Bir Dafa Uygulayıcısı Ne Demektir?

2011 New York Fa Konferansı

(Li Hongzhi, 29 Ağustos 2011)


(Shifu salona giriyor, herkes ayağa kalkıyor ve coşkulu bir şekilde alkışlıyor.)

Günaydın. Hepiniz çok çalışıyorsunuz. (Dafa uygulayıcıları: "Shifu çok çalışıyor") Gerçek anlamda çok çalışanlar sizlersiniz, ben değilim. (Herkes gülüyor) Lütfen oturun.

Dafa uygulayıcılarının çok çalıştıklarına dair bir şüphe yok. Ve bunun sebebi, size emanet edilmiş olan tarihi sorumluluğun ve de üstlenmiş olduğunuz sorumluluğun çok büyük olması ve bu kritik zaman dilimi içerisinde, yapmak zorunda olduğunuz tarihi görevinizin bu denli tarihsel bir sorumluluk olmasıdır. Dafa uygulayıcıları kozmosun oluşum-istikrar-yozlaşma-yok oluş döngüsünün tam olarak son aşamasında doğdular. Yani bu, şu anlama geliyor: ister canlı bir şey olsun ister maddi bir şey, durum her şeyin en son ve en kötü noktaya gelmiş olduğu zamandır ve her şeyin tezahürü, olabilecek en karmaşık halindedir; kötüyü iyiden veya erdemliyi şeytaniden ayırt etmenin en zor olduğu halindedir. Bu gibi bir zaman dönemi esnasında tarih tarafından Dafa uygulayıcılarına bahşedilmiş olan göreve Dafa uygulayıcıları olarak koyulmak, aşırı derecede zor bir hale gelmektedir. Ben Dafa uygulayıcılarının olağanüstü olduklarını söylerken, bunun sebebi, böyle bir zaman periyodu içerisinde canlıları kurtarmak için buraya gelmiş olmaları, Fa'yı rektife etmek konusunda Shifu'ya yardım ediyor olmaları ve her birinin kişisel olarak sorumluluklarını yerine getiriyor olmalarıdır -ve sizi gerçek anlamda sıra dışı yapan şey budur. Tarihin hiçbir dönemi bununla mukayese edilemez.

Daha önceleri Sakyamuni, İsa, Laozi ve bu gibi kişilerin [ayrıca dünyaya daha önceki zaman dönemlerinde gelmiş olan çok sayıda yüce düşünürün, azizin, yüce Tanrısal varlıkların] sadece [tarih içerisinde] insan ırkının kültürünü oluşturmuş olduğunu söylemiştim. Onların öğrettiği şeylerin tamamı, sundukları kurtuluş ve yapmış oldukları şeyler sadece, insan kültürüne, insan kültürünün sahip olması gereken şeyleri bırakmak içindi. Kendileri ile birlikte götürdükleri kişiler, sadece, bu kültürü aktarmaları konusunda onlara yardımcı olmaları için özellikle gönderilmiş olan kişilerdi ve hatta o kişilere gelince, onlar sadece dünyaya asla girmemiş olan yardımcı ruhları idi. Bu gibi şeyleri -tarihin bu final, kritik döneminde gerçek anlamda başarabilenler, sadece Dafa uygulayıcılarıdır. Orijinlerinin doğduğu yerden başlayarak, tarih boyunca süren kudretli erdem oluşturma süreçlerine dek, Dafa uygulayıcılarının üstlenmiş olduğu şeyler, geçmiş dönemin kutsal insanlarınınkinden daha yücedir. Bunun sebebi, gerçek işlerin bu final aşamasında yapılıyor olmasıdır. Antik dönemlerden günümüze dek, kozmosun başlangıcından bu yana, yaklaşık 60 yıldan fazla bir zaman öncesine kadar olan final grubu insanlarına ulaşana kadar, her şey durmaksızın, Fa-düzeltmesinin gereksinimi olacak temel şeylerin oluşturulmasına hizmet etmekteydi ve insanların deneyimler kazanması, tarihin bu final safhasına katılacak olan canlıların düşünce süreci ve davranışları için yaratılıyordu. İnsanoğlunun tarihi işte bundan ibarettir. Dolayısıyla, ister Dafa uygulayıcıları olsun ister onlarla birtakım bağlantıları olan herhangi bir canlı -tamamı bu amaca hizmet etmekteydi; reenkarnasyonları boyunca bir şeyleri deniyor ve her birinin gereksinimi olacak şeyleri oluşturuyorlardı. Hatta kozmosta bulunan ve Fa-düzeltmesi ile doğrudan herhangi bir bağlantısı bulunmayan çok daha fazla sayıda sınırsız, sayısız canlı da kurtarılmış olarak kabul ediliyor; onlar Fa-düzeltmesinde herhangi bir rol oynamıyorlar. Benim burada tanımlamakta olduğum kişiler, Fa-düzeltmesi ile bağlantısı olan ve bu olaya iştirak eden kişilerdir.

Bildiğiniz gibi daha önceleri: Bu dünyada bulunan ve Fa-düzeltmesi ile bağlantısı olan tüm canlıları kapsayan insanlar, o kadar da sıradan değillerdir demiştim. Onların hepsi Fa-düzeltmesi için buraya gelmiş, Fa-düzeltmesi için biçimlendirilmiş ve Fa-düzeltmesi için oluşturulmuşlardır. Hiçbir şey tesadüfî değildir ve gelecekte bunu göreceksiniz. İnsan dünyasında yaşanan illüzyonun altındayken [ve insanlar tarih boyunca farklı toplum düzenlerinden geçerlerken] yaşadıkları şeylerin sadece olayların doğal-akışı olduğunu düşünürler. Fakat öyle değildir. Her bir zaman periyodu, ardında nedenler barındırmaktadır. Bildiğiniz gibi, sizlere şunu öğretmiştim: Tanrılar insanları ilk yarattıklarında, insanların düşünceleri, doğaya veya topluma gereken karşılığı verecek kapasiteden yoksun idi ve çok zayıf bir hayatta kalma yeteneğine sahiplerdi. İnsan ilk yaratıldığı zaman, [hiçbir şeyi anlamadığı için] gök gürültüsü onu korkutuyor ve saklanmak için hızla mağaraya kaçmasına sebep oluyordu; ya da sağanak yağmur başladığında, ondan nasıl sakınacağını bilmiyordu ya da belki de o an gerçekleşmekte olan şey için bile ne yapacağını hiç bilemiyordu. Dolayısıyla, zamanın geçmesi ile birlikte, insanoğlu, doğal ortama nasıl karşılık vermesi gerektiğini yavaş yavaş öğrendi. Bunun ardından, Tanrılar, insanlara durmaksızın her türlü kültürü aktarmaya başladılar; Tanrılar en başından bu yana, bu gibi kültürlerin ne türden insanlar oluşturacağını gözlemliyorlardı. Yani bir başka deyişle bu, sınama ve yanılmanın devam eden bir süreci idi ve olayların en nihayetinde belirli bir noktada son şeklinin verilmiş olmasıyla, olayların uygulanmaya konması idi. Aşırı derecede uzatılmış sayısız yıllar alan bir süreç geçtikten ve olayların son şeklinin verilmesi sağladıktan sonra, final aşamasında istenilen düşünme ve davranış türlerini oluşturmak için, uygun kültür seçildi ve insan kültürüne ait en iyi şeyler seçildi. Bunlar, final dönemindeki insanoğlunun son beş bin yılı sürecinde ürün verecek ve bütün bunlar insanlar tarafından canlandırılmış olacaktı. Bahsettiğim şey tam olarak 5,000 yıllık Çin kültürüdür. O, uzun tarih süreci boyunca oluşturulmuş ve o uzun tarih süreci içerisinde en yüksek noktasına dek getirilmiş olan bir üründür. Bu süreç, insanlara hangi düşünme biçimini kullanacaklarını, hangi düşünme biçimlerinin oluşturulacağını, karşılaştıkları şeyleri nasıl değerlendireceklerini ve bir konuyu düşünürken hangi düşünme biçimlerini kullanacaklarını öğretmek içindi.

Bir kişinin düşünceleri, doğrudan onun davranışlarını yönlendirir. Örneğin, bizler Çin'in Üç Krallık çağından olan Wei, Shu ve Wu krallıklarını biliyoruz. Peki, Üç Krallık tarihi ne gibi özel bir kültürel-özellik oluşturmuştu? "Yi"¹. O dönemin insanları Yi'nin ne olduğunu biliyorlardı, onun kendisini nasıl gösterdiğini biliyorlardı ve Yi'nin içsel anlamlarını da biliyorlardı. Peki, Güney Song Hanedanlığından olan Yue Fei'nin oluşturmuş olduğu şey neydi? "Zhong"². O, Zhong ile ne kastedildiğini oluşturmayı içeriyordu, onun nasıl işlediğini, Zhong kavramının gereksinimlerinin ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve neyin karşılığı olduğunu ve neye tekabül ettiğini içeriyordu. Tarih süreci, tam olarak, insanlara nasıl insan olunacağını öğretme süreci idi -süreç tam olarak bu idi. İnsanlık tarihinin bu 5,000 yıllık sürecinin tamamı, insanların ihtiyacı olacak şeyleri durmaksızın oluşturma süreci idi. Son aşama geldiğinde, insanların düşünce süreçleri Tanrıları tatmin edecek kadar mükemmel ve uygun bir duruma ulaşmış olacak ve bu tarihi final anında, doruk noktasına ulaşmış olan sahneyi sergilemesi için kullanılabilecekti. Fakat geriye bir soru kalmıştı. Yani şöyle ki, sizin de düşünebileceğiniz gibi, benim tanımlamış olduğum şey yarı Tanrısal kültürden olan insanlardır, doğrudan Tanrısallık tarafından yaratılmış olan insanlardır. Dolayısıyla, bu durum şunu takip edecekti; bu gibi bir kişiyi veya bu gibi bir insan kültürünü oluşturan pozitif elementler, negatif elementlere göre daha baskın olacaktı. İnsanlar kozmosa ait hem pozitif hem de negatif elementlere sahiplerdir; Üç Diyar içerisinde bulunan tüm maddeler, içlerinde hem pozitif hem de kötü elementler barındırır; ve Tanrılar bir insanı yaratmak için Üç Diyar içerisinde bulunan maddeyi kullandıkları zaman, hem iyi hem de kötü maddeler kendilerini doğal olarak o kişide göstereceklerdir. Kişi mantıksız bir durumda olduğunda veya ruh halini kontrol edemediğinde, bu durum temel olarak, şeytan doğasının kendisini gösteriyor olmasıdır; kişi iyi kalpli ve mantıklı olduğunda ve etrafında olup biten veya vuku bulan konu ne olursa olsun, iyi kalpliliği kullandığında ise, bu durum o kişinin iyi elementlerinin kendisini gösteriyor olmasıdır; ve bu onun Buda Doğasıdır. O yüzden, insanlar kendilerinde bu iki türden maddeyi de barındırırlar -ve sadece bu yeterli değildir.

Sadece, bir kişiyi yaratma sürecinin pozitif bir süreç olduğunu belirtiyordum. İnsanların hepsi doğuştan iyidir ve oldukça mantıklıdırlar. O zaman bir düşünün: Ben Dafa'yı Fa-düzeltmesi süreci esnasında yayarken, bu gibi insanların tamamı, [istisnasız herkes] Fa'yı ulaşılabilir olduğu anda elde etmek isteseydi, ne olurdu? Ve bu durum özellikle Çinli insanlar için geçerli olacaktı; muhtemelen hepsi gelip öğrenecek ve Dafa içerisinde xiulian uygulayacaklardı. Neredeyse bir şey söylemek zorunda olmayacaktım ve o hızlı bir şekilde her yere yayılmış olacaktı. Fakat sizin de bildiğiniz gibi, kozmos aşırı derecede kötü bir duruma ulaşmıştı ve bu çağa ait yaşamların son bulması gerekiyordu; fakat bu dünyanın insanları olmaları gereken şekilde kasten yetiştirilmişlerdi. Ve bu olaya iştirak eden insanların ardında, devasa sayıda canlı grupları var olmaktadır. Hiçbir yaşam, hiçbir birey, basit değildir. Onların ardında, onların temsil etmekte olduğu büyük sayıda canlı grupları var olmaktadır. Bir kişi kurtuluş elde ettiğinde, bu durum, o kişinin ardında bulunan tüm canlıların gelecekte kurtuluşu elde edeceğini temsil etmektedir. Bunu söylüyorum, çünkü bu dünyada bulunan insanların, günümüz insanlarının büyük çoğunluğu, dünyaya inmiş olan cennetsel kralladır; buraya insan olarak reenkarne olmuş kişilerdir. Dolayısıyla, eğer bütün bu canlılar buraya gelseydi ve Dafa'yı öğrenselerdi, hepsi kurtarılacaklardı [buna onların temsil etmekte olduğu tüm canlılar da dâhil.] Elbette, bu güzel bir şey olurdu, çünkü bu kozmosta bulunan herhangi bir canlı da aynı fikirde olacaktı -buna sayısız, devasa krallar da dâhil. Fakat en nihai Yaratıcı bunu bu şekilde görmemektedir. Bir şeyler kötü hale dönüştüğünde, yok edilir. Onun düşüncesine göre, yeni bir şey yaratmak, kötü bir şeyi yok etmek kadar kolaydır. Ve sizin de farkında olduğunuz gibi, kozmosta bir prensip vardır: Yani şöyle ki, iyinin ve kötünün kendi sonuçları bulunmaktadır. Yani bu şu anlama geliyor, kim kötü bir şey yaparsa bunun bedelini ödemek zorundadır. İyi davranışlar uygun sonuçlara, kötü davranışlar ise negatif olana götürür. Bundaki amaç her şeyi düzenlemektir. Fakat tarihin uzun süreci boyunca, yaşamlar, sadece reenkarnasyonları süresince diğer canlılar ile olan ilişkilerinde karmik borçlar edinmekle kalmadılar, aynı zamanda, birçok canlı evrenin tarihinde farkında olmadan aşağılara doğru spiral bir şekilde yol aldı ve katkıda bulundu; neredeyse her yaşam bunun içinde bir rol oynadı. Kötü olan her şeyde herkesin bir payı var olmaktadır. Herkes her şeyin kötüye doğru gitmekte olduğunun farkında, fakat hiç kimse eğilimi geri döndürebilme yeteneğine sahip değil. Herkes bu sürecin bir parçası olarak, aşağı doğru kıvrıla kıvrıla düşüyor. Yani bir başka deyişle, "oluşum-istikrar-yozlaşma-yok oluş" yasası doğrultusunda, her şeyin yok oluşa doğru gitmesi gerekiyor. Bu, evrenin yasasıdır. Bu, bir merhamet meselesi değildir. Bu, sadece bir yasadır.

Bildiğiniz gibi sizlere maddenin yok olmadığını ve yaşamların reenkarne olduklarını öğretmiştim. Ve bu durum sadece insanlar için geçerli değildir, aynı şey Tanrıların seviyeleri için de geçerlidir. İnsanlar bir illüzyonun tılsımı içerisindedirler; onlar bunu görmeyi başaramazlar, bu yüzden de ölüm ihtimalini çok korkutucu bulurlar. Elbette sizler Dafa uygulayıcıları olarak bu gibi konularda netsiniz. İnsanların moleküler-hücrelerini meydana getiren moleküller, atomlardan oluşur ve atomlar da daha mikroskobik parçacıklardan oluşmaktadır ve o parçacıkların enerjisi, mikroskobik bir hale geldikçe daha da büyür. Biliyoruz ki, insan bedeni ölüp gömüldüğü zaman, moleküllerden oluşan ve yüzeyde bulunan hücreler çürüyüp gidebilir. Fakat moleküller çürüyüp gidemez, öyle değil mi? Hele atomlar hiç çürüyemezler, değil mi? Peki o zaman sizin o kısmınız nereye gidiyor? Eğer insanların tüm düşünceleri, sadece onların yüzey-katmanda bulunan zihinlerinin bir ürünü olsa idi, insanların bazen umulmadık şekilde söyledikleri şeyler nasıl açıklanırdı? İyice düşünüp taşındıktan sonra söylediğiniz her bir kelime ve sarf ettiğiniz tüm kelimeler, farklı seviyelerde ve de yüzeyde bulunan parçacıklarınızdan başlayıp, sizi derin mikro kozmosta oluşturan parçacıklara dek uzanan "sizlerin" bir ürünü değil midir? Sizin bütünsel varlığınız [eş zamanlı bir şekilde], en mikro kozmik seviyelerden başlayıp yüzeydeki parçacıklara ulaşana dek uzanan parçacıklardan oluşmaktadır -o yüzden sizin varlığınız, sadece hücrelerinizin yüzeysel katmanıymış gibi aşırı basit bir şey değildir. O durumda, bir kişinin varlığı bağlamında, bu yüzeysel kısmın kaybolması, sadece dış kabuğun bir katmanının kaybolması durumudur. Reenkarnasyon ile birlikte, yeni bir dış görünüm elde edilir. Gerçek siz, toprağa gömülmek yoluyla çürüyemez. O nedenle, toprak, atomları hatta molekülleri bile parçalayamaz. Eğer kişinin atomları parçalara ayrılsaydı, devasa büyüklükte bir patlama ile sonuçlanırdı. Bir insan vücudunun genişliği içerisindeki nükleer bir patlamanın gücü, bir şehri yok etmek için yeterli olurdu. Bu doğru değil midir? Peki, o zaman ölüm ile nereye gidersiniz? Dafa uygulayıcıları cevabı biliyorlar. Dolayısıyla, bu şu anlama geliyor: bu dünyanın illüzyonunun etkisi altında, insanlar ölmelerinin ardından, kendilerine ne olacağını bilmiyorlar. Fakat Tanrısal varlıklar neler olacağını çok iyi biliyor ve daha büyük yüksekliğe sahip olan Tanrısal varlıklar daha da iyi biliyorlar. Onlar bütün bunları oldukça doğal görüyorlar. Bir canlı, yaşamının son aşamasına geldiğinde, yeni bir yaşam oluşturulur. Onlar bu sürecin tam olarak farkındadır. O yüzden evrenin tamamı konuşmakta olduğum bu ileri-geri gitme sürecine iştirak etmektedir.

Açıklamakta olduğum şey, daha büyük olan kozmosun yok olmadan önceki tarihi sürecidir; içindeki sayısız canlı düzlemlerinin sürecidir ve bu aynen durmaksızın yenilenen metabolik bir sürece benzer. Fakat en mutlak olan kozmos -[yani, bir bütün olarak bu varlığın tümü]- eğer o öldürülür, yok edilirse; eğer bu durum, oluşum-istikrar-yozlaşma-yok oluş sürecinin bir parçası olarak gerçekleştirilirse, bir düşünün: Eğer onun içinde bulunan tüm yaşam düzlemleri artık reenkarne olmayı başaramazlarsa, tarihleri son bulur; yaşamlara sahip olmaz, hiçbir şeye sahip olmazlar. Çünkü Tanrılar için, itibarları ne kadar büyük olursa olsun, bu durum tek kelimeyle çok korkutucudur! Bu gerçekten de son noktaya dek ulaşan bir korkutuculuğa sahiptir -bu, mutlak bir şekilde yok edilmektir! Kozmosta bulunan çok sayıdaki muhteşem şey, daha büyük olan kozmosun tarihi sürecinin bir sonucudur! Sadece insanların şu küçücük dünya gezegeninde bile olayların ne şekilde olduğuna bir bakın! O zaman, kozmostaki [farklı büyüklüklerdeki parçacıklardan oluşan] ve içlerinde sınırsız, sayılamayacak kadar çok canlı bulunan sayısız gezegenleri bir düşünün -Tanrılar bile oralarda hangi sayıda canlı olduğunu ya da oralarda ne gibi ihtişamların yaratılmış olduğunu bilemiyorlar! Her bir kişi, tarihin bir tutanağı gibidir. Her bir kişi ve de herkes, uzun, canlı bir tarihi hikâye gibidir. Bir kişinin çok sayıdaki hayatında yaşadığı her şeyi izlemek oldukça muhteşemdir. Dolayısıyla, bu denli devasa bir kozmosun ve içerisinde çok büyük sayıda yaşam bulunan kozmosun yok olması, bu denli büyük bir yazık olacaktı.

Elbette, tıpkı bu kozmik kuralın olması gerektiği gibi, merhamet, doğru ve erdemli Tanrıların bir özelliğidir. Bu, sadece birtakım iyi şeyler yapmanın merhamet olduğu anlamına gelmiyor. Bir kişi geçici bir hevese yakalanmışsa ve bundan etkilenmişse, bu merhamet sayılmaz. Ondan ziyade, bu durum, o kişinin ilgi duyduğu şeylerden kaynaklanan bir şeydir. Veya daha açık bir şekilde ortaya koyacak olursak, bu durum takıntıdan kaynaklanan bir şeydir. Gerçek merhamet, içerisinde hiçbir bencillik taşımaz ve kişi herhangi bir kişi ile veya genel anlamda canlılar ile uğraşırken olaylara doğru düşünceler ve iyilik ile bakar. İşte bu yüzden çok sayıda Tanrı, kozmosun inanılmaz yükseklikteki farklı düzlemlerinin kralları, evrenin sonunu görünce, kozmosun canlılarını kurtarmak istediler. Peki, onları nasıl kurtaracaklardı? Fa-düzeltmesi yolu ile yapılacak olan yenileme, kozmosun en düşük seviyesinden başlamak zorundadır -en düşük seviyeden başlayıp en yükseğe ulaşana dek rektife etmek zorundadır. Bu kozmosta, canlıları temsil edecek büyük sayıda varlığın, insan olarak reenkarne olması sağlanacaktı. Fakat temsilci rolü üstlenecek olan canlılar hiçbir şekilde sıradan canlılar değillerdir. Onlar kesinlikle farklı evrenlerin krallarıdır; kendi dünyalarını, kendi evrenlerini veya kendi kozmik vücutlarını temsil etmektedirler. Fakat böyle bir canlının temsil ettiği evren bir sisteme aittir. Kozmik bir vücut, bir döngüye sahiptir. Bu döngü, o kozmik vücudun en düşük seviyeli evrenlerinden başlayıp en yüksek evrenlerine doğru devam eder ve o kozmik vücudun sahip olduğu sistem, daha yüksek düzlemlerin sistemlerine tekabül eder; kendilerinden daha yüksek seviyeli olan krallar, onların üzerinde ikamet etmektedir. Ve bunun ardından, daha da yüksek düzlemlerin üzerinde hala daha büyük sistemler ve krallar var olmaktadır. Fakat yükseklik ne kadar olursa olsun, hepsi aynı sisteme aittir. Fakat en yüksek noktada bulunan kişi, buraya gelmemiş olabilir. Peki, o zaman ne yapılması gerekiyor? Kendilerine ait o devasa sisteme bağlı sayısız canlıyı temsil edecek olan ve temsilciliğe oldukça uygun olan bir kişi gönderilir ve insan olarak reenkarne olması sağlanır.

Ben size bunu açıklıyorken şöyle düşünüyor olabilirsiniz: "Gördüklerime bakılırsa, bu dünyada yaşayan insanlarda yüce olan herhangi bir şey yok." Her türden ve her tanıma uygun insanlar görüyorsunuz, hatta bazıları pasaklı ve kılıksız. Kırsal bölgelerde yaşayan bazı insanlar gerçekten de zor bir yaşam sürdürüyor; bazı şehir insanları ise oldukça züppe ve çok itici davranışlarda bulunuyorlar ve dikkat çekmeye çalışan oldukça fazla sayıda genç insan da var. İnsan toplumu işte bu şekilde. Herkes birtakım önemli şirketlerde çalışamaz ya da bir patron olamaz. Dolayısıyla, bazı insanlar diğer rolleri oynamak zorundadır. Sadece az sayıdaki bir insan grubu artist ya da yıldız olabilir. Bu durum diğer her şey için de geçerlidir. Farklı sosyal sınıflara sahip olmak, insan toplumunun almış olduğu bir biçimdir, fakat bunlar o canlıların rütbesi değildir. O yüzden, hiçbir canlı basit değildir -dış görünüşleri öyle olsa da. Bir çöp toplayıcısının geçmişine [geçmişteki diğer yaşamlarına] bakarsanız, onun eskiden kozmostaki devasa bir Tanrı olduğunu görebilirsiniz; o kişi buradaki illüzyonun altında ve reenkarnasyonları sürecinde tamamen kaybolmuş bir hale gelmiştir -hiçbir şey hatırlamadığı bir noktaya dek kaybolmuştur. Bu illüzyon öyle bir illüzyondur ki, çok sayıda canlı reenkarne olma süreci esnasında, hayatlarındaki çok sayıda şeye içerlemişlerdir ve kendilerini buraya getirmiş olan görev hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.

Ve bu durum örneklemelerden sadece bir tanesidir. Bugün dünya üzerinde bulunan insanlar [buna farklı sosyal sınıflardaki insanların büyük bir bölümü de dâhil], bu dünyaya neden gelmiş olduklarını bilmez bir durumdalar ve kariyer yapmak için oyalanıyorlar. Bu durum özellikle başarının tadını almış olan kişiler için geçerlidir. Bu kişiler kendilerinden çok hoşnutlar ve kim olduklarını unutuyorlar. Ve kendilerinin bazı konularda gerçekten çok iyi olduklarını düşündükleri zaman, tam anlamıyla kendilerinden geçiyorlar. Yaşamlarının çok da muhteşem olmadığını düşündüklerinde ise, dünyaya karşı bir kızgınlık ve dargınlık ile doluyorlar. Fakat aslında benliğinizin ihtiyacı olan şey bu değildir. Bu gibi şeylerden çok etkilenmemek zorundasınız. Aksine, en önemli olan şey, gerçek benliğinizi düzeltmenizdir. Bu zaman dönemi içerisinde, [tarihin daha geniş sürecinin ortasında] kişinin hayatında gerçekleşen şeyler, ardında nedenler barındırmaktadır. Açık konuşacak olursak, bugün hayatınızda tezahür eden şeyler, önceki yaşantılarınızda yaptığınız yanlış veya iyi şeylerin karmik geri dönüşleridir. Daha az önce tanımlamış olduğum gibi, kozmosta işler böyledir. Durum budur. Sizler toplumun hangi sosyal tabakasından olursanız olun veya mesleğiniz ne olursa olsun -iyilik iyilik ile kötülük ise kötülük ile geri döner. Bu yasa kendisini Üç Diyarın tamamı içerisinde gösterir -hangi seviye içerisinde olursa olsun. Dolayısıyla, bu zaman dönemi içerisinde final safhasına gelmiş olarak, insanoğlunun düşünme biçimi, [özellikle de insan toplumu kozmosun oluşum-istikrar-yozlaşma-yok oluş döngüsüne geldiğinde] daha da karmaşık bir hale gelmiştir. O yüzden, insanları uyandırmak ve onları bu karmaşık ortam içerisinde kurtarmak için ihtiyaç duyulan kişiler, Dafa uygulayıcılarıdır.

Şu anda işleri çok daha zorlaştıran şey, Çin'de bulunan kötü, iliklerine kadar kötülüğe bulanmış olan ÇKP rejimidir. İnsan toplumunda bu gibi bir rejim, biçimi bozuk olan bunun gibi nadir bir rejim niçin ortaya çıktı? En yukarıdan en aşağı kadar, kozmosta var olan herkes, ona karşıdır. Hepsi onu bir ucube olarak görüyor. Bu kötü partinin üyelerinin düşünme biçimleri normal değildir. Peki, bunun sebebi nedir? Hiçbir şey göründüğü gibi basit değildir. Bu durum da, kozmosun eski güçlerinin bilerek planlamış olduğu bir şey idi. Daha önce, insan kültürünün Tanrılar tarafından planlanmış bir şey olduğunu ve onların, insanları yetiştirmelerinin bir ürünü olduğunu söylemiştim. Ve gerçek, klasik kültür oluştuktan sonra, insanların düşünme biçimleri her yerde doğru ve erdemli olacaktı; en derin doğalarına dek iyi bir yaradılışa sahip olacaklardı ve herkes davranışlarında önce diğerlerini düşünecekti. Bu gibi insanlar final aşamasına geldiklerinde hepsi pozitif seçimlere sahip olacaklardı. Herkes Fa'yı edinecekti. Fakat kozmosun eski güçlerine göre, insanların Fa'yı elde etmeleri ve canlıların kurtarılmaları fazlasıyla kolay olmuş olacaktı. Üç Diyarın içerisinde "iyilik ve kötülük kendine ait sonuçlara sahiptir" yasası vardır. Dolayısıyla, bazı Tanrılar böyle bir olasılığa katlanamadılar ve bu prensibi aşırıya kaçarak uyguladılar. Düşünme biçimleri: "Kozmos artık iyi durumda değil, peki o zaman canlıların kurtuluşu çok kolay bir şekilde elde etmelerine nasıl olur da izin verilebilir. Çok sayıda canlının geleceğe girmesine nasıl izin verilebilir?" şeklinde idi. Bu yüzden, devasa sayıda ve de çok çeşitli faktörler canlıları kurtarılmaktan alıkoydu. Eski güçlerin bu şekilde düşünüyor olması, eski kozmosun Fa prensiplerinin yozlaşma ve yok oluş aşamasına gelmiş olduğunu gösteriyordu. Eski güçler şuna karar verdiler; final süreci esnasında canlıların bir tercih yapmaları gerekecekti ve seçimi yapmaları aşırı derecede zor olacaktı, çünkü her şeyin son bulması gerekiyordu ve dahası dünyanın ahlakı karman çorman bir hale gelmişti. O durumda, canlılar geleceğe girmek istiyorlarsa, nasıl olacaktı da seçim yapacaklardı? Bu, aşırı derecede zordur. Çıta çok yüksekti.

Bazı insanlar: "Fakat Tanrılar ve Buda'lar insanlara karşı merhamet beslemiyorlar mı?" şeklinde düşünüyor. İnsanoğlunun düşünme biçimi bu noktaya dek ulaştığında, [insan düşünme biçimi] bu gibi meseleleri değerlendirmek için kullanılamaz. Eski güçlerden olan Tanrılar kesinlikle o şekilde düşünmüyorlar. Eğer kurtarılmak istiyorsanız, eğer kurtuluşu elde etmek istiyorsanız, buraya ve şimdiki ana odaklanmış günümüz toplumunun cezbedici unsurlarının ortasında doğru seçimi yapmak zorundasınız. Sadece o zaman bunu başarabilirsiniz. Eğer bunu başaramazsanız, o durumda kurtarılamazsınız. Belki hatırlarsınız, ben sık sık: "Ağ üzerinde bir delik yapılmıştı."³ derdim. Eğer insanlar kendi başlarına bu testten geçmek zorunda kalsalardı, bunu yapmaları nasıl imkân dâhilinde olabilirdi ki? Shifu, eski güçlerin bunu yapacağını uzun zamandan beri biliyordu. Bu yüzden, canlıları kurtarmaları için Dafa uygulayıcılarını ayarladım. Eski güçler bu dünyada kötü partinin rejimini yarattılar ve bunu her şeyin canlılar için daha da zor olması niyetiyle yaptılar. Bununla birlikte, çok sayıda çılgın teoriler de uydurdular. Ayrıca bu türden modern düşünceler ve olgular da uydurdular ve bu dünyayı hem iyi hem de kötü şeyler barındıran korkunç derecede karmaşık bir yer haline getirdiler. Aynı zamanda, insanoğlunun sahip olduğu geleneksel ve doğru düşünme biçimini bozmak için, hem birtakım çarpık faktörleri hem de uzaylı yaşamlara ait biyoteknolojiyi de eklediler. Batı toplumunda, birtakım şeytanları ve bozuk unsurları düzenlemek ve kullanmak onlar açısından temel anlamda yeterliydi. Fakat Çin'de yeterli değildi. Bunu daha da ileri götürdüler, doğruyu yanlışa ve yanlışı da iyiye dönüştürdüler. Bunun ardında, bu gibi deneme durumlarında, kişinin kurtuluşuna karar verecek olan seçimi yapmak zorunda kalacağı düşüncesi vardı. Peki, her şey Çin'de niçin çok zor bir hale getirildi? Sizlerle daha önce bunu paylaşmıştım: daha da yüksek seviyelere ait krallar, tarih sürecindeki insan ırkının her bir etnik grubunun kralları, kozmosta yüksek seviyelerde bulunan kişilerin hepsi Çin'e reenkarne oldular. Çin, odak noktası haline geldi. Oradaki insanların seçim yapacakları zaman karşılaşmak zorunda kalacakları zorluğun derecesinin arttırılmış olmasının sebebi budur. Çünkü eski güçler şunu gördüler: bu gibi insanlar kurtuluşu elde ettikleri an, temsil ettikleri etnik gruplar ve hatta bazı durumlarda temsil ettikleri devasa evrenlere ait canlı gruplarının tümü de kurtuluşu elde edebiliyorlardı. Bir düşünün, bu ne kadar da büyük bir şey olacaktı. O yüzden eski güçler bu insanların karşılaşmak zorunda kalacakları zorlukları maksimum hale getirdiler. Sadece Çinli insanlara şöyle bir bakın, son zamanlarda onlara öyle bir noktaya varana dek zarar verildi ki ve öyle bir noktaya dek mahvedildiler ki, tek kelimeyle berbat görünüyorlar. Dış görünümleri bile daha da kısaldı ve küçüldü; görünümleri oldukça itici bir hale geliyor. Oysa ki, tarihteki insanlar daima sağlıklı bir çehre sergilerdi ve erdemli bir tavırları vardı. Oldukça iyi görünürlerdi. Çin'de son zamanlarda zorluklardan kaynaklanan değişim, insanların içine kötü şeylerin işlemesiyle, son dönemlerde artış gösterdi. Bir kişinin zihnine yüklenen şeyler, elbette o kişinin dış görünümünü de etkiler. Örneğin; bir çantanın içine kare bir şey koyarsanız, dış görünümüne bakarak ne olduğunu söyleyebilirsiniz; eğer içine yuvarlak bir şey koyarsanız yine dış görünümüne bakarak o formun ne olduğunu söyleyebilirsiniz. Yani bir insana ne tür bir düşünce yüklenirse, dış görünümünden görülebilir. Bir kişi benim karşımda olduğunda veya sadece benim de değil -insan toplumunda düşündüğümüzden de fazlası var- dışarıda süper normal yeteneklere sahip olan çok sayıda insan bulunuyor -tek bir bakış yeterlidir ve o kişide ne gibi düşüncelerin ve ne gibi davranışların ağır bastığını ve neleri sevdiğini bilirsiniz, çünkü bu şeylerin tamamı yüzünü kaplamış gibidir- ve hatta kendisini o kişinin vücutsal formunda bile gösterir.

Peki, o zaman, durumlar zorlu olduğunda, insanların kurtuluşu elde edebilmesini isterseniz, ne yapılması gerekir? Onlar iyiyi kötüden ayıran şeyin ne olduğunu söyleyemiyorlar ve bununla beraber iyi olmak gibi bir zorunluluğu olmayan toplumsal eğilimleri yayan çok fazla sayıda medya kuruluşu da var. Gerçekte ise, sadece herkes aynı şeyi yapıyor iken, medya orada olayları kaçırmaya yardım ediyor. O zaman bir düşünün, o durumda insanlar iyiyi kötüden ayıran şeyin ne olduğunu nasıl söyleyebilirler? Tüm insanlık içinde, zihinlerinde gerçek anlamda iyi ve merhametli düşünceler taşıyan, bütün bunlara karşı dayanan ve de bunlardan etkilenmeyen bir avuç insandan fazlası yok. O zaman her şey mahvolmamış mıdır? O durumda, çok uzun bir zaman önce ayarlanmış olan her şey başarısız olmayacak mıdır? Fakat Üç Diyar, kesinlikle bu mesele için yaratılmıştır.

Az önce söylediklerim şu anlama geliyor: hiç kimse ağ üzerinde bir delik yapılmasının yanlış olduğunu söyleyemiyor. O zaman, nasıl olur da ağ üzerinde bir delik bırakılır? Eğer bir kişi eski güçlerin engellemelerini kıracak ise, o kişinin, insanın hafızasını canlandırabilecek, olaylara işaret edebilecek ve anlamasını sağlayacak insanlara ihtiyacı vardır; onun uyanmasını sağlayabilecek ve ona geçmişin ve de bugünün dünyasının gerçekliklerini açıklayabilecek kişilere ihtiyacı vardır. Aslında insan toplumunda fazla bir şey yapabilmek oldukça zordur, çünkü pozitif elementlerden olan herhangi bir hareket, eski, negatif ve kötü elementleri kışkırtır. Ve tabii ki, diğer taraftan, negatif elementlerden olan herhangi bir harekette pozitif elementleri kışkırtır. İyi ve kötü insanoğlunun arasında dengelenmiştir ve aslında bir insanın bu dünyada bir şeyler başarabilmesi zordur. Bu insan dünyasında çok sayıda süper-doğal varlık bulunmaktadır ve onların her biri, insanoğlu ile ilgili meseleleri çözüme kavuşturabilme yeteneğine sahiptir. Yani, herhangi bir süper-doğal canlı bu gibi şeyleri yapabilir, peki neden yapmıyor? Onlar her şeyin bir ayarlamaya sahip olduğunu biliyor ve bunu net bir şekilde görüyorlar ve yapacakları herhangi bir şey ne kadar iyi olursa olsun, bunun bir şeyleri etkileyeceğini ve daha başka şeylerin de dolaysız yollardan etkileneceğini biliyor ve görüyorlar -bir ağaçtan çıkan dallar gibi çok sayıda şeyi etkileyeceğini biliyor ve görüyorlar. Bu durum, yüksek seviyeli Tanrıların yapmış oldukları ayarlamaları mahvetmek olacaktır ve insanlık tarihi için düzenlenmiş olan şeyleri dahi değiştirmeye sebebiyet verecektir -ki böyle bir şeyi yapmaya hiç kimse kesinlikle cesaret edemez.

Dolayısıyla, Dafa uygulayıcıları böyle bir zamanda ortaya çıkmışlardır. Fakat, günümüz modern insanları tarihteki reenkarnasyon süreçleri boyunca, önemli karmik borçlar biriktirmişlerdir; o nedenle eğer insanları kurtarmak istiyor ve onlara gerçekleri açıklamak istiyorsanız, eğer o kişiyi kurtarmak istiyorsanız, o kişinin arkasında, onun kurtulmasına izin vermeyecek olan çok büyük sayıda canlı var olmaktadır. Çünkü onlar o kişiden nefret etmektedir, çünkü eskiden veya diğer bir reenkarnasyonda o kişi tarafından kullanılmışlardır, onun tarafından öldürülmüş veya kötü muameleye maruz kalmışlardır ve verilen zarar o kişiler açısından büyük bir ıstıraba sebebiyet vermiş olabilir. Reenkarnasyonları sürecinde, illüzyon veya arzular içerisinde kaybolmuş bir durumdayken, insanlar cahilliklerinden dolayı neler yapmış olduklarını şu anda bilmiyorlar. Gerçek şudur ki, tarihin uzun süreci boyunca, her bir kişi ve de herkes, karmik borçlar yüklenmiş vücutlara sahip oldu ve herkes bir illüzyonun altındadır. Bir kişi, böyle birini gerçekten kurtarmak istediği zaman ve bir canlı olarak o kişinin gerçekten imdadına yetişmek istediği zaman, o kişinin zarar vermiş olduğu canlılar buna katlanamazlar. Durum bu olduğu için, engellemeler olacaktır; dünya insanlarını kurtarmaya gittiğiniz zaman ve onların gerçekleri anlamalarını sağlamayı başarmadan önce, büyük çaplı engeller belirecektir. Olabilecek her türden bariyer, insanlara engel teşkil edecektir. Ve eğer çok sayıda insanı kurtarmak isterseniz veya giriştiğiniz iş önemli bir büyüklükte ise, sosyal toplumun tamamı bu gibi bir olay tarafından karakterize edilmiş olacaktır.

Kötü ruhlu ÇKP'nin Dafa uygulayıcılarına bu yıllar esnasında yaptığı zulüm, sadece kötü ÇKP'ye ait olan faktörlerden kaynaklanan bir olay değildir. Aslında, göreceli konuşursak, onlar acınası derecede küçük orandadır. Kozmosa ait olan tüm kötü elementlerin tamamı buraya yüklendi ve her bir boyutta onlardan oldukça fazlası bulunuyordu; sayılamayacak kadar çok. Çok sayıda Tanrı bunu görünce afalladı ve: "Bütün bunlarla ne yapacağız? Kim buna dokunmaya cesaret edecek?" şeklinde düşündüler. Sadece tek bir kişiyi kurtarmak, kozmosta bulunan devasa sayıda canlı grupları ile bağlantılıdır. Etki işte bu denli büyüktür. Peki, o zaman sayı 100 milyon olduğunda, bu büyüklük ne kadar olacaktır? Bildiğiniz gibi, İsa insanları kurtarırken -o, kendisini insanları kurtarmaya adamıştı- fakat niçin çarmıha gerildi? Ve İsa sadece kendi insanlarını kurtarmaktaydı! Onun insanları, reenkarneleri esnasında karmik borçlar biriktirmişlerdi ve İsa, bütün bunları çözecek yöntemlere sahip değildi. İsa'nın karşı karşıya kaldığı canlılar, devasa büyüklükte, sayılamayacak kadar fazla ve çok yüksek seviyeli canlılar ve hatta daha da yüksek seviyeli canlılar oldukları için ve onlar tek kelimeyle ölçülemez oranda karışımlar içerdikleri için -[ve o denli büyüklerdi ki ortalama düzeyde bir Tanrı dahi onların seviyelerinin yüksekliğini bilemezdi]- ve buna ek olarak sayısız miktarda olanları, eğer ondan insanların borçlarını geri ödemesini istediler ve onu bırakmadılar ise, ne yapabilirdi ki? Kişi kendisini bundan asla kurtaramazdı. İsa hayatının sonuna geldiğinde, Yehova'ya "çarmıha gerilmekten kurtulabilir miyim?" diye sordu. Fakat Yehova'nın da yapabileceği bir şey yoktu. İsa'nın kendi kanını, kendi insan yaşantısını kullanmaktan başka bir seçeneği kalmamıştı ve bunları geri ödemek için acı çekmekten başka bir seçeneği yoktu. Sadece bu şekilde kendisini özgür kılabilecekti. İşte bu kadar zordu. Eğer Dafa uygulayıcıları kozmosun yaşamlarını kurtarmak istiyorlar ise, eğer final aşamasındaki bu toplumun karmaşık ortamında bulunan canlıları kurtarmak istiyorlar ise, bunun ne kadar zor olduğunu hayal edebilir misiniz? Eğer bunu görebilseydiniz -gerçekten görebilseydiniz- bu gerçekten de çok korkutucu olurdu. Fakat Dafa'ya göre davrandığınız müddetçe, Shifu'nun sizlere söylediklerine göre davrandığınız müddetçe, yürüyecek bir yola sahip olacaksınız ve o, hiç kimsenin değiştiremeyeceği bir şey olacaktır. Fakat o yol çok dar olacaktır -o kadar dar olacaktır ki, sadece çok doğru ve erdemli olduğunuz zaman işe yarayacaktır ve sadece o zaman insanları kurtarmayı başarabileceksiniz. Sadece olayları son derece doğru ve erdemli bir şekilde ele aldığınız zaman orada herhangi bir problem olmayacaktır.

Bütün bu yıllar boyunca, sizler yolunuzda yürürken, Shifu sizleri gözlemliyordu. Genellikle sizin jingwen olarak isimlendirdiğiniz kısa makaleler yazdım. Uygulamanız içerisinde sizleri durmaksızın düzeltiyor ve ne yapmanız gerektiğini söylüyordum. Daha sonraları ise, zaman ile olgunlaştığınızı gördüm ve bu yüzden de artık daha fazla yazmıyorum. Eğer daha fazla sayıda yazsaydım, eski güçler buna katlanamayacaklardı. Hayır, Shifu onlardan korkmuyor. Sadece, onların olayları daha da karmaşık bir hale getirmelerini görmek istemiyorum. Eğer sizlere daha fazla öğretirsem, bu durumun sizler adına bir şeyler yapıyor olmak ile aynı anlama geleceğini düşünüyorlardı; sizi sürekli desteklemek olacağını ve bunun bir işe yaramayacağını düşünüyorlardı; kendi yolunuzda sizler kendi başınıza yürümeliydiniz ve bunu kendi başınıza atlatmalıydınız. Eski güçler zaten yapabilecekleri en şeytani şeyleri yapmışlardı ve ben de Dafa uygulayıcılarının kendilerini oluşturmaları için bu fırsatı değerlendirmelerini istiyordum, çünkü bu denli büyük bir çilenin içinden doğabilirlerse, bu kesinlikle muhteşem bir şey olacaktı. Eğer bu olayda başarılı olabilseydiniz, kesinlikle görkemli bir şey olacaktı. Fakat eğer bu sorumluluk bitseydi ve son bulsaydı, bu durum Dafa uygulayıcıları açısından adil olmayacaktı. Çünkü sizin kurtardığınız canlıların ardında bulunan yaşamlar gerçekten de çok büyük olduklarından dolayı, gelecekte, Dafa uygulayıcıları için neler getirecekti? Bu, bir canlıyı yükseltip ona daha da yüksek bir seviye ve daha büyük kabiliyet verecektir -daha da büyük kabiliyete ve daha da büyük görkeme sahip bir Tanrı olmasını sağlayacaktır. Eğer eski güçler bu gibi seviyelere sahip olan canlıların oluşturulduğunu ve hepsi, Shifu'nun size yol boyunca eşlik ettiği için bir teşekkürden ibaret olsaydı, buna sizin kendi başınıza ulaşmış olduğunuzu düşünürler miydi? Yolunuzda kendi başınıza yürümeniz konusunda direteceklerdi. Dolayısıyla, eski güçlerden gelen engellere maruz durumdayken yolu doğru bir şekilde yürümeyi başarabilmek daha da zordur. Ve bu durum Çin'de bulunan Dafa uygulayıcıları için daha da geçerlidir. Onlar açısından, korkunç derecede haşin bir zulmün ortasında, her bir düşünce ve fikir, kritiktir. İyi bir iş çıkarmış olmanız ya da olmamanız; zulme maruz kalmaya elverişli olup olmamanız; olayları doğru şekilde ele alıp almadığınız ve hangi oranda bir zulme maruz kaldığınız -bütün bunlar tamamen yolunuzu ne şekilde yürüdüğünüz ile ve olayları ne şekilde değerlendirdiğiniz ile doğrudan bağlantılıdır. Dafa uygulayıcıları için her şey aşırı derecede zordur ve bu durum dünyanın final safhası esnasında gerçekleştiği için ortam en karmaşık durumdayken Dafa uygulayıcıları kendi yollarını alıyorlar; kendi uygulama yollarında yürüyor hatta başkalarını kurtarıyorlar. Dafa uygulayıcıları işte bu yüzden kendilerini görkemli ve bu gibi yüksek seviyeli canlılar haline getirebiliyorlar. Çünkü eski güçlerin engelleme yarattığı ve sizin yapmakta olduğunuz şeyler hem görkemli hem de gerçekten zordur.

Çok sayıda sıradan insan Dafa uygulayıcılarının ne yapmakta olduğunu anlayamıyor. Bu, sadece birkaç cümle ile açıklanabilecek bir şey değildir. Eğer bir kişiye kozmosun oluşum -istikrar-yozlaşma-yok oluş döngüsünün son aşamasına geldiğini söylerseniz, muhtemelen size daha da az inanır. Dolayısıyla bu gibi şeyleri söyleyemeyiz. Bizim yapmamız gereken şey, insanları pozitif veya iyi bir bakış açısı ile uyandırmaktır. Bir kişiye hangi yoldan yürümek zorunda olduğunu söylemek konusunda ısrarcı olamayız. Ondan ziyade, olaylar hakkında net olduktan sonra, kişi önünde duran iki yol olduğunu görecek ve bir seçim yapacaktır. Bazı kişilerin zihinleri çok fena bir şekilde kötüleşmiştir ve onlar iyi olan şeyleri artık kabul edemezler. Doğal olarak, bu gibi insanlar kötü olan, şeytani olan, ya da modern olan şeyleri seçecek ve eski kozmosu takip ederek gideceklerdir. Sadece uyanabilecek olanlar, o andan itibaren hangi yaşam yolunun sürdürülmesi gerektiğinin farkına varabilenler ve bu dünyaya insanların neden gelmiş olduğunu anlayabilenler -sadece bu türden insanlar gerçek anlamda kurtarılabilirler.

Birileri bana şunu sormuştu: "Bir gün Fa-düzeltmesi bittiğinde, bir sonraki safha, insan dünyasının Fa-düzeltmesi olacak. Gelecek nasıl olacak?" Ben de bunu şöyle cevaplamıştım: "İnsanlar kimle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, kendilerini o kişiye yakın hissedecekler." Onlar da: "Vay canına, yani bu durum insanların ahlak standartlarının yükselmiş olacağı anlamına geliyor" diye düşündüler. Gerçekten de, anlayabilecekleri tek yol buydu. İnsanların değerleri ne kadar yükselirse yükselsin, niçin insanlar kimle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar onlara yakınlık duymak zorunda olacaklar? Belki de bunun sebebi, normalde, onlarca millik alanda başka bir insan göremeyecek olmalarıdır. O yüzden de kimi görürlerse görsünler yakınlık hissedeceklerdir. Sizlere şunu söyleyeceğim, hangi dinden olurlarsa olsunlar -ister Budist olsunlar, ister Taoist veya Hıristiyan, çok sayıda kâhin, [hangisine aşina iseniz] veya durum ne olursa olsun, hepsi günümüz dünyasının nasıl olacağı ile ilgili konuşmuşlardır. Fakat bazı insanlar onları reddettiler ve o kâhinlerin söylediği şeylerin hala çok uzak olduğunu düşündüler. Bu belki de doğru olabilir. Onların, kendi inandıkları şeyler doğrultusunda hareket etmelerinde herhangi bir sorun yoktur. Fakat Dafa uygulayıcıları kendi yeminlerini gerçekleştiriyorlar ve bu da insanları uyandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar demektir.

Sizin de bildiğiniz gibi, insanoğlu tarihte hiçbir zaman bu denli bozuk ve hiçbir zaman bu ölçüde karmaşık bir durumda olmamıştı. İnsanlar, bu noktaya gelinmesinin bilimsel ve teknolojik sebepleri olduğunu düşünüyor, insan toplumunun izlediği doğal süreç ile bu noktaya gelindiğini düşünüyorlar. Fakat her şey sadece ama sadece tesadüf ile değişebilir mi? Bilim ve teknoloji ve de insan gelenekleri, iki ayrı süreçtir ve insan toplumu içerisinde eş zamanlı şekilde var olmaktadırlar. Hangi yolu seçeceğiniz ve hangi süreçte yol alacağınız, tam olarak insanlara verilmiş olan bir seçimdir. İyi ile kötünün, her bir insanın seçtiği bir şey olduğunu az önce belirtmiştim ve bu süreç, gelecekteki insan ırkına da bırakılacak. Modern düşünce biçiminin tesiri altında kalan çok sayıda kişi, Tanrısallığı kırıp geçmek istiyor ve insanoğlunun Tanrısallık tarafından yaratıldığını kabul etmeyi reddediyor. İnsanlar kendilerinin güçlü olduğunu düşünüyor olabilirler, fakat dünkü kasırgada da gördüğünüz gibi, insanoğlu doğanın gücü karşısında gerçekten de çok zayıftır. Eğer kozmik bir felaket buraya gerçek anlamda ulaşırsa, son bulacaklardır. Dahası, eğer insanoğlunun bilim ve teknolojisi sahip olduğu enerji kaynaklarını kaybederse, günümüz toplumu derhal felç olur; günümüz bilim ve teknolojisi bir anda çöker. Teknolojileri göz kamaştırıcı derecede ileri düzeyde olan uzaylı yaşam formları bile, kozmik döngü olan oluşum-istikrar-yozlaşma-yok oluş döngüsünün ortasındayken, Fa-düzeltmesi vesilesiyle kurtuluşun arayışına girmek zorundadırlar.

Dolayısıyla, insanoğlunun önünde yatan şey işte budur. Fakat bu gibi bir ortamda, bu denli karmaşık bir dünyada insanları kurtarmak, Dafa uygulayıcıları açısından gerçekten korkunç derecede zordur. Belki bazen bunu düşünemeyecek kadar çok meşgulsünüz, fakat Shifu her şeyi kristal berraklığında görüyor. O yüzden bazen: "Bir Dafa uygulayıcısı nedir? Bir Dafa uygulayıcısı olmayı hak edenler kimlerdir?" diye düşünüyorum. Eğer bir kişi önceden oluşması gerekli olan karmik ilişkiye sahip değil ise, gerçekten de buraya gelemez; ve bu, henüz gelmiş olanlar için de geçerlidir. Bütün bu yıllar boyunca, insanları gelmekten alıkoyan şey, zulüm ve kötü ruhlu ÇKP'nin Dafa uygulayıcıları hakkında uydurduğu yalanlar değildir. Durum bu değildir. Sürekli gelip giren insanlar olmuyor mu? Dolayısıyla, sebep bu değildir. Ve dahası, herkes bu adi ÇKP'nin kötü olduğunu biliyor. Çok sayıda kişi onun söylediği tek bir şeye bile inanmıyor. Gerçek sebep, Tanrıların insanları engelliyor olmaları ve Dafa uygulayıcısı olmalarına izin vermiyor olmalarıdır. Eğer o kişi buna layık değilse, onun gelip girmesine kesinlikle izin vermeyeceklerdir. Bu durum kendisini şöyle gösterir: insanlar bunun bir parçası olmak istemediklerini söylerler; içinde bulundukları ortam gelip girmelerine müsaade etmez; insanlar şunu ya da bunu söyler ve onlardan gitmemelerini isterler; kendilerini sıkan şeyleri bir kenara bırakmayı başaramazlar ve çeşitli sıkıntılar onların lehine gelişmez ya da bir şeyleri bir kenara bırakamazlar. Bütün bunlar o kişilerin gelip girememeleri ile sonuçlanır.

Hakikaten, bir şeyi fark ettiniz mi? Sizler Dafa uygulayıcılarısınız, yukarıda bulunan sayısız canlı, sınırsız derecede fazla sayıda canlı, sizlere imreniyor. Eğer bugün yüksek seviyeli bir Tanrıya [yüceliği ne kadar muhteşem olursa olsun] buraya gelme ve bir Dafa uygulayıcısı olma şansını verseydim, daha göz açıp kapayıncaya kadar bu fırsatın üzerine atlardı -sözlerim ona ulaşır ulaşmaz buraya gelirdi. Tek kelimeyle, sevinçten coşkuya kapılırdı, çünkü farkında olan herkes şunu biliyor ki, bu yolla sadece kendisini kurtarmakla kalmayacak aynı zamanda kendi dünyasındaki sayısız canlıyı da kurtarabilecektir. Bu, geleceğin kozmosundaki en olağanüstü şeydir. (Alkış) Fakat bu, yapılabilir bir şey değildir. Dafa uygulayıcıları tarih boyunca [dünyadaki reenkarnasyonları esnasında] gereken kudretli erdemi oluşturmuşlardır. Başlangıçta, çok sayıda insan Dafa uygulayıcılarının egzersiz alanlarına geldiler. Fakat hiç kimse onların kim olduklarını bilmiyordu, çünkü egzersiz bittiği an gittiler. Çok sayıda Tanrı gerçekten de bir Dafa uygulayıcısı olmak istedi, fakat bunu başaramadı.

Dafa uygulayıcıları yaşantılarını sıradan insanlar ile birlikte, insan toplumunun illüzyonunun bir parçası olarak yan yana sürdürüyorlar ve gerçekten de onların düşünme biçimleri ile sürüklenmeye yatkınlar -en azından bazı konularda. Eğer bir şeyleri yaparken Dafa'ya göre davranmayı başaramazsanız, eğer olayları doğru düşünceler ile değerlendiremezseniz veya problemlerin üstesinden gelirken Fa'nın içerisinde olamazsanız, siz sıradan bir insansınız demektir. O durumda, arada herhangi bir fark yoktur. Görünümünüz sıradandır, hayatınızı sürdürdüğünüz ortam sıradandır ve mesleğiniz de sıradandır. Hatta Dafa uygulayıcılarının projelerine iştirak etmişseniz bile -yukarıdaki cennetlerde televizyon istasyonları gibi bir şey yoktur; ayrıca Tanrıların gazeteleri de yoktur. Bunlar, sıradan insan toplumundaki formlardır. Eğer kendinizi yönlendirmek için doğru düşüncelerinizi kullanmaz, doğru şekilde davranamaz, dünyaya ve başkalarına bir uygulayıcının standartları doğrultusunda bakamazsanız, [bir Dafa uygulayıcısının baktığı gibi bakamazsanız] o durumda siz sıradan bir insan ile aynısınız demektir.

Bir uygulayıcı ne demektir? İnsanlar eğer saçlarını kazıtır ve manastır hayatına girerlerse Tanrısal varlıklar olacaklarını düşünmüşlerdir. Fakat bu doğru olabilir mi? Kesinlikle doğru değildir. Bu sadece, sıradan insanlardan veya başka kişilerden farklı görünmekten başka bir şey değildir. Ve sıradan insanlar onları farklı olarak görmüşlerdir. Daha sonra, zihinlerini geliştirdiler, çünkü zihinleri aslında sıradan insanların zihinleri ile aynı idi, çünkü toplum içerisinde, insanı kirleten şeylerin ortasında ve "7 duygu, 6 arzu" olarak isimlendirilen şeylerin ortasında yaşıyorlardı. Fakat durum sadece bunlarla mı sınırlıdır? Modern toplum içerisinde sadece 7 duygu, 6 arzu yoktur. 70 duygu, 60 arzudan da fazlası vardır, öyle değil mi? Olabilecek her türden arzu var olmaktadır. İnsanların bilgisayarlara, cep telefonlarına ve I-Pod'lara olan takıntı ve hislerini düşünün -geçmişte bu gibi şeyler var mıydı? (Herkes gülüyor) Günümüz toplumu işte böyledir ve çok daha karmaşık bir durumdadır. Bir biçim üstlenmiş herhangi türde bir uygulama sistemi, sadece yüzeysel bir form idi. Dafa uygulayıcılarının uygulaması, uygulama yaptığınız ortamın ve yerlerin türü, toplum içerisinde oluşturulmuştur. İnsan toplumu sadece ama sadece Fa-düzeltmesi için yaratılmış ve biçimlendirilmiş olduğuna göre, bir düşünün: toplumun yüz yüze kaldığı problemler göründükleri kadar basit olabilirler mi? Sizlere daha önce, kişi herhangi bir meslek veya uzmanlık alanı içerisinde xiulian uygulayabilir demiştim. Gerçekten de, karşılaştığınız çatışmalar veya gerilimler ya da ne olursa olsun, hepsi zihninizi test etmek ve şunu görmek içindir: Konuyu bir uygulayıcıya yakışan şekilde ele alabiliyor musunuz? Bu meseleyi ele alma biçiminiz bir Dafa uygulayıcısına uygun mu? Sıradan insanlar olayları bu şekilde ele alabilir ya da bu şekilde görebilirler mi? Bir çatışma ile karşılaştığınızda, haklı olup olmadığınızın bir önemi yoktur. Kendinize: "Bu olayda, benim tarafımda yanlış olan ne? Acaba gerçekten benim tarafımda doğru olmayan bir şeyler mi var?" şeklinde sormalısınız. Hepiniz bu şekilde düşünmek zorundasınız. İlk düşünceniz problemi bulmaya çalışmak için kendinizi dikkatlice gözden geçirmek olmalı. Eğer kim böyle değilse, aslında o kişi Dafa'nın gerçek bir uygulayıcısı değildir. Bu, bizim uygulamamızın içerisindeki sihirli bir araçtır. Bu, bizim Dafa uygulayıcılarımızın uygulamasını ayıran bir özelliktir. Karşılaştığınız şey ne olursa olsun, ilk düşünce kendinizi dikkatlice gözden geçirmek olmalıdır ve buna "içine bakmak" denir. Aslında Budist dini de bu yaklaşımı almıştır. Onlar "zihni geliştirmek" uygulaması yapmıyorlar mı? İçe bakmayı uygulamıyorlar mı? Onlar da aynı zamanda bu meseleler hakkında konuşmuyorlar mı? Bu konu hakkında çok konuşmuyor olsalar da veya anahtar konuya tam vurgu yapmıyor olsalar da, yine de benzer şekilde konuşmaktadırlar.

Şu an söylediğim her şey, aslında, Dafa uygulayıcılarının yüklenmiş olduğu sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu anlatmak içindi. Bir "Dafa uygulayıcısı" ne demektir?" Son konferansımızdan bu yana çok fazla bir zaman geçmedi. Son defasında, bazı uygulayıcıların bir takım problemlerine dikkat çekmiş olsam da, kişinin iyi bir iş çıkarıp çıkaramayacağı bir süreç gerektiriyor. Durum bu olduğu için, son konferanstan bu yana insanların nasıl davrandıkları konusuna girmeyeceğiz. Ben sadece şunu söyleyeceğim, Dafa uygulayıcıları Shifu'nun Fa öğretilerine sanki roman dinliyormuş yâda Shifu'nun yeni ve ilginç bir şeyler anlatmasını dinlemeye gidiyormuş gibi yaklaşmamalıdırlar. Elbette sizler bunu bu şekilde düşünmeyeceksiniz. Fakat hakikaten, Shifu konuşmasını bitirdikten sonra, onun üzerinde düşünüp taşınmak zorundasınız. Dafa uygulayıcıları olarak, onun üzerinde düşünmek zorundasınız.

Son zamanlarda birlikte çalışma konusunda hala fazlasıyla noksanlık gösteren bazı uygulayıcılar var. Ve sadece noksanlık ta değil -durum birbirlerini sabote ettikleri noktaya dek varıyor. Sizlere şunu söyleyeceğim, taşıdığınız düşünce ne olursa olsun, bir Dafa uygulayıcısının projesini ya da Dafa uygulayıcılarının yapması gereken şeyleri sabote etmek gibi bir şey yaptığınız an bir şeytan olarak hareket ediyorsunuz demektir. "Ben bir Dafa uygulayıcısıyım ve ben çok şey yapıyorum." gibi düşünüyor olabilirsiniz, fakat bu bir şeyi değiştirmez. Eski güçler yine de bunu defterinize birer birer yazmaktadır.

Bir şeyin farkında mısınız? Benim Dafa uygulayıcılarım, sizin doğru düşünceleriniz bir etkiye sahiptir. Ve her birinizin birleşmiş etkisi, [sizler hep birlikteyken] mukayesenin ötesinde bir güce sahiptir. Böyle bir etkiye sahip olamamanızın sebebi, inancınızın eksik olması ve doğru düşüncelerinizin yeterince güçlü olmamasıdır. Dünyanın dört bir yanında bulunan Dafa uygulayıcıları aynı anda doğru düşünceler gönderdiğinde, 100 milyonun üzerinde Dafa uygulayıcısı küresel bir şekilde, hep birlikte aynı anda doğru düşünceler gönderdiğinde, bu durum şeytan için ve eski güçler için korkunç bir durum olmaz mı? Tanrılara göre bu gerçekten de göz kamaştırıcı bir görüntüdür. Ne güç ama! Sadece tek bir Dafa uygulayıcısı için konuşacak olsak bile -[eğer doğru düşünceleriniz güçlü ise] güç, bir dağı yarmak için bile yeterlidir- sadece tek bir düşünce bunu başarabilir. Buradaki illüzyonun altındayken, sahip olduğunuz gücü algılayamıyorsunuz, fakat bu çokta önemli değildir. Birlikte iyi bir şekilde çalışmadığınızda ve doğru düşünceleriniz yeterince güçlü olmadığında, bu durum zihninizi, doğru düşünceler yollarken [xiulian'de kendi içinize bakmanız gerekirken] sizi dışarı bakmaya sürükleyen takıntılarınıza odaklar. Hatta sizi kızgın olmaya ve birilerini her düşündüğünüzde sinirden çılgına döndüğünüz duruma dahi sürükleyebilir. O zaman söyleyin bana, doğru düşünceler yollamanızın faydası nedir? Onlar pozitif bir etkiye sahip olmayacaklardır ve tüm düşüncelerinizi, fikir ve takıntılarınızı tüm kozmosun Tanrılarına sergilemiş olursunuz. O düşünceleriniz ortaya çıktığı anda, hepsi, bütün kozmosta görülmek için sergilenir -herkesin sizin nasıl olduğunuzu görmesi için. O zaman bir düşünün, bu durumda eski güçlerin size zulüm etmemesi tuhaf olurdu. Dolayısıyla, onlar size zulmettikleri zaman, Shifu'nun yapabileceği hiçbir şey yoktur, çünkü ellerinde: "Şu canlıya bakın; onun nasıl olduğuna bir bakın. Bu sizin bir uygulayıcınız mı? Bu uygulayıcı çok gevşek. Bizim onu düzeltmemiz gerekmiyor mu? Siz onu güçlendirmek istemiyorsunuz, fakat o bizi ve de başkalarını etkiliyor; dolayısıyla onu hızla düzeltmeliyiz" şeklinde bir dayanağa sahip oluyorlar. Ben şunu düşünüyorum: Siz Dafa uygulayıcılarının önünde duran tek yol, gerçek xiulian yoludur. Başka bir yol yoktur.

Son zamanlarda şunu görüyorum: anakara Çin'de bulunan Dafa uygulayıcıları zulmün ortasında, giderek daha dengeli ve daha net bir hale geliyorlar ve yaptıkları şeyleri giderek daha da iyi yapıyorlar. Fakat dünyanın dört bir yanında bulunan Dafa uygulayıcıları şartların gelişmesiyle birlikte gevşediler. Bazı kişiler yaptıkları şeylerde heyecanını kaybetmiş gibi görünüyor, işbirliğini umursamıyorlar. İşbirliği yapmıyorlar, birbirleriyle rekabet ediyorlar, diğerlerinin fikirlerini kabul etme konusunda gönülsüz davranıyorlar, konuşmaları ve davranışları gerçekten de çok kaba. Gerçekten de, bir Dafa uygulayıcısı gibi değiller. Bunu görmek Shifu'nun kalbini acıtıyor. Sizler en zorlu zulümlerden geçtiniz ve Tanrılar size imreniyor, fakat siz bunun değerini bilmiyorsunuz. Geçmiş olduğunuz süreç bir daha tekrarlanmayacak, çünkü finalin son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Daha birkaç dakika önce, çok sayıda insanın Dafa uygulayıcısı olmak istediğini, fakat şu anda girmenin inanılmaz derecede zor olduğunu söylemiştim. Bunda bir başka neden, en büyük öneme sahip olan bir neden daha vardır, şöyle ki, Dafa uygulayıcılarını hedef alan en zorlu testler artık sonuna ulaşmış durumda. Tüm dünyayı içine çeken bu türden devasa bir baskı ya da zorluk ya da xiulian uygulamak için gerekli cesarete sahip olup olmadığınızı ve doğru yolu alıp alamayacağınızı değerlendiren bu denli devasa bir baskı ya da zorluk -tarihin o bölümü geçti ve artık yok. Her kim gelir ve bir Dafa uygulayıcısı olmak isterse, eski güçler tarafından çok şiddetli bir biçimde engellenecektir. İnsanların girmemesi için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır. Sizler bu denli zorlu durumlara rağmen bunun üstesinden gelmeyi başardınız ve olağanüstü olduğunuzu kanıtladınız. Etiketlendiğiniz unvan, zaten size aittir. Bu noktada gevşemeniz, aşağılara doğru kaymanıza müsaade etmeniz, gerçekten de olmaması gereken bir şeydir.

Canlıları kurtarmak ve gerçekleri açıklamaya gelince, çok sayıda insan bunu derinlemesine yapmıyor. İnsanlara sadece birkaç kelime söylüyorlar ve: "İster dinle ister dinleme, canın nasıl istiyorsa öyle yap. Dinlemek istemiyorsun, pekâlâ sorun değil!" şeklinde düşünüyor ve bir başkasını bulmaya gidiyorlar. Yaptığınız şey ne olursa olsun, bunu sonuna kadar sürdürmeli ve iyi bir şekilde yapmalısınız; eğer birini kurtarmaya niyetlenirseniz o durumda durmayın gidip onu kurtarın. Eğer bir kişi karşınızda duruyorsa yapılacak herhangi bir seçim yoktur -eğer insanları kurtarmak anlamında seçici olursanız hatalısınız demektir. O insan, karşılaştığınız biri olduğu müddetçe, pozisyonuna ya da sosyal tabakasına bakmaksızın; başkan ya da dilenci olmasına bakmaksızın onu kurtarmalısınız. Tanrıların gözünde canlılar eşittir. Soysal statü, sadece insan toplumunda uygulanan bir ayrımdır. Dafa uygulayıcılarının hepsinin birbirleriyle eski zamanlardaki gibi olabilmelerini ve Fa'yı ilk öğrendikleri zamandaki gibi azimli olabilmelerini umut ediyorum. Eskiden bir Budist deyişi vardı ve bu deyişin ardındaki düşünce şöyleydi: En başından en sonuna dek, henüz başlamış olduğun zamanki gibi olabilirsen, Tamamlanmaya ulaşacağın kesindir. (Alkış)

Sizler insan toplumunun ortasında xiulian uyguluyorsunuz, Fa konferansları yapıyor, diğer insanlarla fikir paylaşabiliyor ve fikir alışverişinde bulunabiliyorsunuz. Fakat bildiğiniz gibi, mağaralarda xiulian uygulayanlar, uygulamalarında başarısız oldukları zaman, orada ölürlerdi. Yaşadıklarını paylaşacakları ve konuşacakları kimse yoktu. Kendi başlarına yaşayacakları doğru aydınlanma ile başarmaları gerekiyordu. Ve eğer başaramazlar ise, hapı yutmuşlardı. Ne kadar da zordu! En korkutucu şey ise, uzun süren yalnızlıklardı. İnsanların en çok korktuğu şey nedir? Yalnızlıktır. Yalnızlık, insanı delirtebilir; yalnızlık, insana eskiye ait olan her şeyi unutturabilir; yalnızlık, insana nasıl konuşulduğunu dahi unutturabilir. O, zorluğun en korkutucu formudur. İnsanlar, bazı kişilerin bir duvarın karşısında 9 yıl oturduğundan, bir başkasının 13 yıl oturduğundan, bazılarının ise 100 yıl oturduğundan bahsederler. Sizler bu türden bir yalnızlığa sahip değilsiniz. Sizler sadece, en başından sonuna dek, bir Dafa uygulayıcısı gibi olmayı sürdürmek zorundasınız.

Shifu bugün sizlere karşı birazcık sertti. Bu, tetikte ve uyanık olmanıza yardımcı olmak içindi. Dünya insanlarını kurtarmanın arayışında olduğunuzda, onların farkına varmasını deniyorsunuz ve onları bu şekilde kurtarabilirsiniz. Fakat sizlerin de net ve uyanık olmanız gerekiyor. Eğer çok şey yaptığınız için uygulamanızı unutursanız, bu bir problemdir. Sizler uygulayıcılarsınız. Geçmişiniz hakkında konuşmuyorum, bir zamanlar ne olduğunuz hakkında veya yüzeyde sergilediğiniz şeyler hakkında da konuşmuyorum. Ben sizin özünüz hakkında ve yaşamınızın anlamı hakkında konuşuyorum; üstlenmiş olduğunuz sorumluluğunuz ve de tarihi göreviniz hakkında konuşuyorum. Sadece bu şekilde gerçek bir Dafa uygulayıcısı olursunuz.

İnsanları kurtarmak için yaptığınız birçok projede ve yaptığınız işlerde, bazılarınız olağan dışı şekilde iyi iş çıkarıyor, bunu biliyorum ve bütünsel olarak ta oldukça iyi iş çıkarıyor ve büyük bir etki yaratıyorsunuz. Shifu'ya Fa'yı rektife etmesi konusunda, yapmanız gereken şeyleri yaptığınızın farkındayım. Ben sadece, yaptıklarınızı daha da iyi yapmanızı umut ediyorum. Bizim yolumuz dardır. Eğer süreçten birazcık bile saparsanız, problemler meydana gelecektir. Ben sizin problemler yaşadığınızı görmek istemiyorum, ayrıca hiç kimsenin uygulamasında aşağılara doğru kaymasını da istemiyorum. Olaylar daha iyiye doğru değişime gittiği için uygulamanızda gevşediğinizi görmeyi ise hiç istemiyorum. Bütün bunlara sizler sebep oldunuz ve daha önünüzde duran birçok şey var ve bu durum Tamamlanmaya ulaşacağınız güne dek böyle olacak. Sizler en zor olan kısımdan zaten geçtiniz. Geriye kalan şey çok ta sıkıntılı olmayacak. Sadece daha iyi iş çıkarmanız gerekiyor. Eğer olaylar daha umutsuzmuş gibi görünürse, muhtemelen gözlerinizin önünde bir umut ta belirecektir. Özellikle kendinizi çok sıkılmış hissettiğiniz zamanlarda, aslında muhtemelen kudretli erdeminizi oluşturmaktasınız. Umuyorum ki, iyi bir şekilde işbirliği yapabilmeyi, yeterince güçlü doğru düşüncelere sahip olmayı, olaylara sürüklendiğinizde kendi içinize bakabilmeyi ve xiulian'e ilk adım attığınızdaki gibi heyecanlı olabilmeyi başarırsınız. Birkaç dakika içerisinde heyecanı solup giden ve hep birlikte ortadan kaybolan sıradan insanlar gibi olmayın.

Birlikte çalıştığınız ve sürtüşme yaşadığınız zaman, bunun sebebi, insan takıntılarıdır. Bu, kişinin uygulama durumu ve sürecinin bir parçasıdır; kesinlikle birilerinin gerçekten kötü olmasından dolayı değildir. Bir kişinin iyi olan yanı artık görülemez, çünkü o artık ayrılmıştır. Sizin gördüğünüz şey daima henüz geliştirilmemiş olan kısım olacaktır. Fakat bu, sizin merhametli bir kalbe sahip olmamanız gerektiği anlamına ya da insanlara sabit şekilde bakmanız anlamına gelmiyor. Sizlere defalarca ve de defalarca şunu söyledim: sizler bir uygulayıcının iyi olan kısmını göremezsiniz. O kısım tek kelimeyle olağanüstüdür ve standardı karşılamıştır. Peki, "standardı karşılamak" ne anlama geliyor? O, bir Tanrının standardıdır. Hâlbuki onun henüz başarı ile geliştirilmemiş olan parçası ne kadar yukarı çıkar ve yüzeye ne kadar fazla yaklaşırsa bir o kadar daha kötü görünecektir. Fakat o kişi kendisini oldukça iyi geliştirmiş olabilir. Umarım ki, hepiniz kendinizin, başkalarının ve ortamınızın değerini bilirsiniz. Yürüdüğünüz yolun değerini bilmek, kendinizin değerini bilmek demektir.

Söyleyeceklerimin hepsi bu kadar. Fa konferansınızın büyük bir başarıya ulaşmasını diliyorum. Konferansta birçok insan uygulama süreçlerini, uygulama süreçlerinde karşılaştıkları olaylara bir Dafa uygulayıcısının doğru düşünceleri ile nasıl yaklaştıklarını paylaşacak. Bu gibi şeyleri duyduğunuz zaman onları sadece birtakım hikâyelermiş gibi değerlendirmeyin. O, bir kişinin uygulaması içerisinde aldığı yoldur -sizin yürüdüğünüz ile aynı türden bir yolun. Sizi heyecanınızı tekrar kazanmış olarak ve en iyi uygulama durumunuza geri dönmüş olarak görmeyi umut ediyorum. Bugünlük hepsi bu kadar. Hepinize teşekkür ederim. (Herkes ayağa kalkıyor ve coşkuyla alkışlıyor.)


Not:

1) "Yi": Sadakat ve insanın ilişkilere ve bağlantılara (arkadaşlar, akrabalar vs. gibi) göre başkalarından sorumlu olmak, adalet, dürüstlük ve sorumluluktan oluşan bir duygu.
2) "Zhong": (Birinin ülkesine, gayesine, kralına veya daha yüksek bir yetkiliye) Tam itaat ve aralıksız gayret ile sadakat göstermesi.
3) Alternatif olarak, "Bir çıkış yolu verilmişti" gibi de çevrilebilir.