Kanada Fa Konferansında Fa'yı Öğretme

(Li Hongzhi, 23 Mayıs 1999 ~ Toronto)


Herkese merhaba! Verdiğimiz ara birazcık kısa olabilir. Bazılarınız öğlen yemeğini henüz yediniz ve bazılarınız da hala konferans salonuna dönmedi. Bazı uygulayıcıların saat 16.00'dan sonra ayrılmakta olduğunu duydum, o yüzden konferansa birazcık erken başladık.

Bununla birlikte, öyle görünüyor ki, bizler her bir konferansın bitiminde, Shifu'dan soruları cevaplamasını istemeyi adet haline getirdik. Bugün hepinize şunu hatırlatayım: çeşitli bölgelerde bu gibi konferanslar düzenleniyor olabilir, fakat benim onların her birine katılmam olası değildir. Bazen beni davet ediyorsunuz, fakat ben katılamayabilirim. Fa herkese zaten öğretilmiş olduğu için, aslında, sizler xiulian uyguladığınız müddetçe, cevaplamakta olduğum tüm soruların cevaplarını siz kendiniz biliyor olacaksınız. Genellikle, sorulan soruların büyük bölümü ya yeni uygulayıcılar ya da sıkıntılardan geçerken belirli bir seviyede sıkışmış olan uygulayıcılar tarafından soruluyor. Benim görüşüme göre, uygulama içerisinde kararlı bir çaba sarf ettiğiniz müddetçe, tüm problemler çözülebilir ve anlamamış olduğunuz şeyleri yavaş yavaş anlarsınız. Bugün burada düzenlemekte olduğumuz deneyim paylaşım konferansı uygulayıcılar tarafından düzenledi ve organize edildi, çünkü xiulian uygulaması sizin yaptığınız bir şeydir -ben asla herhangi bir biçim olayına karışmıyorum. Özellikle de, birçok uygulayıcı beni göremediği için ve ben sizlere karşı sorumlu olmak zorunda olduğum için, hepinize Shifu olarak Fa'yı ele alın diyorum. Eğer kitabı daha fazla okur ve Fa'yı daha çok çalışırsanız, her problem çözüme kavuşturulabilir. (Alkış) Fakat bugün burada bulunduğum için sorularınızı cevaplandıracağım.

Önce bir istekte bulunacağım. İçinizden bazıları bir deneyim paylaşım konferansına ilk defa katılıyor olan yeni uygulayıcılardır, o yüzden birçok sorunuz olabilir. Aslında sorularınızın cevaplarının tamamı kitaplarda yazılmıştır. Uygulayıcıların bir konferans düzenlemesi ve benim konferansa gelip uygulayıcıları görmem kolay değil. Buna ek olarak, zaman sınırlı. Yeni uygulayıcıların soracağı soruların çok başlangıç seviyesinde olacağı kaçınılmazdır. Bazı sorular Falun Dafa'yı hiç anlamamış olduğunuzdan dolayı sorulabilir. Eğer kitapları okursanız, sorularınız cevaplanacaktır. Zaman kıymetli olduğu için sadece xiulian uygulaması içerisinde karşılaştığınız meseleler hakkında konuşacağım. Buna ek olarak, bazılarınız sıradan insan toplumuna gereğinden fazla odaklanıyor ve o konu ile ilgili ya da birtakım başka şeylerle ilgili sorular sormak isteyebilirler. O gibi soruları sormayacağınızı düşünüyorum, çünkü ben hiçbir şekilde sıradan insan toplumun meseleleri ile ilgilenmiyorum. Şu anda net bir şekilde görüyorsunuz ki, ben sadece uygulayıcılardan sorumluyum. Xiulian dışındaki hiçbir meseleye iştirak etmiyorum ve xiulian konusu alanının dışındaki hiçbir soruyu cevaplamayacağım. Peki, o zaman sorularınızı cevaplamaya başlayalım.



**********************************

Soru: Bir uygulayıcı uzun zamandır sıkıntılardan geçiyor ve hala onların üstesinden gelemiyor. Bunu ona söylemeli miyiz, yoksa Fa'yı çalışarak kendisinin anlamasını mı sağlamalıyız?

Shifu: Onu ilerlemekten alıkoyan sebebi bulduğunuza göre niçin bunu ona söylemiyorsunuz? Eğer ona bunu kibarca söylerseniz, bir problem olmamalıdır. Bunun sebebi, yoksa kendisinin size birazcık kızacağından korkuyor olmanız mı? Fakat o kişinin size karşı sergileyeceği kötü tavır, sizin kendinizi geliştirmeniz için mükemmel bir fırsat değil midir? Söylediğiniz şeyi anlamamış olsa bile, bu bir sorun değildir -sıradan bir insana ait olan duygu terk edilmek zorunda değil midir? Eğer bir problem görüyorsanız, ona söylemelisiniz. Bazı insanlar belirli bir seviyede takılıp kaldıklarında, kesinlikle ilerleyemiyorlar. O seviyede ne kadar takılıp kalırsa, kitabı bir o kadar az okuyor ve ileri doğru azimle yol kat etmeyi bir o kadar unutuyor. O durumda bu test veya sıkıntı daha fazla büyüdükçe, xiulian uygulayamayacağı noktaya dek bocalaması da bir o kadar muhtemel oluyor. Bu tür bir problem, başından sonuna dek daima orada olacaktır. Xiulian çok ciddi bir konudur. Xiulian en ufak şekilde bile kaygısızca yapılamaz. Belirli bir seviyenin standardına erişmediğiniz müddetçe, o seviyeye katiyen ulaşamazsınız. Sıradan, normal bir insan olarak Tamamlanmaya ulaşmak istiyor ve yüce bir aydınlanmış varlık gibi kutsal olmak istiyorsunuz, fakat bu konuda net bir anlayışa sahip değilseniz ve bunun öneminin bile farkına varamıyorsanız, bu nasıl mümkün olabilir?

Soru: Hong Yin kitabında çok sayıda harika çizim var. Zhuan Falun'da yazdığına göre, bir Buda'nın vücudunun etrafındaki alan Budaların seviyesini belirtiyor. Peki, o zaman Buda'nın kafasının etrafındaki çember neyi temsil ediyor? Buda'nın kafasının ve vücudunun etrafında niçin birden fazla çember oluyor?

Shifu: Tapınaklarda ya da antik duvar resimlerinde gördüğünüz Buda resimleri, genellikle sıradan insanların yapmış olduğu eserlerdir. Fakat bazı resimler gerçeğe çok yakındır ve az çok bir Buda'nın ya da bir Tanrının görüntüsünü tasvir ederler. Peki, neden böyledir? Hepiniz biliyorsunuz ki, modern toplumda, insanların büyük çoğunluğu çağdaş ideolojiler tarafından şekillendirilmiştir ve onlar çeşitli bilim dalları tarafından keşfedilmemiş olan hiçbir şeye inanmazlar. Bu durumda, kendilerini mühürlenmiş bir durumda bırakıyorlar, o yüzden bu kişiler muhtemelen bilimin keşfedemediği gerçek durumları giderek artan şekilde göremezler. Fakat o süper normal olgular kendilerini gösterebilirler. Ortaya çıktıkları zaman veya topluma göründükleri zaman, genellikle bilinmeyen olgular veya doğal olgular ya da açıklanamaz şeyler olarak kabul edilirler ve hikâyenin sonu budur. Onlara dokunmaya cesaret edemezler -değil ki dokunmak. Birileri bu konulara bakmak zorunda olduğunda, kendilerini yerleşik bilimlerin bir parçası olarak gören kişiler bu durum karşısında ayaklanır ve buna karşı çıkarlar; bu durum insanları o şeye inanma konusunda daha da gönülsüz bir hale getirir.

Bildiğiniz gibi, ister Katoliklik olsun, ister Hıristiyanlık ya da Budizm, zirvede oldukları dönemlerde, neredeyse toplumun her bir bireyi onlara inanırdı. Herkes Tanrıların varlığına inandığında doğan sonuçlardan biri, ateizm zihniyetinin üstesinden gelinmesi idi ve insanoğlunun evrenin gerçek görüntüsüne şahit olması ve Tanrıların görüntüsünü görmesi daha kolaydı. Bu, evrendeki bir prensiptir: İnanç, görmekten önce gelir. Ne kadar az inanırsanız, bir o kadar görmenize izin verilmez. Aslında bu duruma, doğru olmayan zihniniz sebep olmaktadır. Bazı çok eski kiliselerde ve özellikle de Paris'teki saraylarda, cennetsel görüntüleri ve Tanrısal varlıkları betimleyen birtakım çizimler gördüm. Hakikaten gerçeğe çok yakın görünüyorlardı -gerçek olana çok benziyorlardı. Aynı şey, eski Çin tapınaklarındaki Buda görüntüleri içinde geçerlidir. Şöyle düşünebilirsiniz: "İnsanoğlu nasıl olur da böyle bir şeyi çizebilir? İnsanoğlu nasıl olur da Budaların öyle göründüğünü bilebilir?" Herkesin Tanrısal varlıklara inandığı bir dönemde, çok sayıda insan onları görebiliyordu. Görebilenler çeşitli mesleklerden insanlardı, buna sanatçılar da dâhildi.

Bugün burada oturan Dafa uygulayıcıları arasında ressamlar, heykeltıraşlar ve çeşitli yeteneklere sahip kişiler bulunuyor. Bir sanatçı, tek bir an içerisinde gördüklerini resme dökebilir. Dinlerin zirvede olduğu dönemde, kendisini dine adamış olan çok sayıda sanatçı vardı, o yüzden bu gibi görüntüleri yakalayabiliyorlardı. Budaların Uzakdoğu da bulunan çizimlerine gelince, insanlar Buda'nın nasıl göründüğünü nereden bilebiliyorlardı? Budaların kasaya giydiklerini ve mavi saçları olduğunu nasıl bilebiliyorlardı? Cevap, bazı insanların onları görebiliyor olması idi. O seviyeye yükselene kadar, gerçek görüntüler size gösterilmez. İnsanların gördüğü görüntüler, normal olarak, sadece kendi seviyelerinde görebildikleri şeylerdi. Örneğin, bir kişi göksel bir cennet ve Tanrısal bir canlı gördü diyelim. Ve bir başka kişide Tanrısal varlıklar ve göksel cennetler gördü, diyelim. Fakat gördükleri görüntüler büyük olasılıkla aynı değildi. Yani, hiçbiriniz aynı seviyede değilsiniz. Burada oturan hiç kimse, aynı zihinsel alanda değil. Evrenin gerçekliği çok karmaşıktır. Farklı büyüklükteki parçacıklar farklı boyutlar ile sonuçlanır. Küçük bir fark, başka bir parçacık seviyesi yaratır. Farklı âlemler ve seviyeler arasındaki sınırlarda çok karmaşıktır. Küçük bir geçiş, onu farklı bir seviyeye iter. Dolayısıyla bir Buda'nın seviyesine ulaşmadan önce bir Buda gördüğünüzde, size gösterilen şey sadece kendi seviyenizden olan görüntülerdir.

Bir Buda'nın vücudunun arkasında bulunan hale ne anlama geliyor? Aslında, bir Buda'nın vücudunun etrafında büyük bir enerji alanı vardır. Ben gizemli geçidin yerleştirilmesi hakkında konuşurken, onun orijinini ve gelişimini açıklamıştım. Başlangıçta, Gizemli Geçit formunu alır. Daha sonra ise, kendi pozisyonuna geri dönmesi üzerine, Gizemli Geçit insan vücudu içerisinde büyür ve Yok Edilemez Elmas Vücut ile birlikte büyümeyi sürdürür. En sonunda da, o Buda Bedeni -yani o kişinin geliştirmiş olduğu Tanrısal vücut- kişinin kendi fiziksel vücudu kadar büyüdüğünde, Gizemli Geçit o kişinin vücudunun dışına doğru taşar. Aynı zamanda, kendi vücudundan birazcık daha geniş bir alanı kaplar. Ben onu bir Buda'nın cenneti, onun kendi cenneti olarak isimlendiriyorum. O cennet çok zengindir, her şey ile dolup taşar ve kişi ne isterse istesin ona temin eder. O zaman hepiniz bir düşünün: eğer o her istediği şeyi elde ediyorsa, sahip olduğu görüntü tarif edilemeyecek kadar görkemli, muhteşem ve göz kamaştırıcı olmalıdır. O, her şeye sahiptir -mikro kozmikten makro kozmiğe kadar. O yüzden, onları gördüğünüzde görüntüler daima çok göz alıcı, göz kamaştırıcı ve güzeldir. Bazılarınız bir Buda heykelinin arkasında tekneye benzer bir şey çizilmiş olduğunu görmüşsünüzdür. [Bu tip bir görüntü ayakta duran bir Buda'nın arkasında gösterilmektedir.] Aslında, gördüğünüz şey bir Buda heykelinin görüntüsüdür. Eğer Rulay seviyesine ulaşmamış iseniz, bir Buda'nın gerçek görüntüsünü tamamen göremezsiniz. Tüm görebileceğiniz şey, sadece bu kadar olacaktır.

Bu alanın gerçek var oluş formu, insanların fırçasını kullanarak çizilemez, çünkü insanoğlu bu gibi renklere sahip değildir. Bu dünyada var olan tüm renkler, moleküler parçacıklardan oluşmaktadır. Bu insan boyutuna ait olan her şey, moleküler parçacıklardan oluşmuştur ve dolayısıyla bu dünyanın pigmentlerinin renkleri de öyledir. Fakat Budaların boyutlarına ait renklerin pigmentleri, daha mikroskobik parçacıklardan oluşmuştur. O renkler olmadan, onları çizmenin herhangi bir yolu yoktur. İnsanoğlu onu gördüğünde: "Vay canına, bu olağanüstü! Bu görüntü olağanüstü!" şeklinde düşünür. Genellikle bu şekilde hissederler. Peki, o zaman Budaların kafasının etrafındaki çember neyi temsil ediyor? O genellikle bir Buda'nın veya Tanrının bilgeliğini temsil etmektedir; zihinlerindeki bilgelikten gelen şeyleri yaymaktadır. Benim şu anda bahsetmekte olduğum zihin, insanların bahsettiği beyinden tamamen farklı bir kavramdır, çünkü bahsediyor olduğum zihin, sizin gerçek benliğinizin zihnidir. O sizin düşüncelerinizin ve niyetlerinizin gerçek kaynağını oluşturmaktadır. Öte yandan, bir insan beyni ise, sizin bu insan boyutunda bulunan varlığınızın fiziksel bir parçasından başka bir şey değildir. O, en yüzeysel olan şeydir ve insan zihninden tamamen farklıdır. Fakat bir insan bir şeyler ifade ettiği zaman, düşünceleri insan beyni yoluyla iletilir. Elbette, bir Buda'nın daha birçok tezahür biçimi de var olmaktadır; oldukça fazladır.

Soru: Diğer uygulayıcıların takıntılarını gördüğümde sıklıkla, bir süre sonra bunun farkına kendi başlarına varacaklarını ve onları düzelteceklerini düşünüyorum. Fakat eğer bu durum devam ederse, bir bütün olarak uygulayıcıların gelişimi üzerinde negatif bir etki yaratır mı?

Shifu: Bu durum, diğer insanların uygulaması üzerinde negatif bir etkiye sahip değildir. Bu sadece onun kişisel durumudur. Fakat size bir örnek vereyim: Shifu bir kişinin takıntılarını gördüğü zaman, onları bilerek açığa çıkararak sizin görmenizi sağlar ve böylece sizde onları o kişiye söyleyebilirsiniz. O durumda, o kişiye onlardan bahsedecek misiniz? Her biriniz Zhen-Shan-Ren uyguladığınız için, her durumda iyi bir insan olmalısınız. Eğer o kişinin eksiklerini ve onun ilerleyemediğini görüyorsanız, niçin bunu ona kibarca söylemiyorsunuz? Elbette xiulian'in farklı seviyelerinde farklı durumlar var olmaktadır. Uygulayıcıların hepsi, farklı seviyelerde farklı tezahürler sergileyeceklerdir. Her bir spesifik durumu, uygun gördüğünüz şekilde ele alın.

Soru: Çok fazla rüya görüyorum, fakat bazen bunların Shifu'dan gelen bir ipucu mu, geçmiş yaşamlardan kaynaklanan olaylar mı, gelecek ile ilgili olaylar mı, yoksa diğer boyutlardan olan görüntüler mi olduklarını anlayamıyorum.

Shifu: Rüyalara gelince, onları çok net bir şekilde açıklamıştım. Geçmişte, hiç kimse rüyaların ne olduğunu net bir şekilde açıklayamamıştı, o yüzden bu konuyu size açıklamak için özel çaba harcamıştım. Bir insanoğlunun çeşitli ruhları vardır [ve onun varlığının kendisi başlı başına] çeşitli formlar içerisinde bulunan birtakım canlılara sahiptir. Son derece karmaşıktır, o yüzden hiç kimse onun hakkında konuşmaz. Fakat aşağıdaki durum gerçekleşir ise, o bir rüya değildir: Fiziksel vücudunuza ait olan yüzeysel bilinç, meditasyon esnasında bilinçsiz durumda, uyku durumunda veya dinginlik durumunda olduğunda, diğer boyuttan bir görüntü görürsünüz veya diğer boyutta bulunan canlılarla gerçekten temasa girersiniz. Bu deneyim son derece gerçekçidir. Zihninizde bulunan düşünce karması veya sahip olduğunuz çeşitli düşünceler de, uyku esnasında zihninize farklı şeyler yansıtabilir. O, ana bilincinizden kaynaklanan bir şey değildir; o yüzden onunla ilgilenmeye gerek yoktur.

Soru: Eğitimi olmayan kişi Dafa'yı esaslıca nasıl anlayabilir? O kişi Tamamlanmaya doğru xiulian uygulayabilir mi?

Shifu: Herhangi bir eğitimi olmayan bir kişi elbette ki Dafa'yı anlayabilir. Çin'de bunun birçok örneği vardır. Çok sayıda yaşlı Çinli, çocukluk yıllarında çok zorlu yaşam koşullarına sahip olmuştur. Okula gitmeye paraları yetmemiştir, o yüzden de birçoğu okuma yazma bilmez. Bu insanların, xiulian süreci esnasında hiçbir şekilde arkada kalmadıklarını gördüm ve hatta çok iyi bir şekilde xiulian uyguluyorlar. Özellikle, xiulian uygulama sürecinde, sahip oldukları saf zihin, Dafa kitaplarını okurken mucizeler yaratıyor. Fa'ya olan derin inançları Dafa'nın içeriği ardında var olan Budaların, Taoların ve Tanrıların dahi takdirini kazanıyor. Bu gibi çok sayıda mucize var olmaktadır.

Mesela örnek olarak şöyle söyleyeyim. Okuma bilmeyen biri vardı ve bu kişi diğer uygulayıcıların ilerliyor olduğunu, kitapları okuduklarını hatta Fa'yı ezberliyor olduklarını görüyordu. Kendi kendine: "Ben tek bir kelime dahi okuyamıyorum. Acaba ne yapabilirim?" diye düşünüyordu. Çok derinden endişeli idi. Sahip olduğu doğru düşünceler hakikaten onun gerçek kalbinden geliyordu. Bu gibi durumda olan insanlar çok çalışıyorlar ve yavaş yavaş okuyabildiklerini görüyorlar. Bu anlamda çok sayıda örnek vardır. Okuma bilmeyen bir uygulayıcı çok endişeli idi. Sürekli olarak: "Ne yapmalıyım?" diye düşünüyordu. Kafası kitabın üzerinde uykuya daldı. Yarı uykulu yarı uyanık bir durumda iken, kitabın içerisinde bulunan tüm karakterlerin altın rengine dönüştüğünü ve her bir cümlenin beynine doğru aktığını gördü. Uyandıktan sonra, kitabın tamamını okuyabiliyordu, fakat hiçbir okul eğitimi almamıştı. Kendi isminin bile nasıl yazıldığını bilmeyen bu kişi, artık Zhuan Falun'daki tüm cümleleri okuyabiliyordu. Bu olay çok yaygındır, fakat peşine düşülerek elde edilebilecek bir durum değildir. Böyle durum gerçekleştiği için, sizde gidip bunu deneyebilirsiniz gibi bir düşünceye kapılmamanız gerekir. O gibi bir durumda, bunu bir niyet veya bir takıntı ile yapıyor olursunuz. O kişinin durumunda, kendisi hiçbir şey elde etmeye çalışmamıştı. Sadece, Fa'yı edinemeyeceği konusunda gerçek anlamda endişeli idi. Taşıdığı kalp farklı idi. Fa'yı gerçek ve doğru bir zihin ile çalıştığınız zaman azminizin olağanüstü olduğunu o yüzden söylüyorum. Tanrılar bile, kararlılığınızın gerçekten olağanüstü olduğunu düşünecek ve dolayısıyla mucizeler gerçekleşecektir.

Elbette, Zhuan Falun'un İngilizce versiyonu da Çincesi ile aynı etkiye sahiptir; ve bu sadece İngilizce versiyon için değil, diğer dillerdeki tüm versiyonlar içinde geçerlidir. Yalnızca, Fa diğer uluslar tarafından daha geniş çaplı bir şekilde fark edilmemiştir. O yüzden de, şu anda Çin'de olduğu gibi bir uygulama ortamı gelişmemiştir. Çin'deki insanlar Dafa hakkında nispeten derin bir anlayışa sahipler, o yüzden onların ilerlemelerini sağlayan bir uygulama ortamı biçimlenmiştir.

Soru: Dafa'ya başlamadan önce kişinin dinini terk etmesi gerekiyor mu?

Shifu: Dinlere gelince, bu konu hakkında defalarca konuştum. Ben sizin herhangi bir dini uygulamanıza karşı çıkmıyorum. Bizim uygulamamız geleneksel bir din değildir, o yüzden onu öyle görmeyin. Fakat ben size aynı zamanda bir prensipten bahsediyorum: Xiulian çok ciddi bir konudur. Bir dini uygulamak, xiulian uygulamasıdır. O kesinlikle bir xiulian'dir. Eğer aynı anda birkaç şey uygulamak istiyorsanız, o zaman siz tam olarak ne uygulayacaksınız? Xiulian yolunda Tamamlanmaya ulaşamazsınız, çünkü siz sadece tek bir uygulama yöntemini uygulamadınız. O yüzden hepinize şunu söylüyorum: bu sizin neyi uygulamayı seçeceğinize bağlıdır. Fakat size aynı zamanda şunu da söylüyorum: sadece tek bir uygulama yöntemini takip etmek zorundasınız. Sadece tek bir uygulama yöntemini takip ederek Tamamlanmaya ulaşabilirsiniz; aksi takdirde hiçbir zaman Tamamlanmaya ulaşamazsınız. Bu konuda söyleyeceklerimin hepsi bu kadar.

Din konusu açıldığına göre, birkaç cümle daha söylemek istiyorum. Burada bu konu ile ilgilenen çok sayıda muhabir olabilir. Sizlere bizim geleneksel bir din olmadığımızı söylemiştim. Burada düzenlediğimiz konferans sadece ve sadece uygulayıcılar tarafından gönüllü olarak başlatılan ve organize edilen bir şeydir. Onlar hep birlikte egzersizlerini yaptıkları ve hepsi Kanada'nın yerel uygulayıcıları oldukları için sadece birbirleri ile deneyimlerini paylaşmak istediler. Diğer bölgelerde bulunan uygulayıcılar da aynı şeyi yapıyorlar. Yapabildikleri şeylerin tamamını, gönüllü olarak yapıyorlar. Bazıları bir toplantı salonu kiralamaya gidiyor; bazıları deneyim paylaşım yazılarını bir araya getirme sorumluluğunu üstleniyor; bazıları bir şeyler yaparken diğerleri de başka şeyler yapıyor -bu konferans işte bu şekilde ortaya çıkarıldı. Dafa, biçime sahip olan geleneksel dine benzemez.

Geleneksel dinin, ibadet mekânı vardır veya ibadet mekânına sahip değilse, bir tür oluşumu, yeri veya ofisi vardır. Biz bunlardan hiçbirine sahip değiliz. Her birimiz toplumun bir üyesiyiz ve hepimizin bir mesleği vardır; bizler yapmamız gereken şeyleri yapıyoruz. Sadece boş zamanlarımızda okuyor, kendimizi geliştiriyor ve egzersizleri yapıyoruz. Biz tamamen böyleyiz -o yüzden geleneksel bir din olmaya yakın bile değildir. Ayrıca [Budizm'dekiler gibi], ne çeşitli araç gereçlere tapınıyor, ne de dinsel kaidelere inanıyoruz. Geleneksel dinlerde, takip etmek zorunda olduğunuz belirli kurallar vardır ve eğer o kuralları takip etmezseniz, o kabul edilebilir bir şey değildir. Biz burada bu gibi şeylerin hiçbirine sahip değiliz. İstediğiniz gibi gelebilir veya gidebilirsiniz ve hiç kimse sizi yönetmez ya da sizi kısıtlamaz. Uygulayıcılara karşı üstlenilmiş olan sorumluluk, sıradan insanlara ait olan bu boyutta görünmüyor. O yüzden sıradan insanların formalitelerine takılıp kalarak sıkıntı yaratmaya ne gerek var? Dafa, hiçbir formaliteye sahip değildir, peki o zaman onu nasıl olur da geleneksel bir din olarak isimlendirebilirsiniz? Bizim isim ve adres içeren üyelik kabulü gibi şeylerimiz yoktur. Bizde böyle bir şey yoktur. Aksine, bazı uygulayıcılar diğerlerine gönüllü hizmet etmektedir. Örneğin, bir uygulayıcı kendisini tanıtır ve egzersizleri öğrenmek isteyen kişilerin kendisine gelebileceğini söyler. Başkaları için bir şeyler yapmak istemektedir ve bunu tamamen gönüllü olarak yapmaktadır. Fakat hala bazı insanlar bunu anlamıyor ve bunun bir din olduğunu söylüyorlar. O kişilere göre, geçmişte geniş çaplı kabul görmüş olan dinlerin dışındaki her şey aykırı bir düşünce ya da tarikattır. O yüzden sizin bir tarikatın parçası olduğunuzu söylerler. Tarikat nedir? Bizimkisi dini bir form bile değildir, değil ki tarikatçılık. Herkes şunu bilir: bir tarikat şu gibi özelliklere sahiptir: hileli bir biçimde para toplar, insanları dolandırır veya insanların kötü şeyler yapmasını sağlar. Erdemli değillerdir; bütün bunlar şeytandır. Tam tersi, biz ise, sizden kendinizi geliştirmenizi ve iyi olmanızı istiyoruz. Bir şeyler yaparken başkalarını düşünmeli ve her nerede çalışıyorsanız işinizi iyi bir şekilde yapmalısınız. Diğer insanların arasındayken iyi bir insan olmalısınız. Ben sizden bütün bu şeyleri yapmanızı istediğimde, bu bir tarikatçılık mı oluyor? Ben sizden bu gibi şeyler dışında bir şey yapmanızı istemiyorum. Ben hepinizden sadece yaptıklarınızı daha iyi yapmanızı, iyi bir insan ve daha da iyi bir insan olmanızı istiyorum. Ben sizden iyi bir sıradan insandan daha iyi olmanızı istiyorum. Eninde sonunda, sıra dışı bir insan haline gelecek ve Tamamlanmaya ulaşacaksınız.

Soru: Ben bir Katoliğim ve öyle hissediyorum ki, benim inancımı taşıyan insanlar bana tepkililer. Hem inanmaya devam edip hem de Falun Dafa uygulayabilir miyim?

Shifu: Aynı yorumu yapıyorum: Sadece tek bir uygulama yöntemini uygulamak zorundasınız. Uygulamak için neyi seçmiş olursanız olun, karışmayacağım; istediğiniz şeyi uygulayabilirsiniz. Fakat size şunu tavsiye ediyorum: eğer kendinizi geliştirmek istiyorsanız, sadece tek bir uygulama yöntemini seçmek zorundasınız. Aynı anda iki şeyi takip edemezsiniz. Bunu, size karşı sorumlu olmak için söylüyorum. Eğer Roman Katolik Kilisesini takip ederek cennete gidebileceğinizi düşünüyorsanız, durmayın devam edin. Buna hiçbir itirazım yok. Fakat öte yandan, Falun Dafa uygulayarak Tamamlanmaya ulaşabileceğinizi düşünüyorsanız, o zaman durmayın devam edin ve kendinizi geliştirin. Ben meseleye işte bu şekilde bakıyorum. Kişiyi bir şeyler yapmaya zorlamak gibi bir yol yoktur. Eğer zihninizde onu yapmak istemiyorsanız, hiçbir işe yaramayacaktır -sizi bir yere zorla kilitleseler ve yapmaya zorlasalar bile bir işe yaramaz. Eğer zihniniz orada değilse, ne işe yarar ki? O yüzden, formaliteler benim ilgilendiğim şeyler değildir. Sadece siz kendiniz istediğiniz zaman bir işe yarar.

Bu arada, daha önce bir gazeteci bana: "Siz, yapmakta olduğunuz şeyin dünyadaki en erdemli şey olduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye bir soru sormuştu. Bende ona en doğru şeyi yapıyor olduğumu düşündüğümü söyledim. (Alkış) Ben sizden tek bir kuruş bile toplamıyorum, sadece size bir şeyler veriyorum. Ben kesinlikle en doğru şeyi yapıyorum. Ben sizin faydanıza bir şeyler yapıyorum ve sizler böylelikle gerçek anlama Tamamlanmaya ulaşacaksınız. Hiçbir şüphe yok ki, ben en erdemli şeyi yapmaktayım. Aynı zamanda bu fırsatı hepinize şunu söylemek içinde kullanmak istiyorum: Ben hiçbir dine karşı değilim ve özellikle de Katoliklik, Hıristiyanlık, Musevilik v.s. gibi geleneksel dinlere. Ben hiçbir zaman dinlere karşı olmadım ve buna Budizm'de dâhildir. Fakat o dinler içerisinde Tamamlanmaya ulaşabilecek misiniz? O dinlerde, Tamamlanmaya ulaşmanız konusuna size kim yardım edecek? Bu gerçekten sorgulanabilecek bir konudur. Bence bunu düşünmek iyi bir fikirdir -ebedi hayatınız için. Ben, eğer içten bir şekilde Falun Dafa uygularsanız, Tamamlanmaya ulaşmanız konusunda size yardım edeceğim demekten korkmuyorum. Eğer şu anda farklı bir durum içerisindeyseniz veya bir din içerisinde uygulama yapıyorsanız gidip o dinin rahibine veya kurucusuna şu soruyu sorun: "Tamamlanmaya ulaşmam konusunda bana yardım edebilir misin?" Eğer bunu yapabiliyorsa, o zaman durmayın devam edin ve o uygulama yöntemini sürdürün. Bu konuda söylemek istediğim bu kadar.

Soru: Duygu (qing) ile yazgılı kader (yuan) arasında bir ilişki var mıdır? Duygunun ötesine veya üzerine yükselmek mümkün, fakat yazgılı kaderin üzerine veya ötesine geçmek mümkün müdür?

Shifu: Duygu ve yazgılı kader iki farklı şeydir ve onlar tamamen farklı iki kavramdır. Duyguya gelince, bunu zaten çok net bir şekilde açıklamıştım. İnsanoğlu ne için yaşamaktadır? Sadece duygu için yaşar. Bugün sevdiğiniz veya tercih ettiğiniz şey ne olursa olsun, mutluluğunuz, kızgınlığınız, üzüntünüz veya eğlenceniz ne olursa olsun; yapmayı sevdiğiniz veya yapmaktan nefret ettiğiniz şeyler, bir işi istemeniz veya bir başka işi istemiyor olmanız; bir kişiyi seviyor, fakat bir diğerini sevmiyor olmanız; birine âşık olmanız bir diğerine ise olmamanız ya da bir şeyi istiyor ve başka bir şeyi istemiyor olmanız -tüm arzularınız duygularınızdan gelir. Dolayısıyla, insanoğlu sadece ama sadece duyguları uğruna yaşamaktadır. Eğer xiulian uygulamak istiyorsanız, bu duygunun üzerine ve ötesine ulaşmak zorundasınız. Eğer duyguyu ardınızda bırakamıyorsanız, o zaman duygunun içerisinde yaşamaktasınız. Duygu, sıradan bir insanda kendisini farklı şekillerde gösterir. Takılıp kalmış olduğunuz şeyler her ne ise, sevdiğiniz şeyler her ne ise, onların tamamı, terk edemiyor olduğunuz takıntılardır.

Şimdi de yazgılı kader hakkında konuşalım. Bazı kişiler buraya bugün geldiler. Sizi buraya getiren sebep ne olursa olsun, sizi bir insan olarak ele alacağım -buraya haber yapmak, Fa'yı edinmek, birtakım bilgiler elde etmek veya haber yakalamak için gelmiş olabilirsiniz. Buradan içeri girdiğinize göre, sizleri insan olarak göreceğim. Durum şudur ki, sadece farklı tiplerde meslekler bulunmaktadır. Bir ajan olsanız bile, hala bir insan kalbi taşıyorsunuz, o yüzden sizi sıradan bir insan olarak göreceğim. Yaptığınız mesleğin ne olduğu önemli değildir. Sıradan insan toplumu içerisindeki tüm meslekler, insan mesleğinden başka bir şey değildir. Buraya gelebildiniz ve Fa'yı öğrettiğimi ve bilhassa Buda Fa'yı duyabildiniz. Bu durum yazgılı kader sebebiyle değil midir? Umuyorum ki bunun değerini bilirsiniz. Elbette, yazgılı kader hakkında gerçek detayları ile konuşurken, onun çok sayıda biçimleri bulunmaktadır, çünkü yazgılı kader bir çeşit önceden belirlenmiş karmik ilişkidir. Örneğin, geçmiş bir yaşamda, bir kişi bir başka kişiye bir şeyler borçlandı veya kötü bir şey yaptı diyelim. Sonraki yaşamda, ikisi tekrar karşılaşmak zorundadır; borçlu olduğu şeyi geri ödemek zorundadır. Bu bir yazgılı kader kini türüdür. Fakat eğer bir kişiye önceki yaşamında çok iyi davranmışsanız ve o kişi sonraki yaşamında ne pahasına olursa olsun her şeyi yaparak hatta yük hayvanınız olarak bile size bunu geri ödemek için yemin etmişse, o zaman sonra ki yaşamda o kişi belki sizin yük hayvanınız olacak. Sizin karınız veya kocanız olabilir. Veya belki de size çok büyük bir yardımda bulunan bir kişi olabilir. Bu da minnettarlık yazgılı kaderi olarak isimlendirilen bir başka türden ilişkidir. Dafa ile bağlantılı olan yazgılı kaderin ise daha yüce bir yazgılı kader olma ihtimali büyüktür. Belki bizler bir zamanlar, [sıradan insanlar arasındayken] akraba veya iyi arkadaşlar idik. Bütün bu gibi şeyler, karmik ilişkilere sebep olmuş olabilir ve böylece bizler bu yazgılı kaderi gelecekte ödeyebileceğiz. Durum budur. Bununla birlikte, umuyorum ki, Dafa'ya zarar vermezsiniz. O durum, en kötü türdeki yazgılı kadere sebep olabilir. Onu geri ödeyebilmenizin herhangi bir yolu yoktur ve sonsuza dek ödemek zorunda kalırsınız.

Soru: Büyük sıkıntılar ile karşılaştığımda iyi bir iş çıkarıyorum, fakat kedi, köpek gibi bazı küçük hayvanlardan hatta kelebeklerden ve sivrisineklerden bile korkuyorum.

Shifu: O zaman birazcık ürkeksin demek ki. Ürkek olmak bir tür takıntıdır aslında; düşüncelerin tarafından yaratılmıştır. Örneğin, belki de küçükken böcekleri sevmiyordun. Onları sevmiyor, hatta gördüğün zaman onların pis olduklarını düşünüyordun. Bu zihniyet giderek büyüyordu, ta ki en sonunda onlara dokunmak, yanlarına bile yaklaşmak dahi istemedin. Sana yaklaşmalarından korkuyordun. Yavaş yavaş, giderek artan biçimde korkmuş olabilirsin. Buna bir insan zihniyeti, doğumdan sonra biçimlenmiş olan zihniyet, sebep olmuştur. Aslında bu, bir tür takıntının kendini göstermesidir. Fakat bu türden bir takıntı diğerlerinden faklıdır. Ne istediğin konusunda net bir düşünceye sahip olduğunda veya onu nasıl edineceğin konusunda net bir fikrin olduğunda, o durum, bir tür doğum sonrası edinilmiş zihniyetin göstergesidir.

Soru: Rüyalarımda sürekli olarak insanları kurtarıyorum. Benim anlayışıma göre, daha fazla sayıda insanın Fa'yı elde etmesi için Fa'yı tanıtıyordum.

Shifu: Bu aynen az önce yazgılı kaderden bahsetmeme benziyor. Bu senin yaşamının, çeşitli boyutlarda oluşturduğu yazgılı kader ile bağlantılı olabilir. Fakat bu, senin uygulaman veya gelişimin ile doğrudan bağlantılı değildir. Sadece Dafa'ya sıkıca tutun ve kendini geliştir. Karşılaştığın, gördüğün veya rüyana giren şeyler ne olursa olsun, sadece Dafa tarafında sağlam durun. Karşılaştığınız, gördüğünüz veya rüyanızda gördüğünüz şeylerin tümü, uygulama durumunuzun tezahürlerinden başka bir şey değildir. Bu, çok sayıda olağanüstü yeteneğe sahip olan fakat onları denemek, hatta kontrol etmek dahi istemeyen biri gibidir. Onları bir kere bile kullanmak istemez. O arzuya sahip olduğunu hissetmemektedir.

Soru: Çeşitli seviyelerdeki Budaların, Taoların veya Tanrıların kendileri ile ilgili meseleleri ele aldıkları zaman, kozmik durumları takip ettikleri doğru mudur?

Shifu: Yüksek seviyeli yüce Tanrıların istekleri, kozmik olaylardır. Tanrıların davranışları, o kozmik durumun özel tezahürleridir. O Tanrıların hepsi cennetin iradesini savunurlar. Sıradan insan toplumunda gerçekleşen tek bir olay bile tesadüf eseri değildir; o yüzden insanların arzusu ne kadar güçlü olursa olsun veya insanlar ne yapmak istiyorlarsa istesinler yâda bir şeyleri ne kadar iyi planlarlarsa planlasınlar ona öylesine ulaşamazlar. Bir ulus, bir ülke hatta bir ülkenin başkanı, olayları çok iyi planlamış olabilir, fakat genellikle yeteneklerinin yetersiz kaldığını veya isteklerini gerçekleştiremediklerini görürler. Konu bir insana gelince, ne planlamış olursanız olun, ne yapmak istiyor olursanız olun veya neden korkuyor olursanız olun, sadece olması gereken şeyi elde edecek ve olmaması gereken bir şeyi elde edemeyeceksiniz. Benim görüşüme göre, her şey önceden belirlenmiştir. İnsanlar sadece, önceden belirlenmiş olan şeyler doğrultusunda sorumluluklarını yerine getirmektedir. O durumda, bir sonraki soru şudur: Önceden hazırlanmış olduğuna göre, o durumda bizler sadece akışı takip etmek zorunda değil miyiz? Bir insan hala bir insandır. O bir bilinmezlik içerisinde olduğundan dolayı, buna inanmaz. Hala rekabet ve mücadele etmek ister. İstediği şeyleri yapacak ve o şeylerden dolayı da karma edinecektir.

Kim onun hayat boyunca, hatta alt dünyada bile, resmi konumunda kalacağını garanti edebilir ki? Birçok insan, yaşamları esnasında, sahip oldukları yetkileri çok sayıda iyi şeyler yapmak için kullanır. Yaşamın amacı, bir insan olmak için değildir, o yüzden yaşamınız sadece fiziksel insan vücudunuz öldü diye son bulmaz. O yüzden, hayatınız hala devam etmektedir. Bu sebepten dolayı, nispeten akıllı ve gerçek anlamda yetenekli olan kişiler, gelecekteki yaşamları açısından daha iyi koşullar yaratmak için, sahip oldukları uygun fırsatların avantajını değerlendireceklerdir. Yani bir başka deyişle, çok sayıda iyi şeyler yapacaklardır. Öte yandan, sahip oldukları gücü kötülük yapmak için kullanacak olan kişilerde olacaktır. Bir insanın yapabileceği tek şey budur. Yani, her ne zaman bir şey olursa, yaptığınız şeyler veya yapacağınız iyi ya da kötü şey sizin kendi seçiminizdir. Dolayısıyla, bu türden bir olgu var olmaktadır ve insanlar bu konuda farklı şekillerde davranırlar.

Soru: Düzeltmek, kişinin kendisini içsel olarak irdelemesi anlamına geliyor. Bu, oluşum-istikrar ve yozlaşmanın otomatik olarak düzelttiği anlamına mı geliyor?

Shifu: Oluşum-istikrar-yozlaşma konusunun ve düzeltmek kavramlarının sizin kişisel uygulamanız ile hiçbir ilgisi yoktur. Xiulian uygulamak kendinizi içsel olarak irdelemek, noksanlıklarınızı, takıntılarınızı ve kötü düşüncelerinizi bulmaktır. Aynı zamanda da kendinizi daha iyi geliştirmek için yollar bulmak ve kötü düşüncelerinizi terk etmektir. Bu, kendinizi irdeleyerek gerçekleştirdiğiniz xiulian uygulamasıdır. Oluşum-istikrar ve yozlaşma, evrende var olan bir kalıptır ve artık iyi olmayan bir şeylerin düzeltilmesi gerektiği zaman, bu durum kişisel uygulamayı değil, Fa'yı ilgilendiren bir konudur.

Soru: Bizler Tamamlanmaya ulaştığımızda daha yüksek seviyelerin prensiplerini bilmiyor olacağımız için, tekrar yanlış şeyler yaparak aşağı düşebilir miyiz?

Shifu: Herkes gülüyor. Yani bir başka deyişle, aydınlanmış varlıklara ait olan konuları hala insan düşünceleri ile hayal ediyorsunuz. Bunu o şekilde asla anlayamayacaksınız, ayrıca bu mümkün de değildir. Bir kişi Tamamlanmaya ulaştığında, o kişi bir Tanrının zihnine sahip olur, bir insanın zihnine değil. Onun düşünme biçimi ve düşüncelerinin çıkış noktası, bir insanınkinden tamamen farklıdır. Bunun yanı sıra, onun içinde bulunduğu ortam ve seviyede farklıdır, onlar kesinlikle aynı şeyler değillerdir. Prensipleri bilmemek gibi bir kavram var olmamaktadır, çünkü eğer o seviyenin prensiplerini anlamaz iseniz, o seviyeye ulaşamazsınız. Peki neden? Uygulamanız esnasında size Fa'yı ve kitabı çok okumanız niçin söyleniyor biliyor musunuz? Siz belirli bir seviyeye ulaştığınızda, o seviyenin prensiplerini ve o seviyeye ait olan Fa'yı bilmek zorundasınız -bu suretle o seviyede olabilirsiniz. Fakat insan bedeniniz hala xiulian uyguluyor olduğu için elbette ki, insan düşüncelerine sahip olacaksınız. Bir insan zihninin, Fa'nın çok sayıda prensibini bilmesine izin verilmez; o yüzden uygulama esnasında, [kavrayışınızın çok fazlasını] insan olan tarafınızın bilmesine izin verilmemektedir.

Zhuan Falun'da, Fa'yı sizlere -gerçek bilincinizi uyandırmak için- genel anlamda öğretiyorum. İnsanoğlunun gerçek Fa'yı bilmesine nasıl olur da izin verilebilir? O yüzden uygulamanız esnasında, [sadece] bir anda bir durumu anladığınızı hissedebilirsiniz veya aniden bir prensibi anladığınızı hissedebilirsiniz, fakat genellikle, bunu insan lisanı ile açıklayamazsınız. Onu telaffuz eder etmez, o artık aynı şey olmaz. Fakat o seviyeyi anladığınız an, siz gerçekten de o seviyedesinizdir. O prensip hakkında genel anlamda bir şeyler anlamanıza izin verilmektedir; basitleştirilmiş, kısa ve küçük bir parçasını. Eğer bir kişinin özel, devasa bir prensibi tüm bütünselliği içerisinde anlamasına izin verilseydi, o durumda o kişinin insan olan kısmı bir Buda'nın seviyesinde olmaz mıydı? Buna nasıl izin verilebilir? Buna izin verilemez. Sizler hala xiulian uyguluyorsunuz ve terk etmeniz gereken takıntılarınız var, o yüzden bilmenize izin verilemez. Sadece bir miktarını bilmenize izin verilir, fakat o aynı zamanda sizin gelişiminizin bir tezahürüdür. O yüzden, hangi seviyeye kadar kendinizi geliştirmiş iseniz, o seviyenin prensiplerini bileceksiniz. Uygulamayı tamamlayan ve anında sizden ayrılan parçanız, zaten o seviyedeki tüm prensipleri anlamıştır.

Soru: Dalgalar kumları sürüklerken ve insanlar büyük testlere ve sıkıntılara uğrarken, bazıları düşebilir veya bırakabilir. O gibi anlarda, onlara yardım etmeli miyiz yoksa kendileri başa çıksın diye onları kendi başlarına mı bırakmalıyız?

Shifu: Xiulian, altının üzerindeki kumları sürükleyen dalgalar gibidir. Dayanamayanlar, sürüklenip gidebilirler. Geriye kalan ise parıldayan altındır, Tamamlanmaya hakikaten ulaşabilecek olan gerçek altındır. Sadece bunlar daha az sayıda olacaktır. Xiulian ciddi bir konudur, o yüzden bir kişi zorluklardan ve sıkıntılardan geçerken, [o kritik anda] kesinlikle umursamaz olamaz. Bir sonraki aşamada hangi adımı atacağını ve onları nasıl ele alacağını görmek en büyük öneme sahiptir. Siz bunu gördüğünüz için, eğer ona yardım edebiliyorsanız, o zaman edin. Ona bunu söylemeniz ve onu uyandırmanızda bir sorun yoktur. Tabii ki, xiulian esnasında, bir kişinin her sınavı nasıl halletmesi, her sıkıntının üstesinden nasıl gelmesi ve her takıntıdan nasıl vazgeçmesi gerektiğinin hepsi önceden ayarlanmıştır. Eğer o fırsatı kaçırırsa, onu geri elde etmek normal olarak çok zordur, özellikle de Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağını belirleyen kritik bir birleşim noktasında. Eğer bir kişi önemli sıkıntıları geçemiyorsa, o durumda bu türden iyi bir fırsatı gerçekten kaçıracaktır. Belki bir başka şansa daha sahip olacaktır, fakat bu konuda sadece "belki" diyebilirim. Sadece Fa'yı çok iyi bir şekilde çalışmanız ve çok sağlam bir temel oluşturmanız o testi geçmeniz konusunda size yardımcı olabilecektir. Bu sadece zihinsel olarak hazırlanabileceğiniz ya da sadece yapmak istemenizle olumlu sonuçlanacak bir şey değildir.

Soru: Sizi ne zaman görsem ya da konferanslarınızı izlesem, gözlerim yaşlarla doluyor. Bazı insanlar bunu tuhaf buluyorlar. Bunu onlara nasıl açıklayabilirim?

Shifu: Bunu açıklamanıza gerek yoktur, çünkü uygulamanızı başkalarına göstermek zorunda değilsiniz. Uygulama durumu içerisinde, sizler kendinizi geliştiriyorsunuz ve gelişmekte olan kişi sizsiniz. Bu türden gözyaşlarına gelince, aslında birçoğunuz bu aşamadan geçtiniz. Birçoğunuz bunu yaşadı, o yüzden bunu deneyimleyen tek kişi siz değilsiniz. Bazı insanlar bu Fa'yı elde etmek için yaşamlar ve de yaşamlar boyunca beklediler. Çok fazla acı çektikten sonra ve her türden zorluğu yaşadıktan sonra, nihayet bu Fa'yı buldular. Hepiniz bir düşünün: Bu nasıl bir duygudur! Bir insan, anlayan bir kısma ve aynı zamanda anlamayan bir kısma da sahiptir. Bir insanın en yüzey kısmı kaybolmuş durumda, aydınlanmamış bir durumdadır; fakat diğer boyutta bulunan kısmı ise, son derece farkındadır. Bir insan, hem iyi hem de kötü şeyler yapar. Onunla ilgili yapılmış olan değerlendirme ve sahip olduğu karmik cezalandırma, kesinlikle adildir. Bunun farkında olmadığınızı söyleyebilirsiniz, fakat sadece yüzey seviyesinde farkında değilsiniz, çünkü bir cahillik içerisine düşmüşsünüz. Farkında olmamanızın sebebi budur, fakat aynı zamanda farkında olan bir kısmınız da vardır.

Soru: Bazı insanlar Fa'yı yaymak konusunda çok istekli iken, bazıları değil. Bunun sebebi nedir?

Shifu: Bazı insanlar, tek kelime ile bunu yapma arzusu taşımıyorlar. Bu durum onların kendilerini iyi bir şekilde geliştirmemiş oldukları anlamına gelmiyor; aslında kendilerini çok iyi geliştirmiş olabilirler. Sadece bunu yapmak gibi bir istek taşımıyorlar. Böyle durumda olan çok sayıda insan var.

Öte yandan, bu arzuya sahip olan ve diğer insanlar için iyi şeyler yapmak isteyen kişilerde var. Bu kişiler azınlık değildir. Bu durum, sizin xiulian uygulama yapma yeteneğiniz veya Tamamlanmaya ulaşma yeteneğiniz ile ilgili değildir. Fakat benim düşünceme göre, uygulayıcılar diğer kişileri düşünmek zorunda oldukları için, siz en muhteşem şeyi elde ettiğinizde, bunu başka insanlara anlatmak istiyorsunuz ve böylelikle, daha fazla sayıda insan kurtulabiliyor. Buna ek olarak, bazen durum şu da olabilir: vermiş olduğunuz bir sözü gerçekleştirmek istiyor da olabilirsiniz veya geçmiş yaşamlarınızdaki arkadaşlarınızı veya akrabalarımızı arıyor da olabilirsiniz ve işte onlar bu suretle Fa'yı edinmiş olacaklardır.

Soru: Fa'ya inanmayan kişiler bu fırsatı kaçırdıklarının farkına varacaklar mı?

Shifu: Bu fırsata sahip olabilirler de, olmayabilirler de; çünkü tarihsel olarak bakıldığında, hiç kimse ayıklanmış olanları dikkate almamıştır. Fakat kendisini iyi geliştirmemiş olanlar veya uygulamayı ilk başlarda azimle yapmamış, fakat sonradan azimli bir ilerleme kaydetmiş olanlar, kendilerini pişman hissedecekler. Onlar bu pişman olma fırsatına sahip olacaklar.

Soru: Ben çok uzun yıllardan bu yana Dafa'yı bekliyordum. Kendimi sormaktan alıkoyamıyorum: "Neden benim Fa'yı bu denli geç edinmem ayarlandı?"

Shifu: O kişi tamamen değerlendirildikten sonra buna karar verilmiş olabilir veya başka bir sebepten dolayı da olabilir. Fa aktarılmaya başlandığında, onun reklamını yapmak için hiçbir medya ya da tanıtım kullanmadık. Ben öyle bir yolda yürümedim. Bunu yapmadım, çünkü kendilerini reklamlarda öven çok sayıda sahte ve şer şeyler gördüm. O yüzden insanlar gerçek bir şeye dikkat göstermeyecek, sizinde dolandırıcı olduğunuzu düşüneceklerdi. Kişinin kendisini reklamlardaki gibi övmesi Dafa'ya karşı çok keyfi davranmak olacaktı, o yüzden biz Dafa'nın ciddiyetini mümkün olduğunca sürdürmek için, asla o şekilde davranmadık. Bazı kişiler bu sebepten dolayı Dafa'yı geç elde etmiş olabilir. Durum ne olursa olsun, Fa'yı elde ettiniz, o yüzden bunu çokta fazla düşünmemelisiniz. Sadece zihninizi rahat tutun ve uygulamanızı yapın.

Antik Çin'de "Tao'yu gündoğumunda duyan biri, günbatımında ölebilir" şeklinde bir deyiş vardı. Siz şu anda Fa'yı elde ettiğinize göre, neden korkuyorsunuz? Geriye kalan tek şey, kendinizi nasıl geliştireceğiniz meselesidir. Aslında, önceden belirlenmiş karmik ilişkisi olup, şu anda hala Fa'yı edinmemiş olan çok sayıda insan bulunuyor. Medyada çalışan ve bizim ne olduğumuzu anlamamış olan sorumsuz kişiler bizi karalamaya devam ederlerse, o kişiler şanslarını bile kaybedebilirler. Bu gerçekten de çok üzücü. Şu anki insan toplumu öyle bir noktaya kadar düşmüş durumdaki, bazı gazeteciler sizi gerçekten anlamaya bile çalışmıyorlar, ondan ziyade keyfi yorumlar yapıyor ya da kendi fikir veya düşünceleri temelinde ayrıntılara giriyorlar. Doğumdan sonra öğrenmiş oldukları şeylerin veya gördükleri şeylerin "gerçek" olduğunu düşünüyorlar ve işte o yüzden bunu o şekilde yapma cesaretine sahipler. Şu anda karmik ilişkilere sahip olan çok sayıda insan var ve bazıları çok yakın bir ilişkiye sahipler, fakat henüz Fa'yı edinememiş durumdalar.

Soru: Ben Dafa'yı öğrenmeden önce gay idim. Şehvet şeytanı konusunu gerçek anlamda anlayamamıştım. Bunu nasıl çözüme kavuşturacağımdan emin değilim.

Shifu: Ben konuya şöyle bakıyorum: Eğer Dafa'yı, bu problemi çözmek için okuyor iseniz, sonunda onu çözemeyebilirsiniz. Çünkü Fa çok ciddidir. O, insanoğlunun Tamamlanmaya ulaşması içindir. Fa, keyfi olarak öğretilmemiştir; sıradan insanların problemlerini çözmek için öğretilmemiştir. Öte yandan, eğer Dafa içerisinde uygulama yapma konusunda kararlı iseniz ve yaptığınız şeylerde kendinizi gerçek bir uygulayıcının ve uygulayıcının standartları doğrultusunda disipline edebilirseniz ve eğer kendinizi açık ve ağırbaşlı şekilde geliştirebilirseniz, sanıyorum ki, sıkıntıyı derhal geçeksiniz. (Alkış) Aslında birçoğunuz karşılaştığınız zorlukları geçemediğinizde, bunun tüm sebebi, insanoğluna ait önemsiz şeyler tarafından sürüklenmeniz ve onları terk edememenizdir. Bunun neticesi olarak da, o sıkıntılar uzayıp gidecektir. Eğer takıntıdan gerçek anlamda ayrılabilir ve almak istediğiniz yolda ilerlerseniz, her şey değişecektir. Bu durum, Fa'yı çalışırken size engelleme yaratan şeyler için özellikle geçerlidir. O şey, hızla değişebilir.

Soru: Öyle görünüyor ki, uygulayıcılar Shifu'ya olan saygılarını göstermek için birazcık formaliteye ve insani duygulara kaçıyorlar.

Shifu: Bende bu durumun farkına vardım. Fakat bana daha önce bu türden bir konuyu sormuştunuz ve bende zaten cevaplamıştım. Olayların nasıl bir form aldığı beni ilgilendirmiyor, fakat tecrübe paylaşım konferansı formu veya grup egzersizleri formu, bugün yapmakta olduğunuz şeyin formu gibi biçimler olmasaydı, uygulayıcıların bir araya gelmesiyle birlikte oluşan barışçıl ve ahenkli alan var olmayacaktı. Uygulayıcılar arasındaki yüce anlayışlara dayanan konuları görüşme ortamına da sahip olmayacaktınız. Sıradan insan toplumundaki insanlar arasında konuşulan konuların hepsi kişisel çıkarlar üzerinedir. İnsanlar aynı şeyler üzerinde binlerce yıldır konuşmaya devam etmektedir. Aradaki tek fark, bugün daha fazla modern terimler kullanılıyor olmasıdır. Uygulayıcılar tarafından oluşturulmuş bir ortama sahip olmamak, uygulamanız için, Tamamlanmanız için ve azminiz için şiddetli zorluklar yaratacaktı. Aynen bugün bir uygulayıcının konuşmasında söylediği gibi: Kendisini oldukça zeki sandığı için evde kendi başına yaptığı iki aylık bir Fa çalışmasının ardından kendisini oldukça iyi hissediyormuş. Fakat bu ortama adım attığında farklı hissetmiş. Çünkü bu ortam sayesinde, herkes ilerleme ve gelişim gösterme konusunda birbirine yardım edebilmektedir ve bu muhteşem bir şeydir! İnsan dünyasında, tek bir saf toprak parçası dahi bulamazsınız. Eğer dini bir mekâna adım atarsanız, günümüzde onların da para ve politika konuşuyor olduklarını görürsünüz. Hatta seks ile ilgili konular bile dinlerin içine girmiş durumdadır. Bizim Falun Dafa'mız kesinlikle temiz olan tek toprak parçasıdır. (Alkış)

Bazı gazeteciler niçin bu uygulamayı öğrenen 100 milyondan fazla insan olduğunu yeterince anlamıyorlar. Şu anda söylediğim şey, onların sorusunun cevabıdır. Bu, insan dünyasında kalmış olan son toprak parçasıdır. Bu türden bir ortam insanoğlunun ahlakını gerçek anlamda yükseltebilir ve onu asil bir hale getirebilir. Onları iyi insanlar haline getirebilir ve aynı zamanda da çok kötü olan insanları değiştirebilir ve onları en iyi hallerine geri döndürebilir. Şimdi bana söyler misiniz: bunu Dafa'nın dışında başka ne başarabilir? Biz bunu başarabiliyoruz ve bu denli sayıda insanın gelmiş olmasının sebebi de işte budur.

Soru: Eskiden kemoterapi sırasında vücuduma yerleştirilmiş suni bir kan damarının çıkarılması, benim açımdan sorun doğurur mu?

Shifu: Eskiden yaşamış olduğunuz operasyonlar veya diğer şeyler konusunda endişelenmeyin. Gerçek bir uygulayıcı olduğunuz müddetçe, her şey gerçekleşebilir. Bir süre önce, vücudunda çelik iğneler ve plakalar olan bir uygulayıcımız vardı. Hatta bazı kemikleri ve vücudunun diğer kısımları da değiştirilmişti. Bir süre sonra, hepsinin bir anda yok olduğunu görmüş, fakat vücudu hala mükemmel bir durumda imiş. (Alkış) Fakat öte yandan, ben bu şeyleri sıradan insanlara yapmak için burada bulunmuyorum. Ben bunu uygulayıcılar için yapıyorum; onlar Tamamlanmaya ulaşabilsinler diye. Kişi bir şeylerin peşine düşme takıntısı ile bunu asla elde edemez.

Soru: Falun Dafa'yı öğrenmeye başladığımdan bu yana vücudumun içerisindeki enerji akımının giderek daha da güçlendiğini görüyorum. Şu anda manyetik alanım ile objeleri kendime doğru çekebiliyorum, fakat aynı zamanda da, enerji elde etmek için sıklıkla güneş ışığında beklemem gerekiyor.

Shifu: Sana şunu söyleyeyim: başlangıçta bu iyi bir şeydi, fakat daha sonra ona takıntılı bir hale geldin ve bu takıntıyı biçimlendirdin. Bu olağanüstü yeteneğe sahip olmanın harika bir şey olduğunu düşündün ve ona takılıp kaldın. Fakat xiulian uygulamanın ve Tamamlanmaya ulaşmanın amacı, senin için bu yeteneğe sahip olmaktan daha önemsiz bir hale geldi. O yüzden de gücünü kaybedecektir ve sonrada o yeteneğin kendisini dahi kaybedeceksin. Güneş ışığını çekebilmenin veya birtakım başka enerjileri çekebilmenin onu şarj edeceğini düşünüyorsun, fakat onun giderek daha da zayıfladığını göreceksin. Bu türden bir şarj etme o kadar önemsizdir ki, neredeyse hiçbir önemi yoktur.

Herkese Zhuan Falun'da ve Hong Yin'de net bir şekilde açıklamıştım: "Olağanüstü yetenekler önemsiz şeylerden başka bir şey değildir" demiştim. Onlar, xiulian uygulaması esnasında ortaya çıkan yan ürünlerdir. Onları asla xiulian'in amacıymış gibi görmemelisiniz. Eğer bunu yaparsanız, Tamamlanmaya kesinlikle ulaşamazsınız. Takıntı geliştirmek, Tamamlanmaya doğru olan yolunuzun önüne engelleyici bir duvar örmektedir -ve onu aşamazsınız. Sadece ve sadece, sıradan bir insanın sahip olduğu tüm takıntıları terk ederek onu aşabilir ve Tamamlanmaya doğru yol alabilirsiniz. Burada oturan birçoğunuza yardım etmek için küçük bir şey yapsaydım, büyük olağanüstü güçlerinizi aniden gösterebilirdiniz. Fakat yapamam, çünkü sizlerin Tamamlanmaya ulaşmanızı sağlamalıyım. Uygulamanız sürecinde, birtakım bazı olağanüstü yetenekler kendiliğinden gelişebilir, o yüzden onları önemli bir şey olarak görmemeniz en iyisidir. Onları gereğinden fazla önemsemeyin ve onları aklınıza takmayın. Eğer onlara sahipseniz, sahipsinizdir; bu bir sorun değildir. Budalar ve Tanrılar ile karşılaştırıldıklarında, onlar nedir ki? Sizin arayışınızın amacı, olağanüstü yetenekler değildir. Sizin aradığınız şeyler, çok daha yüksek ve önemli şeylerdir -ta ki Tamamlanmaya ulaşana dek. O zaman, muazzam Tanrısal güçlere sahip olacaksınız ve onların yapamayacağı hiçbir şey olmayacak. Eğer azimli ve kararlı olabilir ve daha önce söylediğim gibi davranırsanız, olağanüstü güçleriniz giderek daha da güçlenebilir. Çünkü bütün olağanüstü yetenekler xiulian esnasında enerji tarafından giderek daha da fazla güçlendirilecektir. Sanırım, bunun nasıl iyi ve nasıl kötü olabileceği arasındaki ilişkiyi anlayabildiniz.

Soru: Uygulama sürecimizde, orijinal madde [asıl yüksekliğine ulaşmadan önce] o haline getirilebilir mi?

Shifu: Aslında Fa'yı dikkatli bir şekilde çalışmıyorsunuz. Şöyle söylemiştim: Biz değişime, yaşamınızın en mikroskobik maddesinden başlıyoruz, yaşamınızı oluşturan en mikroskobik maddeden. Peki, o zaman hayatınızın en mikroskobik parçası nerededir? Bunu size söylememiştim. O, inanılmaz derecede mikroskobik olabilir veya olmayabilir. Cümlelerimin orijinal anlamı budur. En yüzey kısmınız, henüz orijin gibi yükseklikteki bir seviyeye ulaşmadı. Hiçbiriniz o seviyeye yükselmediniz demiyorum, sadece ben sizin ters bir yoldan uygulama yapmanızı sağlıyorum diyorum.

Biliyorsunuz, eskiden Çin'de insanlar xiulian'den bahsettiği zaman, birçok bölgedeki insanlar onu anlayabiliyordu. Xiulian uygulama sürecinde, değişimler genelde yüzey seviyesinden başlıyordu. Moleküler parçacıklardan oluşan fiziksel vücut değişmeye başlıyordu, daha sonra da moleküler parçacıkların ikinci katmanı bunu takip ediyordu. Değişimler durmaksızın daha mikroskobik parçacıklara doğru yayılıyor ve sonra da bu şekilde ilerliyordu. Onların kendi uygulama yöntemlerinde benimsedikleri yol bu idi. Sonuç olarak, uygulama yapmaya başlamalarından çok kısa bir süre sonra, muhteşem Tanrısal güçleri sergileyebiliyorlardı. Onların yüzey kısmı tamamen başka bir şeye dönüşmüştü. Fakat hepiniz bir düşünün: Şu anda ben Fa'yı sıradan insan toplumu içerisinde öğretiyorum. Dolayısıyla, uygulayıcılar toplumun bir parçası iken, onların topluma engellemeler yaratmalarına izin veremem. Ayrıca, insan toplumu uygulamanız için size bir fırsatta sağlamaktadır, o yüzden, böylesi bir ortamı bozamayız. Sizin sıradan bir insan gibi görünmenizin sebebi budur. Bir işinizin olması ve toplumda yapmanız gereken şeylerin olması gerekiyor. İnsanlar, sıradan insan toplumu içerisinde uygulama yapmanızı sağlamak için size fırsatlar yaratacaklardır. Size sorun çıkaracak ve sizin için acı yaratacaklardır. Bunlar yoluyla kendinizi geliştirebilir ve karmanızı yok edebilirsiniz. Her bir testi iyi şekilde geçme yoluyla kendinizi yükselteceksiniz. Bu sebepten dolayı, bu ortam bozulamaz.

Sadece bu ortamı bozmayarak burada xiulian uygulayabiliriz. O zaman, bu türde bir ortama uygun bir uygulama yöntemi olması gerekir. Mikroskobik seviyeye nazaran, yüzeyde daha az bir değişim yaratmak zorundadır. Geçmişte, insanlar yüzey seviyeden başlayarak dönüşüme uğruyorlardı, fakat şu anda ben sizi en mikroskobik seviyeden başlayarak dönüştürüyorum. Bununla birlikte, size şunu söyleyeceğim ki, kimse geçmişte bunu bu şekilde yapmadı. Bunun sebebi, bugün bazı insanların çok yüksek seviyelerden gelmiş olmasıdır. Hatta sizi kurtarmak istemiş olanlar bile sizin kadar yüksek seviyeli değillerdi; o zaman nasıl olur da sizin orijininizi dönüştürebilirlerdi? Söylemiş olduğum şeyi anlamış olabilirsiniz. Yani şunu söylüyorum: geçmişte hiç kimse böyle bir şey yapmadı, fakat ben şu anda yapıyorum. Sizin orijininiz, gerçek benliğinizdir. Zihninizin ve düşüncelerinizin kaynağıdır; yapmak istediğiniz şeylerin kaynaklandığı nedendir. O sizin gerçek benliğinizdir. Sıradan insanlar arasında sergilediğiniz cümleler ve düşünme şekliniz, sadece yüzeye doğru, seviyeye seviye nakledilen şeylerdir. Farklı seviyelerden geçip gelirken, çeşitli seviyelere ve âlemlere ait düşünce ve kanılar ona eklenmektedir. İnsan seviyesine ulaştığında ise, cümleler, düşünce ve davranışlar biçiminde görünürler.

Sizin en mikroskobik parçanız, gerçek benliğinizdir ve ben sizi en mikroskobik seviyenizden başlayarak dönüştürüyorum. Fakat bu, yüzey seviyenizin hiçbir şekilde değişmediği anlamına gelmiyor. Netice itibarı ile siz bir uygulayıcısınız ve sıradan bir insandan farklısınız. O yüzden, uygulamanızı etkileyen şeylerin üstesinden gelmek ve kötü şeylerin büyük bir bölümünü yok etmek zorundayım. Hatta uygulamanızı etkileyen hastalıklarınızı bile temizlemek zorundayım. Bazı insanlar Falun Gong'un sihir olduğunu söylüyor; onu bir dakika için dahi uyguladığınızda hastalığınız ve belirtileri yok oluyor diyorlar. Evet, hakikaten, gerçek bir uygulayıcı derhal değişecektir. Hastalığı ve belirtileri derhal o anda yok olup gidecektir. Fakat, eğer buraya bundan kurtulmak için geldiyseniz, buna asla ulaşamazsınız, çünkü ben burada bunu sıradan bir kişi için yapmak adına bulunmuyorum. Bunu uygulayıcılarımın Tamamlanmaya ulaşmaları için yapıyorum.

Soru: Cinsel aşk enerjisi, spritüel bir enerjiye dönüştürülebilir mi?

Shifu: Onun herhangi bir enerjisi olmadığını söyleyeceğim. O, duygudan ve vücut ısısından başka bir şey değildir. O, duyguya olan güçlü bir takıntıdan türeyen ve insan vücudunuza ait bir içgüdüden türeyen bir tür heyecandır. Bu tür heyecana gelince, tıbbi alanda çalışan insanlar şunu bilirler: o heyecana ulaşmak istediğiniz zaman, kalori olarak isimlendirilen bir maddeye gereksinim vardır. Bir kere kullanıldığı zaman, sakinleşir ve kendinizi halsiz hissedersiniz. Bazı genç insanların ne kadar da enerjik olduklarını, daima bir şeyler yapmak istediklerini fark etmiş olabilirsiniz ve o yüzden yürürken bile etrafta hoplayıp zıplarlar. Onlar sadece çok fazla miktarda vücut ısısına sahiplerdir. Dolayısıyla, o bir enerji formu değildir ve bir enerji biçimi olarak görülemez.

Soru: Bizler evrenin gerçekliği ile asimile olduğumuz zaman, içinde bulunacağımız form nasıl olacak?

Shifu: Ben size daha önce asla böyle bir şey söylemedim. Tao Okulunun qigong'u gibi, diğer qigong uygulamalarından birtakım şeyler öğrenmiş olabilirsiniz. Bir kişinin yaptığı şeylerin tamamı ve düşünceleri Fa'nın gereksinimlerine tam anlamıyla uyduğunda, o, Tamamlanmaya ulaşmış bir canlıdır. Birçok insan, Buda'nın bir görüntüsü olmadığını söyler. Bu, Çin Zen Budizm'inin teorisidir -Buda yok, imge yok. O yüzden Bodhidharma'nın kendisi de, Dharma'sının sadece altı kuşak boyunca aktarılabileceğini söylemişti, çünkü ondan sonra öğretmek için geriye hiçbir şey kalmayacaktı. Antik dönem Çin'den başlayıp Kültür Devrimine kadar geçen süreçte, Zen Budizm'i, Budizm tarafından "öküz boynuzuna girmek" olarak görülmüştü. O günlerde, Zen Budizm'i ile diğer din okulları arasında durmaksızın tartışmalar yaşanıyordu. Aslında, Zen Budizm'i Song Hanedanlığından [960-1279] sonra yok olmuştu. Yani bu şu anlama geliyor: Zen Budizm'i Çin'de bin yıl önce yok olmuştu. Fakat sonraki kuşaktan olan insanlar, Bodhidharma tarafından öğretilen prensiplerin daima sıradan insanların felsefesine çok yakın olduğunu hissettiler. O yüzden bazı insanlar onları bir felsefe olarak görmüştür ve onu felsefenin en yüksek seviyesi olarak görmüştür. Bazı insanlar mantıksız ve saçma bir şekilde davranıyor -sanki onun felsefesinin en temel noktalarına aydınlanmışlar gibi davranıyorlar. İşin aslı şudur ki, o çok düşük seviyeli bir anlayıştır. O, düşük seviyeli olduğu için, sıradan bir insanın onu kabul etmesi kolaydır.

Bir Buda'nın görüntüsü vardır, fakat onun vücudu daha mikroskobik parçacıklardan oluşmuştur ki, onlar da bir maddedir; o yüzden insanlar onu normal gözleri ile göremezler. Bununla birlikte, sizin onları göremiyor olmanız onların var olmadığı anlamına gelmiyor. Bütünsel bir elektromanyetik spektrumda, insanlar sadece "görülebilir ışıkları" görebilmektedir ve bu da aslında hiçbir şeydir. Sizin gördüğünüz her şey, "görülebilir ışıktan" yansımaktadır. "Görülebilir ışıktan" yansıtılamayan şeyler görülemezler. Onun varlığını reddedebilir misiniz? Günümüzde ABD'de çok sayıda güçlü astronomik teleskoplar var. Keşfedilmiş olan çok sayıda göksel vücut, sadece "görülebilir ışığın ötesindeki ışıklar" yoluyla görülebiliyor: X-ray, gamma, kızılötesi ve ultraviyole ışınları gibi ışıklar yoluyla görülebiliyorlar. Sadece o gibi koşullar altında onları gözlemleyebiliyorsunuz. Onların var olmadıklarını söyleyebiliyor musunuz? Bu astronomik teleskopların icadından önce, o göksel vücutların var olmadıklarını iddia etseydiniz, inatçı insanlar sizi körü körüne ve kanıt olmadan bir şeye inanmakla suçlamaz mıydı? Aynen bugün burada konuştuğumuz şey gibi; Budaların cennetlerini ve Budaların kendisini gördüğünüzü söylediğiniz zaman, bazı insanlar bunun olanaklı olduğuna hiçbir şekilde inanmıyor. Gözleriniz atomlardan değil de moleküllerden oluşmuş olduğu için, atomik parçacık katmanından oluşan hiçbir şeyi göremiyorsunuz. Bir Buda'nın bedeni atomlardan oluşmuştur, peki o zaman onu nasıl görebilirsiniz ki? Yani, onlar "görülebilir ışığın" alanı içerisinde değillerdir.

Soru: Dünyada yaşayan tüm canlılar yok mu olacak? Yoksa uygun bir zamanda bir değişim mi olacak?

Shifu: Ben bu konu hakkında konuşmuyorum. Bu konu hakkında burada konuşmayacağım. Bu ister doğru olsun ister yanlış, bana göre sizler bu konuda endişelenmemelisiniz. Peki neden? Bir düşünün: Evrende hiçbir şey tesadüfen var olmamaktadır. Mesele sadece şudur ki, insanlar Tanrıların varlığına inanmıyorlar, fakat onlar her yerde var olmaktadır -evrenin başından sonuna dek her yerde. İnsanlar her şeyi yapma cesaretine sahipler; ahlak düzeyleri son noktaya kadar düşmüş. Hepiniz şunu bir düşünün: Günümüzde insanlar canlarının istediği her şeyi yapıyorlar. Keyfi olarak başkalarını öldürüyorlar. Silahları olduğunda, insanları öldürmeye cesaret ediyorlar. Düşünceleri ve fikirleri dizginlenemez bir durumda. İnsan ahlakında gerçekleşen düşüş, insanları her şeyi yapmaya teşvik ediyor. Birçok kişi, insanoğlu bu noktaya kadar düştüğü için dünyanın birçok farklı bölgesinde felaketlerin gerçekleştiğini söylüyor. İnsanlar ne kadar kötü ise, bir o kadar fazla felaket var oluyor.

Öte yandan ise, bugün Dafa'yı uygulayan 100 milyon insan bulunuyor. Ne kadar insanın Tamamlanmaya ulaşabileceğine bakılmaksızın, bu insanlar en azından iyi insanlar haline geliyorlar. Eğer her şey son bulsaydı, o iyi insanlara ne olacaktı? Özellikle bugün, burada bulunan herkes xiulian uygulayabiliyor ve Dafa içerisinde uygulama yapma konusunda azimliler. Bu iyi ve asil insanlara ne olacaktı? O yüzden hepinize şunu söylüyorum: xiulian uyguladığınız müddetçe, diğer konular hakkında kesinlikle endişelenmemelisiniz. Herhangi bir felaket konusunda endişelenmeyin. Eğer bir felaket olacaksa sizinle herhangi bir ilgisi olmayacaktır. (Alkış) Fakat kötü insanlar ise, ondan kaçmayı başaramayacaklardır.

Soru: Shifu bir defasında şöyle demişti: Doğumla birlikte getirdiği maddeler ve dayanıklılığı belirli olan insanlar da vardır, o yüzden onlar yüksek seviyelere doğru gelişim gösteremezler.

Shifu: Toplumdaki insanların hepsi, günümüz insanlarının hepsi, farklı seviyelerden olan kişilerdir. Bazıları düşük seviyedendir; dolayısıyla onlar çok yüksek seviyelere doğru xiulian uygulayamayabilirler. Fakat Üç Diyarın dışına çıkmak ve Tamamlanmaya ulaşmak anlamında herhangi bir problemleri olmamalıdır. Fakat onlar isteseler bile daha yüksek seviyelere ulaşamazlar. Bir kişinin Fa içerisinde xiulian uygulaması ve Fa'yı edinmesi basit bir mesele değildir. O, bu dönem esnasında, canlıların var oluşunu konumlandırmaktadır ve eğer bir kişi doğuştan kendisiyle birlikte o kadar da fazla bir şey getirmemiş ise, o şeyler tamamlanabilir. Fakat bu Fa'yı elde etmeye layık dahi olmayan insanlar da bulunuyor. Ve Fa'yı kesinlikle elde edemeyecek olan kişilerde var.

Soru: Ben Dafa'nın kudretli gücünün her şeyi değiştirebileceğini düşünüyorum. Peki, Dafa niçin insanları değiştiremiyor?

Shifu: Size şunu söyleyeceğim. Normal bir Buda....mesela örnek olarak Rulay'ı ele alalım. Hepsi, insan toplumu içerisinde, Buda Amitofo, Buda Sakyamuni, İsa veya Azize Meryem'in tek bir el hareketi ile değişebilirdi. Onlar nasıl olur da, onu değiştirme gücünden yoksun olabilirler ki? Peki, o zaman bunu niçin yapmıyorlar? Çünkü insanlar kötü şeyler yapmışlardır ve onları kendi başlarına yapmışlardır. O kötü şeyleri, istedikleri için yapmışlardır. Eğer ben sizin karmanızı tek bir el hareketi ile yok etseydim ve kötü unsurlarınız yok olsaydı, o zaman geriye dönüp kötü şeyler yapmaya ve karma biriktirmeye devam ederdiniz. O zaman bunu neden yapmak zorunda olayım ki? Eğer kişi insanları kurtarmak istiyorsa, yöntemi bu değildir. O kişi, insanların prensipleri anlamasını ve kalplerini kendi başlarına değiştirmelerini sağlamalıdır. İnsanları gerçek anlamda kurtarmak, budur. Bir Rulay bile öyle bir güce sahiptir. Dolayısıyla bir kişiyi değiştirmek, evrenin Dafa'sı için çok kolaydır. Geçen gün size basit bir örnek vermiştim: Aynen bir çelik döküm ocağı gibidir. Eğer içine bir talaş parçası düşerse, anında yok olup gider. Onun izini bile bulamazsınız. Bu Dafa'nın içerisinde, insanlar aynen talaş tozu gibidir. Ben sizden niçin kendinizi geliştirmenizi istiyorum? Eğer ben sizi bu Dafa ile yeniden yaratsaydım ve sizin kendinizi geliştirmenize izin vermeseydim, mikroskobik seviyeden yüzeye kadarki olan benliğiniz artık kesinlikle siz olamazdınız. Tüm hafızanız, düşünceniz ve yaşam formunuz değişirdi. Kim olduğunuzu bilmezdiniz. Buna "yeniden yaratmak" denir. Bu çok korkutucu bir şeydir. O, insanları kurtarmak demek değildir. Niçin insanları kurtarmak gibi bir konunun var olması gerekir? Fa böyle bir güce sahip değildir diye bir konu yoktur, sadece olan şudur ki, Fa insanlara bu gibi bir şans vermektedir.

Soru: Bir kişi xiulian esnasında sıkıntılar ile nasıl başa çıkar? Bizim uygulamamız esnasında, sizde bizimkine benzer sıkıntılar yaşadınız mı?

Shifu: Bu soru yeni bir uygulayıcı tarafından sorulmuş. Ben hiçbir zaman kendi kişisel meselelerim hakkında konuşmak istemedim. Fakat size söyleyeceğim bir husus var: Sizler uygulayıcılarsınız, fakat ben değilim. Her biriniz [istisnasız olarak] bir uygulayıcının standartlarını karşılamak zorundasınız. Hepiniz Tamamlanma âlemine ve standartlarına ulaşmak zorundasınız. Fakat ben sizler gibi değilim. Ben size Fa'yı öğretmek için buradayım. Benim katlandığım sıkıntılar ise, tüm seviyelere ait olan canlıların sıkıntılarıdır. Ben, yaşamış olduğum şeyleri hiç kimse ile paylaşamam -bunu anlayamazdınız. Siz uygulamanın kolay olduğunu düşünüyorsunuz. Benim size söylemiş olduğum tüm şey, karmanızın yarısını yok etmiş olduğum ve sizin böylelikle uygulama yapabildiğiniz idi. Fakat gerçekte ise, sadece bir düşünün: Bu evrende, sizin geçmişte yapmış olduğunuz kötü şeyler sırf xiulian uyguluyorsunuz diye ortadan kaldırılacak mıydı? Size şunu da söylemiştim: İsa'nın niçin çarmıha gerildiğini biliyorum demiştim. Babası Yehova onu kurtaramaz mıydı? Özgür kalmak için kendi gücünü kullanamaz mıydı? O, çarmıha gerilmek zorunda mıydı? Bu konular hayal edebileceğiniz konular değildir. İnsanları kurtarmak aşırı derecede zor bir konudur. Bazı kişiler [sıradan insanlar olarak] yaşamları boyunca kötü şeyler yaptıkları için başkalarına borçlanırlar ve bu suretle de karma yaratırlar. Bu borçlar, sonsuza dek onlara yapışıp kalır ve yaşamlar boyunca onlardan kurtulabilmek mümkün olmaz. Bununla birlikte, bazı insanlar, -o seviyelerden düştükleri zaman- çeşitli âlemlerde borçlar edinmişlerdir Ve onlar Tanrılara olan borçlar idi. Onları nasıl geri ödeyebilirlerdi? O yüzden, insanoğlunu kurtarmak basit bir konu değildir. Bazı dinlerden olan insanlar, uygulamalarını tamamladıkları an insanları kurtaracaklarını söylüyorlar. Ben ise bunun bir takıntı olduğunu söyleyeceğim. İnsanları sınırlayan kördüğüm haline gelmiş karmayı çözecekler. O kördüğüm haline gelmiş olan karma, kurtarıcının seviyesini dahi aşmakta ve ötesine geçmektedir. İnsanları kurtarmak basit bir şey midir? Bu konu hakkında söylemek istediklerimin hepsi bu kadar.

Soru: Shifu sizi putlaştırmamak için ne yapabiliriz, lütfen bize söyleyin.

Shifu: Duygularınızı tamamen anlıyorum. Böyle hissediyorsunuz, çünkü size neler vermiş olduğumu biliyor ve sizi karma dolu sıradan bir insan olmaktan çıkarıp bir uygulayıcı haline getirmek için sizlerden neler temizlediğimi biliyorsunuz; minnettarlık duygularınızı tamamen anlıyorum. Bazı insanlar Shifu'ya olan saygılarını göstermek için birtakım ritüeller yapmak istiyor. Bana saygı göstermemelisiniz diyemem, çünkü netice itibarı ile ben sizin Shifu'nuzum. Bana saygı göstermelisiniz. Fakat ben forma odaklanmıyorum. Bazı uygulayıcılar diğerleri gibi yüksek bir anlayış seviyesine sahip değiller ve Shifu'ya olan saygılarını göstermek için bir şeyler yapmadıklarında, kendilerini borçlu hissediyorlar. Ve aslında, yanlış bir şey yapmıyorlar. Fakat bir prensipten bahsetmiştim: Bazı insanlar Budalara tapındıkları ve çok sayıda tapınak inşa ettikleri müddetçe Budalar haline gelebileceklerini düşünüyorlar. Bunun bir şaka olduğunu söyleyeceğim. Buda Sakyamuni niyet taşıyan bir Fa'nın bir sabun köpüğü gibi geçici olacağını söylemişti. Bütün o şeyler, niyet dolu aktivitelerdir ve bir hiçtirler. O sadece, [sıradan insanlara ait] bir miktar erdem biriktirmeye olanak sağlar. Yaptığınız tapınakların Budalar için olduğunu mu düşünüyorsunuz? Şimdi bir tapınak yaptınız diye Budalar gelmek zorunda mı? Bir tapınak yaptığınız için Budalar gelmelidir diyor olabilirsiniz. Budalar sizin emirlerinizi takip etmek ve gelmek zorunda mıdır? Bu şekilde olmaz. Bazı insanlar el pençe secde ediyor ve şöyle düşünüyorlar: "Sana tapındığım için beni kutsamak ve korumak zorundasın ve benim Tamamlanmaya ulaşmamı sağlamalısın." Budaların sıradan zihinlere sahip olduğunu düşünüyorsunuz -bana saygı gösterdiğiniz ve bana güzel şeyler söylediğiniz için mutlu olmam gerektiğini düşünüyorsunuz! [Etrafımda dolaşır ve beni gece-gündüz pohpohlarsanız size kadro vermek ve terfi ettirmek zorunda olduğum bir durummuş gibi], sıradan insan dünyasında elinde güç bulunduran bir kişi gibi davranacağımı mı düşünüyorsunuz? İnsanlar Budaları insanileştirmiş ve onlara duygu yüklemişlerdir. Onlar kesinlikle öyle değillerdir. Sizlere bana belirli bir şekilde davranmamanızı işte bu yüzden söylemiştim. Fakat örneğin, birtakım bölgelerde, bazı uygulayıcılar kendilerine has birtakım geleneklere alışmışlardır. Onların iyi şeyler olduğunu düşünürler. Onların hatalı olduklarını söyleyemem, fakat bizim Dafa'mız, forma odaklanmaz.

Bu konu hakkında daha öne birçok kereler konuşmuştum. Peki, o zaman bu konuyu nasıl ele almanız gerekiyor? Kalbinizi izleyin. Öte yandan ise, eğer bizler bugünkü gibi bir tecrübe paylaşım konferansı formuna sahip olmasaydık, bir işe yaramazdı. Sizler hep birlikte xiulian uyguluyorsunuz ve bu alana girdiğiniz zaman onun çok huzurlu ve uyumlu olduğunu hissediyorsunuz. Hiç kimse kötü düşünceler taşımıyor. Yayılmakta olan şey, merhamet ve çok iyi enerjilerdir. Herkesin konuştuğu konular xiulian ile ve yaptıklarını nasıl daha iyi yapacakları ile ilgilidir. Bu ortam, yaptığımız şeyin tamamlayıcı bir öğesidir. Tecrübelerin paylaşılması ile herkes kendi noksanlıklarını görebiliyor ve diğer uygulayıcılar azimli olma konusunda ilham alıyorlar. Bu çok iyi bir formdur. Buna ek olarak, bu olay gönüllü olarak organize edilmektedir. Bazı uygulayıcılar konferans salonunun kirasını ödüyor; bazıları basılı materyaller için ödeme yapıyor; diğerleri ise başka şeylerin yapılması için ödeme yapıyorlar. Hepiniz bunu bu şekilde yapıyorsunuz. Bir asistan merkezi hiçbir şekilde para biriktirmiyor. Bir şey yapıldıktan sonra, onu yapan uygulayıcı onu bağışlıyor ve bitiyor. Genellikle böyle işlemektedir.

Hatırlıyorum da, bir gazete benim hakkımda bir hikâye yazmıştı. Yazıda: "Li Hongzhi para istemiyor, fakat uygulayıcılarından biri New York şehrinde bir tecrübe paylaşım konferansı düzenlenmesi için 35,000$ ödeyerek bir salon tuttu" deniyordu. O uygulayıcının kalbi doğru yerdeydi; o bunu yüce Fa için ve kutsal deneyim paylaşım konferansı için yapmıştı ve onun düşüncelerine göre Dafa, sadece en iyi yeri hak ediyordu. İnsanlar her türden rastgele ve illegal aktiviteler için astronomik paralar harcıyorlar da, böylesi kutsal ve görkemli bir deneyim paylaşım konferansı için niçin iyi bir yer kiralayamıyorlar? Fakat hepiniz gelecekte dikkatli olmalı ve pahalı konferans salonları kiralamaktan kaçınmak için elinizden geleni yapmalısınız. Gelecekte bu konu hakkında dikkatli olmamız gerekiyor. 35,000$, Amerika'da çok değilmiş gibi görünebilir, fakat bu rakam Çin'de birkaç yüz bin yuan'e denk gelmektedir. Fakat durum ne olursa olsun, ben o paranın tek bir kuruşunu bile görmedim, izini bile görmedim. Uygulayıcı sadece 35,000$'lık bir çek yazmış ve o konferans salonunu kiralamış. İşlemi tamamladıktan sonra, asistan merkezine yerin tutulduğunu ve fiyatının da 35,000$ olduğunu söylemiş ve kullanılacak tarih aralığını belirtmiş. Hepsi bu. Aslında o kişi 35,000$ harcamıştı ve bu onun kalbini, Dafa'ya karşı içtenliğini gösteriyordu!

Bu fırsatı birazcık daha konuşmak için kullanayım, çünkü burada bazı gazeteciler bulunuyor. Bazı insanlar şunu merak ediyorlar: "Li Hongzhi bir milyoner mi?" Beni bir milyoner, milyarder veya bir trilyoner olarak görebilirsiniz. Bunda bir sorun yoktur, çünkü benim sahip olduğum şey, bu dünyadaki tüm paradan veya servetten daha değerlidir. (Uzun Alkış)

Aslında, size söyleyeyim ki, buna başka bir açıdan bakacak olursanız, benim paramın olup olmaması fark eder mi? Eğer param olsaydı bile umursamazdım. Örneğin, Fa'yı çalışan 100 milyon kişi bulunuyor ve eğer ben her birinizden bana bir dolar vermenizi isteseydim -bir düşünün- eğer her biriniz bana bir dolar verirseniz, 100 milyon dolarım olurdu. Dahası, hepiniz bana ne zaman olursa olsun para vermeye gönüllü olduğunuz için, beni sadece 100 milyon dolarlık bir kişiymiş gibi görebilirsiniz! Bazı insanların beni araştırmak ve kitap satışlarından ne kadar gelir elde ettiğimi bulmak için gitmedikleri yer kalmadı. Sizlere şunu söyleyebilirim: Çin'de kitaplarımın resmi yayınevlerinde yayınlandığı her defasında telif ücretleri sadece birkaç bin yuan idi. Tüm meblağ ise sadece yirmi bin yuan'in üzerindedir ve bu da sadece birkaç bin ABD doları eder. Hepsi bu. Yayınevleri devlete ait olduğu için, diğer ülkelerdeki yayınevleri gibi telif hakkı vermiyorlar. Size ödedikleri tüm para budur. Diğer yerlerde yayınlanan kitaplar için ise, kontrat imzalandıktan sonra, yazara telif hakkı olarak %5, %6, %7 ve en fazla %8 ödüyorlar. Elde ettiğim para çok az idi, fakat temel olarak ben bu telif parası ile yaşıyorum. Size şunu söyleyeceğim: Bu meseleye takılıp kalmayın. Bunu araştırmak bir işe yaramaz. Sırf para kazanmak uğruna niçin bu kadar çaba sarf edeyim ki? Tek ihtiyacım olan şey, her birinizden bana on dolar vermeniz olurdu, o zaman ben bir milyarder olurdum. Bu ne kadar da kolay ve hızlı bir yol olurdu! Hepiniz bana para vermekten mutlu olurdunuz ve bende bunu açık bir şekilde kabul edebilirdim. Niçin büyük bir çaba sarf etmek gibi bir yol seçecektim ki? Sanırım bazen insanlar saf olmayan niyetler taşıyorlar. Olayları çok sığ bir zihin ve aptalca bir yol ile ele alıyorlar.

Soru: Karmayı bizim için yok etmenizin ardından, bu karma nereye gidiyor?

Shifu: Onu sizin için yok ediyorum. (Alkış) İnsanoğlunu kurtarmak çok zor. Size bir konferansta, kaderinde felç geçirmek olan birinden bahsettiğimi hatırlıyorum. O durum, onun karmasından dolayı gerçekleşen bir cezalandırma idi. Dolayısıyla ona yakalanacağı kesindi, fakat Dafa'yı çalışmasının ardından, [bu durum Dafa çalışmanızın ardından herhangi bir karmayı ödemek zorunda değilsiniz anlamına gelmiyor; o şekilde bir işe yaramaz] büyük bir kısmını onun için yok ettim; böylece o da kolayca dayanabiliyordu. Fakat durum kendisini göstermek zorundaydı. Bir gün aniden yere yığıldı ve felç belirtileri gösterdi, fakat o kendisini bir uygulayıcı olarak görmedi. Buna karşın, karması yok edilmişti; o yüzden durum o kadar da ciddi değildi. Eğer kendisini bir uygulayıcı olarak görseydi ve her şeye rağmen ayağa kalksaydı, derhal iyi olacaktı. Test işte böyleydi, fakat bunu geçemedi. Olması gerektiği kadar zor olmamasına rağmen, testi geçmedi. Üstelik bu test aslında zor değildi, üç gün sonra yataktan kalkabilir ve bir hafta sonra da yürüyebilirdi. Bir ay sonra, sanki kendisine hiçbir şey olmamış gibi olur. Hastanede tedavi bile görse, hiç kimse bu kadar kısa bir zaman içerisinde iyileşemez, bunu herkes bilir. Fakat o hala: "Ben Falun Gong'u öğrendiğim halde neden hala felç geçiriyorum?" diyordu. Fa'yı henüz öğretmeye başlamış olduğum bir dönemdi. O zaman, insanları kurtarmanın gerçekten de çok zor olduğunu düşünmüştüm. O ise, ben onun uğruna acıya katlanırken, bana bir kap zehir içirilmiş gibi olduğunu bilmiyordu. (Alkış)

Soru: Fikir ve kanılar, duyguyu etkiliyor. Günümüzdeki bozulmuş modern insanların yozlaşmış düşünceleri duyguları sömürüyor.

Shifu: Yozlaşmış düşünceler duyguları sömürüyor değildir; sadece insanlar artık hiçbir şeye inanmıyor ve artık herhangi bir ahlaki unsur tarafından dizginlenmiyorlar. Geçmişteki herkes, dinin var olduğunu bilirdi. İnsanlar en azından eğer kötü bir şey yaparlarsa cezalandırılacaklarını bilirlerdi. Fakat günümüz modern insanı, özellikle de genç insanlar, bunun komik olduğunu düşünüyorlar. Ne cezalandırması? Tanrı nerede? Buna inanmıyorlar. Tanrıların var olduğuna inanmıyorlar. Bir düşünün: Kötü şeyler yaparlarken Tanrıların izlemekte olduğunu bilmiyorlar. Kötü şeyler yaparlarsa cezalandırılacaklarını bilmiyorlar. Bu gibi sınırlamalar olmadan, her şeyi yapmaya cesaret etmezler mi? -Cinayet işlemeye, kundakçılık yapmaya ve akla gelebilecek her türlü suçu işlemeye cesaret etmezler mi?

Çok eski dönemin insanları, geçmişin insanları, niçin daha yüksek ahlak değerlerine sahiplerdi? İnsanlar aslında çok yeteneksizdir; o yüzden, aslında, "insanlar çok yüksek ahlaki değerlere sahiplerdir" diye bir şey yoktur. Sadece kötü şeyler yapmanın ceza göreceğine, iyi şeyler yapmanın ise ödüllendirileceğine inanırlar ve bunu bilirlerdi. İnsanların, hayat içerisinde iyi olmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Zihinlerinde bu gibi bir dizginleme olmayan günümüz insanları ise kiliseye gitmeyi, sadece kültürlü insanların yaptığı bir şeymiş gibi görüyor. Tapınaklara gitmeyi, servet arayışında olmak, erkek çocuk istemek ve koruma istemek gibi görüyorlar; ayrıca yok edilemeyen sıkıntıları temizlemek ve onları yok etmek gibi görüyorlar. Gerçek anlamda inanca sahip değiller. Bir düşünün: günümüz toplumu, ahlaki sınırlama anlamında, tamamen kontrol dışına çıkmış olduğundan, insanoğlu her şeyi yapma cesaretine sahip olmayacak mıdır? Her şeyi bireyselliğe odaklamışlar: "Ben canımın istediği her şeyi yaparım." İstediğiniz her şeyi yapacaksınız; bunun harika bir şey olduğunu düşünüyorsunuz, fakat Tanrılar iyi olduğunu düşünmüyorlar. Tanrılar tarafından yaratıldığınızı unutmayın. Tanrılar sizin iyi olmadığınızı düşündükleri zaman, sizden vazgeçerler ve sizi yok ederler!

Soru: Geçmişte, evrendeki canlılar evrenin Fa'sını bilmiyorlardı. Geleceğin evreninde bulunacak olan yaşamlar, buna Tamamlanmaya ulaşacak olan uygulayıcılar da dâhil, kendi bulundukları seviyedeki prensiplerin tamamını bilebilecekler mi?

Shifu: Sizlere şunu söyleyebilirim ki, bildiğiniz ve anladığınız şeyler, kitapları okuma yoluyla Fa temelinde anlamış olduğunuz şeyler ile aynı olacaktır. Anlamış olduğunuz şeyler, evrenin Fa'sının, sadece aydınlanmanıza izin vermiş olduğu bir parçadır. Gerçek Fa'yı bilmenize izin verilmez. Bu sadece insanoğlu için geçerli bir durum değildir, evrendeki tüm canlıların da bu Fa'nın özel varoluş formunu bilmesine izin verilmez. Benim yapmış olduğum şey sadece, bu "Hakikati" insanların kullandığı lisanı kullanarak size genel anlamda anlatmaktır. Fakat onun varoluşunun gerçek formunu bilmenize izin verilmiyor. Bilincinizde belirli bir düşünceye sahip olabilirsiniz ve gelecekte, evrende bir Fa'nın var olduğunu biliyor olacaksınız. Fakat onun tam olarak ne olduğunu asla bilemeyeceksiniz. Farklı seviyelerde ve farklı âlemlerde bulunan canlılar, o seviyelere özgü hal ve durumlar içerisinde olduklarından dolayı, kişi o seviyeye ait bir Tanrı olabilir, fakat aynı zamanda da kendisinden daha yüksek seviyeli olan bir Tanrıya göre sıradan bir insan gibidir. Seviye ne kadar yüksek ise standartta bir o kadar yüksektir.

Soru: Eğer Zhuan Falun'u saf bir zihin ile okur, problemlerle karşılaştığım zaman kendi içime bakar ve kendimi içten ve erdemli bir şekilde geliştirirsem, bu durum azimli olmak şeklinde isimlendirilebilir mi?

Shifu: Bu elbette ki, azimli olmanın bir göstergesidir. Eğer bunu yapabiliyorsanız, bu durum azimli olduğunuzu gösteren bir işarettir. Eğer Tamamlanmaya ulaşmak istiyorsanız, üstesinden gelinmesi gereken sıkıntılar olabilir. Siz uygulayıcıların Fa ile ilgili çok derin bir anlayış taşıdığınızı biliyorum. Konuşmalarınızı televizyon ekranından izliyordum ve tüm uygulayıcıların olgunlaşmakta olduğunu söyleyebilirim. Durum budur. Çin'de bulunan uygulayıcılar çok olgunlar, çünkü onlar birkaç yıl önce olgunlaşmaya başladılar. Bugün Çin'in dışında bulunan çok sayıdaki uygulayıcı de giderek olgunlaştı. Fa'yı, Fa temelinde konuşabiliyorsunuz. Bu çok iyi.

Soru: "Biz bir din değiliz, fakat insan ırkı bizi gelecekte bir din gibi görebilir." Fa'yı yayma sürecinde insanlar üzerinde bu etkiyi yaratmamak için ne yapmalıyız?

Shifu: Durumlar, bölgelere göre değişiklikler göstermektedir. Fa'yı yayarken bu konuya dikkat etmeniz gerekiyor. Diğer insanların Fa'yı elde etmesini istiyorsunuz -önceden belirlenmiş karmik ilişkileri olup, Fa'yı henüz elde etmemiş olan kişilerin Fa'yı elde etmesini istiyorsunuz. Toplum içerisinde bu konuya özel bir dikkat göstermeniz gerekiyor. Bunun bir din gibi görüldüğü etkisini insanlar üzerinde yaratmayın. Fakat öte yandan, şunun da farkına vardım ki, eğer insanlar hep birlikte bir uygulama yaparlarsa veya birlikte bir şeyler yaparlarsa, günümüz Batılıları ona bir din diyorlar. Din hakkında herhangi standart bir kavramları bulunmuyor.

Soru: Uygulama yoluyla ulaşılan Tamamlanma seviyesi bir uygulayıcının geçtiği ölüm kalım testi ile doğrudan bağlantılı mıdır?

Shifu: Avustralya'daki bir Fa konferansında bu konudan bahsetmiştim. Aslında, xiulian uygulamasında, Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağınız konusu, son dakikada belirlenen bir şey değildir -buna uygulama süreciniz esnasında karar verilir. Bir kişi bunu başarmaya yaklaşabildiğinde, onun Tamamlanmaya ulaşıp ulaşmayacağını belirleyecek olan testi başlayacaktır. O yüzden, onlar çok hayatidir. Bir uygulayıcı olduğunuz müddetçe, bununla karşılaşacaksınız -buna şüphe yok. Bir insan için, bu test, kesinlikle bir yaşam ve ölüm testidir. Elbette, birilerinin kendisini öldürmeye çalıştığı veya bu gibi bir etkiye sahip olan bir durum ile herkes karşılaşmayacaktır. İlle de o şekilde olma gibi bir zorunluluğu yoktur. Aynen bir örnekte anlatmış olduğum gibidir. Kritik zamanlarda, bazı kişiler geleceklerini, mesleklerini ve kariyerlerini terk edebiliyorlar, demiştim. Eğer durum bu ise, o insanlar bu testi geçmemişler midir? İnsanoğlu ne için yaşamaktadır? Sıradan insanlar arasında iyi bir yaşama sahip olma olasılığı ve rüyalarını gerçekleştirmek için tatmin edici bir kariyere sahip olmak uğruna yaşamıyorlar mı? Belirli birtakım şeyleri başarmak istiyorlar. Bu şeyler onların karşılarına konduğunda ve sonra da onlara dokunulduğunda, onlardan vazgeçebilirler mi? Eğer bundan vazgeçebiliyorlarsa yaşam ve ölüm testini geçmemişler midir? İnsanoğlu bu şeyler için yaşamıyor mu? Bütün bu şeyleri terk edebildiklerinde, yaşam takıntısını terk edemiyorlar mıdır?

Kritik anlarda, kişi yaşam takıntısını terk edebilir mi? O sözüm ona "mutluluğu" kaybetme korkusunu terk edebilir mi? O adımı atabilir ve o takıntıyı terk edebilir mi? Bu, sizin için hazırlanmış olan test değil midir? Hiçbir şeyin tesadüf eseri gerçekleşmediğini sizlere defalarca ve defalarca söyledim. Bazıları bu adımı atabiliyorken, bazıları niçin atamıyor? Söylediklerinin doğru olduğunu dahi düşünüyor ve diğerlerini buna inandırmaya çalışıyorlar.

Soru: Fikir ve kanıların, karma yüzünden olduğunu söylemek doğru mudur? Eğer karma olmasaydı, düşünce ve kanılar da olmazdı diyebilir miyiz?

Shifu: İkisi arasındaki ilişki şu şekildedir: Bir kişi doğduğunda zihni saftır. İnsanların [daha sonradan biçimlendirmeleri kaçınılmaz olan] tipik düşüncelerin hiçbirine sahip değildir. İnsanlar bazı şeylerin iyi olduğunu ve diğer bazı şeylerinde iyi olmadığını düşünür. Ve işlerin birtakım belirli yollarla yapılması gerektiğine inanırlar. Yavaş yavaş insanlar kendi fikir ve kanılarını biçimlendirirler. Bazı insanlar çocuklarına, kendilerine ve çıkarlarına nasıl dikkat etmeleri gerektiğini ve diğer insanlardan nasıl öç alabileceklerini dahi öğretiyor. Çocuklarına, bilerek kötü insanlar haline gelmeyi öğretiyorlar ve öğrettikleri şeyleri, çocukların öğreneceği iyi deneyimler olarak görüyorlar. Eğer normal bir yetişkin olarak, böyle düşünceleriniz yoksa o durumda siz daha mantıklısınız demektir; her şey hakkında netsiniz ve her şeyin farkındasınız demektir. Yargılamada bulunurken, herhangi bir düşünce tarafından tuzağa düşmemişsinizdir. Karşılaştığınız veya gördüğünüz şey ne olursa olsun, tek bir bakışta net olursunuz. Bu sizin gerçek benliğinizdir ve bu sizin gerçek bilgeliğinizdir.

Bir kişi beynini nasıl kullanacağını ve ortaya çıkan problemin üstesinden nasıl geleceğini öğrendiğinde, insanlar buna "zeki olmak" diyorlar -bu, bilgelik değildir. Bu, kişinin çıkarlarını koruyan kurnaz ve sinsi bir şeydir ve doğduktan sonra edinilmiş çeşitli düşünceler tarafından biçimlenmiştir. O, kötü şeyler yapabilir ve karma yaratılmasına sebep olur. Bu gibi düşünce ve kanılar, çıkarlarınızı korumak istediğinizden dolayı biçimlenirler. Bu gibi düşünce ve kanılar kötü şeyler yaptığı zaman, karma yaratılır. Bu düşünceler davranışlarınızı yönlendirmektedir. Bir şeyler yaptığınız zaman karma yaratılır, fakat karma bir düşünce değildir. Bazı insanlar oldukça iyi yaşıyor olduğunu düşünür; bazı insanlar da kendilerinin çok zeki ve yetenekli olduğunu düşünürler. Birazcık bir şeyler elde etmek için başkaları ile oldukça sıkı mücadele eder ve yarışırlar. Aslında bence oldukça berbat yaşıyorlar. Ne için yaşadıklarını bilmiyorlar. Zeki olduklarını düşünüyorlar. Bazen bir şeyler yaptıkları zaman, bunu yapan şeyin zihinleri olduğunu düşünüyorlar. İşin aslı şudur ki, davranışlarını, düşünce ve kanıları yönlendirmekte ve onları kontrol etmektedir. O insanlar gerçek doğalarına sahip değillerdir. Toplum içerisinde yaşayan insanların ezici bir çoğunluğu bu durumda sıkışıp kalmıştır. Onlar gerçek benliklerini yaşıyorlar mı? İnsanoğlu işte böyledir ve kendilerini bu durumdan kurtaramazlar. Dolayısıyla, düşünce ve kanıların biçimleneceği kaçınılmazdır, fakat miktarı değişkenlik gösterebilir.

Soru: İnsanların hepsi aynı seviyede olmasına rağmen, öz doğaları ve orijinleri anlamında çok farklılar. Daha düşük seviyelere düşmüş olan insanların, daha yüksek seviyedeki insanların sahip olduğu orijinal maddeye sahip olmadıkları doğru mudur?

Shifu: İnsanların hepsi insan boyutunda yaşamaktadır, fakat onlar farklı orijinlere sahiplerdir. O yüzden, bazı insanlar, daha yüksek seviyeli yaşamları oluşturan daha mikroskobik maddelere sahip değillerdir. Bu da şu anlama geliyor: yaşamları oluşturan en temel parçacıklar farklılıklar göstermektedir. Bazı canlılar öylesi yüksek bir seviyeye ait değillerdir ve çok mikroskobik değillerdir. Düşünce budur. Farklılık burada yatmaktadır.

Fakat siz burada oturanlar, bu konuyu düşünmek zorunda değilsiniz. Yaşamınızın diğerleri kadar mikroskobik olmadığı, dolayısıyla da o yükseklikteki bir seviyeye kadar xiulian uygulayamayacağınız hususunda endişeleniyorsunuz. Aslında konuyu bir insan zihni ile düşünüyorsunuz. En önemli şey, geri dönüp dönemeyeceğiniz ve Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağınızdır. Tamamlanmaya ulaştığınızda ve geri dönmeyi gerçekten başarabildiğinizde artık bu türden düşüncelere sahip olmadığınızı göreceksiniz. Bu evren çok uçsuz bucaksızdır ve sizin kavrayışınızı aşan şeylere gelince, konular sizin düşündüğünüz gibi değildir. Onlar kesinlikle o şekilde değillerdir. Bir örnek verelim: Bazı insanlar nereye giderlerse gitsinler daima kendi evlerinin en iyisi olduğunu hissederler. Eve dönmek isterler. Bu benzetme belki çok uygun değil, fakat buradaki nokta şudur: insani düşüncelere sahip olmayacak ve kendi yerinizin en iyisi olduğunu hissedeceksiniz. Başka hiçbir yer, mukayese bile edilemez ve başka bir yer [ne kadar yüksek seviyede olursa olsun] sizinki kadar güzel olamaz. Bu durum tamamen farklı bir düşünme biçimini içermektedir.

Soru: Orijinimize, kendi benliğimize dönme konusundaki işaretler ile takıntılardan dolayı sadece farklı olmak için yeni bir şeyler yapanlar arasındaki farkı, nasıl ayırt edeceğiz.

Shifu: Mantık kullanın ve meseleyi Fa'nın ışığı altında değerlendirin. Fa ile aynı çizgi içerisinde olmayan ve Dafa için bir şeyler yaparken sergilenen sıradan insan davranışları terk edilmesi gereken şeylerdir. [Fa'yı yaymak] gibi belirli bir konu üzerinde çalışırken, kişi Fa'yı daha fazla insanın edinmesini sağlayabilecek olan iyi bir yaklaşım tarzına sahip olabilir ve aynı zamanda Dafa'nın imajına zarar vermiyor ve başkalarını Fa'ya çalışmaya zorlamıyordur. Normal ve uygun olan budur. Bunun takıntılarla ve sırf farklı olmak için bir şeyler yapmakla bir ilgisi yoktur. Diğer insanların da Fa'yı elde etmesi için farklı yolları deniyor olmak, gerçek anlamda kurtuluş sunuyor olmaktır. Tamamlanmaya ulaşmanız üzerine, [hayatınızın orijinine geri dönme düşüncesi ile birlikte] bu durum bir takıntı olarak kategorize edilmez. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, hepiniz xiulian uygulama süreci içerisindesiniz; her biriniz xiulian uygulamaktasınız. Yani: hepiniz sıradan insan takıntılarına sahipsiniz. Sorduğunuz sorulara, düşündüğünüz şeylere, başkaları hakkında nasıl konuştuğunuza, birbirinize hatta kendinize nasıl davrandığınıza gelince, onlar da içlerinde takıntılar barındırıyor olabilirler, çünkü her biriniz sıradan bir insanın sahip olduğu takıntılara sahipsiniz. Eğer bir kişi şöhret ve kazanç arayışı ile Dafa işi yapıyorsa, söyleyeyim ki, o takıntıyı terk etmeden Tamamlanmaya ulaşamayacaktır. Ve eğer siz Dafa için içtenlikle bir şeyler yapmak istiyorsanız, Dafa'yı ilk sıraya koymalı, kendi düşüncelerinizi ise sonraya bırakmalısınız. Eğer sürekli kendinize odaklanır ve Dafa'ya aldırmazlık ederseniz, sanıyorum ki, bu doğru değildir. Dafa, daima önce gelmelidir.

Soru: Zhen-Shan-Ren asla değişmeden kalıyor. Eğer yaşamlar saflıklarını giderek kaybederlerse, Zhen-Shan-Ren'de değişir mi?

Shifu: Canlılar saf olsun veya olmasın, Fa değişmeyecektir. Şu şekilde ortaya koyayım: Üç kelimeden oluşan Zhen-Shan-Ren, ne olursa olsun, daima Zhen-Shan-Ren olarak kalacaktır. Zhen-Shan-Ren'i başka bir şekilde isimlendiremezsiniz, öyle değil mi? Standartlardan saparak sürüklenmiş olan canlılara gelince, bu durum o canlılar için bir problemdir. O yüzden biz [değiştirilemeyen] Fa doğrultusunda, durmaksızın, sırtlarını Fa'ya dönmüş olan canlıları rektife etmekteyiz. Buna, uyumlandırma denir.

Soru: Benim oğlum on beş yaşında. Onu çocuk tutuklama kampında tutmak zorundayım, çünkü onu kontrol edemiyorum. Oğlumu çok seviyorum ve ona yardım edecek her şeyi yapmaya razıyım. Bu bir takıntı mıdır?

Shifu: Uygulama süreciniz esnasında, bu türden bir ailevi sevgi, [şu an] bir takıntı olarak isimlendirilemez. Fakat ben kendisini geliştiren uygulayıcılarıma şunu söylüyorum: her bir birey, aslında, kendi kaderine sahiptir. Bir ebeveyn olarak görevinizi yerine getirdiniz; çocuğunuz kendi düşünce yapısını oluşturdu veya büyüdü. Onu değiştirmek artık çok zordur. Elbette, onu eğitmelisiniz. Fakat artık ona daha fazla bir şey öğretemiyorsanız ve o da bir şeyler yapmakta diretiyorsa, yapabileceğiniz bir şey yoktur. Suç işlemediği müddetçe, gerçekten yapabileceğiniz bir şey yoktur -fakat tabii ki, eğer suç işlerse onu dizginleyecek olan yasal bir sisteme sahipsiniz. Fakat eğer herhangi bir suç işlememiş, fakat kötü bir şey yapmış ise ve kendisine ne söylerseniz söyleyin sizi dinlemiyor ise [Dafa'yı çalışmadığı müddetçe] yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.

Herkesin kendisine ait bir kaderi vardır ve hiç kimse başkalarının kaderini değiştiremez -sizin çocuğunuz olsa bile. Onun belirli bir geleceği olmasını istediğinizi düşünüyorsunuz. Size şunu söyleyeyim: eğer ona milyarlarca dolar miras bırakmış olsaydınız bile [eğer o güzel servet sahip olması gereken bir şey değil ise] o para bir şekilde yanıp kül olacaktır veya tamamını çabucak ve müsrifçe harcayacaktır. Parayı miras olarak alması için iyi bir geleceğe sahip olması gerekmektedir. Yani bu şu anlama geliyor: o bireyin alınyazısının olması gerekmektedir. Bazı insanlar oğullarının veya kızlarının belirli okullara gitmesini ve kendi çabaları yoluyla o okula gittiğini düşünüyor olabilir. Fakat gerçek şudur ki, o olay onun hayatının bir parçasıdır. Saplanıp kalmış olduğunuz ve terk etmediğiniz "çaba" ise, sıradan bir insanın sergilemesi gereken türden bir davranış haline dönüşür, çünkü insanoğlu ekmeğinin gökten düşmesi için oturup yatakta kesinlikle beklemeyecektir. Onlara, belirli bir zamanda birtakım şeyler olacağını söylerseniz, inanmazlar. O yüzden, insanlar olduğu gibi sağa sola koşturuyor ve yoğun bir çaba gösteriyorlar. Netice itibarı ile insan sadece insandır. Sonunda, yoğun bir çaba gösterecekleri, kaçınılmazdır. Eğer çocuğunuz büyümemiş ise onu eğitmeye devam edebilirsiniz. Eğer büyüdüyse ve onu eğitmek gerçekten zor ise, bu durum sizin hatanız değildir.

Soru: Yardımcı ruhları tarafından kontrol edilen kişilere gelince, ana bilinçlerini güçlendirmelerine yardımcı olmamız için herhangi bir yol bulunuyor mu?

Shifu: Sadece uygulayıcıların sorumluluğunu almış olduğumu hepinize söylemiştim. Eğer onlar uygulayıcı ise, bu bir problem olmamalıdır. O dönem xiulian uygulamadıkları için başlarına bu gelmişti. Fakat şu anda xiulian uyguluyor oldukları için, ağırbaşlı ve erdemli bir biçimde uygulama yapmaları ve bütün bu şeyleri terk etmeleri gerekiyor. Sadece uygulamanızı yapmaya devam edin; tüm problemler çözülecektir, çünkü siz bir uygulayıcısınız. Eğer egzersizleri sadece bu problemi çözmek için yaparsanız bir işe yaramaz, çünkü o zaman tam anlamı ile bir uygulayıcı ve öğrenci değilsinizdir. Bu problemi çözmek için uygulamanız içerisinde bir parça bulunuyordu ve orada küçük bir takıntınız vardı, o halde kendinizi hala tamamen bir uygulayıcı olarak görmüyordunuz.

Onlara yardım etmenin herhangi bir yolu olup olmadığını soruyorsun. Hepiniz biliyorsunuz ki, bizler yaklaşık 100 milyon uygulayıcıya sahibiz. Onların arasında, bundan çok daha ciddi problemlere sahip olup o problemi çözülmüş olan kaç kişi olduğunu kim bilebilir? Dahası, yöneltmiş olduğun soruda bahsettiğin şey, ille de yardımcı ruh ile ilgili bir konu olmayabilir. Diğer insanların gerçek durumlarının ne olduğunu bilmiyorsunuz. O yüzden diyorum ki, eğer gerçek anlamda xiulian uygulamak istiyorsanız, bunu hakikaten unutmalı ve hiçbir şey hakkında endişelenmemelisiniz. Fakat bunu yapmak zordur, çünkü bütün bu şeyler ardında karmik nedenler barındırmaktadır; onlar şans eseri meydana gelen şeyler değildir. Belki de, o ve diğer kişilerin birbirlerine önceki hayatlarından iyilik veya düşmanlık borçları vardır. Dolayısıyla, kendinizi gerçekten de uygulayıcı olarak görmek zorundasınız. Hala bu gibi zorluklar ile karşılaşabilirsiniz ve bunlar bir süre devam edebilir. Kişinin bu konuları nasıl ele aldığını ve azimli olup olmadığını görmek istiyorum. Eğer konu hakkında daha fazla endişelenmiyorsanız; kararlı bir hale gelmişseniz ve bir uygulayıcının sahip olması gereken zihinsel durumu sürdürebiliyorsanız, o zaman siz fark etmeden bile ortadan yok olabilir. Sizin için halledilmiş olabilir. O yüzden xiulian son derece ciddi bir meseledir. O, kesinlikle bir çocuk oyuncağı değildir. Birilerinin bir şeyleri çözüme kavuşturması için kendisine sıradan insan toplumunda ödeme yaptığınız konuların hiçbirine benzemez. Bunlar, paranın satın alamayacağı şeylerdir.

Soru: Sıradan insanlar arasında kaybolmuş, fakat iyi bir doğuş kalitesine sahip olan kişiler, gerçek gözler önüne serildikten sonra, insan olarak başlama fırsatına sahip olacaklar mı?

Shifu: Bu konu hakkında gereğinden fazla endişeleniyorsunuz. Bu, gelecekle ilgili bir meseledir. Fa evreni rektife etmektedir -evrenin Fa'sından sapmış olan kendi yaşamlarını rektife etmektedir. Herhangi bir seviyeye uygunluk göstermeyen canlılar, o seviyeden indirilecekler. Ve uyum göstermedikleri bir diğer sefer, tekrar indirilecekler -ta ki daha da düşük seviyelere kadar. Düşmeyi sürdürürler. Bazıları daha düşük seviyelere düşecekler, bazıları ise insan haline gelecekleri noktaya dek düşürülecekler. Bazıları insan dahi olamayacak nitelikte olacak. Yani, tüm canlılar kendilerini farklı pozisyonlarda konumlandırıyorlar. Bu, onların davranışlarının gerçek tezahürleri ve kendi seviyeleri tarafından belirlenmektedir. Bugünün dünyasındaki tüm davranışları ölçen bir standart vardır veya bir başka deyişle insanlar gelecekteki konumlarını belirliyorlar. Dünya sonsuza kadar bu şekilde düşerek devam edemez. Bazı canlılar yok edilebilir; bazıları xiulian yoluyla geri dönebilir ve bazıları da insan olabilir ya da başka bir şey. Yani, günümüzde canlıların Dafa'ya karşı sergilemekte olduğu tavır, onların konumlarını belirlemektedir.

Soru: Çoğu zaman, prensipler temelinde nasıl davranmam gerektiğini anladığımı hissediyorum. Fakat bu benim gerçek doğamdan gelmediği için diğer insanların kalbini etkileyemiyor.

Shifu: Xiulian uygulama sürecinde, [bazen] sıradan insanlar için veya bu geçici dünya için önemli olan şeylere hiç ilgi göstermiyorsunuz. Fakat bizim uygulayıcılarımız da sıradan düşüncelere sahiplerdir, o yüzden bazen uygulayıcılarımızın konuştuğu konular sizi sıkıyor. Bu türden bir şey gerçekleşebilir. Fakat Fa'yı çalışmaktan sıkıldığınızı görürseniz, o zaman bu bir problemdir. Eğer yaptığınız Dafa işinde sarf ettiğiniz cümleler Fa ile uyumluluk gösteriyorsa, diğer insanların kalbini oynatırsınız; eğer söylediğiniz şeyler Fa'dan sapmış ise, bunu başaramazsınız.

Soru: Dafa'yı öğrenmek isteyen Batılı bir uygulayıcı, şu anda Sarı İmparatorun Çin Tıbbı İçsel Uygulaması Klasiğini okuyor. Bu onun okulunda bir ders. Bunun kendisini etkileyip etkilemeyeceğini soruyor.

Shifu: Herhangi bir etkiye sahip olmayacaktır. Peki neden? Çünkü bu gibi veya buna benzer durumlarda, biz bunu o kişinin mesleği olarak görürüz, sıradan bir mesele olarak görürüz. Öğrenmekte olduğu şey sıradan bir insanın tekniğinden başka bir şey değildir. Bu gibi durumların üstesinden gelecek yöntemlere sahibiz. Bu durum onu etkilememelidir.

Soru: Eğer meditasyonda tam lotus pozisyonunda hala oturamıyorsam, büyük kozmik dolaşımın açılması mümkün müdür?

Shifu: Tam lotus pozisyonundayken hala çok acı çektiğin için büyük kozmik dolaşımın açılıp açılamayacağını soruyorsun, öyle değil mi? Söylemek istediğin bu mu? Bir kişinin uygulaması için belirli ya da standart bir ayarlama yoktur. Kendinizi geliştirirken, ne şekilde acı çekiyor olursanız olun, o duruma, vakumun içinde gerçekleşen bir şeymiş gibi bakamazsınız. Deneyimlediğiniz acı, karmanın çözüldüğünü göstermekte ve egzersizleri yaparken vücudunuz değişimlerden geçmektedir. Bunlar el ele gider. Fakat belki şunu sorabilirsiniz, eğer egzersizleri yapmadığınızda bile bacaklarınızı esnetir yâda lotus pozisyonunda oturursanız ne olur? Siz bir uygulayıcı olduğunuzdan dolayı, gelişiminiz için, tüm fırsatlar size sağlanacaktır.

Soru: Eğer ben bir gün başkalarının zarar vereceği bir hedef haline gelirsem, Fa'yı nasıl çalışmalıyım?

Shifu: Durum ne olursa olsun, sadece Fa'yı azimle uygulamaya devam et. Diğerlerinin sana zarar vereceğini neden düşünüyorsun? Bir uygulayıcı olarak, etrafında olup biten şeyleri, [meydana geldikleri anda ya da gerçekleşmesinin ardından] dikkatli bir şekilde analiz edersen, onun bir sebebi olduğunun farkına varacaksın.

Soru: Üç Diyarı defalarca aşmak ne anlama geliyor?

Shifu: Durmaksızın kendini geliştirmek demek istiyorsun, öyle değil mi? Bu hakikaten gerçekleşir. Tamamlanma seviyenizin olduğu yere kadar, [en başından sonuna dek] kendinizi geliştirmek zorundasınız. Cennetlerdeki Tanrılar sizin için zorluklar yaratmazlar; o yüzden de insanlar arasında xiulian uygulamanız gerekiyor. Eğer çok yüksek seviyelere ulaşılmış ise, kişi uygulama döngüsünü tamamladıktan hemen sonra, derhal geri döner ve yeni baştan başlar -ta ki ulaşması gereken standarda ulaşana dek, süreci tekrar eder. Siz insanlar arasında xiulian uyguluyorken, gong'unuz yükselmekte ve seviyeleri aşmaktadır. İşte bu anlama geliyor. Bunun gibi durumlar vardır, fakat hepiniz öyle değilsiniz.

Soru: Bazı uygulayıcılar alınlarında büyüyen çembere özel bir önem gösteriyor. Bunun Üç Diyarı defalarca aşmak ile bir ilgisi var mı?

Shifu: Durum o değildir. Aslında, xiulian uygulama süreci esnasında, vücudunuzun geçirdiği dönüşüm, seviyeden seviyeye farklılıklar göstermektedir ve hepsi birbirinden faklıdır. Eğer kendi uygulamanızın görüntüsünü görebilseydiniz, ilk başta afallardınız ve ardından da zihniniz artık bunu alamazdı. İnsanlar, Tanrıların ve Budaların muhteşem ve görkemli görüntülerine katlanamaz, insan lisanı ile tanımlanamayacak olan karmaşık duruma ve çeşitli seviyelerdeki görünüm durumlarının özel tezahürlerine katlanamazlardı. Size şunu söyleyeceğim: her bir seviye, kendisine has bir görünüm formuna sahiptir ve siz tepeden tırnağa değişimden geçmektesiniz -buna vücudunuzun etrafını saran alan da dâhildir. O yüzden, bazen bazı insanlar seviyeleri hızla geçtiğinde ve hızlı bir gelişim gösterdiğinde, değişimler her gün gerçekleşir. Dört kafası olan Buda resimleri görmüş olabilirsiniz ve o dört kafanın üzerinde üç tane daha başka kafa vardır; dahası, o üç kafanın üzerinde iki kafa ve en tepede de bir kafa vardır. Luohanların yığılması gibidir. O da aynı zamanda Budaların çeşitli seviyelerdeki gerçek bir görüntüsüdür. Onlar kutsal ve muhteşemlerdir, insan zihninin hayal gücünün ötesindedirler.

Soru: Xiulian uygulamak için daha fazla zorluk yaşamak zorunda olduğumu anladım, fakat ben hayatı çok seviyorum, iyi şeyler duymak ve iyi şeyler yapmak istiyorum. Bu bir takıntı mıdır?

Shifu: Bu şeyler uygulamanız esnasında takıntı olarak görülmez. Ben size mutlu hayatınızı, istek ve özlemlerinizi bırakmak zorundasınız demedim; işinizi iyi yapmamanızı da söylemedim. Tam tersi, işinizi iyi bir şekilde yapmanızı söyledim. İşinizi iyi yapmazsanız, nasıl iyi bir insan olabilirsiniz? Sadece bulunduğunuz her ortamda iyi bir kişi olabiliyorsanız gerçek bir uygulayıcı olursunuz. O yüzden ben sizlere sadece: xiulian uygulama sürecinde kitapları daha fazla okumalı, Fa'yı daha fazla çalışmalı, kendinizi geliştirmeli, testleri geçerken ve sorunlarla yüzleşirken kendinize karşı katı olmalısınız diyorum. Bir uyuşmazlık ile karşılaştığınızda kendinizi irdelemelisiniz. Bu yaklaşımı kullandığınız müddetçe, seviyeniz yavaş yavaş yükselecektir. Sorduğun soruya gelince, yeni bir bakış açısına ve yeni bir anlayışa sahip olacaksın. Fakat o, [niyetli bir biçimde] farklı düşünme arzun yüzünden gerçekleşmeyecek. Bu türden bir yükseliş ve yeni anlayış, xiulian uyguladıkça, doğal olarak gerçekleşir.

Soru: Ben sizin on yaşında bir uygulayıcınızım. Egzersizleri yaparken bacaklarım durmadan hareket ediyor. Kontrol ettiğim vakit, bu hareket duruyor.

Shifu: Durum geçicidir. Sen bir çocuk olduğun için, yetişkinlerin meditasyon yaparken çektiği türden bir acı çekmeyeceksin. Fakat karmanın çözülmesi durumunu sergileyeceksin. Bu fazla acı veren bir şey olmayabilir, fakat olan şey, bir durumun kendisini gösteriyor olmasıdır. Bir süre sonra iyi olacaksın.

Soru: Süper madde kavramı hakkında konuşurken Shifu, o maddenin bizim bu boyutumuzdaki maddeden çok daha maddi bir şey olduğunu söylemişti.

Shifu: Bu gibi şeylere tekrar ilgi gösteriyorsunuz. Shifu fizik dersi vermiyor. Ben sadece [sizin o anki yükselme durumunuz ile bir ilgisi olduğu zaman] evrenin yapısından bahsediyorum, o yüzden buna takılıp kalmayın. Şimdi size evrenin yapısını anlatacak ve sizin için hepsini ortaya dökecek zaman değil. Ayrıca evren çok karmaşıktır ve insan lisanı ile tanımlanamayacak olan bir şeydir. İsviçre'de Fa'yı öğretirken, evreni tanımlamıştım. Konu hakkında konuştuğum esnada, onu net bir şekilde açıklamanın zor olduğunu anlamıştım. Kitap üzerinde çalışırken, dikkatli düzeltmeler yaptım. Eğer kitabı okursanız, bu konu hakkında daha net olabilirsiniz. Aslında, onun hakkında sadece o kadar konuşabilirdim, çünkü onu daha net açıklayacak hiçbir kelime bulunmuyor. Ayrıca, onu sıradan insan dili ile açıkladığın an, tam olarak doğru olmuyor.

Soru: Sürekli olarak Falun Gong'un müziğini duyabiliyorum. Bazen uyku esnasında da duyabiliyorum.

Shifu: Bu güzel bir şey. O, Dafa müziğidir; o yüzden uygulamanda sana Fa kısmını göstermiştir ve ayrıca müzik Fa'nın daha derin anlamlarını da taşımaktadır.

Soru: Shifu, yılın başındaki Kaliforniya Fa konferansında "Dört Büyük"ten bahsetti. Bunun ayrıntılarına girebilir misiniz?

Shifu: Aslında "Dört Büyük" ilk olarak Buda Sakyamuni tarafından konuşulmuştu. Onlar: toprak, su, ateş ve rüzgârdır. Bu, belirli bir seviyedeki evrenin var oluş nedeninin tezahürüdür; fakat en nihai sebep değildir. Dolayısıyla, sizin açınızdan, evren gibidir. Bütün evrene baktığınızda, onun evren olduğunu düşünüyorsunuz, fakat o sadece küçük bir evrenin alanıdır. Buna benzer sayılamayacak kadar çok evrenler bulunmaktadır ve onlar daha büyük olan bir evrenin [başından sonuna dek] her yerindedir. Aynen, bu boyutun tamamına yayılmış olan moleküller gibi; buradaki her yerin moleküllerden oluşması gibi. Aynı kavramdır. O, belirli bir seviyede tezahür etmiş olan bir evren formudur. Ve o seviyede Fa var olmaktadır -o Fa, Yüce Fa'nın o seviyedeki tezahürüdür. O seviyede [eğer Fa'nın standardını karşılamıyorsa], o seviyenin altında var olan tüm sistem artık iyi durumda olmayacaktır. O yüzden, "Dört Büyüğün" artık çürümüş olduğunu gördüm ve uzun tarih süreci esnasında Fa'dan sapmışlardı ve parçalanmış gibi görünüyorlardı. Fakat bu durum, her şey yenilenmeden önceki durumdu.

Soru: Yaşamların sayısı artmıyor ya da azalmıyor. Onlar evrensel bir göksel vücudun belirli bir seviyesinde……?

Shifu: Yaşamların sayısı artmıyor ya da azalmıyor -buna hiç şüphe yoktur. Eğer bir yaşam bir boyutta yok edilirse, onunla kıyaslanabilen yeni bir yaşam olacaktır. Aslında, dünya tarihinde, tek bir insan bile ne eksilmiştir ne de artmıştır. Fakat bugün bunu konuştuğumuzda, kimse buna inanmayacaktır. Çin hala aile planlaması uyguluyor; bu durum, Çin'deki birçok politik meseleye dokunduğu için, bu konular hakkında konuşmayacağız. Bugün Batıdaki nüfus oranı azdır. Belki de, [bir zamanlar Batıda olanlar] Fa'yı elde etmek için Çin'e reenkarne olmuşlardır. (Alkış)

Aslında, günümüzde kim olursanız olun -Avrupalı, Amerikalı, Afrikalı, Avustralyalı, Asyalı- gerçek anlamda sarı tenli, beyaz vs. olmayabilirsiniz. O yüzden, ABD'de zenci olarak veya Amerikan Hintlisi olarak reenkarne olmuş çok sayıda beyaz bulunmaktadır. Bazı zenciler beyaz olarak reenkarne oldular. Zenci haklarını destekleyen beyazların olmasının sebebi budur.

Soru: Shifu, insan düşüncelerinin kişinin hayatını kontrol edebileceğini söylemişti. Eğer kişi onları değiştirmez ise, kontrol etmeye devam ederler mi?

Shifu: Bu doğru. Bir defasında şunu söylemiştim: demiştim ki, Bir Batılı Fa'yı elde ettiğinde, eğer ona Fa'yı prensipler temelinde açıklarsanız, bunu anlayacaktır: "Ah evet, anlıyorum. Bu 'Hakikat' diyecektir. Yani prensipler, onun doğumdan sonra edinmiş olduğu fikir ve kanıları kırıp geçecektir. Hakikati gizleyen ve onun gerçeği görmesini engelleyen dış kabuk, kırılarak açılır. Fakat Çinliler farklıdır: onlar antik dönem fikir ve kanılarına sahiplerdir. Ön-Qin Hanedanlığı [M.Ö.221] zamanı ile Han Hanedanlığının ilk yılları [M.Ö.206-220] arasında çeşitli düşünce okullarını kapsayan ve ardından da son dönemlerinden günümüze dek uzanan beş-altı bin yıllık bir uygarlık vardır. Savaşan Devletler Çağından önce [V. yüzyıl M.Ö.221] her türden inanç bulunuyordu. Dolayısıyla çeşitli konular ile ilgili fikir ve kanılar biçimlendirildi. Yaşamlar ve de yaşamlar boyunca biriken o fikir, kanı ve düşüncelerin tamamı, sizin bütünsel varlığınızın içerisine depolandı. Sizin varlığınız ölmez; bu fiziksel vücut bir elbise gibidir: bir yaşamdan diğerine onu değiştirirsiniz. Önceki yaşamlarınızın her birinde edindiğiniz zihinsel durumlar, fikir ve izlenimler [şu anki benliğinizde] kendisini gösterecektir. Elbette ki onlar, sıradan biri tarafından kolayca hissedilmezler.

Dahası, Çin kültürü derindir; birçok nesle ait konuları içerir. Bu şu anlama geliyor: Çinliler birçok şey yaşamıştır ve bu yüzden onların düşüncelerini kırıp geçmek zordur. Onlara gerçeği söylediğiniz zaman, anlarlar: "Oh, demek ki öyle…..Peki neden öyle?" derler. Sizde onlara "şu-şu sebepten dolayı öyle" dersiniz. "Hmm anladım" derler. Fakat çok zaman geçmeden tekrar merak ederler: "Peki o sebebin öyle olması neden?" diye sorarlar. Onlar konuyu anlamadan önce ve artık daha fazla sorularının kalmadığı ana dek, [en başında sonuna kadar] her bir katmanı kırıp geçmek zorundasınız. O yüzden bazen daha derin bir kültüre sahip uluslardan olan insanların zeki olduğunu ve onların çok şey yaşamış olduklarını görüyorum. Fakat onların gerçeği anlamalarını istediğinizde, o gibi unsurlar negatif bir rol oynuyor. Örneğin, Batıda yaşayan beyazlar, basit zihinlere sahiplerdir, çünkü onların kültürü bu gibi derin içsel anlamlara sahip değildir ve dolayısıyla onlar o kadar da fazla engelle sahip değiller. Onun gerçek olduğunu fark ettikleri anda, anlıyorlar.

Soru: Sıklıkla, Konfüçyüs'ten bazı seçmeler gözümün önünde beliriyor. Direnmeye çalışıyorum. Doğru şeyi mi yapıyorum?

Shifu: Bir uygulayıcı olarak doğru şeyi yapıyorsun. Konfüçyüs, sadece, bir insan olmanın prensipleri hakkında konuşmuştur. Aslında Konfüçyüs öğretisi, bütün Çinliler üzerinde güçlü bir etki yaratmıştır. Bununla birlikte, belki de her şey yenilenmiştir. Netice itibari ile onlar insanlar ile ilgili şeylerdir ve onları yok etmen, uygulaman açısından faydalıdır. Sizin elde ettiğiniz prensipler en saf ve en yüksek seviyeli prensiplerdir. O öğreti ne kadar iyi olursa olsun, sadece insanlarla ilgili bir şeydir. Söylemek istediğim şey budur. Eğer uygulamana engelleme yaratırsa, eğer sürekli zihninde canlanır ve uygulamanı etkilerse, ona direnmeli ve onu püskürtmelisin. Ben size herhangi bir düşünce okulunu reddedin demiyorum; ben uygulayıcılara nasıl xiulian uygulayacaklarını anlatıyorum. Burada oturanların büyük çoğunluğu xiulian uyguluyor; dolayısıyla ben uygulayıcılarıma Fa'yı öğretiyorum -sıradan insanlara değil. Aradaki farkı anlamanız gerekiyor.

Soru: Benim kocam bir başka okulun qigong ustası ve ben ne zaman karma çıkarsam, kendi metotları ile beni tedavi ediyor.

Shifu: Hepiniz biliyorsunuz ki, ben sizin zihinlerinize ağırlık veriyorum. Ona şöyle söyleyin: "Ben Dafa'yı sıkı bir şekilde uyguluyorum ve sana ait olan şeyleri kabul etmiyorum. Biz karı-koca olabiliriz, fakat xiulian ciddi bir meseledir." Sana dayattığı şeyden kaçamazsın, çünkü onun kolları daha güçlüdür. O yüzden, yapmak istediği şeylere karşı direnmenin, senin açından herhangi bir yolu yoktur. Fakat eğer zihninde güçlü olursan, işlerin değişeceğini düşünüyorum. Ayrıca, senin üzerinde tedavi uygulama konusunda ısrarcı olursa, herhangi bir etkiye sahip olmayacaktır. Shifu seninle ilgilenmektedir. Onu engellemek çok kolaydır, fakat o bunu göremeyecektir.

Soru: Egzersizler esnasında zihinde rahatsız edici düşünceler belirdiğinde, bu durum, bilmeden şeytani uygulama yapmak ile sonuçlanabilir mi?

Shifu: Rahatsız edici düşünceler ile dolu bir zihne sahip olmak, xiulian uyguladığınız zaman her birinizin yaşayacağı bir şeydir. Bununla birlikte, bu durum sizi etkilemeyecektir. Ben, sizi kötü ve şeytani bir yol uygulamaya sürükleyebilecek olan şeyler hakkında konuşurken, uygulama yaptığınız süreçte, diğer uygulama yolarına ait olan şeyleri zihninize bilerek ekliyor olmanızdan veya başka birtakım bilinçleriniz tarafından kullanıldığınız durumlardan bahsediyordum. Bunların dışında, sizin uygulamanız ile ilgisi olmayan unsurlar herhangi bir şey biçimlendirmeyecek. Fakat rahatsız edici düşüncelerinizi yok etmek zorundasınız.

Soru: Meditasyon yaparken, bir yumurta kabuğunun içerisinde oturma hissi sadece bacakların artık hiç ağrı hissetmediği zaman mı gerçekleşir?

Shifu: İlle de öyle olması gerekmiyor. Eğer sadece yarım saat meditasyon yapabiliyor ve o yarım saat içerisinde bir acı hissetmiyorsanız, o durumda, o zaman dilimi içerisinde de gerçekleşebilir. Bir gün zihniniz o gibi bir dinginlik seviyesine ulaşabilirse ve o derecede sakin olabilirseniz, o durumun içerisine girebilirsiniz. İlle de uzun sürmesi gerekmez. Sadece birkaç saniye veya birkaç dakika da sürebilir ve ardından da dinginlik durumundan çıkarsınız. Bu şekilde gerçekleşebilir.

Soru: Birçok kereler bilmeden Zhen-Shan-Ren'den saptım. İçimin derinliklerindeki birçok takıntı, yüzeydekiler tarafından sarıp sarmalanmış.

Shifu: Önemli değil. Endişelenme. Xiulian içerisinde sebat ettiğin, bu gibi şeyleri bilinçli olarak yok edebildiğin, kötü düşüncelerin farkına varabildiğin ve onları yok edebildiğin müddetçe, kendini geliştirme sürecinin içerisindesin. Tek problem, takıntılara tutunup kalman ve onları terk etmemen olabilir. Bunun dışında, hiçbir şey seni şu veya bu herhangi bir probleme sürüklemeyecektir. Çünkü sen hala xiulian uygulayıp kendini geliştiriyor ve kendini gerçek anlamda arındırıyorsun.

Soru: Benim takıntılarım ortaya çıkarılacak mı?

Shifu: Elbette. Onları elbette hepinize göstereceğim. Mesele, zamanı geldiğinde, onların üstesinden gelip gelemeyeceğinizdir. Onlar gözler önüne serildiği zaman ve onların, orada olmaması gereken takıntılar olduğunu anladığınız zaman ve onların takıntı olduğunu net bir şekilde bildiğiniz zaman, onları gizlememeli ve onları terk etmelisiniz. Nerede bir uyumsuzluk var ise, size takıntılarınızın açığa çıkarıldığını söylemeye çalışmaktayım. Fakat sıklıkla siz kendi hatalarınızı sorgulamıyorsunuz; ondan ziyade başkalarının size ne kadar kötü davrandığına, diğerlerinin yaptığı yanlışlara, başkalarının sizin fikir ve düşünceleriniz ile ne kadar da uyumsuz olduğuna bakıyorsunuz. Eğer kendi içinize bakmayı başarabilirseniz, takıntılarınızı göreceksiniz.

Soru: Geleceğin insanlarının ahlak standartları düzeldikten sonra, yaşamların seviyesi tekrar gözler önüne serilecek mi?

Shifu: Farklı seviyelerin farklı göksel vücutlarında bulunan yaşamlar, farklı yeteneklere sahiplerdir. İnsanların seviyesi, iyilik ve kötülük derecelerine göre ve ayrıca sahip oldukları erdem ve karma miktarına göre belirlenir. Dünya üzerinde, insanoğlu tüm hayvanların ve bitkilerin üzerindedir. Ayrıca ben bir problemin farkına vardım: Çok güçlü aile ve akraba bağı olan çok sayıda Çinli var ve özellikle de anakara Çin'in dışında yaşayan Çinliler -bu bağları Fa'ya olan bağlarından daha güçlü. Bu durum, onların Fa'yı elde etmelerinin önünde kesinlikle büyük bir problemdir diye düşünüyorum. Fakat gerçek uygulama süreci esnasında, birçoğu bu engelin üstesinden geliyor. Fakat bunun büyük bir engel olduğunu görüyorum. İnsanlar "insan için olan standartları" takip etmezler ise, artık insan olarak kabul edilmezler. Niçin maymunları insan olarak kabul etmiyoruz? Çünkü insanlar, insan için olan standartlar taşır ve insanlar için olan davranışlara, düşünme biçimine ve ahlak değerlerine sahiplerdir. Onlar, işte o zaman insan olarak kabul edilirler. Fakat aşırıya kaçarsanız işe yaramaz.

Soru: İnsanlık tarihinin, sadece 7 milyar canlının kendi arasında reenkarne olmasından ibaret olduğu doğru mu?

Shifu: Doğru olabilir. Hepiniz bu konuya ilgi duyuyorsunuz……Gerçek şudur ki, tarih içerisinde asla günümüz toplumu gibi bir toplum olmamıştı. Benim uzaylılar ile ilgili konuşmam hakkında birinin gazetede yazmış olduğu makaleyi okumuş olabilirsiniz ve o kişi bunu komik bulmuştu. Bir düşünün: Tarih içerisinde bunun gibi bir insan ırkı asla olmamıştı, fakat insan ırkının sahip olduğu teknolojinin daha da gelişmiş olduğu zaman dilimleri olmuştu -bugün olduğundan kat be kat daha gelişmiş olduğu dönemler. İnsanlar bugün bir Ay inşa edemezler ve gidip onu gökyüzüne yerleştiremezler, fakat insanoğlu, insanlık tarihi içerisinde bunu yapabildi. Fakat günümüzün insan ırkı tarafından geliştirilen bilim ve bugünkü durumlar, insan ırkının bütünsel gelişimindeki tek yol değildir. Gelişimin farklı çeşitleri vardır. Günümüz insan ırkının bilimi, aslında dünya dışı varlıklar tarafından getirildi. Bazı insanlar dünya dışı yaşamlar üzerinde çalışıyor ve onların sözüm ona sinyallerini topluyorlar. İşin aslı şudur ki, onlar sizin etrafınızda dönüp duruyorlar, sadece sizinle temasa geçmiyorlar. Ayrıca, yapmak istedikleri şeyleri çok sistematik bir biçimde gerçekleştiriyorlar.

Hepiniz bir düşünün: Geçen gün, bilimin bir din olduğundan bahsettiğim anda, hepiniz derhal anlamıştınız. Dinlerde, kurucular ve papazlar vardır, fakat bilimde de çeşitli unvanlar bulunur: üniversite başkanı, doktora, master, mezun, profesör, yardımcı profesör vb. Dahası, o mükemmel bir din formudur -her yerde var olan ve çok sistematik bir din formudur. İnsanoğlu ona herhangi bir dinden daha fazla inanıyor ve bu inanç hissedilemez bir biçimde ortaya çıkmıştır. Eğer ona iyi bir şekilde çalışmazsanız, bu toplum tarafından dışlanırsınız: İyi bir iş bulamaz ve iyi bir geleceğe sahip olmazsınız. Herkes bilir ki, normal bir din ona zihnen inanmanızı sağlar, sonra görmenizi, duymanızı ve Tanrıların gerçek, hakiki varoluşunu hissetmenizi sağlar. Bilim ise tam tersine, görmenizi ve maddi bir temelde ilerlemenizi sağlar ve siz böylece bunun ardından ona zihinsel olarak bağımlı bir hale gelirsiniz. Ters bir yaklaşım sergilemektedir.

Fakat ben bilime karşı değilim, çünkü [o da] evrenin bir ürünüdür. Ben sadece size bilimin ne olduğunu anlatıyorum. Bilim, bilimsel değildir ve insanoğluna ilerde asla düzeltilemeyecek çok sayıda felaket getirmektedir. Hepiniz hava kirliliğini biliyorsunuz. Sanayinin kirlettiği hava bir daha asla en saf haline geri döndürülemez. Sanayi, suyu da kirletiyor ve yöntemleriniz ne kadar iyi olursa olsun, onu bir daha asla en temiz haline geri getiremezsiniz. İnsanoğlu bu havayı soluyor ve bu suyu içiyor. Eğer bu şekilde devam etmeyi sürdürürse, insan ırkı [buna Dafa uygulayıcıları dâhil değildir] deformasyona uğrayacak. Kol ve bacakların yapısı değişecek ve giderek daha da kötü bir hale gelecek. Bu durum, maddi boyutta sebep olunan bir felakettir. Spritüel boyutta, [bilim] o noktaya dek gelişim göstermeden önce sizin batıl inançlı olduğunuzu, bilimsel olmadığınızı iddia eder ve bilim tarafından henüz kabul edilmemiş olan bir şey hakkında konuşursanız veya Tanrıların varlığı hakkında ya da iyiliğin mükâfatlandırılacağı, kötülüğün ise cezalandırılacağı hakkında konuşursanız, size bilim sopası ile vuracaktır. Peki, bu türden bir darbe nasıl sonuçlanır? O, insan ırkının Tanrısallığa olan inancını ve insanoğlunun ahlaki değerlerini devam ettiren kavramları yok etmektedir. Ve bütün bu şeyler yok edildiğinde, insan ırkının devamlılığını sağlayan ahlak standartları da tamamen yok edilir. Dolayısıyla, günümüzde insanların yapmaktan korkacağı hiç bir kötülük yoktur. Aslında bu duruma, pek de gelişmemiş olan bilim sebep olmamış mıdır?

Size sadece gerçeği söylüyorum. Ben, size bilime karşı olduğumu söylemiyorum. Sadece, ona haddinden fazla gözü kapalı şekilde inanmaları yüzünden, insanları tehlikeye atıyor. Ve dahası, bu bilim buraya dünya dışı varlıklar tarafından getirilmiştir. Peki, o zaman amaçları nedir? İnsan ırkına sistematik olarak matematik, fizik ve kimya gibi konuları getirdiler. O zaman da, vücudunuzda ve zihninizde, onların istediği türden bir düşünme biçimi oluştu. Günümüzde, ürünler, çalışma araçları, iş biçimleri, gündelik ihtiyaçlar ve bilimin yarattığı yaşam biçimleri, insanların düşünme biçimini ve tüm davranışlarını şekillendirmektedir. Bu durum, günümüzün çarpık modern insanını oluşturan zihniyeti tamamen biçimlendirmiştir. Günümüzde neredeyse herkes böyledir. Herkes, dünya dışı yaşamlar tarafından şekillendirilmiş olan düşünceler taşıyor ve hiç kimse bundan kaçamaz, çünkü karşılaştığınız her şey bilim tarafından oluşturulmuştur. O, her fırsatı değerlendirmektedir; dolayısıyla da hayatınızın her bir parçası, bilimden ayrılamaz bir durumdadır.

Sonuç olarak, zihniniz, maddi dünya temelinde bir düşünme biçimi ve zihniyet geliştirdi -modern bilimin yaratmış olduğu bir dış görüntü. O, aynı zamanda, bir parçacıklar katmanıdır. Sizin davranışlarınız, düşünceleriniz tarafından yönlendirilmektedir. O halde, yaptığınız şeyler, kullandığınız araçlar, [her şey] bilim tarafından oluşturulmuştur. Bu sebeple, insan bedeninde ve zihninde, bir parçacıklar katmanı biçimlendi. İnsanoğluna dünya dışı yaşamlar tarafından getirilen bilim, onların bilimine ait olan bir parçacıklar katmanı biçimlendirdi. Bu durum, tam olarak, insanoğlunun bedenini ele geçirmek için dünya dışı varlıklar tarafından gerçekleştirilen sistematik bir düzenleme idi.

Dolayısıyla, sizin de biliyor olabileceğiniz gibi [bilim] insanların arzularını suiistimal eder. Ve insanların taşıdığı arzular, istedikleri gibi gelişmelerine olanak tanımaktadır. Bir kişi ne zaman bilim hakkında şüphe duysa, bilim adamlarının karşı koymasını sağlar. İnsanoğlu, soru sormaya karşı olan bu türden bir hoşgörüsüzlük durumunun bile bilimin bir neticesi olduğunun farkına varamıyor. Net olunmalıdır ki, "bilim adamlarının" bu hoşgörüsüzlük durumu, duygulardan kaynaklanmaktadır -mantıktan değil. Bu noktaya kadar gelmiş olduğumuz için size şunu söyleyebilirim ki, bilim adamları tarafından icat edilmiş ve yaratılmış olan şeyler, aslında insanoğlunun yaratımları değildir. Peki, o zaman kimlerin yaratımlarıdır? Onlar, dünya dışı yaşamlar tarafından kontrol edilen ve insanların beyninde biçimlenmiş yapı tarafından yaratılmıştır. Ve bu yapı, dünya dışı varlıklar tarafından sıkıca kontrol edilen bir şeydir. Size ilham verir ve bir şeyler icat etmenizi sağlarlar. Sistematik anlamda, insan ırkının yerini almaya başlamışlardır.

Bilirsiniz, bu bir kez gerçekleştiğinde, insan arzuları, insan gelişimini sürükler. İlk başta insanlar robotlar üretmek istediler, fakat şimdi sadece robot istemiyorlar. İnsan yapmak istiyorlar; insan kopyalamak istiyorlar. Eğer insan gerçekten de kopyalama yoluyla yaratılsaydı, bir düşünün…. İnsanlar, Tanrılar tarafından yönetilirler. Bir kişi doğduğunda ruha sahip değilse, sadece bir cesettir. Bir insan, niçin vücudu hiçbir probleme sahip değilken ölebiliyor? Nasıl oluyor da bir anda ölebiliyor? Bunun sebebi, ruhunun ayrılmış olmasıdır. O ruh olmadan, o sadece bir et parçasıdır. Kişi, ruhu ile birlikteyken canlıdır. Bir insan bedeni aynı bir elbise gibidir: bir insan tarafından giyildiği zaman canlıdır; giyilmez ise ölüdür. O zaman bir düşünün: insanlar tarafından yaratılmış olduğu ve bunu kesinlikle kabul etmeyecekleri için Tanrılar, kopyalanmış bir canlının içerisine ruh yerleştirmezlerse ne olacak? Dünya dışı bir canlı, o insanın ruhuymuş gibi kendisini onun içine yerleştirerek, vakumu dolduracaktır. O durumda, bir insan bedenine sahip olacak ve bir insanı işgal etmiş olacaktır. Bu gibi canlılardan giderek daha da fazla olacaktır. Ve insanlardan, sahip oldukları arzuya bağlı olarak, durmaksızın onlardan üretmeleri istenecektir. Onlardan giderek daha fazla ve daha fazla üretilecektir. Bu canlılar çoğunluk haline gelecek ve insan ırkının bireyleri haline dönüşeceklerdir ve insanlardan daha zeki olacaklardır. İnsanların zihni, zaten onlara ait bir parçacık katmanı barındırmakta ve onlar tarafından kontrol edilmektedir. Dolayısıyla, bir noktadan sonra, insanoğlunun doğum yapmasını yasaklayacak yasalar düzenleyeceklerdir. Tüm yaşamlar kopyalanmak zorunda kalacaktır. Ve o durum, dünyayı geniş çapta ele geçirecekleri zamandır. Yüzeyde, insan gibi görünecekler, fakat aslında insan olmayacaklardır. Onlar uzaylı canlılar olacaktır. O zaman bir düşünün: Ben insanlara hiçbir şekilde peri masalları uydurmuyorum! (Alkış)

Elbette, insanoğlu şu anki durumlar karşısında tamamen çaresizdir. Kendilerine bilim tarafından verilmiş olan bütün bu şeyleri kırıp geçemezler, çünkü bu bilim, dünya dışı yaşamlar tarafından kontrol edilmektedir ve siz onların yerini bile saptayamıyorsunuz. İnsanlar dünya dışı yaşamlar ile kontak kurmak istiyorlar, fakat günümüzde nerdeyse her şey onlar tarafından icat edilmiştir. İnsanoğlu, onların kendileri ile temas kurmayacağını düşünüyor, fakat aslında sizler dünya dışı yaşamlar ile her an bağlantılı durumdasınız. Onları aramanız gerçekten gerekiyor mu? Dolayısıyla, insanoğlu bütün bu olaylar karşısında çaresizdir. Bunu çözüme kavuşturamazlar. Şu anki insan ırkı açısından gördüğüm en büyük problemlerden biri budur. Şu an konuşmuş ve bunu insanlara söylemiş bulunuyorum.

Dediğim gibi, ben bu sözüm ona bilime karşı olmak istemiyorum, fakat insan ırkının gerçekten kötü bir çıkmaz içerisinde olduğunu da görüyorum. Ben size bu ortamda kurtuluş sunduğum için burada yaşamak zorundayım, araba ile gitmek ve bir uçak ile uçmak zorundayım. Bilim ve dünya dışı yaşamlar da evrenin ürünleridir. Fakat insan ırkının gelişimi daima kendi başlangıcına sahip olacak ve kendine ait sona dek gelişecektir. Bu bir yasadır. Benim tüm yaptığım, size günümüzdeki olgulardan birini söylemektir -uygulayıcılarımın xiulian uygularken evreni anlamaları içindir. Eğer detaylara girersem, çok sayıda sıradan insan inanmayacaktır; o yüzden o konulardan bahsetmeyeceğim. Aslında, bilgisayarın gelişmesi, insanoğlu açısından korkunç bir olaydır. Kendinizi [nasıl olduğunu dahi bilmeden] yok edebilirsiniz. Günümüzde insanlar bilgi depoluyor ve ardından da sonuçları bilgisayarlar ile analiz ediyor. Gelişimin ilerlemesi ile birlikte, insanlar kararlar vermek için bilgisayarları kullanabilirler ve bu durum, insan ırkının bilgisayarlara itaat etmeye başlayacağının bir sinyalidir. O durumda, bilgisayarlar insanlara tamamen hükmedecektir. Bilgisayarlar giderek daha zeki hale gelecek ve insanlar bilgisayarlara daha fazla bel bağlayacaklardır -ta ki en sonunda, bilgisayarlar tarafından tamamen kontrol edilecekleri noktaya ulaşana dek. İnsan ırkını yok etmek için [arzular] işte bu şekilde kullanılacaktır.

Soru: Shifu tarafından yazılan makaleler genelde belirli durumlara işaret ediyor. Bu, Çin'in dışında yaşayan uygulayıcıların Fa anlayışları üzerinde bir etki yaratır mı?

Shifu: Hayır, yaratmaz. Aynıdır. Yazdığım Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar kitabı, esas olarak, siz xiulian uygularken ortaya çıkan problemleri durmaksızın düzeltmek içindir. Ve nasıl xiulian uygulayacağınıza gelince, sadece Zhuan Falun'a güvenebilirsiniz. Herhangi bir problem olmamalıdır.

Soru: Grup Fa çalışması esnasında, okumamızın belirli bir noktasında iken tam bir konunun üzerinde oluyorum. Ben o konuyu tam olarak anladığımda ise birkaç paragraf okunmuş oluyor.

Shifu: Önemli değil. Fa'yı çalışmanın amacı, anlamanızı sağlamaktır. Fa'yı anlamak en önemli şeydir. Fa'yı okurken, okuduğunuz kelimelerin anlamını bilmeniz gerekiyor. En azından, yüzey anlamını anlamalısınız. Eğer: "Henüz okuduğum şeyi unuttum" diyorsanız, kendinizi rahatsız hissetmeyin. Bu problem değildir. Sadece devam edin ve okuyun. Fakat eğer: "Okuduğum kelimelerin anlamını dahi bilmiyorum; dudaklarım mırıldanıyor ve gözlerimle takip ediyorum, fakat aklım başka bir yerdeyken sadece durmadan okuyorum" diyorsanız, o durumda bir işe yaramaz ve xiulian'in amacına ulaşamazsınız.

Soru: Buda Okulu, önceden belirlenmiş karmik ilişkiler konusunda niçin çok titiz?

Shifu: Aslında, önceden belirlenmiş karmik ilişkiler konusunda herkes çok titizdir. Evren hakkında size söyleyemeyeceğim çok sayıda hakikat bulunuyor, çünkü o konular Tanrıları içermektedir. Ve Tanrıları, insani düşünme biçimi ile düşünmenizi istemiyorum. İnsanlar, dinler içerisinde uygulama yaptıkları müddetçe göksel cennetlere gidebileceklerini düşünürler. "Ona saygı duyduğum ve öğretisini takip ettiğim müddetçe benimle ilgilenecektir" şeklinde düşünürler. Aslında, hiçbir şekilde anlamıyorsunuz. Geçmişte, üst seviyelere doğru gelişim göstermek inanılmaz derecede zordu. Aşağı düştüğünüz an, yukarı çıkmanızı kesinlikle sağlayamazlardı. Yukarı çıkmanıza kesinlikle izin verilmezdi, çünkü kendileri kadar temiz olmadığınızı düşünürlerdi. Kendinizi nasıl geliştirmiş olursanız olun, onları kirleteceğinizi düşünürlerdi. Fakat bugün durum değişti. Hepiniz biliyorsunuz ki, biz sadece en orijinden başlayıp daha iyi bir hale gelmekle kalmıyoruz, aynı zamanda, geçmişe ait her şeyi aşıyor ve evrenin en muhteşem tarihi dönemini aştığımız bir duruma ulaşıyoruz. (Alkış)

Soru: Çok sayıda uygulayıcı "Üç Diyar Ötesindeki Fa" hissini yaşamamış durumda. Tamamlanmaya ulaşmaları için yeterince zamanları var mı?

Shifu: Fa'yı elde etmiş olduğunuza göre, yapmanız gereken tek şey, -endişe etmeden-xiulian uygulayıp kendinizi geliştirmektir. Eğer yeterince zaman olmasaydı, kurtuluş sunmazdım. Aslında benim en büyük endişem zaman değil, Dafa içerisinde başından sonuna dek uygulama yapıp yapamayacağınızdır. O bahsettiğin hisse gelince, bazılarınız oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmış, fakat hiçbir şey hissetmemiştir. Bir kişinin seviyesini, fiziksel hisler ile yargılayamazsınız. O his neye yarar ki? Yüksek seviyelerden oldukları için bazı insanların bir şey hissetmesine bilerek izin verilmemektedir. Birazcık bile hissetmek, yanılsama ve aydınlanma yasasını bir miktar kırardı ve ardından o kişiler orijinal yerlerine bir daha asla geri dönemezlerdi. Bunun sebebi, onların yüksek standartlarda tutulması gerektiğidir. Başkaları bir şeyler görebilir ve hala geri dönebilir, fakat bu insanların ne görmesine ne de fiziksel hislere sahip olmalarına izin verilmez. Birazcığı bile, onları orijinal yerlerine geri dönmekten alıkoyabilir. Gerçek budur, öyle değil mi?

Soru: Hong Yin kitabını okurken, Shifu'nun destansı görkemi karşısında o kadar etkileniyorum ki, gözyaşlarımı tutamıyorum. Kelimelerle tanımlanamayacak olan inanılmaz merhameti hissediyorum. (Alkış) Eğer Shifu'ya bunun karşılığını ödeyemezsem, bu benim sonsuza dek süren pişmanlığım olacak.

Shifu: Aslında pişman olacak bir şey yok. Fa'yı elde etmek sizin açınızdan kolay olmadı. Tek bildiğiniz, birinin size tesadüfen Fa'dan bahsetmiş olması ve böylece de onu elde etmiş olduğunuz gibi görünmesidir. Fakat gerçek şu ki, o sizin kalbinizin derinliklerinde saklanmış bir şeydi -bir elektrik prizi gibi. Bağlantı kurulduğu an, elektrik çarpmış gibi oldunuz. Fakat bazı insanlar için bu priz artık bir işe yaramaz, çünkü toz ve kir ile kaplanmıştır. Fişin takılmasına rağmen, artık elektrik yoktur. Bazı insanlar Fa'yı elde edebilmek için geçmişte yaşamlarını bile kaybetmiş olabilir. Geçmişte xiulian uygulamış ve çok sayıda xiulian çilesinden geçmişlerdir.

Soru: Eğer çocuklar xiulian yoluna adım atmazlar ise ebeveynleri uygulamalarında Tamamlanmaya ulaştığında onlara ne olacak?

Shifu: Şu anki durumunuza bakarak, buna takıntı yapmış olduğunuzu söyleyemem; sizin şu anki seviyeniz budur. Fakat bu konuyu daha yüksek bir seviyeden düşünecek olursanız, bu bir takıntıdır. Tamamlanmaya ulaşıp ulaşamayacağınızı bile bilmiyorsunuz -niçin çok sayıda gereksiz endişeye sahipsiniz?

Hiç şunu düşündünüz mü: Tamamlanmaya doğru uygulama yaparken yaşamlar ve de yaşamlar boyunca biriktirmiş olduğunuz borçlarınızdan, edinmiş olduğunuz iyiliklerden ve eski kinlerinizden nasıl olur da, o kadar basit bir şekilde kurtulabilirsiniz? Geri ödemiş olduğunuz şeyler sadece duygusal borçlardır; borçların maddesel olan kısmını ödemediniz. Peki, Tamamlanmaya nasıl ulaşacaksınız? Onların tamamını ben yerine getiriyorum ve sizler için çok şey yapıyorum. Sadece bir düşünün: size ait olan tüm iyiliklerin ve eski hesapların temizlenmesi gerekiyor. Fakat nasıl? Öncelikle, eğer Tamamlanmaya ulaşabilirseniz, cennetiniz boş bir halde bırakılamaz. Budalar tüm canlıların kurtarılmasından bahsetmiyorlar mı? Cennetlerinizde canlılar olacak. Bir zamanlar bir şeyler aldığınız veya borçlu kaldığınız ya da yakın arkadaş olduğunuz kişilerin o yaşamlar olacağı çok muhtemeldir. Her iki türden karmik ilişki [iyilik ve kin] sizin için halledilmek zorundadır. Böylelikle, çok sayıda canlı sizin cennetinizdeki yaşamlar haline gelebilecektir.

Geçmişten kaynaklanan tüm lütuf ve hesaplar, sizler için halledilmek zorundadır; dolayısıyla, şu anki karmik ilişkileriniz ile ilgilenilmesi gerekmiyor mu? Siz [birçok kadının] âşık oldukları adama davranış biçimi…….bu gerçekten de uygulamanızı etkiliyor. Takıntıyı bırakın ve uygulamanıza devam edin. Gerçek şu ki, birine karşı olan duygularınızı terk etmek sizin için ne kadar zor olursa olsun, ölüm zamanınızda buna ulaşmalısınız. Bazılarınızın yaşamak için o kadar da yılları kalmamış olabilir ve belki de yakında öleceksinizdir. O zaman bunu her halükarda terk etmek zorundasınız. Eğer Tamamlanmaya doğru xiulian uygulayabilecekseniz, Shifu'nuz kimi kurtarmak istediğinizi bilecektir. Fakat bunu bir takıntı olarak göremezsiniz ve buna farklı bir biçimde takıntı yapamazsınız.

Soru: Uygulamasını oldukça iyi yapan biri bir defasında: "Niyete sahip olmak, aynı zamanda niyetsiz olmanın bir parçasıdır." demişti. Birazcık kafam karıştı gibi hissettim.

Shifu: Bu bir engelleme değil mi? Bir şey eğer benim anlatmış olduğum Fa'dan gelmiyorsa, onun üzerinde fazla düşünmeyin. O, Dafa içerisinde xiulian uygulayan bir uygulayıcı tarafından söylenmiş olsa bile, o kişinin söylemiş olduğu şey, içinde bulunduğu farklı durumlardan ve farklı seviyelerden elde ettiği bir anlayış olabilir. Doğru veya yanlış olabilir. Onu kafanıza takmayın ve size öğrettiğim gibi yapın. Zihninizi Fa'ya odaklayın ve diğer kişilerin söylediği şeylere takılıp kalmayın.

Herkes şu konuda net olmalıdır ki, Fa'yı öğretmek ve insanoğluna kurtuluş sunmak "niyet" veya "niyetsizlik" kapsamı içerisinde değildir. Bu, sıradan bir canlı tarafından anlaşılamaz. Dahası, yapılan şeyler burada, sıradan insanlar arasında kendisini göstermez. Sizlere daha önce Budaların cennetlerinin inanılmaz derecede zengin olduğundan ve çeşitlilik barındırdığından bahsetmiştim. Onlar çok daha göz kamaştırıcıdır, aksi takdirde oraya kim gitmek ister ki? İnsanların hayal ettiği gibi değildir. Budaların, Taoların ve Tanrıların gözünde, insanların yaptığı çok sayıda şey, onları Budaların cennetlerine gitmekten ciddi biçimde alıkoyuyor. Dolayısıyla, bütün bunlar tamamen niyet takıntısıdır. Fakat canlılara kurtuluş sunmak, farklı bir konudur. Ayrıca size şunu da söylemeliyim: benim yapmakta olduğum tek şey insanları kurtarmak değildir. İnsanları kurtarmak, yapmak istediğim şeyin sadece bir parçasıdır, o yüzden başka sebeplerde bulunuyor. Şöyle düşünün: Diyelim ki, bu evren çökmenin eşiğinde. Bir Tanrı bunu durdurabilecek yeteneğe sahiptir, fakat bu konu hakkında bir şey yapmıyor. Eğer buna müdahale ederse onun "niyete sahip olduğunu" ya da müdahale etmeseydi "niyetten muaf" olduğunu söyleyebilir miydiniz? Çok yüksek seviyeye ait bir konuyu insan lisanı ile açıklamaktayım, fakat öylesi yüksek bir seviyede o farklılık taşımaktadır. İnsanlara ait olan "niyete sahip olmak" kavramı, daha yüksek bir seviyeyi veya Budaların seviyesini tanımlayamaz.

Soru: Tai Dağı ile benim aramda yıkılamayacak kadar güçlü bir bağ var ve bu konu hakkında birçok sorum var. Shifu bu gizemi çözmem konusunda bana birazcık yardım edebilir mi?

Shifu: Hayır, ben sadece uygulayıcılara xiulian ile ilgili meseleleri açıklayabilirim. Ben sizin Tamamlanmaya ulaşmanızdan sorumluyum. Eğer geçmiş hayatlarınızda yaşamış olduğunuz şeylere takılıp kalırsanız, buna ulaşamazsınız. Eğer onları size açıklarsam, bu durum sizi onlara daha da takıntılı bir hale getirir.

Soru: Ben bazen bir asistan merkezinin asistanı olmak ya da bir asistan merkezinin başkanı olmak istiyorum. Bu güçlü bir takıntı mıdır? Niyet taşıyan bir durumun içerisinde miyim?

Shifu: Aslında, asistanlarımızın birçoğu seçilmiş değildir. Olan şey şudur: Fa'yı edinmişlerdir ve onların yaşadığı bölgede uygulama yapan başka kişiler yoktur; o yüzden öğrenmeleri için bir grup insanı bir araya getirmişler ve kendiliğinden bir asistan merkezinin başı veya bir asistan haline gelmişlerdir. Bir asistan merkezinin başı, bizim Dafa'mıza özgün bir şey değildir. O sadece, sıradan insanlara ait bir unvandır. Geçmişte, Qigong Araştırma Merkezinin yan bir kuruluşu, "merkez" olarak isimlendirilirdi. Onların hepsi, asistan merkezleri olarak isimlendirilmişti.

Başkaları için bir şeyler yapmayı istiyor olman güzel, fakat bunu bir başkan olmak için istiyor olman kötü bir şey. Kişi için resmi bir konum bulunmamaktadır, bunun için bir ücrette yoktur. Kesinlikle hiçbir şey yoktur. Başkaları için bir şeyler yapmak istediğini biliyorum. Durumlar ne zaman müsaade ederse bunu yapabilirsin. Bir unvan olmadan da, isteğin sebebiyle başkaları için hala bir şeyler yapabilirsin. Şu anda birçok bölgede Dafa'yı çalışan çok sayıda insan bulunuyor. Bu durum, uygulayıcılarımızın düzenlediği çok sayıdaki Fa'yı yayma aktivitesinin bir sonucudur.

Soru: Fa'yı öğretişinizi dinlediğimiz esnada, diğer tüm boyutlardaki bedenlerimiz de aynı şeyi yapıyorlar mı?

Shifu: Ben sizin bedenlerinizi en temel orijininden başlayarak dönüştürmüyor muyum? Niçin hala bu konuda endişeleniyorsunuz? (Alkış) Bu boyutta sizler, sadece Fa'yı dinliyorsunuz ve meydana gelen değişimler ufaktır. Fakat gerçek değişimler, diğer boyutlarda gerçekleşiyor.

Soru: Bir Fa konferansına her katılmamın öncesinde engel ve sıkıntılarla karşılaşıyorum. Bu, karmam yüzünden mi, yoksa yanlış yapmış olduğum bir şey yüzünden mi?

Shifu: Ne zaman problemleriniz var ise, içinize bakın. Sıkıntılar sadece öylesine şans eseri meydana gelmez. Onlar kesinlikle belirli takıntılarınızı yok etmeniz içindir ve böylelikle, kendinizi geliştirme ihtimaliniz olur.

Soru: Fa'yı çalışmaya başladığımdan bu yana, sıradan şeyleri yapmanın ya da yapmamanın artık önemli olmadığını hissediyorum. Hala belirli bir takım şeyleri yapmaya takıntılı olduğumu nasıl söyleyebilirim?

Shifu: Size bunu daha detaylı açıklayayım. Sıradan insanlar arasında xiulian uygulayıp kendinizi geliştirirken, bunu sıradan insanların yaşam biçimine uyum sağlarken yapmanız için elinizden gelenin en iyisini denemelisiniz. Söylemiş olduğum şey geniş bir içeriği kapsıyor: yemekleriniz, barınak ve taşıt; ayrıca işiniz ve öğreniminiz -buna her şey dâhildir. Sıradan insanlara olabildiğince uyum sağlayarak xiulian uygulamak zorundasınız. Geçmişteki uygulayıcı örneklerini takip etmeyin. Onlar bir uygulamaya adım atar atmaz insan dünyasına: "Bu dünyevi yaşamı terk ediyorum" şeklinde bakarlardı. Ben ise sizden sıradan insanlar arasında uygulama yapmanızı istiyorum. Ayrıca yaptığınız her şeyi eskiden yaptığınızdan daha iyi yapmanızı dahi istiyorum. Çünkü Fa ilk olarak yayılırken, meslekleri ve yoğun bir programı olan günümüz insanlarının nasıl uygulama yapabilecekleri durumunu göz önünde bulundurmuştum. O yüzden, boş zamanlarınızı kendinizi geliştirmek ve Fa'yı çalışmak için değerlendirdiğiniz zaman, kesinlikle arkada kalmayacak veya herhangi bir şeyden mahrum olmayacaksınız. Benim sizden uzaklaştırmak istediğim şeyler, takıntılarınızdır -materyal şeyleriniz değil. Eğer durum öteki türlü olsaydı, sokaklarda dilenenler yüksek seviyeye ait uygulayıcılar haline dönüşürlerdi. Fakat durum bu değildir. Yok, edilmesi gereken şey insani düşünme biçimidir; terk etmek istemediğiniz takıntılarınızdır.

Önceden söylemiştim; eviniz altın tuğlalardan örülmüş olabilir, fakat bunu umursamazsınız; parayı artık eskisi gibi önemsemiyorsunuzdur ve güçlü bir hırsa sahip değilsinizdir. Eğer böyle bir şeye sahipseniz oluruna bırakın, çünkü o orada [hayatınızın içerisindedir] ve önemsemeyin. Eğer bunu yapabilirseniz -yani, takıntıyı terk edebilirseniz- o zaman neye sahip olduğunuzun bir önemi kalmayacaktır. Eğer takıntıya sahip değilseniz, fakat insanlar size iyi davranıyorsa ve size bir yetki vermek konusunda ısrar ediyorlarsa, o zaman alın. Önemli değildir. Eğer mesleğiniz büyür ve genişlerse ve çok para kazanırsanız, bırakın öyle olsun. Önemli değildir. Hangi sosyal sınıf içerisinde olursanız olun, xiulian uygulayabilirsiniz. Aşırılara kaçmamak zorundasınız. Geçmişte, gerçek Fa'yı edindiğinde her şeyi yapmayı bırakan ve uygulama yapmaya başlayan bazı insanlar vardı. Olayları yapma konusundaki doğru yaklaşım bu değildir. Benim size öğretmiş olduğum şey, tanımlamış olduğum türden bir uygulama yöntemidir. Dafa'yı uygulayan insanlar, Tamamlanmaya ulaşmadan önce, elbette ki, sıradan bir insanın takıntılarına sahip olacaklardır. Ve bu yüzden de, sıradan bir insanın mesleğini yapabilirler ve onlar belirli bir oranda sıradan duygulara sahip olacaklardır.

Soru: Muhtemelen bir takıntım var, bunun farkına vardım, fakat onu terk etmeyi başaramıyorum. Bu takıntı, gong tarafından ete olan takıntı gibi yüzeye getirilebilir mi?

Shifu: Saptamış olduğun bu takıntıyı niçin şu anda terk etmiyorsun? Tabii ki, bunu bir gecede başaramazsın ve bu herkes için geçerlidir. Fakat kendini düzenli bir şekilde dizginlersen ve kendinden sürekli olarak daha iyi iş çıkarmayı talep edersen, buna yavaş yavaş ulaşmaz mısın? Fakat, eğer "Shifu bunu yavaş yavaş yapabileceğimizi söyledi; o yüzden yavaş yavaş yapayım" dersen, o durumda yukarılara kuvvetli bir biçimde çıkmıyor ve uygulamana karşı sorumluluk taşımıyorsun demektir. Bu durum, tamamen uygulama yaptığınız esnada, bir uygulayıcı olarak kendinizi nasıl gördüğünüz ile ilgili bir meseledir.

Soru: Bu Fa konferansı esnasında, bazı uygulayıcılar karmalarını yok etmek için fiziksel anlamda zorluk yaşama peşindeler.

Shifu: Bu yanlıştır; bu doğru değildir. Zorluk arayışı içerisinde olamazsınız; kendi uygulama yolunuzu çizemez ve karmayı yok edemezsiniz. Bir işe yaramaz. Bu şekilde davranarak, sizin için hazırlamış olduğum uygulama sistemini bozmaktasınız. O yüzden tek yapmanız gereken şey kitabı okumaktır, Fa'yı okumak ve kendinizi geliştirmektir. Ne zaman problemlerle yüzleşirseniz kendi içinize bakın. İşinizi daha iyi yapmanız ve okulunuzda daha iyi bir öğrenci olmanız yeterlidir. (Alkış)

Soru: Ben ne kadar uygulama yaparsam sahip olduğum insani düşünce ve kanılarım da bir o kadar güçleniyor gibi görünüyor -öyle bir noktaya ulaşıyor ki, kendimin bir uygulayıcı olup olmadığımı bile bilmiyorum.

Shifu: Hepinize şunu söyleyeceğim: uygulama içerisinde, eğer kendi takıntılarınızı giderek daha net hissedebiliyorsanız, bu geriye doğru adım atmak anlamına gelmiyor. Bu durum, ileri doğru adım atmaktır. Sıradan bir insan bu gibi şeylerin farkına varamaz, fakat sizler onlar konusunda net bir hisse sahip olabilirsiniz. Gerçekten de, kendinizi oldukça iyi geliştiriyor olduğunuz söylenebilir, fakat nasıl oluyor da, zamanı geldiğinde bazı takıntılarınızı yok etmek sizin için o kadar zor oluyor? Bunu sebebi, sizin için hazırlamış olduğum bu uygulama yönteminin, takıntılarınızı bir anda yok etmenizi imkânsız kılıyor olmasıdır. Onlar katman katman yok edilirler -bir anda tek bir katman yok edilir. O yüzden, bazı takıntılara sahip olacaksınız ve bu suretle de sıradan insanların arasında yaşayabileceksiniz, kendinizi yavaş yavaş geliştirecek ve ilerleyeceksiniz. Aksi takdirde, o takıntılar olmadan, daha fazla gelişim gösteremezdiniz; uygulamanız son bulurdu ve insanların arasında kalamazdınız. Dolayısıyla, Dafa'nın xiulian sistemi budur.

Soru: Zhuan Falun'u okurken, bir konuşmayı bitirdikten sonra bazı içerikleri ezberlemek için birkaç cümleye geri dönüyorum. Böyle davranmakta bir sorun var mıdır?

Shifu: Sorun yoktur, fakat hepinize söyleyebilirim ki, okumanın en iyi yolu onu baştan sona defalarca okumaktır.

Soru: Sağ gözün altında herhangi bir alt geçiş yok. Bu, Fa ile bağlantılı bir durum mu?

Shifu: Bu durum, Fa'nın bu seviyedeki yaşamlar için yaratmış olduğu bir var oluş formudur; aynı zamanda da sadece tek bir seviyedeki tezahür formudur. Çok yüksek bir seviyede değişecektir. O yükseklikteki bir seviyede göz, boyutların çok sayıda seviyesi içerisine derhal nüfuz edebilir ve onları idrak edebilir. Her şeyi mikroskobikten mikroskobiğe kadar baştan sona görebilir. O aynı zamanda daha karmaşık canlıları; ayrıca boyutların var oluş formunu da baştan sona görebilir. Yüksek seviyeli boyutlara ait yaşamlar, insanların yaptığı gibi kötü şeyler yapmazlar. O yüzden, gözün bu boyuttaki biçimi orada bir işe yaramaz. Dolayısıyla göz, her bir seviyede değişir. Size daha az önce insanların fiziksel vücutlarının her bir seviyede farklı biçimler sergilediğinden bahsetmedim mi? Değişimler, dışsal görünüm formu içerisinde dahi gerçekleşebilir. Örneğin, belirli bir seviye içerisinde yüz, içinde sayısız göz barındıran yusufçuk böceğinin yüzü gibi görünebilir. Bu gerçekleşebilir. Xiulian süreci esnasında, farklı seviyelerdeki çeşitli tezahürler çok karmaşıktır. Size bu gibi konuları anlatmak istemiyorum; yani bir başka deyişle, bu gibi konulara takılıp kalmamalısınız. Eğer her bir seviyede var olan bu gibi şeyleri görseydiniz, hayatınız boyunca onlara takılıp kalırdınız ve bunun sonucu olarak da, uygulamanızda yine yükselemezdiniz. Onlara takılıp kalır ve sürekli onları: "Bunlar tek kelimeyle muhteşem" diye düşünürdünüz. O yüzden, buna izin verilmez. Burada, xiulian'in çok düşük seviyesinde alt bir geçiş yoktur, çünkü insanlar silahla birini vururken, genelde bu gözü kullanmaya meyillidir. Ayrıca ok atma durumu da var. Kısacası, bu göz daima kötü bir şey yapmak için kullanılır. Elbette başka sebepler de bulunuyor, o yüzden o, bilgelik yolu ile Gerçek Göz haline dönüştürülemez.

Soru: Oturma egzersizini ne zaman yapsam kafam sallanıyor ve öne düşüyor.

Shifu: Bu tamamen doğal bir olaydır. Birçoğunuz biliyorsunuz ki, Meridyen Kozmik Dolaşım açılmak üzereyken -[ister küçük ister büyük kozmik dolaşım olsun] Meridyen Kozmik Dolaşım formu açıldığı müddetçe, kişinin kafası öne doğru düşer. Eğer enerji kanalları geriye doğru dönerse kişinin kafası arkaya doğru yatar. Enerji kanalı ileri doğru döndüğünde, kişinin kafası öne doğru düşer. Geriye doğru döndüğünde ise kafa geriye doğru yaslanır. Kafanın içerisindeki enerji akımı, kafanın öne doğru eğilmesine sebep olan bir itme gerçekleştirir. Eğer Maoyou Kozmik Dolaşımı açılırsa, kişinin kafası sallanacaktır. Enerji bir tarafa doğru iterse, kişinin kafası o tarafa doğru sallanır. Enerji başka bir tarafa doğru iterse, kişinin kafası da o tarafa doğru sallanır. Fakat enerjiyi ve kafanızın sallanmasını takip etmemelisiniz. O bir takıntı -bir tür heyecan duygusu- olacaktır. O yüzden hareketsiz kalmak için elinizden gelenin en iyisini denemelisiniz. Hiçbir Buda veya Tao kafasını sallamaz, bunu yapar mı? Sanmıyorum. Bu türden bir olay egzersizlerin yapılmasının ilk safhasında gerçekleşir. Onun hareketi ile birlikte hareket etmemek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.

Soru: Bir gazeteye Shifu'nun küçük bir biyografisini vermeyi düşünüyorum. Bu uygun bir davranış olur mu?

Shifu: Hayır, ben kendi kişisel meselelerim hakkında konuşmak istemiyorum ve sizde bunu yapmamalısınız. Benim çok basit ve kısa bir biyografim Zhuan Falun'a eklenmişti, çünkü insanlar benim kim olduğumu bilmek istemişlerdi. Onun bile kaldırılmasını söyledim. Benim öğretmiş olduğum şey Fa'dır ve hepiniz sadece bu Fa'ya çalışmalısınız. Benim geçmişim ile ilgilenmeyin. Sadece Fa'ya çalışın ve bu sizin Tamamlanmaya ulaşmanızı sağlayacaktır. (Alkış)

Soru: Bir firmada çalışan bir uygulayıcı var. Eğer patron ondan yalan söylemesini isterse ne olacak?

Shifu: Bu konu hakkında konuşmuştum. Yaptığınız şey ne olursa olsun, bu sizin kendinizi geliştirmeniz içindir. Bunu ele almak kolay olmalıdır. Eğer bundan tamamen kaçınamıyorsanız, o zaman sizin hatanız olarak görülmeyecektir. Fakat siz gerçek bir uygulayıcı iseniz, bu türden bir olay giderek daha az gerçekleşmelidir. Ayrıca belirli bir işi üstlendiğinizde, uygun tedbirlere başvurabilirsiniz. Belirli durumların üstesinden kendiniz gelmek zorundasınız. O gibi durumlarda ne yapmanız gerektiğini ben söyleyemem, aksi takdirde xiulian uygulamanızda işe yarayacak hiçbir şey kalmaz.

Soru: Kitabın korsan basımlarında, Falun amblemi resminizin üzerine yerleştirilmişti. O kitaplarda herhangi bir problem bulunuyor mu?

Shifu: Korsan kitaplar günümüzde çok yaygın. Benim Dafa kitaplarımın yüksek seviyeli prensipleri anlattığı doğru, fakat ben onları bilimsel bir perspektiften anlatmak için elimden geleni yaptım. Kirli ve pis şeyler, toplumdaki pornografik unsurlar -artık daha fazla pornografik olamayacak dahi olan ve insanlara yanlış şeyler yapmayı öğreten- o kaotik şeyler, içinde her şeyi barındırıyor, fakat o kitapların yayınlanmasına izin veriliyor. Bizim kitaplarımız insanlara nasıl iyi bir insan olacaklarını öğretiyor, fakat onların yayınlanmasına izin verilmiyor. Bunda yanlış olan ne? Bir düşünün: 100 milyon insanın Dafa'yı çalışması ile birlikte, hükümet vergi gelirlerinden büyük bir finansal kazanç sağlayabilirdi. Kitaplarımızın yayınlanmasına izin verilmediği için, korsan kitaplar yaygın durumda. Elbette, korsan kitaplar için vergi geliri yok ve o yüzden de hükümet onlardan bir gelir elde edemiyor. Bir yerlerde bir yanlış var.

Korsan kitaplara gelince, yapılması gerekenin şu olduğuna inanıyorum: Onların kaynağını bulamadığımız için, ne yapmamız gerekiyor? Kelimeleri yeniden düzenlenmiş olanları satın almayın, çünkü onlarda kesinlikle baskı hataları bulunuyor. Kitabı basmadan önce düzeltmek çok zordur; o "Fa" olduğu için, şeytani engelleme var olmaktadır. Ayrıca, insana has düşünce karması sorun yaratmaktadır; dolayısıyla bunu yapmak son derece zordur. Baskı merkezinin çalışanları Dafa uygulayıcıları değiller, o yüzden onların işi iyi bir şekilde yapamama ihtimali var. Kitap, Çin'deki resmi yayınevinden bastırıldığında, basım öncesi düzeltmeler bizim uygulayıcılarımız tarafından yapılmıştı. O yüzden, korsan kitapların hataya sahip olacağı kaçınılmazdır, eksik kelimeleri veya eksik ve de birbirine uymayan sayfaları dahi olacaktır. O yüzden onları satın almayın. Kitaplar, eğer sadece orijinal kitabımızdan fotokopi çekilerek lazer yazıcıdan çıktı alınarak çoğaltılmış ise alın, çünkü o durumda Dafa'nın içeriğini değiştirmemişlerdir.

Soru: Bilim adamları evrenin düşmekte olan genişleme hızının bir anda arttığını, hatta daha da hızlandığını keşfettiler. Bilim adamları hangi gücün bunu tetiklediği konusunda kafa yoruyor.

Shifu: İnsanların teleskoplarla gözlemleyerek öğrenmiş olduğu bu evrende moleküllerden meydana gelen parçacıkların yüzey katmanı tarafından oluşturulmuş bir şeydir. O yüzden, o hala bu boyutun sınırları dâhilinde var olmaktadır. Bu evrenin hareketine gelince, elbette herkes dünyanın güneş etrafında dönmekte olduğunu biliyor ve elektronlar da atom çekirdeklerinin etrafında dönmektedir; nesneler hareket halindedir. Fakat gerçekte ise, çok daha büyük dönme hareketleri var olmaktadır. Birkaç yıl önce bilim adamları dünyanın sanki havayı soluyormuş gibi olduğunu keşfettiler -genişliyor ve daralıyordu. Dünyamız moleküllerden oluşmuştur. O zaman daha mikroskobik ve daha küçük canlıların bileşenleri noktasından bakıldığında veya dünyanın içerisinde var olan canlıların bileşenleri noktasından bakıldığında, bu dünya da bir evren değil midir? Dünyayı meydana getiren moleküller, göksel vücutlar değiller midir? Onlar da evrenin bir katmanıdır. Bir düşünün: Onların hareketi nasıldır? O, günümüz bilim adamları tarafından evrende gözlemlenen olgu ile aynı türden bir olgu değil midir? Hızdaki ani artış veya düşüşe gelince, bunun ayrı sebepleri bulunuyor. Elbette, sizlere daha önce Fa-düzeltmesinin tüm zamanları ve tüm boyutları aştığını söylemiştim; aksi takdirde -bir ömür süresi kullanılsaydı bile- asla başarıya ulaşamazdı.

Soru: Bazen bir şeyler yaparken zihnimde ortaya çıkan düşünceler çok kötü oluyor. Dafa uygulamaya layık değilmişim gibi hissediyorum.

Shifu: Bırakma. Üstelik o gibi şeylerden gelen engellemelerin farkına varabilmiş olman güzel bir şey. Yani, o şeylerin sen olmadığını hissedebiliyorsun. Onları dizginlediğin ve onların üstesinden geldiğin müddetçe, aslında onları yok etmektesin. Eğer sen hiçbir şey hakkında düşünmüyorsan ve kötü düşünceler aklına geliyorsa ve kendi başına ortaya çıkıyorsa, o zaman o, sana engelleme yaratan düşünce karmasıdır. Uygulama yapmanı istememeni hissettirerek, seni uygulama yapmaktan alıkoymaya çalışıyor; böyle bir olay gerçekleşir, çünkü tüm objeler canlıdır. Yani zihninizde karma biçimlenmiştir, o yüzden zihninizle direkt bağlantısı vardır ve o, kendisini zihninizde yansıtabilmektedir. Onların sizin kendi düşünceleriniz olduğunu düşünmenizi sağlar, fakat değillerdir.

Soru: Bizler Avustralya'dan uygulayıcılarız. Kanada'daki bu konferansa gelmek bizim açımızdan yanlış mı?

Shifu: Kesinlikle hayır. Fa'yı öğrenmek için buraya gelmek sizin açınızdan nasıl yanlış olabilir? Shifu sadece kendinizi gerçek anlamda geliştirmeniz için yeterli zamanınız olmadığından endişeleniyor.

Soru: Geçmişte yaşamış olduğum testlere dönüp baktığımda, onları kalbimin derinliklerinden gelerek değil de sadece yüzeysel olarak geçmiş olduğumu anlıyorum.

Shifu: Bunun farkına varmak ve kendinizi temelden değiştirmek, yaşamış olduğunuz testlere dönüp bakmak ve eksiklikleri bulmak; sizlere söyleyeceğim ki, xiulian budur. Özellikle, kendini yeterince iyi geliştirmemiş olduğunun farkına varmışsın ve daha azimli olmaya çalışıyorsun. Bu mükemmel.

Soru: Falun Gong rozeti dağıtan birçok asistan merkezi gördüm. Ayrıca uygulayıcıların hepsi aynı sarı tişörtü giymişlerdi. Bu bana kültür devrimindeki şeyleri hatırlattı.

Shifu: Muhtemelen Kültür Devrimi senin üzerinde derin bir etki bırakmış. Fakat aradaki fark şu ki, Kültür Devrimi isyan hakkını savunuyordu. Fakat biz isyan organize etmiyoruz. Biz sizden başkalarına karşı iyi davranmanızı ve iyi bir insan olmanızı istiyoruz.

Uygulama malzemelerine gelince, bir grup aktivitesi olduğunda ve genel bir malzeme giymek gerekli ise, eğer istiyorlarsa giyebileceklerini söylemiştim. O malzemelerin nerede yaptırıldığını gerçekten bilmiyorum. Öyle görünüyor ki, her bir bölge kendi başına yaptırıyor. Yapmak istediklerini hissettiklerinde, bazı üniformalar yaptırdılar ve onları spor üniformaları gibi hep beraber giyiyorlar. Onları günlük egzersizleriniz esnasında giymeniz gerektiğini düşünmüyorum. Birincisi, bu durum diğer insanlara bir dinmiş gibi gelebilir. Ve ikinci olarak, üniforma giyerek uygulama yaptığınızda, onları giymeyen, fakat egzersizleri öğrenmek isteyen insanlar, kendilerini yabancı hissedebilirler. O yüzden, günlük egzersizleriniz esnasında onları giymeyin. Eğer gerekli ise grup aktiviteleri esnasında giyebilirsiniz.

Soru: Saygıdeğer Shifu bir keresinde: Eğer kişi düşmanını sevmezse Tamamlanmaya ulaşamaz demişti. Aradan bir yıl geçti ve ben Shifu'nun isteğini hala yerine getiremiyorum; diğer insanların bencilliklerini ve ikiyüzlülüklerini affedemiyorum.

Shifu: Bir hususu atlıyorsun. Hepiniz bir düşünün: İnsanoğlu sahip olduğu bencillik ve ikiyüzlülük ile kendisini yok ediyor. Onlar acınacak durumda değiller midir? Benciller ve ikiyüzlüler. Giderek artan bir şekilde kötü şeyler yaptıklarında, karşı karşıya kalacakları şey yok edilmektir. Tam tersi, [xiulian uygulayarak] sizin elde ettiğiniz şey ise, giderek daha iyi olan şeylerdir ve sizler daha yukarılara tırmanmaktasınız. Onlara acımıyor musunuz? Fakat bencillik ve ikiyüzlülüğün kendisi acınacak şeyler değildir. İnsanoğlu farklıdır, o yüzden onları affetmelisiniz. Ayrıca, insanların "düşman" olarak gördüğü kişiler, insanların düşmanından başka bir şey değildir. Bir düşünün: Onlar uygulayıcıların düşmanları değillerdir. Sizler, sıradan insanları aşmalısınız. Bir Tanrı, insanları düşmanı gibi görebilir mi? Sıradan insanları aşmakta olan bir insan, onları düşmanları gibi göremez. O yüzden sizlere, eğer düşmanınızı sevmezseniz Tamamlanmaya ulaşamazsınız demiştim. (Alkış) Tabii ki, Dafa'ya zarar veren şeytani varlıklar ayrı.

Soru: Çin'deki yirmi beş eyalet ve ilin seksen dört bölgesinden Dafa uygulayıcıları, Shifu'ya saygılarını iletiyorlar.

Shifu: Hepinize teşekkür ederim. (Alkış)

Soru: On altı ülkeden uygulayıcılar, Shifu'ya en iyi dileklerini iletiyorlar.

Shifu: Hepinize teşekkür ediyorum. (Alkış)

Soru: Bitimin ardından Shifu, acaba yüce Buda mudraları yapabilir mi?

Shifu: Yüce Buda mudraları yapmak mı? Sizler için yapamam diye bir şey yok. Kesinlikle yapabilirim. Fakat şu andan itibaren, başka ortamlarda, bu gibi isteklerde bulunmayın, çünkü birçok uygulayıcımızın yüce Buda mudralarının gerçek anlamını anlaması zordur. Onları, Shifu'nun yaptığı bir gösteriymiş gibi görmeyin. Eğer öyle görürseniz, üzüleceğim. Eğer insanlar onların muazzam anlamlarını anlamıyorlarsa, onları yapmayacağım. Buna dikkat edeceğinizden emin olun.

Pekâlâ, size bir set yüce Buda mudrası yapacağım.


Shifu'dan son yorumlar:

Fa konferansımız bitmek üzere, çünkü Fa üzerine olan konuşmam, son kısımdı.

Eski uygulayıcılarımızın daha da olgunlaşmış olduğunu biliyorum. Bunu gördüğüm için gerçekten çok mutluyum. Fa'yı, Fa çıkış noktasından anlayabiliyor ve kendinizi gerçekten de uygulayıcı olarak görebiliyorsunuz. Sadece bu bile Dafa formunu, güçlü ve sıkı bir şekilde sıradan insan dünyasında sağlamlaştırmıştır. Hiçbir şey bunu yok edemez. O, bir kaya gibi sağlamdır. (Alkış)

Bir kişinin zihninde yapmak istediği şeye, hiçbir dışsal faktör müdahale edemez. Elbette, ben insanlardan iyi şeyler yapmalarını istiyorum ve hepiniz xiulian uyguluyorsunuz. Uygulayıcıların sahip olduğu sağlam, kaya gibi sağlam kararlılığın etkisini görebiliyorum. Aynı zamanda da, burada oturan ve Dafa hakkında fazla bir şey bilmeyen insanlar da var. Ayrıca, bu konferansa başka sebepler ile gelen insanlar da bulunuyor. İster bir gazeteci olun, ister bir dedektif veya her ne yapıyor olursanız olun, hayatınız boyunca böyle bir şey ile karşılaşmış olduğunuzu sanmıyorum. Benim öğretmekte olduğum şey, sıradan bir insanın konuşabileceği bir şey değildir. En ünlü profesör veya zirvedeki bir bilim adamı bile konuşamaz, çünkü konuştuğum şeylerin hiçbiri insan bilgisinden kaynaklanmıyor. Bunları, ister yabancı ister yerel kitaplar olsun veya ister antik ister günümüz kitapları olsun herhangi bir kitabı araştırarak bulamazsınız. Xiulian hakkında bazı kitaplar gerçekten de var, fakat onların hiçbiri açık değildir ve gerçek sırlar ifşa edilmemiştir; o yüzden onlar, kişinin uygulamasına rehberlik etmesi için kullanılamazlar. İnsan uygarlığının bu periyodunda, gerçek bir xiulian uygulaması hakkında bilinmesi gereken her şeyi açıklayabilen insan sayısı inanılmaz derecede az olmuştur. Ben kendimi onlarla mukayese etmiyorum; bunu yapmak istemiyorum. Fakat size anlattığım şeyler, hakikaten, bir daha asla duyamayacağınız şeylerdir. (Uzun Alkış)

İnsan ömrü uzun değildir ve insanlar kendi yollarını seçerler. İnsanlar yollarını nasıl alacaklarına kendileri karar verirler ve bunun için hiç kimse başka bir kişiyi zorlamaz. Burada bulunan insanlar [bu Fa'nın] iyi olduğunu hissediyorlar. Onunla ilgili iyi şeyler hissediyorlar, o yüzden de xiulian uyguluyorlar. Dolayısıyla, hepiniz kendinizi aynı duruma koymalı ve ne için yaşadığınızı -ve kimin için yaşadığınızı- düşünmelisiniz. Bu fırsatın akıp gitmesine fırsat verebilirsiniz ve o durum -sonsuza dek ne kadar acı ve pişmanlık duyarsanız duyun- onarılamaz bir kayıp olacaktır. Bugün buraya nasıl ve neden gelmiş olursanız olsun, bu sizi Fa'ya sürükleyen bir şey olabilir. (Alkış)

Ben, Li Hongzhi, bunu yapmaya karar verdiğimde, insanoğluna ve topluma karşı sorumlu olmayı, başından sonuna dek dikkatlice düşündüm; sadece o zaman bu görevi yerine getirdim. Eğer toplumu ve insanları yüz üstü bıraksaydım, bunu asla yapamazdım ve Fa'yı öğrenen bu denli sayıda insan asla olmazdı. Gerçekler, topluma bir sorun yaratmadığımı gösteriyor. Tam tersi birçok yozlaşmış şeyin çarpıklıkları benim ve Dafa'nın önünde açığa çıktı, o yüzden de bana ve Dafa'ya geldiler. Bu benim suçum değil. Ben insanlardan iyi şeyler yapmalarını istiyorum. Bunda yanlış olan bir şey kesinlikle yok. Ayrıca insanlardan kendilerini geliştirmelerini istememde de bir yanlış yok. Tam olarak sebep şudur ki, uygulayıcıların ve benim yaptığım şeyler çok doğru ve erdemli olduğundan dolayı, yozlaşmış ve çarpık olanların hepsi dengelerini yitirmiş gibi hissettiler.

Evet, bir kişiden iyi olmasını istemek zor demiştim. Bu, yüzeysel bir değişim yaratmak ile ilgili bir şey değildir. Bir kişi, kalbine gerçek anlamda dokunulmadıkça kendisini değiştirmeyecektir. Ve bunun üzerine, o kişinin geçireceği değişime hiçbir güç, asla zarar veremez. (Alkış) Ben aynı zamanda şunu da gördüm, insanlar Buda doğasına sahipler. İnsan toplumu ne kadar kötü bir şekilde düşmüş olursa olsun, insanlar hala iyi kalpler taşıyorlar ve benim bunu yapma sebebim, budur.

Olaylar kanıtlıyor ki, istediğim sonuçlara ulaşıyorum. Dafa uygulayıcılarının, Dafa içerisinde azimli kalabildiklerini ve seviyelerini sürekli olarak yükselttiklerini görüyorum. Bu benim için en hoşnut edici şey. Toplumun bizi nasıl gördüğüne gelince, Dafa ve ben doğru bir yolda yürüdüğümüz müddetçe ve uygulayıcılarım doğru şeyi yaptığı müddetçe, ne kadar önyargılı düşünceler olursa olsun, her şeyin farkına varacaklardır. (Alkış) Bizi anlamayan bütün o kişiler ve bize saldıranlar aynı yorumu yapıyorlar: "Bu kadar mı iyi iş çıkarıyorsunuz? Bu mümkün değil." diyorlar. Yani, bu dünyada hala iyi insanlar olduğuna inanmıyorlar. Pekâlâ, o zaman, bunu onlara hareketlerimizle gösterelim! (Alkış)

Gerçeği bilmeyenlerin bize karşı olmasının asıl sebebi, sanıyorum ki, bizi gerçekten anlamıyor olmalarıdır. O yüzden bizi anlamaları ve bizim ne olduğumuzu öğrenmeleri konusunda onlara yardımcı olabiliriz -herhangi bir yöntemi kullanmakta sorun yoktur. İster genel bir yol olsun, ister olmasın, gelin kapıyı sonuna kadar açık tutalım ve öğrenmek istedikleri ne ise öğrenmelerini, görmek istedikleri ne ise görmelerini sağlayalım. Eğer bir şeyler bulmak istiyorsanız, bizim için sorun yaratmak niyetine sahip olmadığınız müddetçe, istediğiniz gibi davranabilirsiniz. Eğer gerçekten de problemler olsaydı, o zaman sahip olduğumuz türden saf bir toprağa sahip olmazdık. Hepinizin bunu yapmasına cesaret ediyorum, bunu yapmanıza izin verme cesaretine sahibim, çünkü bizler bunu başarabiliyoruz: Biz gerçekten de burada saf bir toprağa sahibiz! (Alkış)

Bizim uygulamamız biçim itibarı ile bir din değildir, değil ki tarikat. Benim uygulayıcılarım sadece xiulian uyguluyorlar. Tamamlanmaya ulaşamayanlar ise hala toplumun iyi bireyleri olmayı sürdürebiliyorlar. Toplumu etkileyen bu kadar sayıda insanın olması ile birlikte, hangi ülkede olurlarsa olsunlar, dünyaya faydaları olacaktır. Dafa bir toplumu sıkı bir şekilde istikrara sokabilir ve insanların kalbini iyiliğe döndürebilir. O yüzden, sanıyorum ki, Dafa her ülkede iyi karşılanacaktır. Aslında, Dafa uygulayıcıları ve ben, kesinlikle sıradan insan toplumu için bir şeyler yapma niyeti taşımıyoruz. Ben, Li Hongzhi, uzun zaman önce sıradan insan toplumu için bir şeyler yapma gibi bir niyetimin olmadığını söylemiştim, fakat benim yaptığım şeyler topluma fayda sağlamak zorundadır. Ben toplum için bir şeyler yapmak istemiyorum; ben sadece uygulayıcılarımın sorumluluğunu taşımak istiyorum. Elbette, Dafa'yı öğrenecek olan daha fazla sayıda insan olacaktır ve elbette ki, toplum üzerinde pozitif bir etkiye sahip olacaklardır. Onlar kocaman bir alan biçimlendirecekler ve büyük sayıda bir insan grubu biçimlendireceklerdir. Onlar bir bütün olarak, ahlaki bir onarım sağlayacaklardır.

Birçok gazetecinin ve diğerlerinin kafası karışmış durumda ve: "Niçin bu Fa'yı çalışan çok sayıda insan var?" diye merak ediyorlar. Bugün burada oturan insanlar cevabı görmüş olabilir. Peki nedir? Biz burada insanlardan doğru ve erdemli bir yolda yürümelerini ve gerçek anlamda iyi insanlar olmalarını istiyoruz. Toplumdaki gibi herhangi pis veya kirli bir şey içermemektedir. Biz doğru olmayan her şeyi temizliyor ve Tamamlanma standardına ulaşana dek erdemli, başkalarına ve de topluma faydası olan insanlarız. Herhangi bir para istemiyoruz, sizi kötü bir şey yapmaya yönlendirmiyoruz ve politikaya bulaşmıyoruz. Öğrenen bu denli insanın olmasının sebebi budur. Etrafta hala iyi insanlar olduğuna inanmayanlar bizi küçümsüyorlar! (Alkış)

Ben kendimi tanıtmak istemiyorum, o yüzden basın ile görüşmemeye çalışıyorum. Bizi anlamayan ve röportaj yapmak isteyenler için konuşacak olursak, çok sayıda uygulayıcımız bulunuyor ve onlar size açıklayacaklardır. Eğer bizim Fa'mızı anlamıyorsanız ve bana Falun Gong'un ne olduğunu soruyorsanız, ısrar etseniz de sizi görmeyeceğim. Önce kitabımı okumalı ve bu insan grubunun ne olduğunu anlamaya çalışmalısınız. Sizi bunun ardından göreceğim. (Alkış)

Hepiniz biliyorsunuz ki, o birkaç cümle ile net bir şekilde açıklanamaz, çünkü Dafa sıradan bir şey değildir. O yüzden, bizi anlamayan gazeteciler kelimelerimden içerik dışı alıntılar yapıyorlar ve kendi düşünceleri ve hayalleri temelinde yorumlar yapıyorlar. Bunun tekrar gerçekleştiğini görmek istemiyorum. Benim uygulayıcılarımın hepsi, iyi insanlar olmaya çalışıyorlar, fakat "şeytan" olarak isimlendiriliyorlar. Bu çok adaletsiz ve onların duygularını incitiyor. (Alkış) O haber makaleleri çok ileri gitmişlerdi. Burada bu konu hakkında daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Umuyorum ki, benim bütün Dafa uygulayıcılarım azimli bir şekilde kalır ve mümkün olduğunca çabuk Tamamlanmaya ulaşırlar. (Uzun Alkış)

Hepinize teşekkür ediyorum.