum, bu gibi kişilerin Aydınlanma kalitelerinin çok zayıf olduğunu göstermektedir. Benim bahsettiğim Aydınlanma türü budur.

Soru: Çin'de ve dünyada xiulian uygulamayan çok sayıda insan var. Shifu lütfen onlara çok önemli birkaç şey söyleyin.

Shifu: Anlattığım Fa'nın tamamı, bir anlama ve bir amaca sahiptir. İnsanlar sadece insandır. Benden insanlara ne söylememi istiyorsunuz? Size şunu söyleyeyim, ben sizleri insan olarak görmüyorum, çünkü sizler xiulian uygulayan insanlarsınız ve Tanrısal bir durumun içerisindesiniz. (Alkış)

Soru: Asistan merkezi, kendi muhitinde sadece Dafa uygulayıcılarının egzersizleri yapmasına izin veriyor ve Fa'yı yaymak için olan grup aktivitelerine ya da egzersizleri yapmaya müsaade etmiyor.

Shifu: Anlattığın durum belki senin bir yanlış anlamandan kaynaklanıyor olabilir; bu aynı zamanda o asistan merkezinde çalışan koordinatörün de uygunsuz bir davranışı olabilir. Her ikisi de mümkün. Bunu sizin için özel olarak yorumlayamam. Fakat söylemiş olduğum bir şeyi hatırlamak zorundasınız: iki kişi bir problem yaşıyorken ve bunu üçüncü bir kişi de görüyorken, o üçüncü kişi bile kendisinde problemler olup olmadığını düşünmelidir. "Bunu görmeme sebep olan şey nedir?" şeklinde düşünmelidir. Bu, problem yaşayan o iki kişi için daha çok geçerlidir. Onlar kendilerini daha fazla irdelemek zorundadırlar, çünkü içsel olarak gelişim göstermeleri gerekmektedir. Dolayısıyla, bir şeylere katılmadığınızı fark ettiğinizde, bunun sebebi, sizin düşüncelerinizle uyum içerisinde olmaması mı, yoksa Dafa ile uyumlu olmaması mı? Bunu da irdelemeniz gerekiyor. Eğer haklıysanız, o durumda Dafa'ya karşı sorumluluk taşıyan biri olarak, mantıklı ve doğru olan o görüşünüzü koordinatöre söyleyebilirsiniz. O da bir uygulayıcı olduğu için bunu göz önünde bulunduracaktır diye düşünüyorum. Bu şekilde olmalıdır.

Soru: "Kararlılık" isimli makalede Shifu, "Diğer boyutlardan gelen engellemeler öğrencilere yaklaşmak için çeşitli yöntemler kullanıyor ve zarara sebebiyet veriyor." şeklinde bir ifade kullanıyor.

Shifu: Şu şekilde ortaya koyayım: size söylenip de Dafa ile tutarlılık göstermeyen hiçbir şeyi yapamazsınız; eğer öğretilenler Dafa'nın hareketleri değil ise, gösterilen hiçbir hareketi öğrenemezsiniz ve onlar bizim Dafa içerisinde yapmamız gereken şeyler değiller ise, onları takip ederek hiçbir şey yapamazsınız. Bunu yaptığınız müddetçe, yeterlidir. Bazı kötü şeyler benim Fa bedenimmiş gibi numara yapıyorlar. Kendinizi iyi bir şekilde kontrol edin ve olayları Dafa ile değerlendirin. Eğer bir kişi ne yapması gerektiği konusunda Fa Bedenlerine bel bağlıyorsa, bu durum şeytanları cezbeder.

Soru: Shifu, Fa'yı eskiden yayarken yaptığınız bazı şeyleri bize anlatabilir misiniz?

Shifu: Ben size Fa'yı ve yukarı seviyelere doğru nasıl xiulian uygulayacağınızı söylerim. Dikkatinizi sadece buna verin. Bilmek istediğiniz diğer şeylerin hepsi Tamamlanmaya ulaşıncaya dek ertelenmiş durumdadır. Şu anda zamanınızı hayal kurarak geçirmeyin.

Soru: Shifu'nun öğrencilere Falun bahşetmesinin daha da derin anlamları bulunuyor; bizler Tamamlanmaya ulaştıktan ve orijinal konumlarımıza geri döndükten sonra, bir daha asla düşmeyeceğiz.

Shifu: Yapmak niyetinde olduğum şey, budur. (Alkış)

Soru: Öğretmen Li, aydınlığınızı Afrika'ya getirebilir misiniz?

Shifu: Bazı şeyler düşündüğünüz gibi değildir. Aslında bazı Çinli uygulayıcılar önceki yaşamlarında zenci idi; bazı beyaz uygulayıcılarımız da muhtemelen zenciydiler. Yani, bu büyüklükte bir olay yüzeyde düşündüğünüz gibi basit değildir. Ben, kurtarılması gereken kimseyi geride bırakmayacağım. (Alkış) Umarım kitapları okur, Fa'ya çok çalışır ve kendinizi durmaksızın yükseltirsiniz.

Soru: Fa'yı öğretmeyi bitirdiğiniz zaman, Falun Dafa'yı bir din haline dönüştürmekten nasıl kaçınacağımızı bize söyler misiniz?

Shifu: Bunun hakkında endişelenmeniz gerekmiyor. Bu insan dünyasındaki her şeyi bitirene dek bu Dafa ile birlikte burada olacağım.

Soru: Belirli şeyleri yaparken keyif aldığımda suçluluk duygusu hissediyorum. Bunun sebebi nedir?

Shifu: Size şunu söyleyeceğim: birçok eğlenceli şey aslında o kadar da iyi olmayabilir. Peki neden? Çünkü günümüzde insanlar kendilerini şu anki eğilimlere adapte etmiş durumdalar ve olayların negatif yanlarının var olduğunu göremiyorlar. Eğer her şeyi geçmişteki insanların eski değerleri ile yargılayabilirseniz, günümüzdeki şeylerin yanlış olduğunu anlarsınız. Eğer onları Dafa ile değerlendirirseniz, çok daha kötü olduklarını ve Fa ile uyuşmadıklarını görürsünüz. Dahası, eğlenmek için olan güçlü arzu, Dafa uygulamanızı etkileyecek olan bir takıntıdır.

Soru: Bazen kendi gelişimimin görüntüsü, zihnimde bir flaş gibi çakıyor ve bunun gerçekten gerçekleştiğini hissetmeme sebep oluyor.

Shifu: Xinxing gelişiminizin güzel görüntüsü elbette iyi bir şeydir ve o, gerçektir. Şu anda, kavrayışınızdan kaynaklanan bu hissedebildiğiniz şeyler, sadece bu şekilde hissedilebilirler ve henüz kendilerini sıradan insanların gerçekliklerinin ortasında gösteremezler. Çünkü sizler hala xiulian uyguluyorsunuz; hala insan bedeni ile xiulian uyguluyorsunuz. İnsan vücutlarında hala çok sayıda kötü şey var olmaktadır; dolayısıyla onlara sahipken, Tanrılar gibi görünemezsiniz. Yeri gelmişken bir şeyden tekrar bahsedeceğim: son zamanlarda eski ve yeni öğrenciler de dâhil birçok insan Göksel Göz konusunda güçlü bir takıntı geliştirmiş durumda. Size bunun ardında yatan gerçek ve temel sebebi söyleyeceğim: zihninizde çok sayıda kötü düşünceler ve fikirler taşıyor olabilirsiniz; Göksel Gözünüze ait olan Bilgelik Görüş Gücünüz insan boyutunun ötesindeki görüntüleri gördüğünde, o görüntüleri o kötü unsurlar da görecek. Fakat o kötü şeylerin, Tanrıların gerçek görünümlerini görmelerine izin verilemez. Anlıyor musunuz? İşte bu sebepten dolayı birçok insan zamanı gelmeden göremez.

Soru: Ben xinxing durumumun farkındayım, aynı zamanda, şeytan doğasına sahip olduğumu da hissedebiliyorum. Sahip olduğum şeytan doğasını nasıl yok etmeliyim?

Shifu: Bu aslında mükemmel bir durum. Bir başka deyişle, kendinde var olan kötü kısmı hissedebiliyorsun; dolayısıyla onu püskürtmelisin, ona karşı koymalı ve onu reddetmelisin. Onu, zihinden püskürtmeli ve o düşünceleri takip etmemelisin ve de o kötü şeyleri yapmayı durdurmalısın. O durumda xiulian uyguluyor ve gelişiyor olursun -buna xiulian denir.

Soru: Grup egzersizlerinde, sizin tarafınızdan telaffuz edilen egzersiz komutlarını sadece dinlemek mi daha iyi, yoksa hep birlikte sesli bir şekilde okumak mı?

Shifu: Zihninizde tekrarlamanız yeterlidir -biz o formülleri daima zihnimizde tekrarlıyoruz öyle değil mi? Fakat onları sesli biçimde söylemenize de karşı değilim. Elbette, eğer onları sesli bir şekilde söylüyorsanız, grup egzersizleri sırasında bunu hep birlikte eş zamanlı olarak yapmanız daha iyi olacaktır. Bu size bağlıdır. Ben biçimler konusunda herhangi bir endişe taşımıyorum. Fakat grup egzersizleri esnasında daha ahenkli ve daha düzenli olduğunuzda, bu durum insanlar üzerinde iyi bir etki yaratacaktır, öyle değil mi? Kendi durumunuza göre yapın. Buna karşı olmayacağım ve sizlere herhangi bir kural dayatamam. Kendi durumunuza göre yapın -neyin doğru olduğunu düşünüyorsanız öyle yapın.

Soru: Shifu lütfen Çin'deki uygulayıcılar için birkaç şey söyleyin. İlerleyişimiz esnasında Fa'yı çalışmamız ve azimli kalmamız paha biçilemez bir şey olacak.

Shifu: Aslında, konuşmuş olduğum her şey, Çin'deki uygulayıcılar için de söylenmiştir, çünkü yaptığınız video ve ses kayıtlarının Çin'de dağılacağını biliyorum. (Alkış)

Soru: Duygu takıntısını yok etmekten bahsettiniz. Peki, o zaman Tanrılar neden gözyaşı döküyor?

Shifu: Onlar merhamet gözyaşlarıdır. Bir Tanrının duyguları ve farkındalıkları, insanların sahip olduklarından tamamen farklıdır. Onlar kesinlikle aynı seviye içerisinde değillerdir, ayrıca aynı kavram da değillerdir. Dahası, daha da yüksek seviyelerde bulunan Tanrılar insanlar için gözyaşı dökmezler. Onlar sadece kendilerinin altında bulunan canlılar için gözyaşı dökerler çünkü onların gözünde insanlar, sadece insandır.

Soru: Zihnimde, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Shifu'nun makalesini okuduktan sonra ise şok geçirdim ve bir aciliyet duygusuna kapıldım, fakat zihnimi hızlandırmayı bir türlü başaramıyorum.

Shifu: Çünkü tembellik seni yıpratmaya başlamış, bu yüzden onu kırıp geçmek zorundasın. Herkes bu durumla karşılaşacak. Bazen, kendisini oldukça güçlü şekilde gösterir; başka zamanlarda ise nispeten yumuşaktır. Uygulamanızda egzersizleri yapmaktan sizi alıkoyar ya da azimli olmanızı engeller. Onu aşın! Onu parçalara ayırın! Belki de onun dayanak noktası veya yarattığı engelin dayanak noktası, sizin bir takıntınızdır; eğer onu açarsanız, üstesinden bir anda gelebilir ve onu bir anda aşabilirsiniz. (Alkış)

Soru: Geleceğin evreni orijinal canlılara ihtiyaç duyuyor; Shifu buraya bu yüzden geldi. Bunun sebebi dünya üzerinde bu gibi çok sayıda orijinal canlı olması mıdır?

Shifu: Ben buraya "orijinal canlıları" kurtarmak için gelmedim. Bu düşünce doğru değildir. Ben bu insan yerinde Fa'yı öğretirken, diğer tüm boyutlar da Fa'yı duyabiliyorlar. Dolayısıyla ben buraya Fa'yı öğretmeye geldim. Aksi takdirde, eğer Fa'yı bir başka seviyede öğretiyor olsaydım, o seviyenin altında bulunan canlılar onu duyamayacaklardı -insanlar da dâhil. Elbette, tüm seviyelerde orijinal canlılar var olmaktadır.

Soru: Çin, Budizm ile ilgili birtakım şeylerle büyük çapta ilgileniyor. Bu nedir?

Shifu: Gelin kendimizi bu gibi şeylerle sıkmayalım -bunlar sıradan insanların meseleleridir. Budizm ile bağlantılı şeylerle ilgilenmelerinin amacı kutsama elde etmek ya da onun üzerinden para kazanmaktır. Para kazanmak ya da turizm için tapınaklar inşa ediyorlar. İnsanlar sadece insani işlerle uğraşırlar. Bizler kendimizi bu gibi şeylerle sıkmıyoruz. Budizm insanlara ait bir parça haline dönüşmüş olduğu için, insanlar ne yapıyorlarsa yapsınlar, onları sadece kendi hallerine bırakın.

Soru: 19 farklı vilayetten, şehirden ya da bölgeden bu konferansa katılmış olan ve Çin'in 33 bölgesinden katılmış olan bütün uygulayıcılar, kendi bölgelerindeki uygulayıcılar adına Shifu'ya en derin saygılarını iletiyorlar.

Shifu: Hepinize teşekkür ediyorum. (Alkış)

Soru: Bu konferansa diğer ülkelerden katılmış olan bütün Dafa uygulayıcıları, kendi ülkelerindeki veya bölgelerinde uygulayıcılar adına Shifu'ya en derin saygılarını iletiyorlar.

Shifu: Hepinize teşekkür ederim.

Bazı öğrenciler benden Büyük El İşaretleri yapmamı istiyor. Gerçekten de yapmamı istiyor musunuz? (Alkış)

Peki sizin için bir takım "Büyük El İşaretleri" yapacağım. Ardından konferansımız bitecek.

Bu Fa konferansı birazdan bitecek. Gerçekten çok başarılı oldu. Bu konferans yoluyla bütün öğrencilerin belirli bir oranda gelişim gösterdiklerini, nerede eksikleri olduğunu anladıklarını ve daha azimli bir biçimde xiulian uygulamaları gerektiğinin farkına vardıklarını biliyorum. (Alkış) Konferans amacına iyi bir şekilde ulaştı. Bu mükemmel. Eski öğrencilere ek olarak, salonda, Fa'yı ilk defa dinlemek için gelen insanlar da bulunuyor. Bu konferans salonuna gelmiş olan herkesin Zhuan Falun'un bir kopyasını almasını ve Falun Dafa'nın ne olduğunu anlamak için bakmasını ve ondan bir miktar anlayış elde etmelerini umut ediyorum, çünkü sizlere söyleyebilirim ki, onu uygulayan 100 milyondan fazla insan bulunuyor. (Alkış) Bu konferansın, daha hızlı bir şekilde uygulama yapmanızı ve daha fazla yükselmeniz için hızlandırıcı bir etki sağlamasını; geride kalmış olanların acele etmesini ve diğerlerini yakalamasını; yanlış yola sapmış olanların acele etmesini ve de geri dönmelerini sağlamasını umuyorum! (Alkış) Bu fırsatı kaçırmamanız sizin açınızdan iyi olacaktır, çünkü zaman geri gelmeyecek. Fırsatların arka arkaya elinizden kaçıp gitmesine izin veremezsiniz. Biliyorum ki bu konferans, doğu yakası için, ABD için ve diğer bölgeler için itici bir rol oynayacak. Dafa uygulamasına katılmak için daha fazla insan gelecek, onlar dünyada iyi insanlar olacaklar, daha da iyi insanlar olacaklar, bu durum ta ki onlar daha da yüksek seviyelerdeki daha iyi insanlar olana kadar devam edecek. (Alkış) Burada duracağım. Söyleyeceklerimin hepsi bu! Herkese teşekkür ederim. Umarın herkes en kısa zaman içerisinde Tamamlanmaya ulaşır. (Alkış)